Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2571 E. 2021/1737 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2571
KARAR NO: 2021/1737
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2021
NUMARASI: 2021/433 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 28/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; tarafların, davalıya ait dairenin iç dekorasyon işi için sözleşme yaptıklarını, müvekkilinin işi gerektiği biçimde ifa edilmesine karşın davalının bakiye 60.000 TL iş bedelini müvekkiline ödemediğini; alacağını tahsil etmek amacıyla Bakırköy …icra müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız takibe, davalının itiraz ettiğini, davalı borçlunun hakkında başlatılan icra takibi sonrasında aktiflerini azaltma yoluna gitme ihtimali doğduğunu, davalı borçlunun sürekli aktiflerini azlattığını, tahsil kabiliyetinin kalmaması riski ile karşı karşıya olduklarını, müvekkilinin teminat yatırabilecek ekonomik gücü bulunmadığını belirterek teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 24/05/2021 tarihli ara karar ile; alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, sunulan belgeler dikkate alındığında yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği yönünde Mahkememizde kanaat oluşmadığı, davalının kaçacağı yada mallarını kaçıracağına yönelik iddianın ise soyut beyanlardan ibaret olduğu anlaşılmakla İİK 257. maddesindeki yasal koşullar oluşmadığından davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece, dava dilekçesinde borcun yaklaşık olarak ispatı şartının sağlanmış olmasına karşın bunu yetersiz görerek tedbir talebini reddettiğini; dava dilekçesi ve ekinde sunulan deliller, taraflar arasında imzalanan sözleşme birlikte değerlendirildiğinde davaya konu olan borcun varlığını yaklaşık olarak ispat etme şartını sağladığını; toplam 140.000 TL bedelli olan sözleşmenin ödenmemiş olan 60.000 TL tutarındaki kısmı hakkında takibe geçmiş olmasının müvekkilinin iyi niyetle sözleşmeden doğan haklı alacağını talep etmekten başka amacı olmadığını ortaya koyduğunu; kötü niyetli olarak icra takibine itiraz eden ve sözleşmeden doğan borcunu ödemekten kaçınan borçlunun mal kaçırma ve filli olarak tahsil kabiliyetini ortadan kaldırma amacında olduğunu, bu durumun önlenmesi için kanunda olan ihtiyati haciz kurumunun uygulanması yargılamanın sıhhati ve varılacak hükmün ifa edilebilir olması için gerekli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve ihtiyati hacze karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati haczi düzenleyen İİK’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebilir. Somut olayda, taraflar arasındaki asıl talep eser sözleşmesi gereği bakiye alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dosyasının henüz layihalar aşamasında olduğu, dava konusu alacağın varlığının yapılacak yargılama ile belirleneceği, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak delillerin tam olarak toplanmadığı, talep yönünden de yaklaşık ispat koşulunun henüz gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2021 tarih ve 2021/433 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 28/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.