Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/26 E. 2021/1167 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/26
KARAR NO: 2021/1167
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2020
NUMARASI: 2014/450 Esas, 2020/349 Karar
DAVANIN KONUSU: Teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti
BİRLEŞEN KADIKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2011/604 ESAS, 2011/918 KARAR SAYILI DAVA DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit, Murazaanın giderilmesi
BİRLEŞEN KADIKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2011/612 ESAS, 2012/555 KARAR SAYILI DAVA DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
BİRLEŞEN KADIKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2011/1129 ESAS, 2012/14 KARAR SAYILI DAVA DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 14/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti, birleşen 2011/604 Esas sayılı dava; menfi tespit, diğer birleşen davalar ise; iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olup, mahkemece asıl davanın reddine, birleşen 2011/1129 Esas sayılı davanın kabulüne, diğer birleşen davaların ise kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Asıl davada davacı taşeron vekili, taraflar arasında davalının yüklenicisi olduğu … Konut İnşaat Projesi’nin B1 ve B2 bloklarının malzemeli mekanik tesisat işlerinin müvekkili tarafından yapılması konusunda 23/03/2007 tarihli alt taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin teminatını teşkil etmek üzere müvekkili şirketin davalıya 30/03/2009 vade tarihli, 260.000,00 TL bedelli banka teminat mektubu teslim ettiğini, banka teminat mektubunun vade süresinin 31/03/2010 tarihine kadar uzatıldığını, müvekkili şirketin sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirerek, sözleşme konusu işleri davalıya teslim ettiğini, bu hususla ilgili olarak taraflar arasında 10/06/2009 tarihli protokol imzalandığını, bu protokol ile müvekkilinin protokol tarihi itibariyle davalıdan olan bakiye alacağının KDV dahil 1.040.735,00TL olduğunun belirlendiğini, davalının bu borca karşılık … Konut Projesi’ nden … blok, … ve … numaralı, 240 m2’lik daireleri toplam 1.309.000,00TL bedel ile (BARTER) müvekkiline vermeyi kabul ve taahhüt ettiğini, dairenin tapu devrinden sonra davalının müvekkili şirketten alacaklı duruma geçtiğini, 10/06/2009 tarihli protokolün 5. Maddesinde, müvekkilinin 10/06/2009 tarihinden sonra B1 ve B2 bloklardaki dava dışı arsa sahibine ait dairelerdeki mekanik tesisat işlerini de bu protokolün imzalanmasını müteakip 90 gün içinde 23/03/2007 tarihli yüklenici sözleşmesinde yer alan şart ve koşullar ve birim fiyatlar ile yapmasının kararlaştırıldığını, ve müvekkili tarafından B1 ve B2 bloklardaki arsa sahibine ait dairelerin mekanik tesisat işinin gerçekleştirildiğini, bu işlere ilişkin hak edişler düzenlendiğini ve hakedişlerin büyük bir bölümünün davalı yanca onaylandığını, bu onaylara istinaden müvekkili tarafından davalıya değişik tarihlerde 4 adet fatura düzenlediğini, ayrıca müvekkili şirketin B1 ve B2 bloklara ait 2 adet hakediş daha düzenlediğini, bu hakedişlerin şantiye mühendisleri tarafından onaylandığını, ancak ödeme için davalının merkez onayının alınamadığını, bu nedenle faturaların kesilemediğini, B1 ve B2 blokların mekanik tesisat işlerinin de müvekkili tarafından eksiksiz olarak gerçekleştirilip davalı ve arsa sahibine teslim edildiğini, müvekkili şirketin davalıdan ticari defter ve belgelerinde 665.718,96 TL alacaklı göründüğünü, bu alacakların dışında sürüncemede kalan ve henüz faturası kesilmeyen 2 adet hakediş ve her hak edişte kesilmiş olan %5 nakit teminat kesintisi olduğunu, davalının yapılan imalatların ayıplı olduğunu ileri sürerek müvekkiline bakiye iş bedelini ödemediğini, banka teminat mektubunun garanti ettiği riskin ortadan kalktığını, bu nedenle davalının banka teminat mektubunu müvekkiline iade etmesi gerektiğini ileri sürerek söz konusu teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ile müvekkiline iadesine, teminat mektubunun paraya çevrilmesi halinde ise; teminat mektubu bedeli olan 260.000,00 TL’nin, teminat mektubunun nakte çevrildiği itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı yüklenici vekili, taraflar arasında akdedilen 23/03/2007 tarihli mekanik işlem sözleşmesinin teminata ilişkin ilgili maddesinde, yüklenicinin iş sahibine vereceği teminatlar ve bu teminatlar ile ilgili işlemlerin ayrıntılı bir şekilde açıklandığını, mektubun iade koşullarının oluşmadığını, teminatın iadesi ile ilgili 21. Maddede, kesin teminat mektubunun, geçici kabul tarihinden itibaren 12 ay içinde iade edileceğinin belirtildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı yüklenici … vekili Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/604 Esas sayılı dosyasına verdiği 06/07/2011tarihli dilekçesiyle, müvekkili şirket ile arsa sahibi S.S. Otomotiv Kooperatifi arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme gereğince Mashattan Konut Projesi’ne başlandığını, bu kapsamda davanın tarafları arasında B1 ve B2 Blok mekanik tesisat işlerinin yapılması için 23/03/2007 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeden sonra ek protokol ile de sözleşme konusu bloklarda arsa sahiplerine ait dairelerdeki mekanik tesisat işlerinin yapılmasının da davalı taşeron tarafından üstlenildiğini, ancak işlerin ayıplı yapıldığını, bu nedenle davalının bakiye iş bedelini hak etmediğini, buna rağmen davalının bakiye iş bedeli alacağının tahsili için müvekkili hakkında haksız olarak Üsküdar … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip başlattığını ileri sürerek müvekkilinin başlatılan bu takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine, sözleşme birim fiyat tarifelerinden kaynaklanan taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi ile imalatlarda ortaya çıkan ayıplar nedeniyle meydana gelen zararın ve alacakların takas mahsubuna ve fazlaya ilişkin kısmın tazmini ile fazla yapılan ödemenin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı taşeron vekili birleşen Kadıköy 3. Asliye Ticaret M’ahkemesi’nin 2011/612 Esas sayılı dosyasına verdiği dilekçesiyle, müvekkilinin konut projesi inşaatı işine dahil olan B1 ve B2 blokların malzemeli mekanik tesisat işlerini davalı şirket ile akdedilen 23/03/2007 tarihli sözleşme kapsamında eksiksiz yerine getirip davalı yükleniciye teslim ettiğini, bu durumun davalı şirket ile akdedilen 10/06/2009 tarihli protokol ile sabit olduğunu, 10/06/2009 tarihli protokol gereği müvekkilinin, arsa sahibine ait dairelere yönelik mekanik tesisat işlerini de tamamladığını, hak ediş belgelerinin büyük bölümünün davalı şirket tarafından onaylandığını, taraflar arasında sözleşmeden kaynaklı borçların tasfiye edilip karşılıklı olarak hesap mutabakatı yapıldığını, bu kapsamda davacının KDV dahil 1.040.735,00TL alacağının olduğunun belirlendiğini, buna karşılık olarak davalı yüklenici yanca … Konut Projesi’nden B21 blok, 8 ve 9 nolu, 240 m2’lik dairelerin 1.309.000,00TL bedelle müvekkili şirkete verilmesinin aynı protokol ile kararlaştırıldığını, daire bedellerinin alacaktan mahsup edildiğini, bu surette 23/03/2007 tarihli sözleşmeden kaynaklı borç ve alacakların taraflarca tasfiye edilip hesap mutabakatı yapıldığını, müvekkili şirketin hak edişlerinin onaylanmış olmasına rağmen hak ediş bedellerinin ödenmediğini, davalının yapılan imalatların ayıplı olduğunu ileri sürerek ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında Üsküdar … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı taşeron vekili Birleşen Kadıköy 4 Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2011/1129 Esas sayılı dosyasına verdiği dilekçesiyle, müvekkilinin taraflar arasında imzalanan 23/03/2007 tarihli sözleşmedeki edimlerini eksiksiz olarak yerine getirip davalı yükleniciye teslim ettiğini, ancak davalının işin ayıplı olduğundan bahisle bakiye iş bedelini müvekkiline ödemediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında bakiye iş bedeli alacağının tahsili için Üsküdar … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, asıl dava yönünden; taraflar arasındaki 23/03/2017 tarihli sözleşmenin 15. maddesi ile 24/03/2007 tarihli ek protokol ile revize edilmiş haline göre, teminat mektubunun iadesi için SGK ilişiksizlik yazısının ibraz edilmesi, geçici kabulün yapılmış olması, personel evraklarının teslimi ve ihtilafsızlık koşullarının bir arada oluşması gerektiği, dava tarihi itibariyle SGK ilişiksizlik yazısısının alınmadığı (bu belge yargılama sırasında 12/03/2012 tarihinde alınabilmiştir), geçici kabul tutanağı oluşturulmadığı (geçici kabul davadan sonra 10/06/2013 tarihinde yapılmıştır) ortada olduğundan, banka teminat mektubunun iadesi ve hükümsüzlüğünün tespiti talebinin yerinde olmadığı, birleşen Kadıköy 1.Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2011/604 esas sayılı davası yönünden; menfi tespit davasının açılma tarihinin, aynı icra takibine yönelik açılan itirazın iptali davasından önceki tarihli olduğu, menfi tespit davası mevcut ise de, aynı icra takibine ilişkin alacaklının itirazın iptali davası açmasına engel bir durum olmadığı gibi, alacaklının 1 yıllık süreyi kaçırmaması şartıyla, takibin devamını ve alacağın tahsilini sağlaması için itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu nedenle davalının derdestlik itirazının yerinde olmadığı, davalı taşeron … Şirketi’nin ticari defterlerine göre 31/01/2011 tarihi itibariyle davalı taşeronun davacı yükleniciden 665.718,96 TL alacaklı göründüğü, davacı yüklenici … Şirketi’nin defterlerine göre de davacının davalı şirkete 542.618,92 TL borçlu olduğu, aradaki 123.100,04 TL’lik farkın, 70.000,00 TL’sinin işçilik ödemesine, 53.100,00 TL’sinin ise malzeme zaiyatına ilişkin olduğu, bu tutarların, davalı taşeron … Şirketi’nin defterlerine kayıtlı olmadığı, bu tutarları davacı yüklenici … Şirketi’nin defterine tek yanlı olarak işlediği göz ardı edildiğinde (0,04 kuruş farkla) her iki tarafın defterlerinin birbirini teyit eder durumda olduğu, davalı taşeron … Mühendislik Şirketi tarafından düzenlenen hakediş faturalarının davacı yüklenici … Şirketi’nin defterine kayıtlı olduğu, teknik bilirkişilerce işin %100 oranında bitirildiği, sorunsuz ve çalışır vaziyette olduğunun tespit edildiği, süregelen zaman içinde büyük oranda ödemeler yapıldığı, taşeronun birim fiyatlarına göre oluşturduğu faturuların büyük bir kısmının yüklenicinin şantiyede görevli yetkilileri tarafından onaylandığı ve imzalandığı, yüklenicinin işin yaptığı kısmının bedeline hak kazanacağı çok açık olduğundan, tüm muarazanın giderilmesini beklemeden alacağı için icra takibi başlatabileceği, 30/04/2011, 18/06/2011 ve 26/06/2011 tarihlerinde taşeronun edimini yerine getirirken meydana gelen hasarlara ilişkin tutanaklar tutulduğu, davalı taşeron … yetkilisinin de bu tutanaklarda imzasının bulunduğu, davacı yüklenici … Şirketi’nin ayıplı ve hasarlı işler nedeniyle kestiği faturalardan, … blok, … kat, … numaralı dairenin; şap içinden giden su tesisatından kaçak sebebiyle 191 nolu dairenin alçıpan duvarının zarar görmesi sebebiyle KDV hariç 5.765,00 TL’lik hasar giderim bedeli hesaplandığı, … blok, … kat, … dairenin; ebeveyn yatak odasının fan coil tesisatının vanasının açık bırakılması sebebiyle su basması sonucu yatak odasındaki malzemelerin ve alçıpanın hasarlanması nedeniyle KDV hariç 5.011,00 TL hasar giderim bedeline ilişkin fatura kesildiği, B 2 blok, 25. kat, 195 numaralı dubleks dairenin de aynı şekilde ebeveyn yatak odasının fan coil tesisatının vanasının açık bırakılması sebebiyle su basması sonucu KDV hariç 8.095,00 TL lik hasar giderim bedeli hesaplandığı, son raporda belirtildiği gibi, önceki raporlarda bu bedeller KDV hariç olmasına rağmen, KDV dahil olan diğer hasar bedeliyle toplanarak hataya düşüldüğü, tüm hasar bedellerinin KDV dahil olarak belirlenmesi gerektiği, son heyet raporuna göre, 3 kalem hasarın KDV dahil olarak hesaplandığı ve toplamının 22.267,78 TL olduğu, (ayıplı iş bedeli) ayrıca B2 blokta su basan dairelerdeki hasar bedelinin KDV dahil 32.437,50 TL, Thyssen Krupp asansörlerde meydana gelen hasar bedelinin KDV dahil 46.536,71TL, blokta meydana gelen malzeme zaiyat bedelinin KDV dahil 53.100,00 TL olmak üzere toplam 132.074,21TL’lik faturalar düzenlendiği, böylece ayıplı ve hasarlı iş bedeli toplamının 132.074,21 TL + 22.267,78 TL = 154.341,99 TL olarak bulunduğu, davacı taşeron … Şirketi’nin defterinde kayıtlı olan bakiye 665.718,96 TL alacaktan ayıplı ve hasarlı işlerin bedelinin düşülmesi gerektiği, davacı yüklenici … Şirketi tarafından kesilen 70.000,00 TL’lik işçilik ödemeye ilişkin yeterli ispat sağlanamadığı, davacı yanca sunulan ödeme makbuzu üzerinde ismi bulunan …’nun davalı taşeron … Şirketi çalışanı olmadığının tespit edildiği, bu nedenle makbuz bedelinin mahsubu talebinin yerinde görülmediği, eksik ve ayıplı işlere ilişkin bulunan 154.341,99 TL tutar içinde mevcut olan 53.100,00 TL malzeme zaiyatı faturasının bir kısmının sigorta şirketince davacı yükleniciye ödendiği, bu durumda yüklenici … Şirketi’nin sigorta şirketinden aldığı hasar bedelini ikinci kez davalı taşeron … Şirketi’nden istemesinin yerinde olmadığı, 53.100,00 TL lik malzeme zaiyatına ilişkin olarak davacı yüklenici tarafça 20/06/2011 tarihinde mükerrer olarak 23,136,71 TL fatura kesildiği görüldüğüne göre sigorta ödemesi olan 29.963,29 TL nin davacı yüklenici … Şirketi alacağından mahsubunun gerektiği, bu suretle 154.341,99TL- 29.963,29 TL = 124.378,87 TL ayıplı iş bedelinin, bakiye iş bedelinden tenzili ile takibin buna göre devam etmesi gerektiği, buna göre 665.718,96 TL-124.378,87 = 541.340,09 TL üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerektiği, bu tutarın, davacı yüklenici … şirketinin kendi defterlerine göre takip tarihi itibariyle taşeron … Şirketi’ne borçlu göründüğü 542.618,92 TL ‘ye oldukça yakın olduğu, birleşen Kadıköy 4.Asliye Ticaret mahkemesi ‘ nin 2011/1129 Esas sayılı davası yönünden: Üsküdar … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu edilen 63.891,99 TL ve 83.878,53 TL’ lik toplamda 147.769,62 TL olan faturaların, davalı yüklenici … Şirketi’nin defterlerinde kayıtlı olmadığı, ancak faturalarda iki tarafın da imzasının bulunduğu, mutabakatla hazırlandığının kabulünün gerektiği, faturalarda davalı yüklenici … Şirketi’nin şantiyede yetkili mühendislerinin imzasının bulunduğu, sözleşmenin, proje esnasında değiştirilmesi istenen imalatlarla veya ek imalatlarla ilgili olarak teknik şartnameye göre yeni birim fiyat oluşturulmasına imkan verdiği, yeni birim fiyatların da davalı yüklenici şirketin yetkilisinin onayından geçtiği, teknik bilirkişilerce bu iki faturaya konu işin de Bayındırlık Bakanlığı’nın teknik şartnamesine göre kadri maruf olduğunu mütalaa edildiği, bu iki faturanın 06/04/2011 tarihli olup Üsküdar … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi ile istenen 665.718,96 TL lik kısma dahil olmadığı, mükerrer talebin söz konusu olmadığı, alacak faturalardan kaynaklı olup, tarafların defterleri ile anlaşılabilir durumda olduğundan alacağın likit olduğunun kabulünün gerektiği, davalar açılırken asıl alacak üzerinden harç yatırıldığından işlemiş faizin talep konusu olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, A-Asıl davada, (Kadıköy 5 Asliye Ticaret mahkemesi’ nin 2011/293 Esas sayılı dava iken İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘ nin 2014/450 Esas sayısına kaydedilen kök davada); davacı taşeron …Ltd Şti’nin 06/11/2007 tarihli 260.000,00TL bedelli banka teminat mektubunun iadesi ve hükümsüzlüğünün tespiti taleplerinin reddine; tedbirlerin karar kesinleşinceye kadar devamına, B-Birleşen Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2011/604 Esas sayılı davada; davanın kısmen kabulüne, davacı yüklenici … AŞ.’nin Üsküdar … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinde, ayıplı ve hasarlı işler nedeniyle toplamda 124.378,87 TL’ lik tutar kadar davalı … Şirketi’ne borçlu olmadığının tespitine; fazlaya ilişkin tüm istemlerinin ve istirdat talebinin reddine; C-Birleşen Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/612 Esas sayılı davada, davanın kısmen kabulü ile Üsküdar … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinde (665.718,96 TL’ den 124.378,87 TL’ nin tenzili ile) takibin 541.340,09 TL asıl alacak üzerinden devamına; fazlaya ilişkin kısmın reddine; asıl alacağa takipten tahsil tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca faiz uygulanmasına; asıl alacağın %40 oranında icra inkar tazminatının davalı … Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine; D-Birleşen Kadıköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/1129 Esas sayılı davada, davanın kabulüne; Üsküdar … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takipte, takibin 147.769,62 TL asıl alacak üzerinden devamına; asıl alacağa takipten tahsil tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca faiz uygulanmasına; asıl alacağın %40 oranında icra inkar tazminatının davalı … Şirketi’ nden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Asıl davada davalı-birleşen davada davacı yüklenici … A.Ş. vekili istinaf dilekçesiyle, asıl davada dava tarihi itibari ile taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre geçici kabul işlemi ve kesin hakediş işlemlerinin yapılmadığı, SGK ilişiksiz yazısı ve personel evraklarının müvekkili şirkete ibraz edilmediği, davacı/ birleşen dosya davalısının alacak talep hakkının doğmadığı ve sözleşmeye aykırılıkları gibi hususların nazara alınarak hüküm kurulmasına rağmen birleşen davalar yönünden nazara alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, birleşen davalar yönünden, davacı/birleşen dosya davalısının sözleşmeye aykırılıkları, alacak talep hakkının dava tarihi itibari ile dogmadığı gibi hususların; bu kapsamda öne sürdükleri ödemezlik defiinin nazara alınmadığını, mahkemece asıl davada davacı/birleşen dosyada davalının dava dilekçesinde nakit teminat kesintilerinin iadesine ilişkin bir talebi sözkonusu değil iken; eser sözleşmesine dayalı bir alacak talebini nakit teminat kesintilerini de içeren ticari defter ve kayıtlara göre karara bağlanmasının taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, kaldı ki davacı/ birleşen dosya davalısının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığının bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, bu husustaki tüm itirazlarına karşın hükmün usulüne uygun tutulmayan davacı/birleşen dosya davalısının kayıtlarına göre kurulduğunu, davacı/ birleşen dosya davalısının dava dilekçesinde sözleşme konusu işlerini bitirdiğini 10/06/2009 tarihli protokole dayandırdığını, ancak bu belgenin taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine göre bir kabul belgesi olmadığını, taraflar arasında geçici kabul tutanağı ve kesin hakediş işlemlerinin tamamlanmadığını, müvekkili şirketin tanık beyanlarına muvafakat etmediği halde mahkemece tanık beyanlarına göre düzenlenmiş bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, taraflar arasında mevcut eser sözleşmesi hükümlerini hiçe sayarak; yasada öngörülen süre içinde Noter kanalı ile karşı tarafa iade edilen faturalara dayalı alacağa hükmedilmesinin yerleşik yargı kararlarına aykırılık teşkil ettiğini, taraflar arasında ihtilaf konusu alacağın varlığı ile miktarı yapılan yargılamada tespit edildiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini, Birleşen Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/604 Esas sayılı davada; müvekkili şirket teknik ekibince geçici kabul işlemleri için yapılan kontroller sırasında; a) Taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmede mekanik işlerden duvardan asma klozet imalatı “klozet, klozet kapağı, muslukları ile komple…” şeklinde belirtilmiş olması nedeniyle işin niteliği gereği sözleşmede yer alan tanımdan hareket ile geberit imalatının bu iş kalemi içinde değerlendirilmesi gerekir iken sözleşmede yer almayan ayrı bir imalat kalemi olarak değerlendirildiği ve hak edişlere eklendiği, b) Taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmede yer verilen elektrik motorlu yangın damperi imalatı ve buna ilişkin mutabakat sağlanan birim fiyat var iken bu imalatın hakedişlerde daha yüksek bir birim fiyat ile yer aldığı, c) Taraflar arasında akdedilen sözleşmede kazan bacası imalatı tüm detayları ile fiyatlandırılmış iken davacı/birleşen dosya davalısı tarafından düzenlenen hakedişlerde kazan bacasının her bir parçasının ayrı ayrı fiyatlandırıldığı, d) Taraflar arasında akdedilen sözleşme anında projede mevcut olanların dışında sözleşmenin ifası sırasında gerekli olması halinde uygulanabilmesi için yer verilmiş olan “kaynaklı imalat” işlerinin de tüm boru asma işlerine ilişkin imalatlarda hak edişe eklendiği, bu şekilde zaten boru imalatlarında birim fiyatlara dahil olan asma işlerine ilişkin mükerrer hakediş düzenlendiği, oysa yerinde boru asma işlerinde bu yönde bir imalatın yapılmamış olduğu, e) Yine taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre PVC boru imalatlarında boru montaj bedelinin %60’ı da fittings bedeli olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Hakediş kontrolleri sırasında ise davacı/birleşen dosya davalısı tarafından PVC boru imalatları hesaplanırken fittings lerin de boru ölçümünde esas alındığı gibi fittings imalatı için ayrıca %60 bedelin hak edişlere yansıtıldığı dolayısı ile bu imalatlara ilişkin mükerrer hakediş düzenlenmiş olduğunun tespit edildiğini, belirtilen ihtilaf konusu imalat kalemlerine ilişkin müraazanın giderilmesi için müvekkili şirketce açılan Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen dava sonucuna göre davacı/birleşen dosya davalısının alacak- borç miktarının tespit edilmesi gerekirken yazılı şekilde faturalara dayalı hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, zira, dosya kapsamı ile asıl davanın gerekçesi incelendiğinde müvekkili şirket nezdinde kesinleşmiş bir alacak hakkı bulunmadığını, Birleşen Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/612 Esas ve Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/1129 Esas sayılı davalarına ilişkin olarak verilen hüküm yönünden; mahkemece birleşen menfi tespit davasında taşeron …’in ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı için taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre mahsubu açıkça mümkün olmasına karşın, müvekkili şirket kayıtlarında yer alan 53.100,00 TL tutarındaki zayiat faturası ile 70.000,00 TL tutarındaki işçilik ödemeleri kabul edilmezken; birleşen itirazın iptali davalarından Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/1129 Esas sayılı dava dosyasına ilişkin bu kez taşeron … Şirketi tarafından tek taraflı olarak düzenlenen ve müvekkili şirketçe Noter kanalı ile iade edilerek kayıtlarında yer almayan 147.769,62 TL tutarındaki faturalara ilişkin alacağın talep edilebileceğine, hatta bu alacağın likit olduğu gerekçesi ile de %40 inkar tazminatına hükmedilmesi ile; dosyada mübrez SGK prim bildirgesi olmasına karşın …’ nun taşeron … Şirketi çalışanı olarak tespit edilemediği belirtilirken; hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmayan davacı/ birleşen dosya davalısının iddiaları doğrultusunda alacak dayanağı olarak gösterilen yargılama süresince hiçbir aşamada imzalı olduğu dahi iddia edilmeyen faturalarda müvekkili şirket yetkilisinin imzası olduğunun belirtilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle birleşen davalardan Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘ nin 2011/604 Esas sayılı mürazaanın meni ve menfi tespit davası yönünden tamamen kabulü; birleşen itirazın iptali davaları yönünden davanın tamamen reddinin gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Asıl davada davacı/birleşen dosya davalısı taşeron … Ltd. Şti. katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesiyle, kesin teminat mektubunun iadesi için aranan ve sözleşmenin 15.1. maddesinde yer alan tüm koşulların davada oluştuğunu, zira tüm personel evraklarının müvekkili şirket tarafından sunulduğunu, davaya konu proje kapsamında çalışan müvekkil personellerinden veya sair ilgili üçüncü kişiler tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan herhangi bir dava ve ihtilaf halinin mevcut olmadığını, ayrıca taraflar arasında geçici kabul tutanağı tanzim edildiğini, alınan bilirkişi raporlarında müvekkilinin yükümlü olduğu işleri %100 oranında tamamen bitirdiğinin belirtildiğini, Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü’nden alınan ve dosyaya sunulan yazı ile de, müvekkili şirketin hiçbir borcunun olmadığı hususunun da ispat edildiğini, sözleşmenin “Teminat Süresi” başlıklı 21. Maddesinde aynen; “Yüklenicinin kesin teminat mektubu, geçici kabul tarihinden itibaren 12 (On İki) ay içinde iade edilecektir.” Şeklinde olduğunu, geçici kabul tutanağının 10/06/2013 tarihinde taraflar arasında imzalandığını, söz konusu hüküm gereğince 260.000,00TL tutarındaki teminat mektubunun 10/06/2014 tarihiyle iadesinin gerektiği halde iade edilmediğinin açık olduğunu, dolayısıyla kesin teminat mektubunun iadesi için aranan şartların gerçekleştiğinin sabit olup müvekkiline iadesi yönünde karar verilmesi gerekirken aksi yönde karara bağlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece, müvekkili tarafından düzenlenen hakediş faturalarının yüklenici …nın defterine kayıtlı olduğu, teknik bilirkişilerce işin %100 oranında bitirildiği, sorunsuz çalışır vaziyette olduğu hususları kabul edilmesine rağmen, davalı şirket tarafından hasar bedeli adı altında tanzim edilen bedellerin alacaklarından mahsup edilmesinin hatalı olduğunu, zira eksik, hasarlı ve ayıplı olduğu iddialarının asılsız ve dayanaksız olduğunu, ayıbın varlığı asla kabul edilmemekle birlikte müvekkiline usulüne uygun olarak yapılmış bir ayıp ihbarının da bulunmadığını, yargılama sırasında bu yöndeki iddiaları bakımından gerekli inceleme yapılmaksızın sözleşme konusu bloklara ilişkin tüm arızaların kaynağı ne olursa olsun müvekkiline izafe edilmiş olmasının haksız olduğunu, mahkemenin gerekçeli kararında; davanın asıl alacak üzerinden harçlandırılmış olması gerekçesi ile işlemiş faiz taleplerinin hükme bağlanmadığını, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda faiz alacaklarına ilişkin hiçbir tespit yapılmadığı hususunda itirazda bulunulduğunu, alacak kalemlerine ilişkin keşide ettikleri ihtarname tarihleri göz önüne alınarak işlemiş faiz alacaklarının tespitinin talep edildiğinin açık olduğunu, ancak bu taleplerinin dinlemediği gibi, mahkemece bu durumda müvekkilinin talep sonucunun açıklattırılarak, müvekkilinin işlemiş faiz talebi varsa eksik harcın tamamlatılması gerekirken bu husus üzerinde durulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl davada davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Asıl davada davalı … ile dava dışı arsa sahibi SS. Otomotiv Yedek Parça..Konut Kooperatifi arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş, istinafa konu eldeki davanın tarafları arasında da B1 ve B2 blokların malzemeli mekanik işlerinin asıl davada davacı taşeron tarafından yapılması konusunda 23/03/2007 tarihli “… Projesine ait Mekanik Tesisat İşleri Sözleşmesi” başlıklı sözleşme imzalamıştır. Sözleşme gereğince, sözleşmenin teminatını teşkil etmek üzere, asıl davada davacı taşeron şirket tarafından davalıya … Bankası A.Ş. Altunizade Şubesi tarafından düzenlenmiş 06/11/2007 tanzim, 30/03/2009 vade tarihli, … nolu, 260.000,00TL bedelli banka teminat mektubu verilmiş, söz konusu banka teminat mektubunun süresi 31/03/2011 tarihine kadar uzatılmıştır. Sözleşmenin “Sözleşme Bedeli, Ödeme Usulü ve Şartları” başlıklı 19.4 maddesinde ; kesin hakedişin, geçici kabul işleminin yapılarak, tutanağın yüklenici … Şirketi tarafından onaylanmasından sonra ödeneceği ve geçici ve kesin kabullerde iş ile ilgili olarak tespit edilen her türlü noksan ve/veya kusurlu işlerin bedeli ve iyileştirme farkı tutarının taşeronun alacaklarından ve/veya teminatları irat kaydedilerek aynen kesileceği düzenlenmiştir. Bayındırlık İşleri Şartnamesinin “Kesin Hakediş Raporu ve Hesap Kesilmesi” başlıklı 41. Maddesinde, birim fiyat esaslı sözleşmelerde işin geçici kabulü yapıldıktan sonra, kesin hak ediş raporunun düzenlenmesine esas olacak kesin metraj ve hesapların tamamlanmasına başlanacağı düzenlenmiştir. Aynı maddede kesin hak ediş raporunun düzenlenmesinde geçici hak edişlerdeki rakamlara itibar edilmeyeceği ve kesin metraj ile hesaplar sonucunda bulunan miktarların esas alınacağı açıkça belirtilmiştir. Sözleşmenin atıf yaptığı şartnamenin açık hükmü gereği, davacı/ birleşen dosya davalısının iddialarının aksine geçici hak edişlere itibar edilmeyeceği açık olup; ihtilaf konusu imalat kalemlerine ilişkin olarak sözleşme hükümlerinin ve fiilen yerinde yapılan kesin hak edişe esas metrajların alacak hesabında nazara alınması gerektiği açıktır. Aynı sözleşmenin “İşin Kabulü” başlıklı 20. Maddesinde; ne yüklenici tarafından yapılan herhangi bir ödeme, ne de işin yüklenici veya arsa sahibi ve/veya onların kullanma izni verdiği kişiler ve/veya kuruluşlar tarafından kısmen veya tamamen kullanılması veya işgalinin, işin tamamı veya herhangi bir kısmının kabul edilmiş olduğu manasına gelmeyeceği sözleşme konusu iş tamamlandığında taşeronun yazılı talebi üzerine kabul komisyonu tarafından işleme başlanacağı ve Komisyon tarafından tespit edilen eksiklerin geçici kabul tutanağına yazılarak, belirlenecek süre içerisinde tamamlanmasının isteneceği, taşeronun eksik ve kusurlarını tamamlamasını takiben Komisyonun işi yerinde inceleyerek geçici kabulü yapacağı, geçici ve kesin kabul işlemlerinin Bayındırlık Bakanlığı Genel Şartnamesi hüküm ve esasları dahilinde yapılacağı düzenlenmiştir. Sözleşmenin “İşçi Ücretleri, Vergi ve Sigorta Yükümlülükleri” başlıklı 17.maddesinde; taşeronun, işçi ücretlerini, vergi ve SSK primlerini ödediğini gösteren makbuz ve belgeleri, 30 günden az çalışan sigortalıların olması halinde SSK’ya verilmesi gereken EK 8 formlarının birer suretini hakediş ödemelerinden önce yükleniciye ibraz edeceği, aksi halde bu tutarların hakedişinden kesileceği kabul edilmiş, devamında; taşeronun, sözleşme konusu işler nedeniyle SSK’ya olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan yasal vergi kesintilerini geçici kabul tarihine kadar ödememesi halinde son hakedişinde bu tutarların kesileceği ve taşeronun SSK’dan “ilişiksiz belgesi”ni (bu iş ile ilgili olarak) almadan ve bunu yükleniciye iletmeden önce son hakediş ödemesi yapılmayacağı taahhüt edilmiştir. Sözleşmenin teminatların çözümüne ilişkin “Nakti Teminat” başlıklı 15.2.maddesinde; “…..aylık hak edişlerden %5 oranında teminat kesintisi yapılıp, sözleşmenin 20.maddesindeki koşullar sağlandığında (yüklenicinin yazılı talebi üzerine Kabul Komisyonu tarafından işleme başlanır. Komisyon tarafından tespit edilen eksiklikler Geçici Kabul tutanağına yazılarak belirlecek süre içerisinde tamamlanması istenir. Yüklenicinin eksik ve kusurlarını tamamlamasını takiben Komisyon işi yerinde inceleyerek Geçici Kabulü yapar) işin geçici kabulünü takiben herhangi bir sorunun söz konusu olmadığının tespiti ve/veya işbu sözleşmeden doğan her türlü ihtilafların sonuçlanmasından sonra teminatın sözleşmeye göre işveren tarafından kısmen veya tamamen tutulmasını gerektiren başkaca haller bulunmadığı taldirde Yüklenicinin SGK’dan alacağı “borcu yoktur” belgesini ibraz etmesi üzerine iade edileceği, ancak iş bu sözleşme kapsamında 3.şahısların veya Yüklenicinin personelin veya sair kişilerin açmış olduğu veya bu nedenle herhangi bir vuku bulması halinde işveren nakit teminatı bu ihtilafın tüm hukuki vecibeleri ile ortadan kalkması halinde Yüklenciye iade edileceği”şeklindeki düzenleme ile teminat çözüm süreç ve koşulları detaylı bir biçimde açıklanmıştır. Sözleşmenin “Teminat Süresi” başlıklı 21. Maddesi; “Yüklenicinin kesin teminat mektubu, geçici kabul tarihinden itibaren 12 (On İki) ay içinde iade edilecektir.” şeklindedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 1-Kazan Bacası, 2- Yangın Damperleri, 3-Duvardan Asma Klozet, gömme rezervuar 4- Kaynaklı İmalat işleri ve 5-PVC boru montajları ölçüm metodundan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Uyuşmazlık konusu olan kazan bacası yönünden, asıl davada davacı … Şirketi, sözleşme ve eklerinde, yeşil defter ve ataşmanlara esas oluşturacak ölçümlerin ve hesaplamaların ne şekilde yapılacağına ilişkin herhangi bir tarif bulunmadığını, sözleşmenin 4.3 maddesinin 2. bendi uyarınca sözleşmenin ayrılmaz bir parçasını teşkil eden T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın birim fiyat ve ölçüm esaslarına uygun olarak ataşmanlarını hazırladıklarını, saha sorumluları ve … çalışanı … tarafından ölçümün yapıldığı ve de taraflarca onaylandığını belirtmiş, davalı … İnşaat Şirketi ise, baca birim fiyatı sözleşmede; birim fiyata ek parçaların dahil edildiğinin açıkça belirtildiğini, ek parçaların metraja vurularak talep edilmesinin yanlış olduğunu ifade etmiştir. Uyuşmazlık konusu olan yangın damperleri yönünden; asıl davada davacı … Şirketi, sözleşme eki özel teknik şartnamenin 2.4.11 maddesi ile keşif listesinin KT.22 pozu birlikle incelendiğinde; belirtilen yangın damperinin sadece 72 derece sigortalı ve sadece elektrik motorlu olmak üzere ayrı ayrı belirtildiğini, yangın danışmanının ikisinin de tek başına kullanılmasının uygun olmadığını, keşif listesinde belirtilmeyen hem sigortalı, hem de motorlu yangın damperinin kullanılması gerektiğini bildirmeleri üzerine, davalı … Şirketi yetkililerinin onayıyla YBF yapıldığını ve bu fiyattan hakedişlere işlendiğini ve bunların da karşılıklı onaylandığını belirtmiş, davalı … İnşaat Şirketi ise; Yangın damperi konusunun sözleşmede net olduğunu, elektrikli yangın damperi kısmında hiçbir açıklama yapılmayıp, ürünün özellikleri hakkında bir bilgi olmadığını, marka ve ebatları hakkında bilgi olduğunu, bunun da elektrikli motorlu yangın damperi özellikleri her ne olursa olsun, sözleşmedeki fiyatların geçerli olacağını, yangın damperi tek başına alındığında üzerinde mutlaka bir sigortasının olduğunu, elektrikli motorlu yangın damperini normal yangın damperinden farkının sadece motor kısmı olduğunu, sigortalı olup olmamasının bir ayırt edicilik kazandırmadığını, bütün elektrikli motorlu yangın damperleri için sözleşmedeki fiyatların geçerli olacağını,. fiyat artışı gerektirecek bir durumun olmadığını ifade etmiştir. Uyuşmazlık konusu olan duvardan asma klozet ve rezervuar yönünden; asıl davada davacı … Şirketi, tarafların, keşif listesinde ST.7 pozunda yer alan duvardan asma klozetlerin geberit montajının olmadığmı, yeni birim fiyat hususunda karşılıklı olarak mutabık kalındığını, bu fiyata göre hakedişlerde, geçici kabule kadar yeni birim fiyattan hesap yapıldığını, davalı şirketin mekanik grup şefi …’ ın 03/02/2012 tarihinde vermiş olduğu beyanında da bu durumu onaylar şekilde beyan verdiğini ifade etmiş, davalı … İnşaat Şirketi ise; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “Birim Fiyatlar ve Keşif” başlıklı ekinde ST.7 nolu pozda “duvardan asma klozet” imalatı (Klozet, klozet kapağı ve muslukları ile komple) şeklinde tanımlanmış olup; sözleşmede başka bir tanım olmadığını, duvardan asma klozet ifadesinin mühendislik ikelerine göre gömme rezervuarı içerdiğini, altındaki tanımlamada her şey dahil fiyat verildiğini, kabul edilen fiyatın anahtar teslim olarak belirlenmiş olmasına rağmen … Şirketinin, aynı iş için ek bedel talep ettiğini, ayrıca şantiyede bu konuyla ilgili yapılmış ve yetkililerce onaylanmış herhangi bir YBF olmadığını, sözde tanık beyanlarına dayanarak geberit imalatının farklı şantiyelerinde yapılan imalata göre YUF oluşturulduğundan bahsedilmesinin yanlış olduğunu, çünkü işin yapıldığı tarihlerde başka bir şantiyede benzer bir durumun olmadığını, imalatın ara hakedişlerde ödeniyor olmasının, kesin hesap hakedişlerinde de ödeneceği anlamına gelmeyeceğinin sözleşmede açıkça yazıldığını ifade etmiştir. Uyuşmazlık konusu olan kaynaklı imalat işleri yönünden; asıl davada davacı … Mühendislik Şirketi; Davalı şirket tarafından kaynaklı imalatlarla ilgili olarak, boru askılama elemanları olan tij, rod, perfore demir, kelepçe, vs, ücreti ödenmemiş, yalnızca NPU ve NPf tipi malzemeden olan boru demetleri ve kolektörler adı altında yapılmış olan kaynaklı imalat demirlerinin ücretinin ödendiğini, daha pahalı ve uzun ömürlü olan kayar kızaklı sistemi teşvik amacıyla ”poliüretan takozlu yatak sistemleri” ile yapılan imalatlar için de kaynaklı imalat yapan firmalara ödenen hakedış bedelinin ödenmesi kararının verildiğini ve bu şekilde kaynaklı imalat ile şaft dizaynı yapan bir firma kadar kâr etmeme riskini göze alarak daha iyi olan kayar mesnetli sistemi uyguladığını ve kaynaklı imalat yapan diğer firmaların aynı iş için yapmış oldukları hakedişlerdeki bedellerinin hakkaniyet açısından kendilerine hak edişler de davalı şirket tarafından onaylanarak ödendiğini ifade etmiş, davalı … İnşaat Şirketi ise, davacının hakedişe girdiği kaynaklı imalat bedeli, yerinde yapmış olduğu imalat bedelinin karşılığı olmayıp, bu imalatların boru montaj malzemesi tanımından hesaplarına eklendiği, kullandıkları bu malzemeler sistemde olması gereken imalatlar olup, fen ve sanat kuraları gereği kullanılan malzemeler olduğunu ifade etmiştir. Uyuşmazlık konusu olan PVC boru montajları ölçümüne konu işler yönünden; asıl davada davacı … Mühendislik Şirketi, sözleşmedeki; “Ek-2 Birim Fiyatlar ve Keşif bölümü 4/18 nofu sayfada verilen cetvelde ST.3U poz numaralı satırda “Sessiz PVC Pis su Boruları’ ve Si .31 poz numaralı satırda ise ‘‘PVC Boru Montaj Malzeme Bedeli” tanımlarının olduğunu, 5T-3U pozunda boru imalatlarının metraj yönteminin belirlenmediği, bu imalat kalemine ilişkin ataşmaları Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafımdan hazırlanan ve 30.06.2007 tarihli 26568 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Yapı İşleri İnşaat, Makine ve Elektrik Tesisatı Genel Teknik Şartnamesi” nde “Makine Tesisatı Genel Teknik Şartnamesi” “ölçmeler” başlıklı 1.6. maddesinde ”Montajı yapılmış malzeme ve mamulün ölçümleri boru ekseninden yapılacak, boruyla birleşmelerde eksene kadar devam edecektir. Montaj malzemesinin boyları da monte edilmiş durumda birlikte ölçülecektir.” hükmüne göre değerlendirildiğini, ayrıca boruların montaj malzemesi içerisine girdiğinden birlikte ölçülmesi gerektiğini ifade etmiş, davalı … İnşaat Şirketi ise, sözleşmede, boruların ölçümleri ile ilgili bir tanım olmadığını, borular için ayrı birim fiyat, ek parçalar için ayrı birim fiyatın olduğunu, kullanılan PVC boru malzemesinin malzeme ve işçilik toplam tutarının, %60 boru montaj malzeme bedeli olarak ödendiği, bu yüzden de boruların ek parçalarıyla birlikte ölçülemeyeceğini ifade etmiştir. Dosya kapsamında bulunan tüm bilirkişi kurulu raporlarında; yanlar arasındaki ihtilafın belirtilen 5 konudan kaynaklandığı ve bu ihtilafların çözümü sonrası teminat mektubunun iadesine ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ve nakti teminat kesintisinin iadesinin gerekip gerekmediği ile ayıplı işler değerlendirilmiş ise de; mahkemece gerekçeli kararda ihtilaf konularının belirlenmediği ve tarafların her bir ihtilaf konusundaki iddiaları değerlendirilmediği gibi, sadece taraf defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu hazırlanan 24/01/2020 tarihli bilirkişi kurulu ek raporuna dayanılarak hüküm tesis edildiği, bu nedenle gerekçeli kararın denetlenebilirlikten uzak olduğu tespit edilmiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; taraflar arasında ihtilaf konusu olan 5 adet uyuşmazlık yönünden sözleşme maddeleri ile mahalde yapılan işlerin karşılaştırılması suretiyle, tarafların hak ve yükümlülükleri kapsamında ihtilafların ve muarazaaların giderilmesi, akabinde teminat mektubunun iadesine ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, nakdi teminat kesintisinin iadesinin gerekip gerekmediği ile ayıplı işler yönünden değerlendirme yapmaktan ibarettir. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2020 tarih, 2014/450 Esas, 2020/349 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde yatırana İADESİNE, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.