Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3064 E. 2021/2136 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3064
KARAR NO: 2021/2136
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/09/2021
NUMARASI: 2021/453 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Eser Sözleşmesi
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan … A.Ş. arasında yapılan Beşiktaş İlçesi … Mah. … Sok. … Ada, … Parselde kayıtlı … Apartmanı ve Beşiktaş İlçesi … Mah. … Sok. … Ada, … Parselde kayıtlı … kaba ve ince inşaatına ilişkin sözleşme uyarınca müvekkilinin yapmış olduğu işlere karşılık olarak kendisine 380.000,00 TL nakit, 1.050.000,00 TL işçilik alacağı karşılığı olarak da Beşiktaş İlçesi … Mah. … Sok. … Ada, … Parselde kayıtlı … Kat … nolu bağımsız bölümün mülkiyetinin verileceğinin taahhüt edildiğini, ancak bu devrin yapılmadığını, müvekkilinin sözleşme uyarınca inşaatın %80’lik kısımı bitirdiğini, kalan kısımları da bitirmeye devam ettiği bir sırada davalı … A.Ş. tarafından müvekkiline gönderilen Beyoğlu … Noterliği’nin 30.03.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkilinin inşaatı durdurduğunun iddia edildiğini, bu iddianın gerçek dışı olduğunu, davalıların söz konusu taşınmazlardaki tüm tapuları muvazaalı bir şekilde üçüncü kişilere devrettiklerini ve üzerilerine kayıtlı olan menkul ve gayrimenkulleri muvazaalı bir şekilde üçüncü şahıslara devretmeye çalıştıklarını, ayrıca söz konusu şirketlerin de içini boşaltmakta olduklarını belirterek, öncelikle, dava konusu yapılan Beşiktaş İlçesi … Mah. … Sok. … Ada, … Parselde kayıtlı … Kat … nolu bağımsız bölümün üzerine ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalının mahkemece verilecek hükmün infazının engellemek amacıyla yapacağı kötü niyetli devirleri engellemek ve kararın icrasının sağlamak amacıyla HMK 389 vd maddeleri uyarınca davalılar adına başkaca kayıtlı menkul, gayrimenkul kayıtlarına, banka hesaplarına, işyerlerine ihtiyati tedbir konulmasını, mahkeme aksi kanaat hasıl olması halinde ihtiyati haciz kararı verilmesini, yargılama neticesinde de, sözleşme uyarınca müvekkiline devri kararlaştırılan Beşiktaş İlçesi … Mah. … Sok. … Ada, … Parselde kayıtlı … Kat … nolu bağımsız bölümün tapu kaydının yapılan işlerin bedeli olarak iptali ile müvekkili adına tesciline, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin yapmış olduğu işlerin karşılığının hesaplanarak davalı tarafça ödenmeyen sözleşme bedellerine ilişkin olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 03/09/2021 tarihli ara kararla, sözleşme konusu bağımsız bölüm bakımında yaklaşık ispatın sağlanamadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine, diğer mal varlığı bakımından; dava konusu olmadıklarından ve yaklaşık ispat sağlanamadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine, ihtiyati haciz talebinin ise şartları mevcut olmadığından reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, müvekkilinin sözleşme konusu işleri yaklaşık %80 oranında tamamladığını kalan işlerin davalılar yüzünden tamamlanamadığını, müvekkilince işler tamamlanarak istenmiş ise de davalılarca işlerinden çıkarıldığını ve başka kişiler getirtilip işlerin yapılmaya çalışıldığını, İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/71 D.İş dosyasından yaptırılan tespitle de inşaatın %80’lik kısmının bittiğinin belirlendiğini, bunun karşılığının 1.680.000,00 TL olduğunu, sözleşme davalılardan …A.Ş. ile yapılmış ise de, diğer davalıların inşaatın sahibi olduklarını ve tüm şirketlerin aynı kişilerce yöneltiğini, onları da asıl iş veren olarak bu ücretten sorumlu olduklarını, davalıların müvekkiline ödemeden kaçındıklarını, kendisine devredilmesi gereken taşınmazı devretmediklerini, 3.kişilere muvazaalı olarak devredilmeye çalışıldığını, davalıların resmi adreslerinde bulunmayarak tebligat yapılmasını da engellediklerini, banka hesaplarının boş olduğunu, tüm bu delillere ve müvekkilinin kestiği faturaya göre yaklaşık ispatın mevcut olduğunu, dosyaya gelen kayıtlarla dava konusu dairenin bir kısım hissesinin 3.şahsa satıldığının ortaya çıktığını, taşınmazlardan biri hakkında da internette satılık ilanı verildiğini, diğer taşınmazlarında muvazaalı olarak devredilmeye çalışıldığını, ihtiyati haciz için alacağın kesin olarak kanıtlanması gerekmediğini, sunulan sözleşme, faturalar, mahkeme kararı sağlanmış olduğu, bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirterek, dava dilekçesinde belirtmiş oldukları ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalılar ise iş sahibi …A.Ş. ve davaya konu inşaatın sahibi olduğu belirtilen diğer iki şirkettir. Dava, davacı ile davalılardan …A.Ş. arasında yapılan 2 adet binanın kaba ve ince inşaat işlerine ilişkin eser sözleşmesi kapsamındaki iş bedeline i,lişkin olarak sözleşme gereğince, sözleşmeye konu binadan davacıya verilmesi gereken 1 adet bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacı adına tescili, aksi halde yapılan işlerin bakiye bedelinin davalılardan tahsili talebine ilişkindir. Bu kapsamda, sözleşme gereği davacıya devredilmesi gereken bağımsız bölüm üzerine ihtiyati tedbir konulması, davalıların diğer tüm mal varlığına da öncelikle ihtiyati tedbir, aksi halde ihtiyati haciz konulması talep edilmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı Kanun’un 390/3 maddesinde, ”Tedbir talep eden taraf,  dilekçesinde  dayandıgı ihtiyati tedbir sebebini  ve türünü açıkca belirtmek ve  davanın esası yönünden  kendisinin haklılıgını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İ.İ.K.’nın 258. maddesine göre, ihtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki kaba ve ince imalat yapım işleri sözleşmesi kapsamında Beşiktaş İlçesi … Mah. … Sok. … Ada, … Parselde kayıtlı … Apartmanı … Kat … nolu dairenin barter yoluyla yüklenici davacıya devredileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmede bu bağımsız bölümün “… Apartmanındaki tüm işler tamamlanınca” yükleniciye devredileceğinin yazıyor olması, davacı tarafça sunulan tespit raporunda işin tamamlanma oranının %80 olarak belirlenmesi, … A.Ş. dışındaki davalıların sözleşmede taraf olmamaları, … Apartmanındaki işlerin tamamen bitirilmiş olduğuna ve veya davalı tarafça işe devam edilmesinin engellenildiğine dair bu aşamada yaklaşık ispatın sağlanamamış olması göz önünde bulundurulduğunda, davacının tapu iptal talebine ilişkin yaklaşık ispat sağlanamadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğu, kaldı ki bu tedbirin konulması talep edilen davaya konu 15 nolu bağımsız bölümün davanın açıldığı gün 3. Kişiye devredilmiş olduğu, davalılar adına kayıtlı başkaca taşınmaz, menkuller banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulması taleplerinin ise HMK 389 maddesinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir düzenlemesi karşısında yerinde olmadığı, yine davacı tarafça sunulan deliller dikkate alındığında yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda davalılar adına kayıtlı başkaca taşınmaz, menkuller banka hesapları üzerine ihtiyati haciz konulması talebi bakımından da yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemiş olduğu, bu nedenle yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve haciz taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve haciz taleplerinin reddine ilişkin mahkeme kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati haciz şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/09/2021 tarih ve 2021/453 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 16/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.