Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/277 E. 2021/931 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/277
KARAR NO: 2021/931
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2020
NUMARASI: 2019/197 Esas, 2020/649 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 18/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirket ve davalı .. Ltd Şti arasında 09/11/2018 tarihinde “… Tüneli Projesine” ilişkin “Tünel Kaplama Betonu Yapım” işi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme konusu işin hakkedişlerinin faturalanması sonucu; müvekkili şirkete davalı … Ltd Ştince Ankara … Noterliğinden gönderilen ihtarname ile davacı şirket uhdesinde bulunan “… Tüneli projesine” ilişkin “Tünel Kaplama Betonu Yapım” işi sözleşmesi kapsamında düzenlenen 2 nolu hakkediş bakiyesi ile 3 ve 4 nolu hakedişlere ilişkin alacakların ödenmediği bildirilerek ihtarname ekinde 08/02/2019 tarih … nolu ve 25/02/2019 tarih … nolu fatura asıllarının gönderildiğini, müvekkili şirketin halihazırda konkordato sürecinde ve komiser denetiminde olduğundan incelemeler tamamlanmadan herhangi bir ödeme yapılmasının mümkün olamayacağını bildirildiğini, bu sebeple müvekkilince 3 Nisan 2019 keşide tarihli ihtarname ile bildirilen (ihtarname sonrası düzenlenen ) hukuki sonuç doğurmayan Temlik işlemine ve müvekkili şirketin temlik eden şirkete alacağı bulunmadığından temlik konusu borca faturanın içeriğine, irsaliye konusu alacak bedellerine, ferilerine – faizine, dayanak konusu belgelere yasal hakları saklı kalmak kaydı ile itiraz ettiklerini, davalı … Ltd. Şti.’nce 2019 yılında da işlere devam edildiği ve 3 ve 4 nolu hakkedişlerin düzenlendiği belirtilmişse de, sözleşmede kararlaştırılan sürenin 2018 sonunda sona ermiş olup, müvekkili şirketin iş miktarının artırılması ve işe devam edilmesi hususunda sözleşmede yazılı şekilde bir bildirimi bulunmadığını belirterek, bu sebeplerden ötürü haksız ve yersiz ödenen faturaya dayanak muvazaalı bütün hakkedişlerin tespitine, müvekkilinin ödemiş olduğu haksız ve yersiz fatura bedellerinden şimdilik 10.000,00 TL’sinin davalı … Ltd Şti nden tahsiline karar verilmesini, davalı … Ltd. Şti. yönünden ise Ankara … Noterliğinden keşide edilen ihtarname ile “…Konkordato Sonrası Satıcılar listesinde yer alan 931.439,38TL alacağının 631.430,00 TL sini 6098 sayılı TBK md. 183 ve devamı hükümlerine göre ifa amaçlı olarak temlik alan … Ltd Şti’ ne “devir edildiğinin bildirildiği, müvekkilince 3 Nisan 2019 keşide tarihli ihtarname ile bildirilen (ihtarname sonrası düzenlenen ) faturaların ve faturaya konu hakkedişlerin muvazaalı işleler sonucu düzenlenmesi sebebiyle hukuki sonuç doğurmayan temlik işlemine ve müvekkili şirketin temlik eden şirkete alacağı bulunmadığından davalılarca yapılan temlik işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, davada menfi tespit talebinin dayanağı olan 09/11/2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesi’nin 17.maddesine göre sözleşme ile ilgili her tür ihtilafta Ankara Mahkemelerinin yetkili kılındığını, söz konusu yetki şartının HMK md.17 hükmü uyarınca yetki sözleşmesi kapsamında olduğunu ve 09/11/2018 tarihli sözleşme ile ilgili her tür davanın Ankara Mahkemelerinde görülmesi zorunlu olduğunu, menfi tespit davasının her bir davalı için 3 ayrı menfi tespit davasına tefrik edilmesi gerektiğini, alacak davasının tefrik edilerek dava şartı yokluğundan dolayı reddi gerektiğini, davalılar arasında HMK md.57 kapsamında ihtiyari dava arkadaşlığı olmadığı gibi, HMK md.59 kapsamında da maddi hukuka göre menfi tespit talebinin tüm davalılara yöneltilmesini ve tüm davalılar hakkında tek bir hüküm verilmesini gerektiren bir hal / durum da söz konusu olmadığından ve davaya konu edilen 09/11/2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesinin 17.maddesine göre Ankara Mahkemeleri kesin yetkili kılınmış olduğundan davanın esasına girilmeden, davanın her bir davalı için tefrik edilerek 3 ayrı dava halinde görülmesi gerektiğini belirterek, yetki sözleşmesi gereği … hakkındaki menfi tespit davasında Ankara Mahkemeleri yetkili olduğundan hem ilk itiraz olarak ve hem de dava şartı yokluğundan ötürü Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesini; davacının davalı … aleyhinde açmış olduğu alacak davasının, 6235 sayılı HUAK md.18/A hükmü gereğince, davacıya 10.000,00 TL alacak davası ile ilgili olarak zorunlu ara buluculuk son tutanağını bir hafta içinde dosyaya sunmasına dair ihtarlı davetiye tebliğ edilmesini ve süresi içinde zorunlu ara buluculuk son tutanağı dosyaya sunulmaz ise davacının 10.000,00 TL alacak tahsili davasının işbu davadan tefrik edilerek ayrılmasına ve ayrılan alacak davasının esasa girilmeden dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, müvekkiline alacak temliki yapan diğer davalı … şirketi ile davacı … A.Ş. arasında yıllara yaygın olarak devam eden taşeronluk ilişkisinden ötürü … şirketinin davacıdan alacakları olduğunu, Ankara 2. Asliye Ticaret Mah. 2018/697 E. sayılı dosyada görülen Konkordato davasında Konkordato komiserler heyetince düzenlenip dosyaya verilen 25/02/2019 tarihli Komiser Raporunda temlik eden … Ltd.Şti.’nin Konkordato Sonrası alacağının 931.439,38 TL olarak yer aldığını, müvekkilinin temlik alacağı olan 631.430,00 TL alacağını söz konusu komiser raporunda temlik edenin konkordato sonrası döneme ait alacağı olarak yazılı olan 931.439,38 TL içinde kalmakta olduğunu, davacının, diğer davalı … Ltd. Şti.’ne borçlu bulunduğunu ve müvekkilinin diğer davalıdan temlik aldığı 631.430,00 TL’nin de bu tutar içinde kaldığını, müvekkilinin diğer davalı …’dan alacaklı olduğunun müvekkili ve … ticari defter ve kayıtları ile sabitlendiğini, müvekkilinin diğer davalı … Ltd. Şti.’in davalıda bulunan 631.430,00 TL alacağını usulüne uygun noter senedi ile temlik edende bulunan alacağının ödenmesine yönelik ifa amacıyla temlik aldığını, davacının temlik nedeniyle müvekkiline borçlu olmadığı ve temlik işleminin usulsüz olduğuna ilişkin iddialarının asılsız ve dayanaksız olduğunu belirterek, haksız davanın esastan reddine karar verilmesini, davanın esasına girilmeden her bir davalı için tefrik edilerek üç dava halinde görülmesine, her bir davalının sahip olduğu görev ve yetki itiraz haklarını ayrı ayrı kullanabilmelerini teminen, karar verilmesini, müvekkili … Ltd. Şti.’nin muamele merkezi Adıyaman ili olup müvekkil şirket aleyhinde açılacak davalarda genel yetki kuralı uyarınca Adıyaman Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalılardan … şirketi ve davacının tarafı oldukları 09/11/2018 tarihli taşeron sözleşmesinde sözleşme ile ilgili her tür ihtilafta Ankara Mahkemelerinin yetkili kılındığını, bu davalı yönünden de yetki sözleşmesi gereği Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin davada taraf sıfatının bulunmadığı dava dilekçesi içeriği ve temlik sözleşmesi ile sabit olduğundan hakkındaki davanın tefrikine karar verilmesini, müvekkili … Ltd. Şti. aleyhinde açılmış olan menfi tespit davasının tefriki ile husumet yokluğu nedeniyle esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava dilekçesinde taşeron …Ltd. Şti. ve temlik alan …k Demir …Ltd. Şti. ile birlikte …da davalı olarak gösterilmiş ise de, ilk derece mahkemesince 04/11/2020 tarihli duruşmada verilen ara kararla, birleşen Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/352 Esas sayılı dosyası ile birleşen Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/351 Esas sayılı dosyası ve ayrıca esas davanın davalısı … yönünden açılan davaların iş bu dosyadan tefriki ile ayrı birer esasa kaydına, böylece tefrik sonucu üç yeni dosya oluşturulmasına, yargılamaya iş bu dosyada esas dava yönünden ve davalısı …Ltd.Şti ve … Ltd.Şti yönünden devamına karar verilmiştir.Mahkemece tefrik ara kararı sonrasında ise, davacı şirket ile davalı … şti arsındaki taşeron sözleşmesinin 17.maddesinde sözleşmeden kaynaklı her türlü ihtilafta Ankara mahkemesinin yetkili olduğunun kabul edildiği, anılan düzenleme çerçevesinde ve HMK 17/1-2. cümle maddesi gereğince, davacı ile davalı … Şirketi arasındaki davada sadece Ankara Mahkemelerinin yetkili bulunduğu, davalı …Ltd.Şti yönünden ise, sözleşmeye konu alacağa temlikname ile kısmi halefiyeti nedeniyle kendisine de husumet yöneltildiği, bu davalı yönünden de yapılacak yargılama, menfi tespit isteminin tartışılması, davacı ile davalı … Şirketi arasındaki borç/alacak durumunun tartışılmasını gerektireceğinden usul ekonomisi ve kısmi halefiyeti gerekçesiyle, davalı … Şirketi yönünden de davanın yetki yönünden usulden reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın yetki yönünden usulden reddine, dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, davalı …’nin merkez adresinin Ümraniye olması nedeniyle genel yetki kuralı çerçevesinde İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemelerinde davanın açıldığını, diğer davalıların bu sözleşme ilişkisine temlik yolu ile sonradan katıldıklarından usul ekonomisi gözetilerek davanın İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemelerinde açıldığını, mahkemenin genel yetki kuralına aykırı karar verdiğini belirterek, kararın kaldırılmasını, yetki itirazlarının reddine karar verilmesini talep istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi (asıl yüklenici), davalılar ise taşeron ve temlik alan diğer şirketlerdir. Davacı asıl yüklenici tarafından davalılardan …Ltd. Şti. ile imzalanan 09/11/2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesinden kaynaklanan ve fazla ödendiği iddia olunan fatura bedellerinin bu davalıdan tahsili, ayrıca fazla düzenlenen hakediş ve faturalara ilişkin olarak her iki davalıya borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiş, her iki davalı şirket vekilince süresinde sunulan cevap dilekçelerinde yetki itirazlarında bulunulmuştur. 09/11/2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesinin tarafı olan davalı …Ltd.Şti vekilince, taraflar arasındaki sözleşmenin 17.maddesinde sözleşme ile ilgili her türlü ihtilafta Ankara mahkemelerinin yetkili kılındığı belirtilerek, davanın Ankara mahkemelerinde görülmesi gerektiğine dair yetki itirazında bulunulmuş, diğer davalı …Ltd. Şti. vekilince sunulan cevap dilekçesinde ise, müvekkili şirketin muamele merkezi Adıyaman ili olduğundan aleyhinde açılacak davalarda genel yetki kuralı uyarınca Adıyaman mahkemelerinin yetkili olduğu, ayrıca davacı şirket ile diğer davalı …Ltd. Şti. arasındaki sözleşme ile ilgili her tür ihtilafta Ankara mahkemelerinin yetkili kılındığı, bu davalı yönünden de yetki sözleşmesi gereği Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilerek, yetki itirazında bulunulmuştur. Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar, HMK’nın 6. maddesine göre davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde (genel yetkili mahkeme) açılabileceği gibi HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Taraflar arasında geçerli olarak yapılmış yetki sözleşmesi varsa ve bu sözleşmede davanın sözleşmeyle kararlaştırılan yer dışında genel ve özel yetkili başka bir mahkemede de açılabileceğine dair aksine bir düzenleme yoksa dava yalnızca sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinde açılabilir (HMK. md. 17). Dosya içerisinde bulunan davacı şirket ile davalı …Ltd. Şti. arasındaki 09/11/2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesinin ihtilafların halli başlıklı 17.maddesinde “Taraflar bu sözleşme ile ilgili her türlü ihtilafta Ankara Mahkemesi ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu kabul etmişlerdir.” şeklinde yetki sözleşmesi yapıldığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesinde tacirler ve kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde görülebileceği şeklinde düzenleme yapılmıştır. Yetki sözleşmesi de ancak kesin yetki bulunmayan hallerde ve tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmaları halinde geçerli olarak yapılabilir. Somut olayda taraflar tacir olup, sözleşmedeki yetki şartı geçerlidir. Buna göre, davalı …Ltd. Şti. yönünden yetki sözleşmesi gereğince Ankara Mahkemeleri yetkili bulunmakta olup, süresinde usulüne uygun yetki itirazında da bulunulduğundan, HMK’nın 17/1-2.cümle maddesindeki açık düzenleme karşısında artık davalının yerleşim yeri adresinde davanın açılması mümkün olmayıp, davalı …Ltd. Şti. vekilinin Ankara Mahkemeleri’nin yetkili olduğuna dair yetki itirazı yerindedir. Diğer davalı …Ltd. Şti. bakımından da gerek temlik sözleşmesiyle diğer davalı …Ltd. Şti.’nin taşeronluk sözleşmesinden kaynaklanan alacak hakkını devralmış olması, gerekse HMK’nın 7/1. Maddesindeki düzenleme göz önünde bulundurulduğunda Ankara Mahkemeleri’nin yetkili kabul edilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2020 tarih ve 2019/197 Esas, 2020/649 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.