Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3343 E. 2021/2389 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3343
KARAR NO: 2021/2389
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2021
NUMARASI: 2021/538 Esas, 2021/689 Karar
DAVANIN KONUSU: Tevdi mahalli tayini
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin 10/03/2020 tarihli Sipariş ve Teklif Formu ile karşı tarafça siparişi verilen 764 kg G80 Çelik Q&T 6x27x9 mm Uzun Baklalı Zincir 1050 m adlı ve KDV dahil 12.080,37 TL bedelli malzemeyi ürettiğini, teslime hazır olduğunu 2020 yılı Mart ayı sonundan bu yana karşı tarafa bildirmiş olmasına rağmen karşı tarafın teslim almaktan imtina ettiğini, söz konusu ürün özel üretim olup piyasada satışının da pek mümkün olmadığını ve bu nedenle müvekkilinin mağdur olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin kesinleştiğini ve ürünün bedelinin daha önce satışı yapılan başka bir fatura bedeli ile birlikte tahsil edildiğini, ancak ürünün halen teslim alınmadığını, ihtarname gönderilmesine rağmen tevdi yerinin bildirilmediğini, TBK 106.m. uyarınca karşı tarafın temerrüde düştüğünü ve TBK 107.m. uyarınca müvekkilinin tevdi yerinin belirlenmesini talep edebileceğini ileri sürerek, talebe konu ürün için tevdi yeri belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, talep edenin beyanda, karşı tarafla akdi ilişkinin kurulduğunu, kendilerine özel sipariş edilen mamülleri imal ettiği bedelini de karşı taraftan aldığını fakat karşı tarafa malları teslim edemediğini beyan ettiği, tevdi mahalli için alacaklının şüpheli olmasının ve kim olduğunun tam anlaşılamamasının gerekli olduğu, talep edenin akdi ilişkiye girdiği tarafın belli olduğu, somut uyuşmazlıkta talep eden şirketin talebinin kabulü için önelikli olarak alacaklı olduğunu ispat etmesinin ve devamında borçlunun temerrüde düşürüldüğünün ispatlanmasının gerektiği, dosyaya sunulu teklif formunun talep edenin alacaklılık sıfatına delil teşkil etmediği, buna göre talep edenin alacaklılık sıfatını ispat edemediği, zaten taraflar arasında bu hususta açılmış davanın mevcut olduğu, yargılamayı gerektirdiği, dolayısıyla TBK’nın 106 ve 107. Maddede belirtilen şartların oluşmadığı gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiştir. Talep eden vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin müvekkili şirketin talebinin kabulü için öncelikli olarak alacaklı olduğunu ispat etmesinin ve devamında borçlunun temerrüde düşürüldüğünün ispatlanmasının gerektiğini, dosyaya sunulu teklif formunun davacı şirketin alacaklılık sıfatını delil teşkil etmediğini, buna göre talep edenin alacaklılık sıfatını ispat edemediğini, zaten taraflar arasında bu hususta açılı davanın mevcut olduğunu belirterek talebi reddettiğini, mahkemece yanlış değerlendirme yapıldığını, davacı şirketin borçlu konumda bulunduğu, davalı tarafın ise alacaklı konumunda bulunduğunu, bir tarafa satılan malın ücretinin teslimini diğer tarafa ise satışa konu malların teslimini yükleyen alım-satım ilişkisine dayanan ticari ilişki oluşturduğunu, dosyaya sunmuş oldukları 10.03.2020 tarihli sipariş ve teklif formu ile davalı şirket tarafından siparişi verilmiş olan “764 kg, G 80 Çelik Q&T, 6X27X9 mm Uzun Baklalı Zincir 1050 m” adlı ve KDV dahil toplam 12.080,37 TL bedelli malzemeyi üretmiş ve teslime hazır olduğunu 2020 Mart ayı sonundan bu yana davalı … A.Ş’ye bildirdiğini, özel sipariş üzerine üretilen baklalı zinciri üretildiğini, özel üretim olduğu için piyasada satışa arzı halinde satımı da pek mümkün olmadığını, davalı şirket tarafından teslim alınmadığı için de davacının mağdur olduğunu, ürünün faturası kesilmiş ve davalı şirkete iletilmiş ve defalarca kez teslim alınması istenilmesine rağmen ürünün davalı şirket tarafından teslim alınmadığını, bunun üzerine davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını ve icra takibi vesilesi ile ürünün bedeli daha önce satışı yapılmış başka bir fatura bedeli ile birlikte olmak üzere davalı şirketten tahsil edildiğini, (İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası) ancak ürünün halen davalı şirket tarafından teslim alınmadığını, davacı şirket tarafından 23/12/2020 tarihinde Beyoğlu … Noterliği aracılığıyla … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, ihtarname ile 3 gün içerisinde anılan ürünün teslim edilebilmesi için bir tevdi yeri bildirilmesini aksi takdirde yasal yollara başvurmak suretiyle ya ürünün kendisinin ya da sattırılarak bedelinin belirlenecek olan tevdi yerine teslim edileceğinin ihtar edildiğini, ihtara rağmen davalının tevdi yeri bildirmediğini, dava konusu ile ilgili ilk kararı veren İstanbul Anadolu 20. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kabul yönündeki kararının davacı tarafından uygulanarak borçtan kurtulmak amacıyla dava konusu zincirin, mahkemenin belirtmiş olduğu …, … yediemin deposuna teslim edildiğini, ürün alınmadıysa hiçbir kusuru bulunmayan, mahkeme kararına güvenerek ürünü yediemin deposuna teslim eden davacının ürün davalı tarafından teslim alınmamış ise bu ürünün yediemin deposunda bulunduğu her gün için işleyen yediemin deposunun ücreti kim tarafından karşılanacağının belli olmadığını, mahkemece hukuka aykırı olarak talebin reddedildiğini, mahkeme kararında öncelikle “…alacaklı olunduğunun ispat edilmesi gerektiğinin…” belirtildiğini, oysa ki tarafımızca dava konusu şeyin teslimi açısından karşı tarafın borçlu olduğunu, mahkeme kararında ayrıca, karşı tarafın “…borçlu temerrüdüne düşürüldüğünün ispat edilmesi gerektiğinden…” bahsedilmişse de mahkemenin dosyayı yeterli şekilde incelemediğini, iddialarının davalı tarafın alacaklı temerrüdüne düştüğüne ilişkin olduğunu, davalı tarafa çekilen ihtarname ile alacaklı temerrüdüne de düştüğünü, taraflar arasında borç ilişkisine dair esası inceleyen bir yargılamanın varlığı bilindiği için bu yargılamanın şekli yargılamaya esas teşkil edecek olması dolayısıyla bekletici mesele yapılması gerektiğini, İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmekte olan istirdat davasının bekletici mesele yapılmasının talep edilebileceğini, dava konusu ürünün davalı şirket tarafından sipariş edildiğini ancak üretim sürecine geçildikten sonra davalı tarafın satın alma sorumlusunun işten ayrılması ve sipariş edilen ürünün ifaya hazır hale getirilmesine kadar davacı şirkete hiçbir açıklama yapılmamış olup, davacı arafından fatura davalı tarafa gönderildikten 3 hafta sonra itiraz edildiği iddia edilse de hiç bir şekilde faturaya itirazın söz konusu olmadığını, davalı tarafça siparişi veren personeli …’ün işten ayrıldığı gerekçe gösterilerek sipariş verildiğinin kabul edilmediğini, davacıyı herhangi bir şekilde alakadar etmeyen bir husumet sebebiyle ifayı kabul etmekten kaçındığını, İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan esas davada, davacı şirket yetkilisi …’nin işbu dosyada davalı şirketin tesisine giderek Satın Alma Yetkilisi … ile makineler başında gözlem yaptığını, davalı tarafça siparişi verilen ürünün bir muadilinin deneme amaçlı dev makineye takılarak denemeler yapıldığına dair video kayıtlarının ilgili dosyaya sunulduğunu, aynı konu ile alakalı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2021/276 Esas numarası ile görülmekte olan davada, davacı ve davalı şirketin aynı dönemlerde yapmış olduğu başka bir satışın faturasının dosyaya ibraz edildiğini belirterek, kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Talep eden davalının sipariş ve teklif formu ile 764 kg, G80 Çelik Q&T 6x27x9 mm Uzun Baklalı Zincir 1050 m adlı ve KDV dahil 12.080,37 TL bedelli malzemeyi üretmiş ve karşı tarafın ürünü teslim almasını istemiştir. Karşı taraf hazır edilen ürünü teslim almaması sebebiyle, ürünü teslim etmek için mahkemeden tevdi mahalli belirlenmesi talep etmiş, mahkeme tarafından tevdi mahalli tayini talebi reddine karar verilmiştir. Talep eden ürün bedelini faturaya dayalı yapmış olduğu İstanbul Anadolu …İcra dairesinin … esas sayılı dosyası ile tahsil ettiğini bildirmiş olup, karşı taraf … Anonim Şirketi tarafından, icra yolu ile tahsil edilen ürün bedelinin istirdadı için … Limited Şirketine yönelik olarak İstanbul Anadolu 12.Asliye Ticaret mahkemesinin 2021/276 esas sayılı dosyası ile dava açtığı anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesine konu eldeki dosyada talep, tevdi mahalli tayini istemine ilişkindir. 6098 Sayılı TBK 106. maddesine göre; “Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.” TBK’nın 107.maddesinde; “Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. ” hükmüne yer verilmiştir. Tevdi mahalli tayin talebi hakkında, esasa ilişkin dava açılmamış ise değişik iş esas dosyası üzerinden karar verilebilir. Ancak, esasa ilişkin bir dava açılmış ise, tevdi yeri tayinine ilişkin talebin esas davaya bakan mahkeme tarafından değerlendirilerek karar verilmesi gerekmektedir. Karşı taraf İstanbul Anadolu 12.Asliye Ticaret mahkemesinin 2021/276 esas sayılı dosyası ile icra yolu ile ödenen bedelin istirdatını talep etmiştir. Tevdi mahalli tayinine ilişkin kararın esas davaya bakmakla yetkili ve görevli mahkeme tarafından verilmesi gerektiğinden mahkeme tarafından tevdi mahalli talebinin reddine yönelik kararı doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, talep eden vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/09/2021 tarih ve 2021/538 Esas, 2021/689 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Talep eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.