Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3299 E. 2022/474 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3299
KARAR NO: 2022/474
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2021
NUMARASI: 2020/145 Esas, 2021/312 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi gereğince bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuş, Dairemizce davalı vekilinin istinafının kabulüne karar verilerek mahkeme kararı kaldırılmış, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı yine davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 04/11/2014 tarihli akıllı bileklik yazılımı geliştirilmesi konulu sözleşme gereğince müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, yapılan iş karşılığında müvekkilince düzenlenen 6 fatura karşılığında davalı yanca 84.960,00 TL ödenmesi gerekirken müvekkiline 39.320,00 TL ödendiğini, davalı şirketin 45.640,00 TL borcu kaldığını, ayrıca davalının henüz faturalandırılmamış 48.000,00 TL + KDV daha borcu bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında akıllı bileklik yazılımı geliştirilmesi için düzenlenen 04/11/2014 tarihli sözleşme kapsamında davacının üstlendiği edimlerini yerine getirmediğini, işi eksik bıraktığını, müvekkili yanca davacıya yapılan iş karşılığı olarak 39.320,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin davacıya gönderdiği 04/03/2016 tarihli ihtarname ile işin tamamlanmasını ihtar ettiği halde işin tamamlanmaması üzerine sözleşmenin müvekkili tarafından haklı olarak feshedildiğini savunarak davanın reddine ve davacı aleyhinde kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 31/10/2017 tarihli karar ile; bilirkişi raporuna göre davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde davalının takip miktarına konu miktarda davacıya borçlu olduğu, davacının taraflar arasında düzenlenen sözleşmesel yükümlülükleri yerine getirdiği ve belirlenen ücrete hak kazanmasına rağmen davalının bakiye borcunu ödemediğinin dosya kapsamından anlaşıldığı ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili 28/12/2017 tarihli istinaf dilekçesi ile, sözleşme kapsamında davacı tarafça akıllı bilekliklerin yapılması taahhüt edilmesine rağmen ortada yapılmış olan bir akıllı bilekliğin bulunmadığını, mahkeme gerekçesinde davacının taraflar arasında düzenlenen sözleşmesel yükümlülükleri yerine getirdiği ifade edilmesine rağmen dosyaya sunulan bilirkişi raporunda davacının yükümlülüğünü açıkça ifa ettiğine dair bir beyan bulunmadığını, yine bilirkişi raporunda yazılımın çalıştığına dair bir tespitin de yer almadığını, bilirkişi tarafından sözleşme konusu yükümlülüğün yerine getirilip getirilmediği hakkında detaylı bir inceleme yapılmadığının, bilişim uzmanı bilirkişinin yazılımın çalışırlığını kontrol veya test etmediğini, bilirkişi raporunun sadece tarafların ticari defter kayıtları incelenerek oluşturulduğunu, bu itibarla bu bilirkişi raporuna dayanarak verilen kararın yanlış olduğunu ayrıca yerel mahkeme tarafından icra inkar tazminatına hükmedildiği ancak müvekkilinin sözleşmesel edim yerine getirilmediğinden takip konusu tutarı ödemediğinden icra inkar tazminatına da hükmedilemeyeceği belirtilerek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dairemizin 22/01/2020 tarih, 2018/486 Esas, 2020/120 Karar sayılı kararı ile; eser sözleşmelerinde işin yapılıp teslim edildiğini yüklenici; iş bedelinin ödendiğini ise iş sahibinin ispat etmek zorunda olduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, yüklenicinin sözleşme kapsamında yerine getirdiği yazılım işinin tamamlanma oranının ne olduğu, yapılan yazılımın davalının işine yarayıp yaramadığı, eserin tamamlanma oranı itibariyle yeni yüklenicinin bu yazılımdan istifade edip edemeyeceği konusunda herhangi bir inceleme yapılmadığı belirtilerek dava konusu akıllı bileklik yazılım işinin götürü bedelli olduğu gözetilerek, yüklenici tarafından yerine getirilmesi gereken yazılımın tamamlanma oranı (işin tamamına göre % olarak) tespit edilip, belirlenen bu tamamlanma oranının sözleşmede belirlenen toplam iş bedeline oranlanmak suretiyle yüklenicinin hakettiği iş bedelinin tespiti için bilirkişilerden ek rapor alınması, tespit edilen bedelden ödemelerin düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece yeni esas sayılı dosyada verilen 13/04/2021 tarihli karar ile; Dairemizin kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle; davaya konu yazılım projesinin yönetim panelinin davacı tarafından https://…com” URL/Link adresinde yayında olduğu, yazılımın yapıldığı son hali test etmek için … mobil uygulamasının talep edildiği, davacı tarafından yazılımın yapıldığı son haliyle (…) … mobil uygulamasının mail olarak iletildiği, davacı tarafından davalı için geliştirilen … (…) mobil uygulamasının test edilmesi sonucu yazılımın sorunsuz bir şekilde çalışmakta olduğu, projenin davacı tarafından proje aşamalarının 1.Talepleri Doğru Belirleme, 2.Planlama ve Proje Analizi, 3.Tasarım ve 4.Kodlama aşamasına kadar projenin yapılmış olduğu, 5.Test&Entegrasyon aşamasına kadar olan kısmının tamamlanmış olduğu, 5. aşama esnasında davalı tarafından ödemelerin yapılmamasından dolayı projenin davacı tarafından durdurulduğu, teknik inceleme sonucu dava konusu yazılım projesi toplamının yaklaşık %80′ inin tamamlandığının, %20’lik kısmının ise kesik kaldığının tespit edildiği, proje bedeli toplamının 120.000,00 TL olup, tamamlanan %80′ lik kısmının bedelinin 96.000,00 TL’ye tekabül ettiği, ancak davacı tarafından davalı yana bu bedelin 87.120,00 TL’ si için fatura tanzim edildiği, davalı yanca hiçbir ihtirazi kayıt konulmaksızın bedelin 39.320,00 TL’ sinin ödendiği, bu suretle davacının bakiye 56.680,00 TL iş bedeli alacağı bulunduğu, davacının icra takibinde davalıdan 45.640,00TL alacak talebinde bulunduğu, davalı tarafından bakiye borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge veya bilginin dosyaya sunulmadığı, bu nedenle taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının 45.640,00 TL alacağı yönünden başlatılan icra takibinde davalının itirazının haksız olduğu ve alacağın belirlenebilir olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şekli ile aynen devamına, İcra İflas Kanununun 67/2 maddesi uyarınca (46.640,00 TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı vekili. 26/10/2021 tarihli istinaf dilekçesiyle, bilirkişi raporunda akıllı bileklik için tasarlanan aplikasyonun tamamlanmış olan %80′ lik kısmının işlevi, bu kısmın aplikasyonu düzgün ve kullanılabilir kılıp kılmadığı hususlarında bir inceleme yapılmadığını,%80′ lik kısım ile birlikte müvekkilinin elinde kullanılabilir bir aplikasyon oluşup oluşmadığı, yükleyicilerin bu şekilde aplikasyonu kullanabilecek durumda olup olmadıklarının açıkça belirtilmediğini, bilirkişinin %80 olarak hesaplamış olduğu oranı kabul etmemekle birlikte, teknik açıdan eksik inceleme yapıldığını, bu uygulamanın aynı anda kaç kullanıcı tarafından sorunsuz olarak kullanılabildiği, uygulamanın yedeklilik yapısını, uygulamanın yedeklenme ve güvenlik için tasarlanmış olan kısmını, müvekkil tarafından nasıl kullanılması gerektiği bir kullanım kılavuzu olup olmadığı, uygulamada öngörülebilir/öngörülemeyen programlama ve yazılım hatalarının giderilmesi için bir bakım yapılıp yapılmadığı, … ve/veya … (…) mobil aygıtlar için ürettikleri işletim sistemleri aralıklı olarak güncellendiği için, yazılımın da bu işletim sistemlerine uygun olarak güncellenip güncellemediği gibi açıklığa kavuşturulması gereken birçok parametre bulunduğunu, ancak bilirkişi ek raporunda bu hususların açıkça belirtilmediğini, yine bilirkişinin %80 olarak hesaplamış olduğu oranı kabul etmemekle birlikte her şekilde ortada %100 olarak tamamlanması beklenilen bir projenin eksik olduğunun aşikâr olduğunu, ayrıca söz konusu uygulamanın … (… sistemleri için satış platformu) – … (… destekli mobil uygulamalar için satış platformu) üzerinde çalışabilir durumda olması ve uygulamanın kullanımının mümkün olup olmadığının araştırılması ve incelenmesi gerekirken, bilirkişi ek raporunda sadece androıd işletim sistemi üzerinden inceleme yapıldığını, sadece bu hususun bile anlaşmaya varılan uygulamanın %80 tamamlanmadığını açıkça gösterdiğini, … VE… Sistemlerinin iki ayrı işletim sistemi olup, hazırlanacak uygulamanın kodlarının tamamen birbirinden farklı olduğunu, bu nedenle sadece androıd üzerinden inceleme yapılması ve … işletim sistemi üzerinden uygulamanın ne safhada olduğunun bilinmemesinin söz konusu projenin %80′ inden fazla kısmının eksik olduğunun göstergesi olduğunu, davacı tarafın tamamlamamış olduğu kısım, uygulamanın kontrol edilebilirliği açısından oldukça önemli olmakla birlikte, TBK’ nın 470. maddesine göre yüklenici olan davacının edimini yerine getirmemiş olduğundan ve bu eksik hususları tamamlamamış olduğundan, sözleşmedeki bedele hak kazanamayacağını, bilirkişi raporunda davacı tarafça tamamlanmamış olan ve bilirkişi raporuna göre projenin eksik kısmına denk gelen bakım kısmının yazılım geliştirmenin tüm aşamalarını tamamlayıp kullanıcının kullanımına sunduktan sonra, projenin kullanım süresi boyunca oluşacak arıza ve problemleri güncelleme aşaması olduğunu, hedef alınan durumun, üretilmiş yazılımın duraksız ve istenilen biçimde çalışmasını sağlamak olduğunu, yazılım firmasının bu döngüyü sağlamakla yükümlü olduğunu, müvekkilinin çalışır durumda olduğu iddia edilen aplikasyonu deneyip, arıza ve problemleri tespit edebilme ya da kontrol edebilme şansı olmadığını, bilirkişi raporundan da açıkça görüleceği üzere; davacı tarafın yüklenici olarak eser sözleşmesinin konusu olan eseri eksiksiz bir şekilde meydana getirip, iş sahibine teslim etmeyi taahhüt etmesine rağmen, işi tamamlamadığını, anılan ı., ıı., ııı., ıv. sayılı proje aşamaları, 3 ana başlık olan personal traıner – grup dersleri – diyetisyen aşamalarından oluşması gerekirken, ııı. ve ıv. proje aşamalarının 3 ana başlık olan aşamaları içermediğini, bilirkişi raporunda projede, ı- talepleri doğru belirleme, ıı- planlama ve proje analizi, ııı-tasarım ve ıv-kodlama aşamasına kadar gelinmiş olunduğu ancak vı. aşama olan test ve entegrasyon kısmının tamamlanmadığının belirtildiğini, sayılan ı.,ıı.,ııı.,ıv sayılı aşamaların, 3 ana aşama olan personal traıner – grup dersleri- diyetisyen aşamalarını içermesi gerekirken, bu 3 ana aşamayı yalnızca ı. ve ıı. aşamaları içerdiğini, ııı. ve ıv. aşamalarda bu 3 ana aşama bulunmadığını, Eksik incelemeye tabi olan ve müvekkilinin talep ettiği bir çok hususu içermeyen uygulamanın hangi koşullara dayanılarak %80′ inin tamamlandığının kabul edilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin, davacının edimlerini yerine getireceği inancıyla ödeme yaptığını ve faturalara itiraz etmediğini, ayrıca müvekkilinin itirazının haksız olduğundan bahisle icra inkar tazminatına hükmedildiğini ancak müvekkilinin yukarıda izah edilen nedenlerle takip konusu tutarları ödemediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile üstlenmiş olduğu edimleri tam olarak yerine getirmeyen davacının haksız olarak başlatmış olduğu icra takibine itirazlarının yerinde olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise; iş sahibidir. Taraflar arasında 04/11/2014 tarihli eser sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davacı yüklenici sıfatıyla, davalı iş sahibine ait akıllı bileklik yazılımının geliştirilmesi işini yapmayı üstlenmiştir. Sözleşmenin 4.1.1.maddesine göre; yazılım bedeli 120.000,00 TL olup, bu bedel 4 aylık yazılım geliştirme süresinin karşılığı olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin 4.1.2.maddesine göre, iş bedeli 10 aylık taksitler halinde ve her taksit 12.000,00 TL olacak şekilde ödenecektir. 4.2.maddeye göre fiyatlara KDV dahil değildir. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında fatura alacağına istinaden 45.640,00 TL bakiye iş bedeli alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğuna ve toplam iş bedelinden 39.320,00 TL’nin ödendiğine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İhtilaf; sözleşme gereğince davacının yüklendiği akıllı bileklik yazılım işini tamamlayıp tamamlamadığı ve yüklenicinin iş bedelinin tamamına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı yüklenici akıllı bileklik yazılım işinin tamamını eksiksiz ve sözleşmeye uygun şekilde bitirdiği halde bakiye iş bedelini tahsil edemediğini ileri sürmüş, davalı iş sahibi ise yazılım işinin sözleşme kapsamında tamamlanmadığını, bu nedenle davacının bakiye iş bedeline hak kazanmadığını savunmuştur. Dairemizin kaldırma kararından sonra mali müşavir … ile bilişim uzmanı … tarafından hazırlanan 25/03/2021 tarihli bilirkişi kurul ek raporunda; dava konusu projelerin aşamalarının; 1.Talepleri Doğru Belirleme (%5), 2.Planlama ve Proje Analizi (%5), 3.Tasarım (%20), 4.Kodlama (%50), 5.Test&entegrasyon (%15) ve 6.Bakım (%5) olmak üzere 6 aşamadan oluştuğu, davacı tarafça üstlenilen projenin ise; 4.aşamaya kadar yapıldığı, 5.Test&entegrasyon aşamasında davalı yanca ödemenin yapılmamasından dolayı projenin davacı tarafından durdurulduğu, davacı tarafından dava konusu yazılım projesinin yaklaşık %80′ inin tamamlanmış olduğu belirtilmiş, devamında; 05/06/2017 tarihli kök raporda; sunulan ekstreler ışığında davacı yanca davalıya 87.120,00 TL fatura düzenlendiğinin, davalı yanca hiç bir itirazi kayıt konulmaksazın 39.320,00 TL tutarında ödeme yapıldığının, bakiye tutarın 45.640,00 TL olarak belirlendiğinın, sözleşmede proje bedelinin toplam 120.000,00 TL olarak kararlaştırıldığının, teknik inceleme sonucu işin %80′ inin tamamlandığının tespit edildiği, bu itibarla %80′ i tamamlanan projenin iş bedelinin 96.000,00 TL’ sine tekabül ettiği, ancak davacı yanca ödenmeyen iş bedeli olarak davalıya 87.120,00 TL tutarlı fatura düzenlendiği, bu bedelin 39.320,00 TL’sinin ödendiği gözetildiğinde davacının davalıdan talep edebileceği bakiye iş bedeli alacağının 56.680,00 TL olduğu belirlenmiştir. Mahkemece ayrıntısı yukarıda yazılı 25/03/2021 tarihli bilirkişi kurul ek raporu esas alınmak suretiyle istinafa konu karar tesis edilmiş ise de; bilirkişi ek raporunda Dairemizin önceki kaldırma kararında izah edildiği üzere davacı tarafça tamamlanan %80’lik imalatın davalının işine yarayıp yaramadığı belirlenmeden götürü bedel hesaplaması yapıldığı, bu nedenle ek raporun hüküm kurmak için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılacak iş; 25/03/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporundaki belirlemeler de gözetilerek Dairemizin önceki kaldırma kararı doğrultusunda, yüklenicinin götürü bedelli sözleşme kapsamında yerine getirdiği belirlenen %80’lik tamamlanma oranlı yazılım işinin, davalının işine yarayıp yaramadığı, eserin tamamlanma oranı itibariyle yeni yüklenicinin bu yazılımdan istifade edip edemeyeceğinin tespiti konusunda ek rapor alınması ve alınacak ek rapordaki tespitler kapsamında tamamlanan %80’lik kısımdan davalının bu haliyle veya eksik kalan kısmın başka bir yükleniciye tamamlatılması suretiyle yararlanabileceğinin anlaşılması halinde mahkemenin istinafa konu kararına dayanak yaptığı 25/03/2021 tarihli ek rapordaki hesaplamalar da gözetilerek sonucuna uygun karar verilmesinden ibarettir. Kabule göre de; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; …diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, … hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkûm edilir.” düzenlenmesi gereğince davacının alacağının bulunup bulunmadığı ve kapsamı ile miktarının belirlenmesi, yargılama kapsamında bilirkişi incelemesiyle mümkün olduğundan, talep edilen tazminat miktarının likit (muayyen, belirli) olmadığı gözetildiğinde, davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken kabul edilen alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/04/2021 tarih, 2020/145 Esas, 2021/312 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.