Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3234 E. 2021/2477 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3234
KARAR NO: 2021/2477
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2019/731 Esas, 2021/849 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan kira kazancı kaybı alacağı ile eksik imalat bedeli alacağının tahsili talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalılardan … A.Ş vekili tarafından usulünce istinaf edilmiştir. Davacı, ihbar olunan arsa sahibi … İnşaat … Şirketi ile davalılardan … Şirketi arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesini arsa sahibinden hak ve yükümlülükleri ile birlikte temlik aldığını iddia eden kişi, davalı … Şirketi yüklenici, davalı … ise inşaatı tamamlamak üzere yapım işini yükleniciden devralan kişidir. Davacı, davaya konu 9 adet bağımsız bölümü dava dışı arsa sahibinden satın alan …’den satın aldığını ve bu nedenle arsa sahibinin halefi haline geldiğini belirterek bağımsız bölümlerin halen dahi teslim edilmediğini ve eksik imalat bulunduğunu belirterek her bir bağımsız bölüm yönünden kira kaybı alacağı ile eksik işler bedelini talep etmiştir. Davalılardan …. Şirketi cevap vermemiş, diğer davalı … A.Ş vekili ise gerek davacının gerekse müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşmenin tapuya şerh edilmediğini, davayı kendisine satış yapan kişiye yöneltilmesi gerektiğini, davacının sözleşmenin halefi olmadığını, kendisinin de zarar gördüğünü belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu, davacı ile arsa sahibi … İnşaat şirketi arasında yapılan davaya konu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin devrine dair 05.05.2011 tarihli devir ve temlik sözleşmesi ile yine işbu sözleşmenin arsa sahibinin onayı ile davalı yüklenici … şirketi tarafınddan diğer davalı … şirketine 18.12.2009 tarihli protokolle devredilmiş olması, davalı devralan … şirketinin inşaatın kendisi tarafından yapıldığına ilişkin kabulü birlikte değerlendirilerek işin eksik ve geç ifa edildiği belirtilerek davanın kısmen kabulü ile 120.016,66 TL kira kazanç kaybı ve 259.200,00 TL eksik imalat bedeli olmak üzere toplam 379.216,66 TL’nin davalardan tahsili ile davacıya ödenmesine dair verilen karar davalı … şirketi vekilince istinaf edilmiştir. Davalı … Gayrimenkul … A.Ş vekili istinaf talebinde özetle; davacı tarafça sonradan sunulan ve kendilerine tebliğ edilmeyen 05.05.2011 tarihli temlikname ile 25.07.2011 tarihli belge esas alınarak karar verilmiş olmasının savunma hakkının kısıtlandığını belirterek davanın genişletilmesi yasağı yönünden kabul edilemeyeceğini, Sulh Ceza dosyasındaki …’nın beyanının davalı aleyhine yorumlanamayacağını, dava tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleşmediğini, bir an için davacının temlik nedeniyle halef olduğu kabul edilse dahi sözleşmenin 15.maddesine göre gecikme nedeniyle kira bedelinin istenebilmesi için dairelerin arsa sahibi tarafından satılmamış olması gerektiğini oysa davacının arsa sahibi olmayıp daireleri 3.kişiden satın alan kişi olduğunu, yine sözleşmenin 3.maddesine göre arsa sahibinin içinde dava konusu bağımsız bölümlerden bazılarının da bulunduğu 9 adet bağımsız bölümler üzerindeki hacizleri kaldırması ve teminat olarak yükleniciye devretmesi gerektiğini ancak bu yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, sözleşmenin devralındığının müvekkiline bildirilmediğini, davalının davacı arsa sahibinden alacaklı olduğu belirterek kararın kaldırılarak davanın tümden reddini talep etmiştir. Dairemizce yapılan istinaf incelemesinde; “..Tüm dosya kapsamına göre, dava dışı ihbar olunan arsa sahibi … İnşaat Şirketi ile davalı yüklenici … Şirketi arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin davacı tarafından arsa sahibinden temlik alınmış olduğu anlaşılmaktadır. Davacı bu temlik sözleşmesine dayanarak arsa sahibinin halefi sıfatıyla talepte bulunmuştur. Davacının kira kazanç kaybına yönelik alacak talebi mahkemece davaya konu bağımsız bölümlerin satış tarihi gözetilmeden teslim tarihi esas alınarak hesaplama yapan bilirkişi raporuna uygun olarak hükmedilmiştir. Sözleşmenin 15. maddesi hükmü uyarınca arsa sahibi satışını yaptığı bağımsız bölümler yönünden kira bedeli talep edemeyeceği öngörülmüştür. Davacı talebine konu ettiği 9 adet bağımsız bölümü bunları arsa sahibinden satın alan dava dışı …’den devralmıştır. Arsa sahibinin dava konusu bağımsız bölümleri dava dışı …’ye sattığı anlaşılmakla, sözleşmenin 15. maddesi hükmü uyarınca kira kazanç kaybı talep edemez ise de, teslimi gereken tarihten …’ye yapılan satış tarihi itibariyle talepte bulunulmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. O halde, talebe konu her bir bağımsız bölüm yönünden teslim tarihi kesin olarak belirlendikten sonra bunların dava dışı …’ye satış tarihlerle göre ve bu tarihlerle sınırlı olarak kira kazanç kaybı alacağının belirlenip hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde satış tarihi dikkate alınmadan yapılan hesaplamaya itibar edilerek verilen kısmen kabul kararı usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmadığından sair istinaf sebepleri incelenmeksizin kararın belirtilen sebeple kaldırılarak belirtilen yol ve yöntemle inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucu uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilesi gerekmiştir. ” diyerek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece; taşınmazların dava dışı …’ye satış tarihlerinin 16/03/2007 olduğu, binanın sözleşmeye göre teslimi gereken tarihinin ise 18/11/2012 tarihi olduğu nazara alındığında; süre sonundan önce arsa sahibine ait taşınmazların (5 yıl önce) satıldığı, sözleşmede rayiç kira bedelinin yapının eksiksiz biçimde teslimine değil satış koşuluna bağlandığı anlaşılmakla davacının kira kaybını talep edemeyeceği anlaşılmış, bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiş, eksik işler yönünden davanın kısmen kabulü ile, toplam 259.200,00-TL eksik iş bedelinin davalı …A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve davalı … Ltd. Şti’ye yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğundan esastan reddine karar vermiştir. Davacı istinafında, öncelikle davalının istinafı süresinde olmadığını, istinaf talebinin reddini talep ettiğini, davanın basit yargılamaya tabii olduğunu, adli tatilde tebliğ edilmiş ise de sürelerin işlediğini, katılma yoluyla istinafta süresinde olmadığını, davacının istinaf dilekçesi davalıya 14.08.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının istinaf dilekçesini 04/09/2021 tarihinde verdiğini, mahkemece kira kaybı alacağının verilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda hesaplandığını, hüküm kısmında kira alacağına yönelik taleple ilgili bir karar verilmediğini verilen hükmün hatalı olduğunu, davalı … grup vekiline verilen vekalet ücreti de hatalı olarak verildiğini kararın kaldırılmasın talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı arsa sahibinin hissesini alan üçüncü kişi , davalı ise yüklenicidir. Davacı geç teslimden kaynaklı kira kaybı alacağını talep etmiş ,mahkemece kaldırma kararı sonrası yapılan araştırmada binanın teslim tarihinin 18/11/2012 olduğu, taşınmazların dava dışı …’ye satış tarihinin 16/03/2007 olduğu, satışın teslim tarihinden önce yapılması sebebiyle davacının sözleşmenin 15. Maddesine göre kira kazanç kaybı talep edemeyeceği gerekçesiyle bu talebin reddine karar vermiş ise de mahkemenin bu hususu sadece gerekçe kısmında belirttiği, hükümde kira kazanç kaybı ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar vermediği anlaşılmıştır. Bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmekle kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Kaldırma gerekçesine göre mahkemece yeniden hüküm tesis edileceğinden vekalet ücreti yönünden bu aşamada değerlendirme yapılmamıştır. Davalı … A.ş. vekili her ne kadar katılma yoluyla istinaf talebinde bulunmuş ise de, davanın basit yargılama usulüne tabii olduğu, adli tatilde sürelerin işleyeme devam ettiği, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin davalı vekiline 14/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf dilekçesinin 04/09/2021 tarihinde verildiği görülmekle, istinaf başvuru ve karar harçlarının yine bu tarihte yatırıldığı, yasada belirtilen itiraz süresinin geçtiği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmiştir. Mahkemenin eksik imalat bedeli yönünden verdiği kararla ilgili, davacının istinaf talebi bulunmadığı, davalı tarafın da kararı süresinde istinaf etmediği anlaşıldığından eksik imalat bedeli yönünden kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusu süresinde yapılmadığından reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, davalı vekilinin istinaf başvurusu süresinde yapılmadığından REDDİNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2021 tarih, 2019/731 Esas, 2021/849 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.