Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3164 E. 2021/2205 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3164
KARAR NO: 2021/2205
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/08/2021
NUMARASI: 2021/530 Esas, 2021/537 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili dilekçesinde özetle; Borçlunun yüklenici firma olduğunu, müvekkilinin alt yüklenici olduğunu, müvekkili ile borçlu arasında 06.05.2019 tarihinde sözleşmeler imzalandığını, müvekkilince sözleşme ile üstlenilen projenin 3 bölümden oluştuğunu, müvekkilinin 1 bölümde kendi üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, borçlunun sözleşmeden doğan ödemelerini müvekkiline ödemediğini, borç miktarının 75.358,94 Euro olduğunu, borçlunun taraflar arasındaki sözleşmeyi haksız feshettiğini, sonuç olarak uzunca bir süre geçmiş olan 75.358,94 Euro alacağın temini için İİK 257 vd. Maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece, somut olayda; taraflar arasındaki sözleşme konusu edimlerin yerine getirilip getirilmediği, sözleşmenin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği ve tüzel kişilik perdesinin aralanması yargılamayla belirlenecek nitelikte olup alacağın muacceliyeti ve varlığının İİK. 258 Md. Gereğince yaklaşık olarak ispat edilemediğinden talebin reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesi ile, sözleşme konusu edimlerin yerine getirildiği hususu ve talep konusu alacağın varlığının yaklaşık ispat derecesini aşar şekilde ispatlandığını, müvekkil şirket ile borçlu şirket arasındaki sözleşmeye konu projenin Kemerköy 1-2-3 olmak üzere 3 fazdan oluştuğunu, borçlu tarafın, işleri durdurmasa, sözleşme iş planı kapsamındaki bütün yükümlülüklerini yerine getirebilmiş olsa ve taraflar arasındaki sözleşmeyi haksız olarak feshetmemiş olsa idi şu anda Kemerköy 1 ve 2 fazlarının tamamlanmış, geçici kabullerinin yapılmış ve Kemerköy 3 fazının montajı devam ediyor olması gerektiğini, fakat, bahse konu proje borçlu taraftan kaynaklanan gecikmeler sonucunda bu tarz projeler açısından kabul edilemeyecek kadar çok uzadığını, halihazırda Kemerköy 1 fazı tamamlanmış fakat diğer alt yükleniciler gibi müvekkil şirketin de bu fazdan doğan alacağı halen ödenmemiş ve bunun sonucunda öncelikle sözleşme kapsamındaki dostane çözüm yollarına başvurulmuş ve çözüm alınamaması sonucunda İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/235 D. İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınarak uygulandığını, bundan sonra karşı tarafın sırf müvekkilinin yasal yollarla hakkını araması nedeniyle sözleşmenin feshi yoluna gidildiğini, müvekkilinin faz 1 kapsamında bütün yükümlülüklerini ve faz 2 kapsamındaki yükümlülüklerinin, sözleşme haksız olarak feshedilerek projeye devam etmesi engellenene kadarki kısmını tamamıyla ifa ettiğini ve hem sözleşme kapsamında hem de emredici hukuk kurallarına göre alacağına hak kazandığını, Ünite 1 kapsamında yapılan işlemlerin tamamlanması neticesinde yazılı borç ikrarı içerir cari hesap mutabakatı da yapıldığını ve Ünite 2 kapsamındaki işlemlerin yapılmasına başlandığını. Taraflar arasındaki cari hesap mutabakatının dahi Sözleşme kapsamındaki işlerin istikrarlı bir şekilde eksiksiz yerine getirildiğini ortaya koyduğunu. Ancak buna rağmen müvekkili şirketin aylardır borçlu şirketten alması gereken ödemeleri alamadığını, borçlunun, vadesinin üzerinden uzunca bir süre geçmiş olan alacağının cüzi bir kısmı olan 75.358,94 €uro tutarındaki borcunu hala ödemediğini, taraflarınca talep edilen alacağın feshe ilişkin tazminat olmadığını, eser sözleşmesi çerçevesinde tamamlanmış işler karşılığı hak kazandıkları alacağın bir kısmı olduğunu, bu nedenle sözleşmenin feshinin haklılığının ihtiyati haciz talebinde incelenmesine gerek bulunmadığını, talep konusu alacakla ilgili olarak yaklaşık ispatla ortaya konduğu için tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin ispatına gerek olmadığını, aynı uyuşmazlığa ilişkin olarak aynı taraflar arasında aynı mahkemece görülen 2021/235 D.iş sayılı dosyada ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmiş iken bu davada reddedilmesinin çelişki oluşturduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesinde, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İ.İ.K.’nın 258. maddesine göre, ihtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, talep taraflar arasında yapılmış olan ve feshedilen eser sözleşmesi gereği bakiye alacağın tahsili yönünden ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, talep dilekçesi ekindeki belgeler, talebe konu alacağın varlığı ve muaccel olduğu yönünde yaklaşık ispata yeterli değildir. Bu durumda, yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle ihtiyati haciz talep eden vekilinin taleplerinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 26/08/2021 tarih ve 2021/530 Esas, 2021/537 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.