Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2382 E. 2021/2088 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2382
KARAR NO: 2021/2088
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2021
NUMARASI: 2020/569 Esas, 2021/464 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı iş sahibi şirket, davalı ile iki reklam filmi çekimi için anlaşma yaptıklarını ancak davalının çekimleri yapmadığını, bu nedenle sözleşmeden döndüklerini, yaptıkları avans ödemesinin iade edilmemesi üzerine tahsili için başlattıkları takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı yüklenici şirket ise, davacı taraf ile üç kamu spotu ve iki reklam filmi çekimi için anlaştıklarını, kamu spotları bedelinin 150.000 USD ve reklam filmlerinin ise 300.000 USD olarak (toplam 450.000 USD) kararlaştırıldığını, davacı tarafça 200.000 USD’nin ödendiğini, sözleşme konusu tüm çekimler yapılarak teslim edildiği halde kalan 250.000 USD’nin ödenmediğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece ilk olarak 2016/1118 Esas 2018/117 Karar sayılı kararla, taraflar arasında sözlü sözleşme ilişkisi bulunduğu, davacı tarafça 200.000 USD avans ödemesi yapıldığı, davalı tarafça işin süresinde tamamlanarak teslim edilmediği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 22/09/2020 tarih ve 2018/913 Esas, 2020/884 Karar sayılı kararı ile; Davalı taraf, reklam filmleriyle birlikte 3 adet kamu spotunu da çektiğini ve teslim ettiğini, bunların her birinin 30.000 USD ‘den yapıldığını iddia etmiş ve toplamda sözleşme bedelinin 450.000 USD olduğunu, 200.000 USD’nin avans olarak ödendiğini belirterek 250.000 USD alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Davalının bu iddiasıyla ilgili dosya kapsamına sunulan ispata elverişli yazılı belge bulunmadığına ve davalı tarafça açıkça yemin deliline de dayanılmış olmasına göre, bu hususta davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak, kamu spotlarının çekilmesi ve kapsamı konusunda davalı tarafa ispat hakkı tanınmalı; bundan sonra gerek reklam filmleri ve gerekse ispatlanması halinde çekilen kamu spotlarının davacıya teslim edildiği konusundaki davalı delilleri toplanarak, belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılıp sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kararın kaldırılarak dosyanın gereği için yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir… ” gerekçesi ile bu karar kaldırılmıştır. Mahkemece yeniden yapılan yargılama neticesinde istinafa konu kararla, davalı tarafın beheri 30.000 USD miktardan 5 ayrı kamu spotu için 150.000 USD ve çekilen 2 reklam filmi için 300.000 USD olmak üzere toplam 450.000 USD’ye anlaştıklarını ve bu nedenle davacıdan 250.000 USD alacaklı olduğu bu iddiasıyla ilgili ispata elverişli yazılı belge sunamadığı ve davalı tarafın teklif ettiği yeminin davacı şirket yetkilisi tarafından eda edilerek, şirket yetkilisi olduğu … şirketi ile davalı şirket arasında iki reklam filmi çekmek üzere anlaşma yaptıkları, bununla ilgili 200.000 Dolar ödeme yaptığı, Kamu spotu ile ilgili herhangi bir anlaşmalarının bulunmadığı beyan edildiğinden, davalının iddiasını ispatlayamadığı ve taraflar arasında 200.000 USD karşılığı 2 reklam filmi için anlaşma yapıldığının kabul edildiği, dosya kapsamına göre davalı şirketin makul sürede aldığı 200.000 USD karşılığı 2 reklam filmini davacıya teslim ettiğini ispatlayamadığı, davacının TBK.nın 473.maddesi kapsamında sözleşmeden dönme hakkını kullandığı ve ödediği avansın iadesini talep ettiği, bu talebin yasaya ve taraflar arasındaki anlaşmaya uygun bulunduğundan davacının icra takibine konu ettiği 200.000 USD asıl alacak için davalının yaptığı itirazın yerinde olmadığı, davacı tarafından gönderilen 13.02.2015 tarihli ihtarnamenin davalıya 17.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davalıya 3 günlük süre verildiği, buna göre temerrüt tarihinin 21.02.2015 olduğu anlaşıldığından, bilirkişi raporundaki hesaplama buna göre düzeltilerek (200.000 USD * 6 * 612/ 36.500 = 20.120,55 USD) davacının talep edebileceği işlemiş faizin 20.120,55 USD olduğu, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 200.000 USD asıl alacak ve 20.120,55 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 220.120,55 USD alacak için yaptığı itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi uygulamak sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen alacağın takip tarihi itibariyle TL karşılığı üzerinden ( 1 USD= 3.0724 TL üzerinden = 676.298,38 TL nin % 20 si olan 135.259,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, önceki istinafındaki beyanlarını tekrar ederek, davacı tarafça davada 2 reklam filmi çekimi için ödenen avansın tahsilini isterken 13.02.2015 tarihli ihtarnamesinde 1 adet reklam filmi çekilme konusunda anlaştıklarını belirterek çelişkili ifadelerde bulunduğunu, “Protokol” başlıklı belgeyi kabul etmedikleri halde karar mahkemece karara dayanak yapıldığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının karşılanmadığını, Uzman Görüşü’nün gerekçeli kararda değerlendirilip tartışılmadığını, faturaya ilişkin savunmalarının değerlendirilmediğini, sözleşmeden dönme şartlarının oluşmadığını, işin teslimine ilişkin tanık dahil delillerinin toplanmadığını, ayrıca kaldırma kararı sonrası davacı şirket yetkilisine yeminin usulüne uygun yaptırılmadığını, davacı şirket yetkilisinin yemin metninde bulunan “filmde kendisi tarafından revizyon istendiği” hususunda bir beyanda bulunmadığını, oysa ki bu hususun davanın temeline etki ettiğini, ayrıca İstinaf Mahkemesinin filmlerin davacıya teslim edilip edilmediği konusunda davalı delillerinin toplanılmasına da karar vermiş olmasına rağmen bu hususta bir ara karar oluşturulmadığını, davacı taraf sözleşmeden dönme beyanını içeren ilk ihtar tarihinden sonra ifanın gerçekleştirildiğini ve ifanın süresinde yapılmadığını iddia etmişse de, reklam filmlerinin tesliminin ilk ihtar tarihinden önce, bedel ödendikten sonra altı ay içinde yapıldığını, bu teslim sonucu da davacı tarafın revizyon talep ettiğini ve talep edilen ek çekimlerin ayrıca yapıldığını, eser sözleşmesinde teslim olgusunun tanık dahil her türlü delille ispatlanabileceğini, ancak tanıklarının dinlenilmediğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Dava, reklam filmi çekimini konu alan sözlü eser sözleşmesinin geriye etkili olarak feshedilmiş olması nedeniyle ödenen avansın iadesi için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Kaldırma kararımız da da belirtildiği üzere, taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ve davacı tarafça 200.000 USD avans ödemesi yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı yüklenici tarafından reklam filmleri ile birlikte 3 adet kamu spotunun da çekilip çekilmediği ve yapıldığı iddia edilen tüm çekimlerin süresinde teslim edilip edilmediği ve edilmiş iseler bedellerinin ne kadar olması gerektiği hususlarına ilişkindir. Davalı tarafça reklam filmleri ile birlikte 3 adet kamu spotunun da çekildiği ve davacıya da teslim edildiği, bunların her birinin 30.000 USD’den yapıldığı ve toplam sözleşme bedelinin 450.000 USD olduğu, 200.000 USD’nin avans olarak ödendiği, bakiye 250.000 USD alacaklı olduğu iddia edilmiş olmakla birlikte, bu iddialarının ispatına elverişli yazılı belge bulunmadığından, davalı tarafa bu hususta yemin teklif etme hakkının hatırlatılarak, kamu spotlarının çekilmesi ve kapsamı konusunda davalı tarafa ispat hakkı tanınması, sonrasında gerek reklam filmleri ve gerekse ispatlanması halinde çekilen kamu spotlarının davacıya teslim edildiği konusunda davalı delilleri toplanarak sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi için Dairemizce önceki kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu kaldırma kararı sonrasında ilk derece mahkemesince davalı vekiline bu hususta yemin deliline dayanıp dayanmayacağı sorulmuş, davalı vekilince yemin deliline dayandıkları ve yemin metnini sunacakları belirtilerek, 15/02/2021 tarihli yemin metni dosyaya sunulmuş, sunulan bu yemin metni doğrultusunda 22/04/2021 tarihli duruşmada davacı şirket yetkilisine usulüne uygun olarak yemin ettirilmek suretiyle yeminli beyanı alınmıştır. Davalı vekilince sunulan yemin metninde “bunun üzerine değişikliklerin yapılıp tarafımıza 5 adet kamu spotu ve 2 adet reklam filminin teslim edilmediğine dair…” hususuna da yer verilmiş ve davacı şirket yetkilisinin yeminli beyanında “yemin metninde ismi geçen …tarafından 5 adet kamu spotu ve 2 adet reklam filmi izletilmesi olmamıştır. Ödendiğim paranın hizmetini almadım. 5 adet kamu spotu ve 2 adet reklam filmi de teslim almadım.” şeklinde beyanda bulunması göz önünde bulundurulduğunda, davalı vekilince kamu spotlarının çekilmesi ve kapsamı hususunun ispatı yanında gerek reklam filmlerinin ve gerekse kamu spotlarının davacıya teslim edildiğinin ispatı bakımından da yemin deliline dayanmış ve davacı şirket yetkilisince buna dair de usulüne uygun yemin edilmiş olduğu, buna göre, davalı tarafça iddia edilen kamu spotları ve reklam filmlerinin çekilerek davacıya teslim edilmemiş olduğu hususunun yemin kesin delili ile davalı aleyhine kesinleşmiş olduğu, her ne kadar davalı vekili istinafında yeminin usulüne uygun yaptırılmadığı, yemin metninde bulunan “filmde kendisi tarafından revizyon istendiği” hususunda bir beyanda bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, yemin metni içeriği ve davacı şirket yetkilisinin yeminli beyanı bir bütün olarak göz önünde bulundurulduğunda, yapılan yeminin yemin metnini tamamıyla karşılamakta olduğu, davacı şirket yetkilisinin yeminli beyanında geçen “yemin metninde ismi geçen …tarafından 5 adet kamu spotu ve 2 adet reklam filmi izletilmesi olmamıştır. Ödendiğim paranın hizmetini almadım. 5 adet kamu spotu ve 2 adet reklam filmi de teslim almadım.” beyanının “filmde kendisi tarafından revizyon istenmediğini” açıkça ortaya koymakta olduğu, bu nedenle, ilk derece mahkemesince de bu doğrultuda değerlendirme yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının yerinde olduğu anlışmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2021 tarih ve 2020/569 Esas, 2021/464 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 46.351,31 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 11.549,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 34.801,81 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 10/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.