Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/237 E. 2021/368 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/237
KARAR NO : 2021/368
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2019
NUMARASI: 2018/234 Esas, 2019/524 Karar
DAVANIN KONUSU İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili; taraflar arasında, 23-28/Ocak/2018 tarihleri arasında … düzenlenen 2018 IMOB fuarında davalıya ait standın kurulması hususunda 03/01/2018 tarihli sözleşmenin yapıldığını, iş bedelinin 29.000,00 TL olarak belirlendiğini, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, davalı tarafından 22.000,00 TL bakiye borcu ödememesi üzerine Bakırköy … .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen takipte, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davalının katılacağı fuar için gerek duyduğu fuar standının davacı tarafça 25.000,00 TL + KDV bedel ile yapılarak davalıya teslim edilmesi hususunda tarafların anlaşmaya varıldığını, mutaık kalınan toplam iş bedeli 25.000,00 TL’nin % 30’una tekabül eden 7.500,00 TL’nin işe başlanmadan önce davacı firmaya gönderildiğini, bakiyenin ise iş bitiminde 90 gün vadeli olarak ödenmesinin kararlaştırıldığını, fuardan bir gün önce davacı tarafça sözleşmeye konu standın tamamlanmış olduğunun bildirilmesi üzerine 23.01.2018 tarihli faturanın düzenlendiğini, ancak davacı firmanın sözleşmeden kaynaklanan edimlerini ayıplı olarak ifa ettiğini, davalının iş bedelinden 8.000,00 TL indirim yapılmasını istediğini ve 8.000,00 TL’lik iade faturası düzenleyerek davacıya gönderdiğini, yapılan takibin haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafın verilen kesin süre ve yapılan ihtarata rağmen bilirkişi incelemesi yönünden ara karara bağlanan gider/delil avansını yatırmadığından bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı ve yemin deliline dayanmayan davacı tarafın iddiasını ispata yarar başkaca yasal delil sunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; HMK’nın 145/1. maddesi gereği yargılamayı geciktirme amacı olmadığından süre talebinin kabulünün gerektiğini; davaya konu somut olay davalının eser sözleşmesinden kaynaklı eksik veya ayıplı ifa iddiası olup davalının iddiasını ispatla yükümlü olduğunu; müvekkilinin kanuni karineye dayandığını; kaldı ki davalının iddiasının ispatı da SMM incelemesi ile değil mimar bilirkişi tarafından yapılacak inceleme ile ortaya çıkacağından defter incelemesi için süre verilmesine rağmen ödeme yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddinin doğru olmadığını belirterek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. HMK 27. maddesinde “Hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre, davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında 03/01/2018 tarihli sözleşme imzalanmış ve iş bedeli 29.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Davalı işin ayıplı yapıldığını iddia ederek bedelde indirim yapılması gerektiğini savunmaktadır. Bu durumda işin yüklenici tarafından ayıplı teslim edilip edilmediği, varsa ayıbın miktarının ne olduğu hususlarının tespiti bakımından inceleme yapılması ve gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmak ve gerekli diğer deliller toplanmak suretiyle oluşacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekmektedir. İşin ayıplı yapıldığını ispat görevi bunu iddia eden davalı tarafa ait olduğu gibi, SMM bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yapılmak üzere Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmasına dair verilen ara kararı uyuşmazlığın çözümü için tek başına yeterli araştırmayı sağlamayacağından sadece SMM bilirkişi incelemesi yönünden masraf yatırılmasına dair ara kararının davacı tarafça yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/05/2019 tarih, 2018/234 Esas, 2019/524 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.