Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3393
KARAR NO : 2021/2429
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/04/2021
NUMARASI: 2021/277 Esas, 2021/418 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini, vekalet ücreti ve masraf alacağının hüküm altına alınması için Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/495 esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığını, davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 2015/4539 Esas, 2016/3235 nolu ilamıyla kararın bozulduğunu, bozmaya uyularak mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiğini, ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacının davalıdan 1.522.732,88 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığından reddinin gerektiğini, esas yönünden ise davacıya borçlarının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/772 Esas, 2018/1130 karar sayılı ilamıyla davanın 1 yıllık hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği, verilen kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesi’nin 2019/211 Esas, 2019/772 karar sayılı ilamıyla kaldırılmasına karar verildiği, mahkemece yargılamaya devam olunarak Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/487 esas sayılı dosyasının mahkemenin 2018/1006 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, işbu dosyanın 2018/1006 esas sayılı dosyasından tefrik edilmiş olduğu, mahkemenin 2018/1006 esas sayılı dosyası üzerinden tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmek suretiyle tanzim olunan bilirkişi raporu ve ek raporların dosya arasında bulunduğu, dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı yanın Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına itirazın iptali ile takibin devamını talep ettiği, Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 1.646.665,35 TL asıl alacak ve 13.398,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.660.064,24 TL’nin tahsilinin talep edildiği, davacı taraf Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/495 (2017/366) esas sayılı dosyasında verilen mahkeme kararı ve Yargıtay bozma ilamında alacaklı olduklarının tespit edildiğini belirttikleri, Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyanın takip tarihi 09/08/2011, işbu davanın açılış tarihinin ise 10/08/2018 tarihi olduğu, mahkemenin … esas sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporlarında tarafların ticari defter ve belgelerinin incelendiği, bilirkişi raporu ile dava tarihi itibariyle takibe konu miktar kadar alacaklı olmadığının tespit edildiği, Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/495 (2017/366) esas sayılı dosyası ve mahkemenin 2018/1006 esas sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporlarında davacının takip tarihi olan 09/08/2011 tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de, yapılan ödemeler nedeniyle işbu dava tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olmadığının açık olduğu, dava açılmadan önce yapılan ödemeler nedeniyle alacaklı olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece hukuki yarar yokluğu, yani dava şartlarından reddedilen davada vekalet ücreti nispi değil maktu olmalı iken nispi vekalet ücretine karar verilmesinin hatalı olduğunu, takip tarihinde davalının borçlu olduğunun bilirkişi ve mahkeme kararları ile sabit olduğunu, davanın takip tarihindeki haksız itiraz nedeni ile ödenen asıl alacak hariç yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı olup bu alacaklar bakımından huzurdaki davada yapılan bilirkişi incelemesinde davalının dava tarihinde asıl alacak yönünden ticari defterlerinde borcunun olmaması borcun ödenmiş olmasının hiçbir hukuki değer taşımadığını, davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, takip tarihinden sonra borçlu asıl alacağı ödemiş olsa bile takiple ilgili yasal faiz, icra masrafı, icra inkar tazminatı ve vekalet ücretlerinden sorumlu olduklarını belirterek takip tarihinde borçlu olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olan davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğundan dolayı asıl alacak sonradan ödenmiş olsa bile ödenmeyen vekalet ücreti, yargılama gideri, yasal faizi ve icra inkar tazminatı nedeni ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı … Esas … Karar sayılı ilamının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Mahkeme kararında davacının takip tarihi olan 09.08.2011 tarihi itibariyle davacıdan alacaklı olduğu tespit edilmişse de yapılan ödemeler nedeniyle eldeki dava tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olmadığı gerekçesi ile hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, itirazın iptali davalarında davacı takip tarihi itibariyle icra takibine konu asıl alacak ve fer’i talepleri ile masraflar yönünden alacaklı olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Mahkemece bu yönde inceleme ve araştırma yapılarak, takip tarihi itibariyle davacının bir alacağı tespit edilirse, tespit edilecek bu alacağa yapılan itirazın iptali, takip sonrası yapılan ödemenin ise icra müdürlüğünce infazda dikkate alınmasına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/04/2021 tarih, 2021/277 Esas, 2021/418 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.