Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/333 E. 2021/428 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/333
KARAR NO: 2021/428
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2020
NUMARASI: 2018/1082 Esas, 2020/640 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 02/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili şirketin taraflar arasındaki sözleşmeler ve siparişler kapsamında üstlenmiş olduğu işleri sözleşmeye uygun olarak yaptığını ve teslim ettiğini, davalı firma tarafından yapılan imalatların kabul edildiğini ve ödemelerin Eylül 2018 tarihine kadar kısmen yapıldığını, müvekkilinin 404.238,50 TL alacağının bulunduğunu belirterek şimdilik 200.000,00 TL nin temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile artırarak 404.238,50 TL’nin tahsilini istemiştir. Davalı vekili; davacı şirketin müvekkili şirket aleyhine başlattığı icra takibine itiraz edildiğini, ödeme emrinde dayanak olan faturaya itiraz edilmemiş olmasının davaya konu hizmetin alındığını ispat etmediğini, müvekkili şirketin sözleşme uyarınca yapılan iş ve hizmetlere karşılık gelen kısmı için borcunu ödediğini, tek yanlı olarak düzenlenen faturaların ispat şartını yerine getirmediğini belirterek, davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile; 404.238,50 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili 30/11/2020 tarihli istinaf dilekçesi ile ıslah dilekçesine beyanda bulunma süresi beklenmeksizin savunma hakkının engellenerek, eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 6.848,98 TL bakiye istinaf harcının yatırılması için davalı tarafa çıkarılan muhtıranın 07/12/2020 tarihinde elektronik olarak tebliğ edildiği, tebliğ zarfı üzerinde ayrıca bakiye karar harcı için 1 ay süre verildiğine ilişkin ihtar yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, 25/12/2020 tarihli ek karar ile; HMK 344. maddesinde belirtilen hususlarla ilgili olarak usulüne uygun muhtıra düzenlendiği ve istinaf eden davalılar vekiline usulüne uygun yapılan tebligata rağmen, eksik istinaf harcını yatırmadığı gerekçesi ile kararın davalı taraflarca istinaf edilmemiş sayılmasına dair ek karar verilmiştir. Ek kararın davalı vekiline 02/01/2021 tarihinde elektronik olarak tebliğ edilmesi üzerine davalı vekili tarafından ek karara karşı sunulan 29/12/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile; gönderilen muhtıra ile muhtıra içeriğinin yanılgıya neden olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılarak istinaf karar harcının süresinde yatırıldığı kabul edilerek istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiş ve bakiye 6.848,98 TL istinaf harcını yatırmıştır. Mahkemece, ek karara konu istinaf harcının yatırılmasına dair muhtıranın tebliğ belgesi üzerinde ayrıca bakiye karar harcının yatırılmasına dair uyarı metninin de yer aldığı ve bu harcın 1 aylık süre içerisinde yatırılması gerektiğinin bildirildiği; zarf içerisine ise istinaf harcının yatırılmasına ilişkin muhtıranın konulduğu; bu şekilde istinaf harcının yatırılmasına ilişkin muhtıra ile tebliğ belgesi üzerindeki şerhin çelişkili olduğu ve karışıklık meydana getirdiği anlaşılmaktadır. Taraflara gönderilecek muhtıranın hangi harç veya masrafın yatırılmasının istendiği ve her birinin miktarı konusunda karışıklık yaratmayacak şekilde açık ve net olarak düzenlenmesi ve tebliğ belgesinde karışıklığa sebep olabilecek ibarelere yer verilmemesi gerekmektedir. Davalı vekiline gönderilen muhtıra ve tebliğ zarfı üzerindeki açıklamalar karışıklığa sebep olduğundan muhtıra usulsüzdür. Şu halde, mahkemece 25/12/2020 tarihli ek karar ile davalı tarafça mahkeme kararının istinaf edilmemiş sayılmasına karar verilmesi hatalı olduğundan ve sonrasında istinaf harcının yatırıldığı anlaşıldığından, mahkemece verilen ek kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve asıl karara yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir. HMK’nın 27. maddesinde “hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre, davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 176 ila 182. maddelerinde ıslah hususu düzenlenmiştir. Aynı yasanın 177/2 maddesinde “ıslah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir.” düzenlemesi yapılmıştır. Yargılama sırasında davacı vekilinin ıslah dilekçesi davalı vekiline 26.10.2020 tarihinde tebliğ edilmiş; mahkemece ıslaha karşı cevap süresinin tamamlanması beklenmeden 03/11/2020 tarihinde esas hakkında karar verilmiş olması davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanmasına yol açtığından doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, davalı tarafın ıslah dilekçesine beyanda bulunması için cevap verme süresinin beklenmesi, tüm dosya kapsamı göz önüne alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin ek karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile 25/12/2020 tarih ve 2018/1082 esas, 2020/640 karar sayılı Ek Kararın KALDIRILMASINA, 2-Davalı vekilince asıl karara karşı yapılan istinaf başvurusunun KABULÜNE, 3-İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2020 tarih, 2018/1082 Esas, 2020/640 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.