Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3296 E. 2021/2418 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3296
KARAR NO: 2021/2418
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/09/2021
NUMARASI: 2019/403 Esas, 2021/652 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Dava, taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklanan yüklenicinin bakiye fatura alacağı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili; taraflar arasında ticari ilişki gereğince davalının 20.12.2017 tarihli, 149.205,72-TL bedelli fatura karşılığında müvekkili şirket ile ticari alışverişte bulunduğunu, faturaya konu mermerlerin davalıya teslim edildiğini, müvekkili tarafından mermer kaplama işlerinin eksiksiz gerçekleştirildiğini, faturanın tebliği akabinde davalı şirket tarafından itirazda bulunulmadığını, davalı şirket tarafından söz konusu faturaya konu 132.500,00-TL ödemenin gerçekleştirildiğini, bakiye 16.705,72-TL fatura alacağının ödemesinin gerçekleştirilmediğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ; müvekkili şirket ile davacı arasında … da … ve … nolu dairelerin mevcut iç mimari tasarım projesinde mermer işlerinin tamamı için anlaşıldığını, davacı tarafından eksik işlerin süresinde tamamlanmadığını, müvekkili tarafından defalarca düzeltilme yapılması ve işin süresinde bitirilmesi talep edilmiş ise de davacı tarafından eksik işlerin yapılmadığını, eksik bırakılan işler için müvekkili tarafından başkaca firmalara yaptırılmak zorunda kalındığını, davacının imalatının ayıplı olduğunu, faturaya bu indirimin yansıtılmadığını, davacı vekilinin her ne kadar dilekçesinde para borcuna bağlı alacaklarda yetkili mahkemenin işin yapıldığı yer mahkemesi olduğu bahsi ile kararlar koymuş ise de, taraflar arasında özel yetki kuralı olarak davanın açılacağı yer mahkemesi belirlenmediğinden davacının davalının ikamet adresinde dava açması gerekmekte olduğunu, davanın öncelikle yetkisizlik nedeni ile reddini aksi takdirde esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, eser sözleşmelerinde TBK 89/1. Madde ve HMK’nın 10 .maddesinin uygulanmayacağı ,yetkili yerde yapılan geçerli bir takip bulunmadığı , davalının şirket merkezinin Antalya olduğu ,takipte yetkili icra dairesinin de Antalya İcra Daireleri olduğu ,takibin yetkisiz olan alacaklının ikametgahı yer icra dairesinde yapıldığı gerekçesi ile dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, taraflar arasında eser sözleşmesi olmadığı, ticari mal satım ilişkişi olduğunu, dilekçesinde davacı tarafından mermerlerin davalıya teslim edildiğini, yine mermer kaplama işlerinin eksiksiz gerçekleştirildiğini, alacaklının ikametgah mahkemesinin yetkili olduğunu, ayrıca HMK 10. Madde gereği sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğunu, mermerlerin teslim yeri … … ve … nolu dairelerin adresi İstanbul/ Ataşehirdir. Eser sözleşmesi olarak kabul edilse bile sözleşmenin ifa yerine göre doğru yerde takip başlatıldığını, takip konusu para borcu olduğu içini TBK 89 gereği davacının ikametgahı icra dairesinin de yetkili olduğunu, mahkemenin ilk ara kararında yetki itirazının reddine karar verildiğini, yargılama yapıp bilirkişi raporu alındığını, raporda davacının 16.705.00 TL alacaklı çıktığı sabittir hakim değişince mahkeme ara kararından rücu ederek davayı usulden reddettiğini, bunun usul ve yasaya aykırıdır olduğunu, iki tarafın ticari defterlerine göre davacının davalıdan 16.750.00 TL alacaklı olduğunun sabit olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında mermer kaplama işini konu alan sözlü eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu sabittir. Davacı yüklenici, davaya tonu takiple bakiye bedel alacağını talep etmiştir. Davalı iş sahibi diğer itirazlarının yanında icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiş ,mahkemece davalının adresi Antalya olduğu belirtilerek takibin davalı adresinde yapılmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir. HMK m.6’da düzenlenen yetki kuralı uyarınca genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Genel yetki kuralı yanında, kanunda bazı davalar bakımından özel yetki kurallarıyla başka bir yer mahkemesinin de yetkisi kabul edilmiştir. HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği bir özel yetki kuralı olarak düzenlenmiştir. Kural olarak, özel yetki genel yetkiyi kaldırmaz. Yine HMK’nın 17.maddesi gereğince tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açılabilecek hükmü düzenlenmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun “Yetki” başlıklı 50/1. maddesinde aynen “para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe selahiyetlidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan icra takiplerinin veya açılacak davaların kural olarak, davalının yerleşim yeri, sözleşmenin ifa edileceği yer (sözleşmenin yerine getirildiği yer) veya yetki sözleşmesi ile belirlenen icra dairelerinden/mahkemelerden birinde açılması gerekir. Bu tür sözleşmelerde para alacakları yönünden yetkili mahkemeyi alacaklının yerleşim yeri mahkemesi olarak belirleyen 818 sayılı BK’nın 73, 6098 sayılı TBK’nun 89. Maddesinin uygulama imkanı olmadığı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış içtihatlarıyla kabul edilmiştir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 23.02.2015 tarih ve 2014/2485 Esas, 2015/922 Karar sayılı kararı) Bu açıklamalar doğrultusunda dosya kapsamı değerlendirildiğinde, sözleşme kapsamında belirlenen işlerin İstanbul/ Ataşehir ilçesinde ifa edildiği ,böylelikle sözleşmenin ifa yerinin Ataşehir ilçesi olduğu, takibin de adı geçen ilçenin bağlı olduğu İstanbul Anadolu İcra Dairesin’de yapılmış olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davaya konu takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı kabul edilerek dosyanın esası incelenerek sonuca göre karar vermek üzere mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/09/2021 tarih, 2019/403 Esas, 2021/652 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.