Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2723 E. 2021/1909 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2723
KARAR NO: 2021/1909
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/03/2021
NUMARASI: 2016/850 Esas, 2021/211 Karar,
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2017/861 ESAS 2018/635 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin İptali, Alacak
KARAR TARİHİ:19/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı … Genel Müdürlüğü dava dışı … Ltd. Şti. arasında İstanbul … Noterliğinde … sayı ile 25.09.2013 tarihinde “Asya Bölgesi 2013 yılı 3. Kısım Atık su Tüneli ve Şebekesi Yağmursuyu Kanalı ve Dere Islahı İnşaatı” işi ilgili olarak bir sözleşme imzaladığını, bu sözleşmenin Kurbağalı deresi ıslah çalışmaları (2+633 km-O+OOO km) arası alanı kapsadığını, … Ltd. Şti’nin çalışma güzergâhını çalışma bölgesinde bulunan yerleri “geçici işgal ve kamulaştırma nedeniyle doğacak süre uzatım hakkı saklı kalması” ihtirazı kaydı ile 23.10.2013 tarihinde teslim aldığını, daha sonra davalı … Genel Müdürlüğünün muvafakati ile sözleşmenin müvekkili şirkete devredildiğini, müvekkilinin yapacağı işin daha önceki yıllarda başka yükleniciler tarafından inşa edilen fakat ihtiyacı karşılamadığı için taşkınlara sebebiyet veren 5 metre genişliğindeki dere kesitini 20 metre genişliğinde bir dere haline getirmek ve atık su tüneli inşa ederek derenin ıslahını yapmak olduğunu, müvekkilinin işe başlarken 3,600.000,00 TL ve 150.000,00 TL bedelli kesin teminat mektuplarını verdiğini, işin devamı sırasında davalıdan kaynaklanan bir çok olumsuzlukla karşılaşıldığını, bu sorunların müvekkilinin edimini yerine getirmesinde fiili ve hukuki imkânsızlığı da beraberinde getirdiğini belirterek, İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/34 D. İş sayılı dosyasından teminat mektuplarının paraya çevrilmemesine dair verilen ihtiyati tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, karşılıksız kalan teminat mektuplarının müvekkiline iadesine, iadenin mümkün olmaması halinde iptaline, banka teminat mektuplarının nakde tahvil edilmesini engellemek ve ticari itibarını korumak amacıyla müvekkilinin teminat olarak … veznesine nakden yatırdığı ve 13.07.2016 tarihinde davalı tarafından haksız olarak irat kaydedilen toplam 3.600.000,00 TL + 150.000,00 TL = 3.750.000,00 TL’nin davalı idareden ticari işlerde uygulanan en yüksek ticari temerrüt faizi ile birlikte istirdadına, müvekkili ile davalı arasında imzalanan Asya Bölgesi 2013 yılı 3. kısım Atıksu Tüneli ve Şebekesi Yağmursuyu Kanalı ve Dere Islahı İnşaatı sözleşmesinin sözleşme kurulması sırasındaki geçersizlik, sözleşme sonrasında davalının sözleşmeye aykırı davranışına bağlı ifa imkansızlığı nedeniyle geriye yönelik olarak feshine, müvekkilinin gerek bu sözleşmenin kurulmasından önce ve gerekse sözleşmenin ifası sırasında yaptığı harcamalardan ve maruz kaldığı zararlardan şimdilik 50.000,00 TL’nin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davacı vekili, davacı ile davalı arasındaki Asya Bölgesi 2013 yılı 3. Kısım atıksu tünel ve şebekesi yağmursuyu kanalı ve dere ıslahı inşaat işinin davalının ihale sözleşmeleri kanunun 20. Maddesi uyarınca feshedildiğini ve toplam 3.750.000,00 TL’lik teminat bedelinin idare hesaplarına irat kaydedildiğini, ancak Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 48. Maddesine göre güncellenen tutar ile kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tutarı arasındaki farkın yükleniciden tahsil edilmesi gerektiğini belirterek, hesaplanan 669.525,21 TL fark bedelin ihtar tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu, asıl dosyada davacı birleştirilen dosyada davalı olan …’nin tacir olduğu, ancak taraflardan birinin tacir olmasının davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli bulunmadığından ve nispi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiğinden bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle asıl ve karşı davaların mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereği usulden reddine, kararın kesinleşmesini mütakip talep halinde dosyanın görevli nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Asıl davada davacı ve birleşen davada davalı … Ltd.Şti vekili istinaf dilekçesinde, Yargıtay kararlarına göre …’nin tacir ve ticari işletme olduğunu, davanın 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığını, … Genel Müdürlüğü’nün 2560 sayılı Kanun ile kuruymuş, TTK’nın 18/1 maddesinde özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olması yanında, ticari şekilde veya istisadi esaslara göre işletilmekte müstakil bütçeli bir kurum olup, yaptığı işler itibariyle de ticarethane-ticari işletme sayılmakta ve tacir sıfatını taşımakta olduğunu, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünün asliye ticaret mahkemesinin görevi içinde olduğu, müvekkilinin de tacir olduğunu ve … ile aralarındaki uyuşmazlığın bu nedenle de ticari iş sayılması gerektiğini, yerleşik Yargıtay kararlarında da bu şekilde kabul edildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Bir davanın ticari dava sayılabilmesi için TTK.’nın 4. maddesindeki düzenlemeye göre, her iki tarafın tacir ve uyuşmazlık konusunun da her iki tarafın ticari işletmeyle ilgili olması veya uyuşmazlık konusunun anılan maddede sayılan istisnalara dahil bulunması veyahut dava konusu olayın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen konularla ilgili bulunması veya özel kanunlarda davanın ticari dava olarak belirlenmesi gerekir. Görev, bir davaya o yerdeki hukuk mahkemelerinden hangisi tarafından bakılacağını belirtir. Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Görev bir dava şartı olduğundan mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulur ve taraflarca da her zaman ileri sürülebilir. Dava şartı eksikliğinin saptanması halinde, davanın usulden reddine karar verilir. Somut olayda, dava dışı şirket ile davalı-birleşen davada davacı … Genel Müdürlüğü arasında düzenlenip davacı-birleşen davada davalı şirkete devredildiği anlaşılan sözleşme TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesidir. Yargıtay uygulamaları ile 2560 sayılı Kanun ve 6102 sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince davalı … tacir sayılmakta olup, sözleşme konusu iş de ticari işletmesiyle ilgilidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … tacir olduğundan ve işin ticari işletmesiyle ilgili bulunduğundan Türk Ticaret Kanunu’nun 4 ve 5/3. maddeleri gereğince işin esası incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmadığından davacı-birleşen davada davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-3.maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, işin esasını inceleyip sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davacı/birleşen davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/03/2021 tarih, 2016/850 esas, 2021/211 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı/birleşen davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı/birleşen davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.19/10/2021