Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3341 E. 2021/2390 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3341
KARAR NO : 2021/2390
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2021
NUMARASI: 2019/907 Esas, Derdest
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi imzalandığını, davalı …’nun davalı şirketin yetkilisi ve garantör olduğunu, taraflar arasında ayrıca davalının inşaatlarının elektrik işlerinin yapılması konusunda 17.12.2018 tarihinde satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme bedelinin daire verilmesi şeklinde yapılması gerektiğini, ayrıca sözleşme ile cezai şart öngörüldüğünü, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalının edimlerini yerine getirmemesi üzerine cari hesap sözleşmesinin 09.08.2019 tarihinde Üsküdar … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle kat edilerek 19.08.2019 ve 24.08.2019 tarihlerinde muhatap davalılara tebliğ edildiğini, sözleşmeden kaynaklı 143.279,77 TL’lik alacaklarının ödenmesini 30 günlük yasal süre içinde talep ettiklerini, 24.08.2019 tarihinden bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığından 30.09.2019 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibine geçtiklerini, cari Hesap Sözleşmesinin (B) bendinde aylık %5 temerrüt faizi öngörüldüğünü, bu nedenle son tebliğ tarihi olan 24.08.2019’dan itibaren alacağa aylık %5 cari hesap sözleşmesinden kaynaklı faiz işletilmesi gerektiğini, müvkekilinin 17.12.2018 tarihinde 25.000,00 TL bedelli çeki davalı firmaya avans olarak verdiğini, ayrıca sözleşme kapsamında davalıların sorumluluğunda olan sancaktepe … – … konut şantiyesine ait elektrik imalatlarının yapıldığını ve 31.01.2019 tarihli 01 nolu hakediş raporunun düzenlendiğini ve 97.091,19 TL tutarlı faturanın cari hesaba işlendiğini, ancak davalıların satış vaadi sözleşmesinde davacıya iş karşılığı vermeyi taahhüt ettiği daireyi vermediklerini, hatta inşaatına dahi başlamadıklarını, davacının sözleşme gereğince edimlerini yerine getirdiğini, 17.12.2018 tarihli sözleşmenin 9.1ve 9.2 maddelerine dayanılarak 100,000,00 TL tutarlı cezai şart alacağının kat ihtarının ardından resmi hesaplara işlendiğini ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla davalılardan talep edildiğini, davalıların icra takibinden sonra davacı şirkete gelerek borçlarını ikrar ettiklerini ve cezai şart için 90.000,00 TL tutarlı 3 adet Aralık ayı vadeli senetler verdiklerini, cari hesap alacağını da ayrıca davacı firmanın banka hesabına ödeyeceklerini beyan ve taahhüt ettiklerini, icra takibine davalıların haksız olarak itiraz edildiğini, senetlerle ilgili tahsilde tekerrür olmamak üzere yapılacak tahsilatların iş bu itirazın iptali davasına konu icra dosyalarından takas ve mahsup edileceğini belirterek, icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, 24.08.2019 tarihi ile dava tarihi arasında her iki icra takibi için sözleşme serbestisi ilkesince belirlenmiş aylık %5 faiz oranına göre işlemiş 40.791,02 TL tutarlı faiz talebinin kabulüne, dava açılış tarihinden itibaren işleyecek Aylık %5 sözleşmesel faiz hesabının ayrıca yapılarak dava sonunda her iki icra dosyası için karar verilmesini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyalarına yapılmış olan haksız itirazların iptaline karar verilmesini, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 01.11.2021 tarihli dilekçesinde, dava konusu itirazın iptali davasının iki farklı icra dosyasından kaynaklandığını, dosyalardan birinin cezai şart, diğerinin ise kat edilmiş cari hesap sözleşmesinden kaynaklı olduğunu, cari hesap sözleşmesinden kaynaklı alacak için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2020/26 Esas ve 2020/91 Karar sayılı kararını ibraz edip dayanak göstererek icra dosyasından kaynaklı ve dava konusu alacağın 143.279,77 TL tutarıyla sınırlı kalmak kaydıyla, yargılamanın uzun sürmüş olması nedeniyle, davalı borçluların mal kaçırma ihtimallerinin ortaya çıktığından borçlu davalıların 3. kişilerdeki hak ve alacakları ile menkul ve gayrimenkul malları üzerinde ihtiyati haciz konulması, hem İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/63 esas sayılı dosya ilamıyla borçlu davalıların mal kaçırdıkları sabit olduğundan ve İİK’nın 258/2. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verilmesini ve kararın infazının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 02.11.2021 tarihli ara kararı ile, dosyaya sunulan belgelerin talepte bulunanın alacaklı olduğunu yaklaşık olarak ispata yeterli olmadığını, alacağın varlığı ve muacceliyetinin yargılamayı gerektirdiğinden ve karşı tarafın malvarlığını kaçırmaya çalıştığına ilişkin dosya içerisine herhangi bir delil sunulmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, mahkemenin yanılgıya düşerek, alacağın varlığı, muacceliyeti ve mal kaçırıldığına ilişkin bir delil gösterilmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verdiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 01.10.2019 tarih 2020/26 esas, 2020/91 karar sayılı kesin kararı ibraz edilmekle mahkemenin ara kararındaki muacceliyet gerekçesinin çürümüş olduğunu, İstanbul BAM tarafından verilen ihtiyati haciz kararındaki belge ve delillerin mahkeme dosyasına dava açılırken ve delil sunma süresi içinde ibraz edildiğini, talep dilekçesi ekinde davalı borçlu şirket ve diğer davalı şirket yetkilisi olan … tarafından kuzeni dava dışı …’a hile ve mal kaçırma gayesi ile taşınmaz devri yaptığı konulu İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/63 Esas, 2021/221 Karar sayılı Tasarrufun İptali davasına ilişkin mahkeme kararı ibraz ettiklerini, karar içeriğinde davalı …Ltd.Şti. ile dava dışı …’ın hileli ve alacaklılarından mal kaçırma saiki ile hareket ettikleri ve tasarrufun iptal edildiğinin sabit olduğunu, davalı borçluların hile ve mal kaçırma gayesi ile hareket ettiklerini, dosyaya ibraz edilen İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/63 esas, 2021/221 karar sayılı ilamı ile sabit olduğunu, İİK.258/2.maddesi hükmü uyarınca verilecek ihtiyati haciz kararının teminatsız verilmesini talep ettiklerini, teminatsız tedbir kararı verilmesi mümkün değilse uygun bir teminat mukabilinde tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında 19.12.2018 tarihli cari hesap sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı taraf cari hesap sözleşmesini 09.08.2018 tarihinde hesabı kat etmek suretiyle suretiyle davalı şirkete fesih bildiriminde bulunmuştur. Davalı tarafından cari hesap borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine başlanılmış, davalının itirazı ile takip durmuştur. Yine davacı ile davalı şirket arasında 17.12.2018 tarihli satış vadadi içeren sözleşme imzalanmış, davalının edimlerini yerine getirmediğinden bahisle sözleşmenin 9. Maddesi gereğince 100.000,00 TL bedel üzerinden İstanbul Anadolu …icra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine başlanılmış ise de davalının itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Davacı tarafından her iki icra takibine yönelik davalının itirazlarının iptali için itirazın iptali davası açılmıştır. Davacı taraf 01.11.2021 tarihli dilekçesi ile, dosyanın geldiği aşama itibariyle davalının kaçma şüphesinin bulunması gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. Mahkeme tarafından ihtiyati haciz talebinin davanın bulunduğu aşama itibariyle yaklaşık ispatın oluşmadığı ve davalıların mallarını kaçırmaya yönelik bir delil sunulmadığından bahisle talebin reddine karar vermiştir. Davacının dosyaya sunduğu İstanbul Anadolu 26.Asliye Hukuk mahkemesinin 2020/63 esas ve 2021/221 karar sayılı dava dosyasında mahkeme davacısı … şirketi, davalı … şirketi ve …, …’a yönelik tasarrufun iptali davası açtığı, mahkeme tarafından alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla işlem yapıldığından İİK’nın 277 ve devamı maddeleri kapsamında tasarrufun iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından sunulan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2020/26 esas ve 2020/91 karar sayılı kararında takip alacaklısı … şirketi tarafından eldeki bu davaya konu olan 143.279,77 TL cari hesap alacağına ilişkin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/663 değişik iş dosyası ile ihtiyati haciz kararı talebinin reddine ilişkin verilen karar kaldırılarak 143.279,77 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Mahkeme tarafından dosya kapsamında kök ve ek bilirkişi raporları alınmıştır. İcra ve İflas Kanunu’nun 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin, alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delillerin gösterilmesi yeterli kabul edilmektedir. Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler, noter ihtarı, borçlu imza ve kaşesi taşıyan sipariş formları, fatura, borçlu imza ve kaşesi bulunan hak ediş raporu, mahkeme kararları ile tüm dosya kapsamından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği sonucuna varıldığından, mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulü yerine yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yeniden karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2021 tarih, 2019/907 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.