Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3118 E. 2021/2423 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3118
KARAR NO: 2021/2423
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2021
NUMARASI: 2021/328 Esas, 2021/639 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … Üniversitesi arasında 2017 yılında “T.C. İstanbul … Üniversitesi … ” ve 2018 yılında “T.C. … ” başlıklı sözleşmelerin akdedildiğini, sözleşmeler kapsamında yüklenici müvekkilinin, işveren davalı tarafından belirlenecek olan kısımların tüm mekanik tesisatlarının yapılması işini üstlendiğini, müvekkilinin sözleşme gereği üzerine düşen edimlerini tam olarak ifa etmiş olmasına rağmen davalı tarafından sözleşmeler kapsamında ödenmesi gereken bedellerin ödenmediğini, davalı tarafından müvekkili şirketin aylık hak edişlerinden sözleşmeye konu iş süresince toplam 426.000,00 TL kesinti yapıldığını, müvekkili tarafından, sözleşme kapsamında iş eksiksiz ve sözleşme hükümlerine uygun olarak tamamlama süresi içerisinde bitirilip teslimi gerçekleştirildiğinde ve anlaşma gereği işbu kesinti bedelini geri almak için davalıya sözleşme sonunda 426.000,00 TL’lik teminat mektubu verildiğini, ancak davalı tarafından, sözleşme gereğince de iadesi gereken işbu teminat olan 426.000,00 TL”nin müvekkiline işin teslimi sonrası ödeme yapılmadığını ve teminat mektubunun davalı tarafından haksız şekilde nakde çevrildiğini, müvekkili şirket aleyhine takip yapılması ve hali hazırda alacaklı olduğu işlere ilişkin 89/1 haciz ihbarnameleri gönderildiği esnada dava konusu Çamlıca ve Pendik Projeleri devam ettiğinden davalı yana da alacaklı firmalar tarafından 89/1 haciz ihbarnameleri gönderildiğini, bu esnada davalı yetkilisi …’nun, müvekkili şirket yetkililerini çağırarak icra dosyalarına kesinti yapılmaması ve paranın müvekkili şirkete ödenmesi adına iki ayrı teklif yaptığını, Çamlıca Sözleşmesine ilişkin işin hakedişlerinden yapılan kesinti bedeli ve alacaklara ilişkin olan toplam 711.166,90 TL’yi icra dosyasına yatırmak yerine sözleşmeden kaynaklanan kesinti bedelini müvekkili şirkete ödemeyi teklif ettiğini, davalı şirket yetkilisi olan …’nun zor durumda olan müvekkili şirket yetkililerine, taraflar arasında fesih protokolü imzalamayı ve müvekkili şirket aleyhine sözde “eksik iş” faturası keserek caride alacaklı konumuna geçerek 89/1’e gerçeğe aykırı beyanda bulunmayı teklif ettiğini, zor durumda olan müvekkili şirket yetkililerinin de olayın vehametine kapılarak davalı yanın teklifini kabul ettiğini, davalının 89/ 1 haciz ihbarnamelerine gerçeğe aykırı bulundukları beyanı resmi kayıtlarda da muhasebeselleştirmek adına müvekkili şirket aleyhine 97.264,99 TL ve 784.493,03 TL iki adet fatura keserek 170.591,12 TL alacaklı konumuna geçtiğini, akabinde davalı tarafından 89/1 haciz ihbarnamelerine, müvekkili şirketin taraflarından herhangi bir şekilde alacaklı olmadıkları hatta borçlu olduklarına ilişkin itiraz edildiğini, yine davalı yanca, Pendik Sözleşmesi’nin 14.maddesinin “Avans Verilmesi” başlıklı maddesi gereğince müvekkili tarafından davalıya verilmiş olan toplam 750.000 TL’lik teminat mektubunun davalı tarafından bozdurulup nakit bedelinin müvekkiline ödenmesinin teklif edildiğini, müvekkilinin nakit sıkışıklığına girmiş olmasından ötürü ve işlerin tamamlaması için nakde ihtiyacı olmasından dolayı davalının işbu teklifini de kabul ettiğini, fakat davalının teminat mektubunu bozdurmasına rağmen mektubun bedelini müvekkiline ödemediğini, davalının müvekkilinin mali durumunun kötüye gitmesinden, müvekkilinin içinde bulunduğu zor durumdan ve iyi niyetinden yararlanarak sözleşmeden kaynaklanan hakedişlerden davalı işveren tarafından kesilerek yedinde tutulan ancak sözleşme bittiği halde ödenmeyen 426.000,00 TL teminat tutarı, 285.166,90 TL sözleşmeden kaynaklanan alacak ve yine sözleşme nedeniyle davalı tarafa verilmiş olan 750.000,00 TL bedelli teminat mektubunun anlaşma gereği bozulup tarafına ödenmemesi nedeniyle toplam 1.461.166,90 TL alacağı olduğunu, belirterek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla toplamda 1.461.166,90 TL alacağın temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunarak davanın esastan reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı İstanbul … Üniversitesinin 07/07/2009 tarih ve … sayılı resmi gazetede yayınlanan … numaralı kanunun ek 112 md gereğince Vakıf Üniversitesi olduğu, İstanbul BAM 18 HD nin 2017/3038-2019/2246 sayılı ve 19/12/2019 tarihli kararında açıklandığı üzere; davacı TTK anlamında şirket ve tacir ise de, davalının tacir niteliğine sahip olmaması nedeniyle huzurdaki davanın 6102 sayılı TTK’nın 4.ve 5.maddesi kapsamında ticari dava niteliğinde olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkeme olduğu gerekçesi ile; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddasi uyannca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, mahkemenin GÖREVSİZLİĞİNE, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/1’inci maddesinin; “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır.”, yine aynı maddenin ikinci fıkrasının; “Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.” şeklinde olduğunu, bu kapsamda taraflar arasında bir eserin meydana getirilmesine dair sözleşme bulunduğunu, davalının tacir sıfatına haiz olduğu, Türk Ticaret Kanunu kapsamında taraflar arasında ticari iş bulunduğu ve taraflar arasındaki ilişkiye Türk Ticaret kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği buna göre mahkemenin görevli olduğunu, belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, TBK’nın 470 vd. maddesi kapsamında eser sözleşmesine dayalı alacak talebine ilişkindir. Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere ticari davalar TTK 4. maddesinde belirtilmiş olup, buna göre her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan davalar (nisbi ticari davalar) ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın maddenin 1. fıkrasının alt bentlerinde sayılan hususlardan doğan davalar (mutlak ticari davalar) ticari davadır. TTK 5. maddesine göre ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir.Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık TTK 4./1 maddesinin alt bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi. davalı vakıf üniversitesi tacir olmadığından, taraflar arasındaki iş ticari iş olsa bile nisbi ticari dava olmadığından Asliye Ticaret Mahkemesi görevli değildir. Mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2021 tarih ve 2021/328 Esas, 2021/639 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi