Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3052 E. 2021/2135 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3052
KARAR NO: 2021/2135
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2021
NUMARASI: 2020/1 Esas, Derdest,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı ve davacı arasında, davalının … Alışveriş merkezinde bulunan mağazasının kanal dolguları ve malzemeleri, microbase kaplama ve koruyucu cilası, malzemeli depo alanı zemin kaplaması ve malzemeli micracemento konik yapılması işlerinin davacı tarafından yapılması konusunda anlaşma yapıldığını, müvekkilinin üstlendiği işleri tamamlayıp teslim ettiğini, karşılığında 27/05/2019 tarihli 120.065,42 TL bedelli faturanın düzenlediğini, davalı borçlunun bu faturanın 43.445,96-TL’lik bakiyesini ödemediğini ve bu alacağın teminat altına alınmamış olduğunu, bu alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının mal kaçırma ve gizleme amacıyla, haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunulduğunu belirterek, itirazın iptalini ve dava konusu edilen 43.445,96-TL alacağın teminini sağlamak amacıyla davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının edimini eksik ve ayıplı yapması sebebiyle takibe konu alacağın henüz talep edilebilir olmadığını, müvekkilinin ifa edilen edim oranındaki tüm borçlarını ödediğini, bu hususun davacı yanca sunulan cari hesap ektresinden de anlaşılacağını, davacı tarafın üzerine düşen yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmeden müvekkilinden ücret talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece 11/10/2021 tarihli ara kararla, davalının ayıplı ifa iddiasında bulunduğu, buna göre talebin yargılama gerektirdiği ve henüz yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, müvekkilinin anlaşma uyarınca üstlendiği zemin kaplama ve tadilat işlerini yaparak davacıya teslim ettiğini ve karşılığında 27.05.2019 tarihli 120.065,42 TL bedelli faturayı düzenlediğini, davalı – borçlunun 43.445,96 TL fatura bakiye bedelini ödemediğini, davalının faturanın içeriğine herhangi bir itirazı olmadığı gibi, taraflar arasındaki borç/alacak miktarı konusunda mutabakata da varıldığını, müvekkil tarafından davalı tarafın muhasebe uzmanı …’in …@…com.tr adresine 24.10.2019 tarihinde gönderilen e-mail ile cari hesap ekstresi gönderilerek mutabık olup olunmadığının sorulduğunu, davalının muhasebe uzmanı tarafından aynı gün gönderilen mail ile 43.445,96 TL alacak miktarı konusunda mutabık olduklarının bildirildiğini, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının” yeterli olduğunu, mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gerekenin ise alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmadığını, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesinin aranmadığını, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesinin yeterli kabul edildiğini, somut olayda, yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurulduğunda, bu ispat yükü gerçekleştirilmiş olduğundan ihtiyati haciz taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak, ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Dava, davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasındaki eser sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen 27/05/2019 tarihli faturadan kalan bakiye alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takiben itirazın iptali talebine ilişkin olup, bu kapsamda davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davalı cevabından da anlaşılacağı üzere taraflar arasında davalının … Alışveriş merkezinde bulunan mağazasının bir takım inşaat işlerinin davacı tarafından yapılması konusunda sözleşme bulunduğu, davacı tarafından bu sözleşmeye konu işlerin yapılıp teslim edildiğinin belirtildiği, davalı tarafından ise yapılan işte eksik ve ayıplar bulunduğu belirtilerek buna karşı çıkıldığı, ancak davacı tarafça sunulan 24/10/2019 tarihli mutabakat maili, davalı vekilince davaya ve istinafa cevap dilekçelerinde bu mutabakat mailinden bahsedilmediği, bu aşamaya kadar açık bir itiraz ileri sürülmediği, sadece 120.065,42-TL’lik davacı faturasına ve kendi yaptığı ödemelere değinildiği, ancak yapmış olduğu ödemelerden 50.000,00-TL’lik ödemenin 120.065,42-TL’lik davacı faturasından önce olduğu, bu ödeme öncesinde cari hesap ekstresinde davacının davalıya ilişkin olarak 34.226,96-TL’lik başkaca bir faturasının kayıtlı olduğu, davalı vekilinin de cevaplarında bu cari hesap ekstresine dayalı olarak savunmalarda bulunduğu, davalı tarafın ileri sürdüğü eksik ve ayıp savunmasına ilişkin bu aşamada b,r tespit vs. sunmadığı hususları göz önünde bulundurulduğunda, bu aşamada bakiye 43.445,96-TL iş bedeli alacağı bakımından ihtiyati haciz için öngörülen yaklaşık ispatın sağlanmış olduğu, buna göre ilk derece mahkemesince, davacı iddiasının yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde değerlendirilerek ve davadaki talep miktarı dikkate alınarak belirlenecek uygun bir teminatla ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak ihtiyati haciz kararı verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2021 tarih, 2020/1 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.