Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2915 E. 2021/2048 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2915
KARAR NO: 2021/2048
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/07/2021
NUMARASI: 2021/444 Esas, Derdest
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında 21.12.2020 tarihinde İstanbul ili Pendik ilçesi … mahallesi alınteri sokak … ada … parsel no:… de bulunan binanın yenilenmesine ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşmenin süresi ve proje bitiş tarihli 7. Maddesinde taşeron sözleşmesinden itibaren 75 gün olduğunu, davalı yüklendiği edimleri süresinde ifa etmediğini, İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/64 D.iş nolu tespit dosyasından bilirkişi raporu alındığını, davalının sözleşmede belirlenen ücretin ödenmediği gerekçesiyle sözleşmeyi feshettiğine dair ihtar gönderdiğini, ancak davalının edimlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin menfi zararlarının olduğunu, sözleşme gereğince bedelin %50’sinin ödendiğini, davalının inşaata zarar verdiğini, eksik kalan işler için … Ltd.Şti ile kompozit panel ve cam doğrama işleri için 612.393,98 TL bedelli, …-… ile elektrik işleri için 631.300 TL bedelli; … şirketi ile 118.000.TL bedelli; … şirketi ile 285.335 TL bedelli olmak üzere toplamda 1.150.000,00 TL bedelli sözleşmeler imzalanarak davalı tarafın yapacağı işlerin çok fazla bedelle başka şirketlere tamamlatılmak zorunda kalındığını, davalı şirketin edimini yerine getirmediğinden binadan çıkılması nedeniyle kira ödeme süresinin uzadığını ve zararının oluştuğunu belirterek, davalının meydana gelen zararlardan dolayı sorumlu olması sebebiyle davalının mallarına yönelik üçüncü kişilere tescil ve devrinin önlenmesi için ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalı şirketin yapılan işlerin fiziki oranlarının bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edilmesi ile davacı tarafından yapılan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini, davalının haksız fesih etmesi nedeniyle uğranılan zararların tespit edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile akdedilen 21.12.2020 tarihli sözleşmenin davalı firma tarafından Bakırköy … Noterliği’nin 27.01.2021 tarih ve … yevmiye nolu ile ihtarı ile haklı nedenlerle feshedildiğini, sözleşmenin 4. Maddesinde belirtilen bedelin davacı tarafından ödenmediğini, sözleşmede belirtilen işlerin davalı tarafından sürekli değiştirilmek suretiyle sözleşmenin ihlal edildiğini, sözleşmede kararlaştırılan peşinatın ve yapılan işlerin bedelinin ödenmediğini, bu nedenlerle sözleşmenin haklı sebeplerle feshedildiğini, İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/164 Değişik iş nolu dosyasına sunulan bilirkişi raporunda belirtildiği gibi 21.12.2020 tarihli sözleşme gereği tadilat işine başlandığını, bina ön cephesinin kapatılarak iskele montajının ve file muhafaza perdesinin çekildiğini, şantiye ofisinin kurulduğunu, sözleşmeye konu tüm işlere başlandığını, bir kısımın bitirildiğinin bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, bilirkişi raporuna göre davalı şirketin edimlerini yerine getirdiğini, davacı şirketin yapmış olduğu işin bedelini alamadığı gibi, işin yapılması için mahalline getirilen tüm alet, edevat ve malzemeye davacının el koyduğunu, davalı şirketin müspet ve menfi zarara uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece 12.07.2021 tarihli ara kararı ile, davacı vekili, davalı şirkete ait mallara yönelik üçüncü kişilere tescil ve devrinin önlenmesi için ihtiyati haciz konulmasını talep etmiş ise de; alacağın muaccel olup olmadığı ve alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden vadesi gelmiş alacak olarak kabulünün mümkün olmadığı, vadesi gelmeyen alacak olduğunun kabulü halinde borçlunun borcundan kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlandığı veya alacaklılarının haklarını ihlal eden işlemlerde bulunduğunun yaklaşık olarak ispatlanmadığı, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, bu haliyle somut olayda ihtiyati haczin şartlarının oluşmadığı gerekçeleriyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacı şirket ile davalı şirket arasında 21.12.2020 tarihli binanın yenilenmesine ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince davacının yapacağı ödeme karşılığı davalı şirketin sözleşmede anlaşılan işleri yapması gerektiğini, İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/64 D.İş numarası ile 08.03.2021 tarihinde delil tespit kapsamında davalının edimlerini yerine getirmediğinin tespit edildiğini, davacının zarara uğradığının ispatlandığını, davacının zararlarının davalı tarafından karşılanmadığını, meydana gelen zararın yüksek olduğunu, ödeme yapmamak için davalının mal kaçırma ihtimalinin bulunduğunu, ihtiyati haciz talebinin geçici hukuki koruma olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve ihtiyati hacize karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin mahkeme kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati haciz şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/07/2021 tarih ve 2021/444 Esas sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.