Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2934 E. 2021/2355 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2934
KARAR NO: 2021/2355
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2021
NUMARASI: 2021/39 Esas, 2021/557 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır inşaat işleri ile uğraşmakta olduğunu, davalılar ile … Apt. Projesi ve … Apt. Projesinde tabliye yapım işi için anlaşma sağlandığını, söz konusu inşaatların … Ltd. Şti.’nce inşa edildiğini, ve müvekkilinin alt taşeron olarak tabliye yapım işini üstlendiğini, davalı … ve …’ın şirket yetkilisi olduğunu, davalı …’un ayrıca şirket müdürü ve davalı …’ın da şirket ortağı olduğunu, müvekkilinin ve davalılar … ve … semtlerinde bulunan binaların tabliye işinin yapımı için metrekaresi 28-TL’den anlaşma sağlayarak, toplamda … için 5126,06 + … için 6312,78 = 11.438,84 Metrekare tabliye işini yaparak davalılara teslim ettiğini, davalıların metrekare küsuratını atarak 11.438 x 28 = 320.264-TL müvekkiline borçlandıklarını, 30.06.2018 tarihine kadar yapılan 100.500-TL ödemenin bakiyeden düşülerek 30.06.2018 tarihi itibariyle davalıların, müvekkiline 219.764-TL borçlu olduğunu, davalı … ve müvekkili tarafından imza altına alındığını, bu tarihten sonra da bir kısım yapılan ödemelerin neticesinde bakiye borç miktarının 170.000-TL kaldığını, söz konusu bakiye borç bedelinin davalılardan pek çok kez talep edildiğini ancak ödemenin yapılmadığını, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını ve davalıların haksız ve hukuka aykırı itirazı neticesinde icra takibinin durduğunu, müvekkili ile davalılar arasında sözleşme yapıldığını ve sözleşme gereği müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalıların ise müvekkilinin edimini eksiksiz yerine getirdikten sonra ödemeleri gereken miktarı ödemediklerini belirterek, davalıların İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli davalıların dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, söz konusu projelerin inşası dava dışı … Ltd Şti tarafından yapıldığını, müvekkili …nin, inşaat işi ile iştigal etmediğini, müvekkilinin bu iş ile ilgilenen dava dışı … Ltd Şti ‘nde çalışan olduğunu, takibe dayanak belgeyi de şirket çalışanı olarak imzaladığını ve şahsen sorumluluğunun bulunmadığını, davada müvekkili …’ye husumetin yöneltilemeyeceğini, ayrıca müvekkili … ‘nin 15.11.2019 tarihi itibariyle bahsi geçen şirkette müdürlük yetkilerinin de sonlandırıldığını, müvekkili … bakımından, söz konusu dayanak belgede imzası bulunmadığını, müvekkilinin bahsi geçen şirket ortağı olması şirket borçlarından şahsi malvarlığı ile sorumlu olduğu sonucunu doğurmadığını, söz konusu şirketin limited şirketi olduğunu ve şirket ortaklarının şirketin borçlarından şahsen sorumlu olduğu yönünde herhangi bir hukuki dayanağın mevcut olmadığını, inşaatların dava dışı … Ltd Şti tarafından inşaa edildiğini, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, söz konusu inşaatların inşasının dava dışı … Ltd Şti ‘ne ait olduğunu, davacının tüm çalışmalarının karşılığının ödendiğini, müvekkillerinin söz konusu borçtan dolayı herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını belirterek, davacının haksız davasının tümüyle reddini istemiştir. Mahkemece, davalıların dava dışı … Limited Şirketi”nin ortağı ve münferit imzaları ile şirketi temsile yetkili kişiler oldukları, taraflar arasında anlaşılan işin … Apartmanı Projesi ve … Apt Projesinde Alt tabliye yapımına ilişkin olduğu, dava dilekçesine eklenen belgeden davalı … ile davacı arasında tabliye işine ilişkin evrak tanzim edilmiş olduğu, tanzim edilen evrakta üstlenilen edimlerin dava dışı …Şti’nin iş alanını girdiğinin dosyada mübrez evraklar ile sabit olduğu, davalı …”un işin üstlenilmesi esnasında bunun şahsi işi olduğuna dair açık bir beyanının da bulunmadığı, uyuşmazlığın ticaret kanunundan kaynaklandığı ve mutlak ticari dava olduğu sabit olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiştir. İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin karşı görevsizlik kararı ile dosya İstanbul BAM 37. Hukuk Dairesine gönderilmiş, dairenin kararı ile istinaf incelemesi için dosya İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesine gönderildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili istinafında , “… davacı tarafından da ikrar edildiği üzere söz konusu inşaatlar dava dışı … Ltd Şti tarafından inşaa edilmiştir. Dolayısıyla söz konusu iş ticari iş niteliğinde olduğundan görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. Bu sebeple usul ve yasaya aykırı Yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın esastan reddine karar verilmesi talep edilmektedir. dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Dava konusu işin ticari iş niteliğine olması ayrıca Yerel Mahkemenin 21.01.2021 tarihli tensip tutanağının 5 nolu “Davacı vekiline, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince arabuluculuk son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize sunmak üzere işbu ara kararın tebliğinden itibaren 1 haftalık süre verilmesine,” ara kararı gereğince davacının ticari uyuşmazlık nedeniyle dava şartı olan arabuluculuğa başvuru yapması gerekmektedir. Ancak davacı söz konusu ara kararı yerine getirmemiştir. Bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken görevsizlik nedeniyle reddi usul ve yasaya aykırıdır. yerel mahkeme kararı bozularak husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere söz konusu projelerin inşası dava dışı … Ltd. Şti. tarafından yapılmaktadır. Müvekkil … dava dışı … Ltd. Şti. ‘nde çalışandır. Takibe dayanak belgeyi de şirket çalışanı olarak imzalamıştır. Şahsen sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle huzurdaki davada müvekkilim …’ye husumet yöneltilememesi gerekmektedir. Davanın bu açıdan müvekkil … yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca müvekkilim … ‘nin 15.11.2019 tarihi itibariyle bahsi geçen şirkette müdürlük yetkileri de sonlandırılmıştır. Yine diğer müvekkil … bakımından, müvekkilin dava konusu dayanak belgede imzası bulunmamaktadır. Ayrıca müvekkilimin bahsi geçen şirket ortağı olması şirket borçlarından şahsi malvarlığı ile sorumlu olduğu sonucunu doğurmamaktadır. Söz konusu şirket bir limited şirket olup; şirket ortaklarının şirketin borçlarından şahsen sorumlu olduğu yönünde herhangi bir hukuki dayanak mevcut değildir. 6102 TTK MADDE 573- “(1) Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur. (2) Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler. ” belirtildiği üzere tüzel kişiliği bulunan limited şirket borçlarından şirket ortakları şahsen sorumlu değildir. Bu nedenlerle müvekkillerim yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini gerekmektedir. Dava konusu inşaatların inşası davacının da dilekçesinde ikrar ettiği üzere dava dışı … Ltd Şti ‘ne aittir. Davacının tüm çalışmalarının karşılığı ödenmiştir. Bu nedenle müvekkillerimin sözkonusu borçtan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır., kararın kaldırılarak davanın reddine talep ediyorum.” diyerek beyana bulunmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda davacı gerçek kişinin tacir olup olmadığı iddia ve ispat edilemediği gibi davalılardan …’nin de tacir sıfatı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davanın TTK’nın 4. maddesinde sayılan dava ve işlerden olmadığı, eser sözleşmesi Türk Ticaret Kanunu’nda değil Borçlar Kanunu’nda düzenlendiğinden İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 21/06/2021 tarih ve 2021/39 Esas, 2021/557 Karar sayılı görevsizlik kararı usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2021 tarih ve 2021/39 Esas, 2021/557 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalılarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.