Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2683 E. 2021/1882 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2683
KARAR NO: 2021/1882
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/08/2021
NUMARASI: 2021/739 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; taraflar arasında Bakırköy … Noterliği’nin 07/11/2019 tarihli … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili tarafından sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin eksiksiz ve tam olarak yerine getirildiğini, davalı tarafından sözleşme hükümlerinin ihlal edilmesi üzerine davalıya gönderilen Beyoğlu … Noterliği’nin 31/05/2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile ödenmesi gereken 381.649,00 TL alacağının ödenmesi ihtarına rağmen ödeme yapılmaması üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek İİK’nın 257 ve devamı maddeleri uyarınca dava değeriyle sınırlı olacak şekilde davalının menkul-gayrimenkul ve 3.kişilerde bulunan hak ve alacakları ile ilgili olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini aksi takdirde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 27/08/2021 tarihli ara karar ile; ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup, uyuşmazlık konusu olmaması nedeniyle HMK 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbir talebinin reddine, yaklaşık ispat konusunda kanaat oluşmaması nedeniyle İİK 257.maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin eksiksiz ve tam olarak yerine getirilmiş olmasına karşılık davalı yanca sözleşme hükümlerinin ihlal edildiğini; İİK’nun 258/1 hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğunu, kesin bir şekilde ispat edilmesinin gerekli olmadığını; taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden müvekkilinin alacaklığının varlığının tartışılmaz bir gerçek olduğunu; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşul da kanunda öngörülmediğini, kural olarak her borcun doğduğu anda muaccel olduğunu; terditli olarak talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddinin yerinde olmadığını; HMK’nın 389.maddesi gereği yaklaşık ispatın sağlandığını; müvekkilinin olası zararlarının güvence altında olabilmesi için öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesi, aksi takdirde makul bir teminat yatırılmasına karar verilmesi gerekeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz yönünden de talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, her iki talep yönünden de yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/08/2021 tarih ve 2021/739 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 12/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.