Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/35 E. 2021/89 K. 18.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/35
KARAR NO: 2021/89
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2020
NUMARASI: 2020/669 Esas, (derdest)
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 18/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili talebine ilişkin olup; mahkemece, davalı vekilinin ihtiyati hacze itirazının reddine dair verilen ara karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili şirketin prodüksiyon ve organizasyon şirketi olarak video sunumu, ürün ve hizmet tanıtımı, 2D-3D animasyon filmler, digital reklamcılık konularında faaliyet gösterdiğini, müvekkili davacı şirket tarafından davalı şirketin talebi üzerine 16, 17 ve 18 Mart 2017 tarihlerinde Metro Ünalan İstasyonu’nda tanıtım almaçlı demo uygulama yapıldığını, davalı şirketin demo uygulamasından memnun kalması üzerine davalının isteği ile 22, 23, 24, 25 ve 26 Mart 2017 tarihlerinde Metro Ünalan İstasyonu’nda görsel şölen ses, ışık ve video mapping gösterisinin bu kez ücret karşılığında gerçekleştirildiğini, taraflar arasında karşılıklı mutabakat ile yazılı olmayan biçimde kurulan eser sözleşmesi kapsamında üstlenilen gösteri sunma etkinliğinin eksiksiz yerine getirilerek davalıya teslim edildiğini, bu edim karşılığı bedelin tahsiline ilişkin olarak … seri numaralı ve 03.04.2017 tarihli görüntü ve ses hizmeti kurulumuna ilişkin olarak 10.018,20 TL bedelli ve … seri numaralı ve 29.08.2019 tarihli verilen hizmet bedeline ilişkin olarak 514.383,24 TL bedelli faturaların davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafça yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, buna rağmen davalı tarafça ödeme yapılmadığını, davalı tarafa keşide edilen ihtarnameye itiraz ile cevap verildiğini ileri sürerek para borcundan doğan alacağın muaccel hale geldiği ve rehinle temin edilmemiş olması nedeniyle İİK’nın 257.maddesi gereğince taktiren teminatsız olarak aksi halde takdir edilecek teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacaklarının işleyecek temerrüt faizi ile birlekte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 08.10.2020 tarihli ara karar ile, İcra İflâs Kanunu’nun 257. ve devamı maddelerinde yazılı şartların oluştuğu gerekçesiyle talebin kabulü ile, davacı alacaklının 10.000,00 TL alacağının ifasının temini için davalı borçlu … A.Ş’nin yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklariyle diğer haklarının borca yeter miktarının İİK’da belirtilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine, alacağın %15 oranında 1.500,00 TL nakdi veya banka teminat mektubunun alacaklı tarafından mahkeme veznesine teminat olarak depo edilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili, davacı şirket ile sadece deneme amaçlı, demo ve ücretsiz bir çalışma olarak sunum ve yeterlilik konusunda ihtiyacı karşılayıp karşılamayacağını görmek amacıyla çalışma yapıldığını, davacı şirkete, müvekkili şirket tarafından herhangi bir satın alma harcaması yapılması yönünden talimat verilmediğini, davacı şirketin demo çalışması kapsamında, sunum amacıyla bir çalışma yaptığını ve kiralama ve kurulum ücretlerini tek taraflı olarak fatura ettiğini,bu faturaya ihtarname yolu ile itiraz edildiğini, müvekkili yönünden ihtiyati haciz uygulanabilmesi için, belirli bir yerleşim yeri olmaması, mallarını gizlemesi, kaçırmaya hazırlanması, alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gibi şartlar arandığını, oysa müvekkili şirketin 1989 yılından bu yana İstanbul’da raylı sistemle toplu taşıma hizmeti verdiğini, Genel Müdürlük binasının kurulduğu yıldan bu yana aynı adreste bulunduğunu, ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki bir şirket olduğunu, herhangi bir mal kaçırma ihtimali olmadığı gibi, hileli işlemlerde bulunmasının da mümkün olmadığını, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı gibi, doğmuş herhangi bir alacaklı-borçlu ilişkisinin de olmadığını, herhangi bir sözleşme kurulmadan, sözleşmenin tarafı olmadan, sadece tek taraflı olarak düzenlenen faturalara dayalı olarak ihtiyati haciz uygulanamayacağı yönünde içtihat kararlarının bulunduğunu belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece duruşma açılarak verilen 09.12.2020 tarihli ara karar ile, dosyada mevcut fatura ve hizmetin verildiğine ilişkin sunulan delillere göre yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiği gerekçesiyle davalı vekilinin ihtiyati hacze yönelik itirazının reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, ihtiyati haciz talep eden şirket ile müvekkili şirket arasında akdedilmiş herhangi bir ticari sözleşme bulunmadığını, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icraya konulduğunu ve müvekkilinin banka hesaplarına dava değeri kadar ihtiyati haciz işlemi uygulandığını, ayrıca müvekkili adına kayıtlı araçlara ve alacaklısı olduğu dosyalar üzerine taşkın haciz konulduğunu, davacı şirket ile sadece deneme amaçlı, demo ve ücretsiz bir çalışma olarak sunum ve yeterlilik konusunda ihtiyacı karşılayıp karşılamayacağını görmek amacıyla çalışma yapıldığını, davacı şirkete, müvekkil şirket tarafından herhangi bir satın alma, harcama yapması yönünden talimat verilmediğini, davacı şirketin demo çalışması kapsamında, sunum amacıyla bir çalışma yaptığını ve kiralama ve kurulum ücretlerini tek taraflı olarak fatura ettiğini,bu faturaya ihtarname yolu ile itiraz edildiğini, müvekkili yönünden ihtiyati haciz uygulanabilmesi için, belirli bir yerleşim yeri olmaması, mallarını gizlemesi, kaçırmaya hazırlanması, alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gibi şartlar arandığını, oysa müvekkili şirketin 1989 yılından bu yana İstanbul’da raylı sistemle toplu taşıma hizmeti verdiğini, Genel Müdürlük binasının kurulduğu yıldan bu yana aynı adreste bulunduğunu, ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki bir şirket olduğunu, herhangi bir mal kaçırma ihtimali olmadığı gibi, hileli işlemlerde bulunmasının da mümkün olmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, TBK’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı, taraflar arasında prodüksiyon ve organizasyon hizmeti verilmesi konusunda sözlü eser sözleşmesi yapıldığını, edimin eksiksiz yerine getirildiğini ancak davalı tarafça iş bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı yan ise, davacı taraf ile ücretsiz demo çalışması yapılması konusunda anlaşıldığını, aralarında başkaca sözleşme yapılmadığını savunmuştur. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, tüm dosya kapsamı ile davacı taraf iddiaları ve dosyaya sunulan deliller, İİK’nın 257. madde kapsamı, muacceliyet ve yaklaşık ispat kriterleri göz önüne alındığında, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun bulunması gerekmekte olup, dosyadaki delillerden dava konusu para borcunun muaccel olup olmadığı, vadesinin gelip gelmediğinin henüz anlaşılmadığı ve yaklaşık ispat koşulu tam olarak gerçekleşmediği halde mahkemece dosya kapsamındaki delillerin hatalı değerlendirilmesi suretiyle davalı vekilinin ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Bu açıklamalar doğrultusunda, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre İ.İ.K.’nın 257. Maddesi koşulları ile muacceliyet ve yaklaşık ispat kriterleri göz önüne alındığında, şartların oluşması ve talep halinde mahkemece her zaman yeniden değerlendirilebileceğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme ara kararının HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve değerlendirme yapılıp karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/12/2020 tarih, 2020/669 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.