Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2674 E. 2021/1851 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2674
KARAR NO: 2021/1851
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:
NUMARASI: 2020/620 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili , davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine 01.11.2013 tarihli 49.836,43-TL tutarlı 06.10.2011 tarihli taşeron sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için İstanbul …İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosya ile takibe geçildiğini, müvekkili şirketin davalı alacaklıya herhangi bir borcu olmadığını davalının kötü niyetli olduğunu ticari defterlerin incelenmesi neticesinde davalı-alacaklıya müvekkili şirketin borçlu olmadığının anlaşılacağını ,söz konusu takipte, müvekkili davacı şirket adına çıkarılan ödeme emrinin TK md. 35’e göre “… Mah. … No:… Arnavutköy/lstanbul” adresine yapıldığını, ancak davacı şirketin Kırklareli ili Lüleburgaz ilçesine taşındığını, yeni taşınmış olduğundan merkez değişikliğini Ticaret Siciline bildiremediğini, ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste de bekçilerin tebligatı almamaları üzerine icra tebligatından haberdar olmadığını ve süresinde itiraz edemediğini davacı şirketin, davalı alacaklıya borcu olmadığı halde icra takibine maruz kaldığını, şirkete ait araçlar üzerine haciz konulduğu, müvekkili davacı şirketin davalı tarafından kötü niyetli olarak başlatılan icra takibi neticesinde zarara uğradığını belirterek öncelikle ilerde telafisi güç ve imkansız zararların doğmaması açısından teminatsız veya uygun bir teminat karşılığında takibin durdurulmasına, dosya kapsamında konulan hacizlerin kaldırılmasına, müvekkilini davalı-alacaklıya borcunun bulunmadığı, tespitine, haksız ve kötü niyetli davalı hakkında %20’tan aşağı olmamak üzere tazminata, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesi talep etmiştir. Davalı vekili ;müvekkili şirketin davacı ile 06.10.2011 tarihli taşeron sözleşmesi kapsamında İstanbul ili Bahçelievler ilçesi … Mah. … pafta, … ada, … parselde yapılacak iki blok inşaatın konvansiyonel kalıp,demir ve beton işlerinin montaj olarak 270 gün içinde yapım işini taşeron sıfatı ile yapılması huşunda sözleme imzaladığını, müvekkili şirketin üzerine düşen edinimini yerine yetirdiğini, 20.02.2013 yer teslim tutanağındaki eksiklikler müvekkili şirketçe tamamlanarak kesin hesabın yapıldığını ve iş bedelinin faturasının kesildiğini ve davacı şirkete tebliğ edildiğini, fakat şu ana kadar dvacı ve diğer ortak girişim şirketince herhangi bir ödemenin yapılmadığını, Taraflar arasında başka davalarında olduğunu, …, … ortak girişiminin müvekkil şirkete açmış olduğu Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1320 nolu dosyanın olduğunu, bu davanın ve mahkemenizdeki dava ve icra dosyası ile ilgili taraflar arasında sulh görüşmelerinin yapıldığını, neticelendiğinde mahkemenize beyanda bulunulacağını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile açılan iş bu davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesi talep etmiştir. Davalı vekilince reddi hakim talebinde bulunulduğu ve mahkemenin 09.07.2021 tarihli arar kararı ile Davalı vekili reddi hakim istemine dayalı olarak 09.06.2021 tarihli duruşmada geçen konuşmaları, duruşmanın yakın tarihe bırakılarak ek rapor alınmamış olmasını ve bilirkişi görevlendirilmesinin taraflı olduğunu beyan etmiş olup, reddi hakime neden olarak gösterilen ve tarafsızlığını şüpheye düşürdüğünü belirttiği tüm sebepler esas hükümle birlikte kanun yoluna başvurulduğunda istinaf nedeni yapılabilecek nedenler olup, , hakimin takdir yetkisine giren konularda karar almasının onun tarafsızlığını şüpheye düşüremeyeceğinden HMK 36. Maddesi kapsamında şartları oluşmayan reddi hakim talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Diyerek talebin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hakimin kararını halihazırda vermiş olduğu, ileri sürülecek hiçbir savunmanın dikkate alınmadığını, bilirkişiye talimat verilerek rapor hazınlandığını, ek rapor alınmasına imkân bırakmayacak şekilde tarafların sözlü yargılamaya davet edilmek suretiyle duruşma günü verildiği, hakimin işbu duruşmada kararını açıklayacağını beyan etmesi birlikte değerlendirildiğinde, Hakim’in vereceği karara ve bu konuda tarafsız davranmayacağına yönelik kuvvetli intiba oluşturduğu, bu sebeple de HMK m.36 ve devam eden hükümler çerçevesinde Hakim’in tarafsızlığını gölgeye düşüren önemli sebeple hakimin reddini talep ettikleri; huzurda görülen davada, davanın istinaf incelemesi neticesinde davacı tarafların zorunlu dava arkadaşı bulunduğu ve bu nedenle zorunlu dava arkadaşlarından yalnızca biri tarafından açılan dosyanın usulden bozularak yerel mahkemeye iade olunmasından evvel 11.05.2016 tarihinde Yeminli Mali Müşavir … ile 18.04.2017 tarihinde İnşaat Mühendisi … tarafından oluşturulmuş iki adet bilirkişi raporu bulunmasına, ilgili raporların dava konusu uyuşmazlığın aydınlatılması için yeter düzeyde bilgiyi ihtiva etmesine ve davanın istinafta usulden bozularak gelmiş bulunmasına rağmen, dosyaya müdahil olarak … Ltd. Şti. Vekili olarak Yüce Divanda yargılanmış Av. …’ın dahil olmasını takiben hemen 1 hafta sonra, dosyada hakim değişikliği ile gelen … sicil numaralı Mahkeme Hakimi … tarafından hiçbir gerekçe yokken dosyaya yeni bilirkişi olarak Hesap Uzmanı … atanmış ve bu raporda bilirkişiye taraflı talimatlar verilerek her nedense karşı taraf lehine delil yaratılması için imkan sağlandığı, dosyada iki tane detaylı bilirkişi raporu bulunmasına rağmen Mahkeme Hakiminin yeni bir bilirkişi ataması, atamanın usul ekonomisine açıkça aykırı olmakla birlikte adil yargılanma hakkımızın da ihlali niteliği taşıdığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Hakimin reddi HMK’nın 36. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 36.maddesi hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır. Yine aynı maddede, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği helde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması davanın dördüncü derece de dahil yan soy hısımlarına ait olması, dava esnasında iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması hallerinde hakimin reddi sebebinin varlığının kabul edileceği düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen red sebepleri sınırlı olmayıp, HMK 36.maddesinde belirtilmeyen ancak hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren başka sebeplerin de hakimin reddini gerektireceği açıktır. Dosya kapsamına göre, somut olayda HMK’nın 36. Maddesinde öngörülen hakimin reddi ve çekilmesini gerektirecek sebeplerinin bulunmadığı, reddeden davalı tarafından red sebebi olarak ileri sürülen hususların işin esası yönünden isitinaf ve temyiz sebebi olup hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilmeyeceği yönündeki merci değerlendirmesi yerindedir.Bu itibarla ilk derece mahkemesinin reddi hakim talebinin reddine ilişkin kararı hukuka uygundur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.