Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2429 E. 2021/1689 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2429
KARAR NO: 2021/1689
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2021
NUMARASI: 2021/197 Esas, 2021/220 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ:22/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı firmaya spor cinsi tekstil ürünlerini imal edip teslim etmesine ve faturasını da kabul etmesine rağmen ödeme yapmadığını, bu nedenle icra takibi başlatıldığını ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptaline takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davalının tacir olmadığı, hizmet alım işini ise spor faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirdiği, uyuşmazlık konusunun da Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunan işlerden olmadığı, davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın HMK 114. ve 115. maddeleri uyarınca usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalının iktisadi işletme olduğunu, davaya bakma görevinin ticaret mahkemelerinin görev alanına girdiğini, görevsizlik kararının yasaya uygun düşmediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. TTK’nın 16/1. Maddesine göre ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar. Türkiye Kayak Federasyonu Ana Statüsünün 5/1. maddesine göre “Federasyon, özel hukuk hükümlerine tabi, bağımsız statüye ve tüzel kişiliği sahiptir.” Ana statünün 6/1-i maddesine göre de “Federasyonun amacına yönelik çalışmaları gerçekleştirmek ve spor dalına kaynak sağlamak amacı ile iktisadi işletme kurmak.” federasyonun görevleri arasındadır. Ana statünün bu hükümleri gereğince, Türkiye Kayak Federasyonunun bir özel hukuk tüzel kişisi olarak, dernek statüsünde olduğu sonucuna varılmaktadır. Davalı, Türkiye Kayak Federasyonunun iktisadi işletmesi olarak kurulmuştur. Bu durumda, ana statü hükümleri ve TTK’nın 16/1 maddesi gereğince davalının tacir sıfatını taşıdığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı ifade edilmiştir. Somut olayda, tarafların tacir olduğu, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Konusu eser sözleşmesi olan davalarda da tarafların tacir ve işin ticari işletmeyle ilgili olması halinde davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemesine aittir. Bu nedenle, davayı görüp sonuçlandırma görevi asliye ticaret mahkemesine ait olmasına rağmen, yerel mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş olması doğru değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme yapılıp sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/03/2021 tarih, 2021/197 esas, 2021/220 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22/09/2021