Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2593 E. 2021/1807 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2593
KARAR NO: 2021/1807
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2021
NUMARASI: 2016/202 Esas, (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli ile cezai şart alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davalı vekilinin ihtiyati haczin kaldırılması talebinin kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına dair verilen ara karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında mülkiyeti müvekkiline ait İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı toplam 14 bağımsız bölümden oluşan binanın tamamının davalıya 11/07/2012 tarihinde 5.500,00TL bedelle satılarak devir edildiğini, tapudan devrin yapılmasından 1 gün sonra 12/07/2012 tarihinde yine aynı yanlar arasında 4 parsel sayılı taşınmazdaki (A Blok) Ana Yapıya İlişkin Uyarlama ve İyileştirme Hizmet İşleri Sözleşmesi aktedildiğini, sözleşmede müvekkilinin yüklenici sıfatıyla, davalıya sattığı binayı, Tuzla Belediyesi ve tüm resmi kuruluşlarda, bodrum + zemin +1+2+3+4+ çatı katı şeklinde toplamda 1 adet bağımsız bölümlü ve özel hastahane olarak iskan ve ruhsat alınmasına dair hizmet işlerini – uyarlama, aynı binadaki tadilat, bakım ve tamirat yapılması ve içindeki kiracının kira kontratının yenilenmesi ve kira bedelinin 35.000,00TL/ay olarak düzenlenmesi işlerini de – yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşme uyarınca iş bedeli olan 3.700.000.00TL’ nin davalı tarafından davacı yüklenici müvekkiline anahtar teslimi iş bitiminde, kesin kabulü müteakip ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak sözleşme bedelinin davalı yanca ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında her iki sözleşmeden kaynaklı bakiye 3.950.000,00TL alacak ile 12/07/2012 tarihli sözleşmenin cezai hüküm başlıklı 18/4. maddesi uyarınca 1.000.000,00TL cezai şart bedeli olamak üzere toplam 4.950.000,00TL alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile alacaklarını temin amacıyla davalının İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/218 ( eski 2013/140 ) Esas sayılı menfi tespit dosyasına sunulan … Bankası Caddebostan Şubesi’ne ait 27/05/2013 tarih, … seri numaralı, 555.000,00TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubunun ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 18/03/2021 tarihli ara karar ile; bu dosya için bekletici mesele yapılan İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/218 Esas (2013/140 eski Esas ) sayılı dava dosyasından verilen ve kesinleşen sayılı kararında davalının 1.170.000,00TL borçlu olmadığının belirlendiği, taşınmaz satışından kaynaklı sözleşme uyarınca alacağın varlığı ve miktarı yönünden henüz dosya kapsamında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle, davacı tarafın ihtiyati haciz isteminin kısmen kabulü ile, davalı tarafça İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/218 (eski 2013/140 Esas) Esas sayılı menfi tespit dosyasına sunulan … Bankası Caddebostan Şubesi’ ne ait 27/05/2013 tarihli, … seri numaralı, 555.000,00TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubu bedelinin HMK’nın 392/1-2.cümle uyarınca takdiren teminatsız olarak ihtiyaten haczine, fazla istemlerin reddine, ihtiyati haciz kararının uygulanması, tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde talep edilmediği takdirde, haciz/tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının ihtarına, Kanuni süresi içerisinde kararın uygulanmasının talep edilmesi halinde kararın İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemes’inin 2019/218 Esas ( eski 2013/140) sayılı dosyası üzerinden infaz edilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili 21/04/2021 tarihli dilekçesi ile, mahkemenin 18/03/2021 tarihli ara kararı ile davalı tarafça İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/218 ( eski2013/140 ) Esas sayılı menfi tespit dosyasına sunulan … Bankası Caddebostan Şubesi’ ne ait 27/05/2013 tarih … seri numaralı 555.000,00TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubunun ihtiyaten haczine karar verildiğini, ancak İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2021 tarihli yazısında, dosyadan verilen kararın kesinleşmesi nedeniyle ilgili teminat mektubunun davalıya iade edildiğinin bildirildiğini belirterek mahkemenin 18/03/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının davalı borçlunun malvarlığı hakkında uygulanmasına, bu doğrultuda 555.000,00TL bedelli teminat mektubu bedeli kadar alacağın tahsili için davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ve 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine ve ihtiyati haciz kararının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden infaz edilmesine dair ek karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 07/05/2021 tarihli ara karar ile, dava konusu uyuşmazlığın davacının dayanak sözleşmeler uyarınca iddiası doğrultusunda davalıdan talep edebileceği bakiye bir alacak bulunup bulunmadığı, varsa miktarına ilişkin olduğu, dayanak sözleşmelerden 12/07/2012 tarihli sözleşme uyarınca açılan menfi tespit davasında bu dosya davalısı hakkında verilen ve kesinleşen 1.170.000,00 TL borçlu olmadığına ilişkin kararı ve dosyadaki diğer delillere göre davacının davalıdan 555.000,00 TL alacaklı olduğuna ilişkin yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, mahkemece daha önce 04/03/2021 tarihli ara karar ile verilen ihtiyati haciz kararının, üzerine ihtiyati haciz konulan teminat senedinin 28/11/2013 tarihinde iadesi nedeniyle uygulanamadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile; davalının menkul, gayrimenkul malları ve 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının 555.000,00TL’ye yeter miktarı üzerine HMK 392/1-2.cümle uyarınca takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, kanuni süresi içerisinde kararın uygulanmasının talep edilmesi halinde kararın İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden infaz edilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili 17/05/2021 tarihli dilekçesi ile, somut olayda ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararı verilmesini gereken bir hukuki ihtilaf olmadığını, muaccel olmayan alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiş, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde 555.000,00 TL’lik teminat mektubunun İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden iade alınmış olması sebebiyle davalıya ait tüm gayrimenkullere ihtiyati haciz kararı verildiğinden aynı meblağda bir teminat mektubu karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece duruşma açılarak verilen 17/06/2021tarihli ara karar ile, ihtiyati haciz kararı verildikten sonra bu kararın kaldırılmasını gerektirecek herhangi bir yazılı delil sunulmadığı, davalı tarafın ihtiyati haciz kararının teminat mektubuna kaydırılması yönündeki talebinin ise, İİK’ nın 266. Maddesi gereğince takibe başlandıktan sonra ihtiyati haczin kaldırılması talebini incelemeye yetkili mahkemenin icra mahkemeleri olduğu, bu nedenle bu talebin mahkemece değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle, davalı tarafın ihtiyati haciz kararına yönelik itirazının reddine, ihtiyati haciz kararının teminat mektubu karşılığında kaldırılmasına ilişkin talep yönünden İİK’nın 266. maddesi uyarınca mahkemenin yetkisi bulunmadığından reddine, davalı tarafça icra mahkemesine başvurmakta muhtariyetine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu şartının gerçekleşmediğini, mahkemece ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine dair verilen 17/06/2021 tarihli ara kararda, 12/07/2012 tarihli sözleşme uyarınca açılan menfi tespit davasında dosya davalısı hakkında verilen ve kesinleşen 1.170.000,00TL borçlu olmadığına ilişkin kararı karşısında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği gerekçesiyle davacının ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiğinin belirtildiğini, oysa dayanak tutulan İstanbul Anadolu 2. Asliye Tİcaret Mahkemesi’nin 2019/218 Esas ( eski 2013/140 Esas) sayılı menfi tespit dava dosyasının konusunun ihtiyati hacze itirazın reddine dair 17/06/2021 tarihli ara kararın gerekçesinde de açıkça yazılı olduğu üzere 12/07/2012 tarihli sözleşmenin teminatı olarak verilen 15/10/2012 vade tarihli, 3.700.000,00TL bedelli bono nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ve senedin iptaline ilişkin olup, mahkemesince, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası dayanağı senet ve takip dosyası nedeni ile 1.170.000,00TL borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, bu davanın konusunun ise; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası olup, takip konusu alacağın gayrimenkul satım bedelinden bakiye 1.120.000,00TL ile 12/07/2012 tarihli sözleşmeden bakiye 2.830.000,00TL ve 1.000.000,00TL cezai şart ile işlemiş faiz talebine ilişkin olduğunu, yaklaşık ispat koşuluna dayanak alınan menfi tespit davasının, bu dava konusu icra takibinden ötürü açılmış bir dava olmayıp, aksine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu senet için açılmış olan dava dosyası olduğunu, dolayısıyla bu davanın dayanağı olan icra takibine konu alacağın varlığı ve miktarının mahkemece yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacağını, bu aşamada tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiğinden yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediğini, dava konusu talepler yargılamayı gerektirdiğinden, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan yerel mahkemece ihtiyati haciz kararına itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu senet için açılmış olan menfi tespit davasından verilen karar esas alınarak yaklaşık ispat koşulu yönünden yanılgılı değerlendirme ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu, teminatsız olarak haciz kararı verilmesinin de yasaya aykırı olduğunu, mahkemece HMK’nın 391/1-2. cümle gerekçe gösterilerek takdiren teminatsız olarak karar verildiğini, mahkemece İİK’nın 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan geçici hukuki koruma önlemlerinden olan ihtiyati haciz kararı verildiğini, HMK’nın 389. ve devamı maddeleri gereğince ihtiyadi tedbir kararı verilmemiş olduğundan, teminat yönünden İİK’nın 259.madde yerine tedbire ilişkin HMK’nın 392/1.2. maddelerinin uygulanmasının hatalı olduğunu, zira İİK’nın 259.maddesinde teminat hususunun ayrıca düzenlendiğini, hangi hallerde teminat aranmayacağının tahdidi olarak alacağın ilâma müstenid olması yahut ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid olması olarak sayıldığını, somut uyuşmazlıkta alacağın, ilama dayalı bulunmadığı gibi ilam mahiyetinde bir belgeye de dayalı olmadığından müvekkili hakkında teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin hatalı olduğunu, kabule göre de tedbirde ölçülülük ilkesine uygun düşecek biçimde ihtiyati haciz kararı verilmediğini, davacının takibe konu alacak iddiasının İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … ada, … parsel, … Blok hastane nitelikte taşınmazın satış bedeli ve aynı taşınmazın hastane vasfına dönüştürülmesine özgü eser sözleşmesinden kaynaklandığından, söz konusu ihtiyati hazcin/tedbirin, uyuşmazlık konusu alacağın kaynağı olarak gösterilen taşınmaza özgü sınırlı tutulmasının hakkaniyete uygun düşecek iken müvekkilinin tüm mal varlığının haciz ile kısıtlama altına alınmasının yasaya aykırı düştüğünü, mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermede yetkili/görevli olmadığını, itirazın iptali davasına konu icra takibine konu alacakların, icra takip talebi ve ödeme emri içeriğinde de yazılı olduğu üzere 11/07/2012 tarih ve … yevmiye sayılı gayrimenkul satışı ve 12/07/2012 tarihli hizmet sözleşmesine dayalı olduğundan somut uyuşmazlıkta ihtiyati haciz kararı verilmesi isteminde genel mahkemenin (Asliye Hukuk Mahkemesi) yetkili ve görevli olduğunu, ihtiyati hacizle ilgili İİK’nın 258. maddesinde mahkemeden söz edilirken sadece yetkili mahkemenin gösterildiğini, görevli mahkeme hakkında bir belirleme yapılmadığını, mahkemece ihtiyati haciz talebinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekir iken kabulüne karar verilmesinin görev yönünden hatalı olduğunu, teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılması taleplerinin reddi kararının da doğru olmadığını, ihtiyati haciz kararına itiraz dilekçesinde ihtiyati haczin teminat mektubuna kaydırılması talepleri yönünden İİK’nın 266. maddesi doğrultusunda talebin değerlendirilmesinde mahkemenin yetkili olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, İİK’ nın 265. maddesine göre kendisi dinlenmeden ihtiyati haciz kararı verilen borçlunun, verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı kararı veren mahkemeye müracaatla itiraz edebileceğini, bu durumda itirazın, ihtiyati tedbir kararının takibe konulduğu tarihten önce veya sonra yapılması arasında bir fark bulunmadığını, İİK’nın 266. maddesinde ise borçlunun haczedilen malların kıymeti oranında teminat göstermesi halinde mahkeme veya icra tetkik mercii tarafından ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının düzenlendiğini, bu durumda mallar üzerindeki ihtiyati haczin tamamen kalktığını ve onun yerine gösterilen teminatın ihtiyaten haczedilmiş sayılacağını, mahkemece, borçlunun, gösterilen teminat karşılığında ihtiyati haciz kararının kaldrılması istemi karşısında itirazı incelemekle görevli olduğu halde, yazılı şekilde yetkili olunmadığından bahisle talebin reddine kararı verilmesinin doğru olmadığını, nitekim borçlu hakkında asıl takibe başlandıktan ve borçlunun süresinde takibe itirazından sonra, itirazın iptali dava dosyasından ihtiyati haciz kararı verildiğini, takibe itiraz edilmesi ihtiyati haciz kararının uygulanmasını engellemeyeceğinden İİK’ nın 266.maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararını kaldırma yetkisinin bu kararı veren mahkemeye ait olmasına rağmen reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, TBK’nın 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında 2 adet sözleşme imzalanmıştır. 11/07/2012 tarihli satış sözleşmesi ile davacıya ait İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı toplam …bağımsız bölümden oluşan binanın tamamı 11/07/2012 tarihinde, davalıya 5.500,00TL bedelle satılmıştır. 12/07/2012 tarihli “(A Blok) Ana Yapıya İlişkin Uyarlama ve İyileştirme Hizmet İşleri Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile davacı yüklenici sıfatıyla, daha önce davacıya ait iken davacı yanca davalıya satılan İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … ada, … parsel nolu taşınmazdaki (A Blok) ana yapıya ilişkin uyarlama ve iyileştirme işlerini üstlenmiştir. Davacı yüklenici, uyarlama ve iyileştirme işleri kapsamında, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak Tuzla Belediyesi ve tüm resmi kuruluşlarda, bodrum + zemin +1+2+3+4+ çatı katı şeklinde özel hastahane olarak iskan ve ruhsat alınmasına dair hizmet işlerini, aynı binadaki tadilat, bakım ve tamirat yapılması ve içindeki kiracının kira kontratının yenilenmesi ve kira bedelinin 35.000,00TL/ay olarak düzenlenmesi işlerini yapmayı kabul ve taahhüt etmiştir. İş bedeli KDV dahil 3.700.000,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. Bu dava için bekletici mesele yapılan ve davalı yanca davacı hakkında İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2013/140 Esas sayılı davada; bu dosyanın davalısı iş sahibi tarafından 12/07/2012 tarihli sözleşmenin teminatı olarak davacı yükleniciye verilen 15/10/2012 vade tarihli, 3.700.000,00 TL bedelli bono nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti ve senedin iptaline karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 30/11/2017 tarih, 2017/1664 Esas, 4219 Karar sayılı bozma ilamı üzerine, 03/07/2019 tarih ve 2019/218 yeni Esas, 2019/751 Karar sayılı karar ile; davanın kısmen kabulü ile, bu dosyanın davalısı iş sahibinin davacı yükleniciye İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının dayanağı senet ve takip dosyası nedeni ile 1.170.000,00TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazla istemin reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 25/06/2020 tarih, 2019/3263 Esas, 2020/1880 Karar sayılı ilamı ile onandığı, kararın 11/01/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Talep, ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İcra İflas Kanunu’nun 265/1. maddesine göre, kendisi dinlenmeden ihtiyati haciz kararı verilen borçlu, verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı kararı veren mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. İhtiyati haciz kararına itirazı inceleme görevi ise, ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemeye aittir. Öte yandan, aynı yasanın 266. maddesinde, borçlunun haczedilen malların kıymeti oranında teminat göstermesi halinde mahkeme veya icra tetkik mercii tarafından ihtiyati haciz kararının kaldırılması hali düzenlenmiştir. Bu açıklamalar ışığında somut olayda; mahkemece bekletici mesele yapılan İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce eski 2013/140 Esas, yeni 2019/218 yeni Esas sayılı davada verilen kesinleşmiş karar esas alınmak suretiyle, olayda yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, davacı lehine ihtiyati haciz kararı verilmesi ve davalı vekilinin ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. Ancak İİK’ nın 266/son maddesi gereğince davalı vekilinin teminatın kaydırılması talebi hakkında da karar vermeye mahkemenin görevli olduğu gözetilerek, bu talep konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, aynı madde uyarınca bu konuda karar vermeye görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme ara kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2021 tarih, 2016/202 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.