Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3359 E. 2021/2374 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3359
KARAR NO: 2021/2374
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2021
NUMARASI: 2021/343 Esas, 2021/738 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ:15/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, taşeron olan müvekkillerinin davalı şirket ile Cezayir ülkesi Cezayir şehrinde inşa edilmekte olan … ve …’de inşaat ve bir takım imalatların yapılması hususunda 29.05.2017, 22.07.2017 ve 04.10.2017 tarihli Taşeron Çalışma Protokolleri imzaladıklarını, bir kısım işçi ücretlerinin iş sahibince ödendiğini, düzenlenen istihkaklar gereği 257.000,00 USD ödenmesi gerektiğini, belirterek, şimdilki 10.000 USD’nin fiili ödeme tarihindeki Türk lirası karşılığının ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların gerçek kişiler olduğunu, davanın asliye hukuk mahkemesinde açılması gerektiğini, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararın bulunmadığını, davacıların bakiye alacağının olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. Maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davaların ticari dava olarak nitelendirildiği, davacıların gerek İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen, gerekse de bağlı bulundukları Vergi Dairelerinden gelen müzekkere cevaplarında tacir olmadıkları ve adlarına kayıtlı ticari işletme kaydının da bulunmadığı, bu yönde dosyada bir delil bulunmadığı, uyuşmazlığa konu işin ticari olmadığı, davanın mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme kararına itirazlarının olmadığını, ancak sözleşmelerin 18. Maddesinde “İşbu protokol çerçevesinde doğabilecek tartışmalı sorunlar taraflar arasında öncelikle görüşme yoluyla çözülecektir. Eğer görüşmeler sonucunda anlaşma sağlanamazsa, sorunlar İstanbul Ticaret Mahkemesinde çözülecektir.” hükmünün düzenlendiğini, buna göre taraflar arasında uyuşmazlık olması halinde İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığını, yerel mahkeme kararını doğru bulmakla birlikte yalnızca yetki yönünden istinaf ettiklerini, İstanbul mahkemeleri yerine Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğu yönünde karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkemenin 2 nolu kararının “Görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu” yönünde düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün 28/04/2021 havale tarihli yazısından davacılar … ve …’in gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı; İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 28/04/2021 tarihli yazısından davacı …’in potansiyel mükellef olduğu; Kocasinan Vergi Dairesi Müdürlüğünün 06/05/2021 tarihli yazısından da davacı …’ın 12/01/2015 tarihinde mükellefiyetinin terk olduğu bildirilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu ve davalı tacir ise de davacıların tacir olmadığı, davanın TTK’nın 4. maddesinde sayılan dava ve işlerden olmadığı anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinden kaynaklanan dava ve işlere asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılacağına dair özel bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, yerel mahkemece mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru olmuştur. Davalı vekili sözleşmelerin 18. Maddesinde İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığını ileri sürerek, yetki yönünden kararın düzeltilmesini istemiş ise de, bu hususun görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden, bu aşamada yetkili mahkeme yönünden istinaf incelemesi yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/09/2021 tarih ve 2021/343 esas, 2021/738 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/12/2021