Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2368 E. 2021/2207 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2368
KARAR NO: 2021/2207
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2017
NUMARASI: 2014/735 Esas, 2017/1315 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi: Asıl davada, davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili-davacı … Ltd. Şti ile kat malikleri adına … yöneticisi …’in arasında 26.04.2009 tarihli sözleşme akdedilerek, 4 adet binanın mantolamasının, malzemelerin ve işçiliklerin işveren tarafından temin edilmek sureti ile her bir binanın 25.000,00-TL bedelle ısı yalıtımlı boya ve kaplama işinin yapılması hususunda anlaştıklarını, sözleşme kapsamında belirlenen işler ile sözleşme dışı olarak yazılı talimata göre belirtilen işlerin sözleşmeye uygun koşullarda yapıldığını, yapılan iş bedeli olarak davalı tarafça 137.224,00 TL ödenmesi gerekirken 91.663,00-TL ödeme yapıldığını bakiye 45.524,00-TL iş bedelinin tahsil edilemediğini, davalı-iş sahibi site yönetiminin borçlu olduğu halde ödeme yapmayarak aksine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas ve Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaları üzerinden mükerrer olarak faiz dahil toplam 23.205-TL alacağın tahsili talebi ile icra takibi başlattığını ileri sürülerek; taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında yapılan iş ile talimata binaen sözleşme dışı yapılan işler nedeniyle ödenmeyen bakiye 45.524-TL alacağın tespit tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan arsa payları oranında tahsiline, ayrıca Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaları üzerinden müvekkilleri aleyhine yapılan icra takiplerine konu ve mükerrer olarak talep edilen 23.205-TL takip alacağından borçlu olmadıklarının tespiti ile icra takiplerinin iptaline karar verilmesini dava ve talep emiştir. Davalı kat malikleri cevap dilekçelerinde özetle; işbölümü, husumet, yetki, hukuki yarar ve zaman aşımı itirazında bulunarak, davacıların sözleşme ile kararlaştırılan işi eksik bıraktıklarını, yaptırılan tespite göre %20 eksik imalat bulunduğunu, yapılan imalat bedelinin ödendiğini, davacılara borçlarının kalmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı … A1, A2, A3, B1, B2 blokları yöneticiliğini temsilen … karşı dava dilekçesi ile; karşı davalı taraf ile dış cephe yalıtım işi ve ilave işlerin yapımı için 26.04.2009 tarihine akdedilen sözleşme ile verilen işin eksik yapılması ve kısmen yarım bırakılması nedeni ile site yaşamında huzurun bozulduğunu, eksik iş kaldığı gibi yüklenicinin ek sözleşmelerle bedelsiz yapmayı vaad ettiği işlerin parası toplanamadığından kendisi tarafından yaptırılmak zorunda bırakıldığını, bu nedenle manevi zarara maruz kaldığını iddia edilerek, aleyhinde açılan davanın reddine, İİK ‘nun 72. maddesi uyarınca %40 oranından aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine ve karşı dava yönünden 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı taraftan zincirleme surette tahsiline karar verilmesi dava ve talep edilmiştir. Mahkemece, taraflar arasında imzalanan 26/04/2009 tarihli sözleşmede işveren olarak … yöneticisi … ve altında … A1, A2, A3, B1, B2 Blokları Yöneticiliği yer aldığı, yüklenici olarak ise … sahibi … ve altında … Ltd. Şirketi kaşesi ve imzası bulunduğu, sözleşme içeriği ve imzalanma kısmı ile kaşe dikkate alındığında, … sahibi … yazsa da altında şirketin kaşesinin bulunduğu, imzanında şirket adına atıldığı, dolayısıyla sözleşmenin şirket adına yapıldığı, her ne kadar davacı taraf … tarafından yapıldığı ve ödemelerin …’e yapıldığını ileri sürülmüş ise de, sözleşmenin şirket adına imzalandığı, ifanında şirket tarafından yapıldığı, ancak şirketle yöneticinin sıfatlarının birleştiğinden ifa sırasında bu şekilde bir kısım ödemenin şirket yöneticisi adına yapıldığı, şirket yöneticisi adına ifa yapılmış olmasının, sözleşme ilişkisini ortadan kaldırmadığı, devamında 12/05/2009 tarihli iş yapım sözleşmesi ile … Ltd Şirketi’nin 206/04/2009 tarihli sözleşmeden kaynaklanan haklarını … – …’e devrettiği yönündeki sözleşme içeriği ve davacı tarafın iddiası dikkate alındığında kendilerinin de yüklenicinin şirket olduğunu kabul ettiği, ancak açılan davada talebin değerlendirilmesi açısından her kesim yönünden de ayrı ayrı talepte bulunulmuş ve devir iradesinin dile getirildiği, davanın, davacı şirketle birlikte şirket hissedarları …, … ve … tarafından birlikte açıldığı, yukarıda açıkça belirtildiği üzere sözleşmenin şirket tarafından yapıldığı kabul edilerek talep ve husumet durumlarının bu kabul gereğince yapılması gerektiği, Davalı Blok Yöneticilikleri ile sözleşmenin … Limited Şirketi tarafından yapıldığı, bu şirketin dava açıldıktan sonra ticaret sicilden terkin edildiği, ihya davası açılması için davacı ile karşı davalıya süre verildiği, ihya davasının açılmadığı ve 27/09/2017 tarihli celsede davacı tarafça şirket yönünden davanın takip edilmeyeceğinin bildirildiği, davalı tarafından da bu şirket yönünden davanın takip edilmeyeceğinin belirtildiği, şirket yönünden dosyanın 27/09/2017 tarihi itibariyle işlemden kaldırıldığı, 3 aylık yasal süre içerisinde yenilenmediği anlaşıldığından şirket yönünden açılan asıl davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği, Davalı … tarafından açılan alacak davasına gelince; 26/04/2009 tarihli dava konusu olan sözleşmenin … yöneticisi … ile … Limited Şirketi arasında imzalandığı, dosya içerisindeki sunulan belgeler dikkate alındığında tarafların idaresininde açıkça bu yönde olduğu, davacı … tarafından ifa edildiği ve kısmi borç ödemesi yapıldığını belirtmiş ise de, bu husus sözleşmenin şirket tarafından yapıldığı hususunu ortadan kaldırmayacağı, davacı tarafında şirket tarafından sözleşmenin ifasının …’e devredildiği yönündeki beyanı ve sunmuş olduğu yazı içeriği dikkate alındığında bu sözleşmenin davacı şirketle yapıldığı hususunda bir tereddüt bulunmadığı, sözleşme şahsi ilişki oluşturmakta olup şirketle yapılan sözleşme gereğince edimin ifasının ancak şirket tarafından istenebileceği, şirketin tüzel kişiliği söz konusu olup ortağı veya yöneticisinin ayrıca talepte bulunmasının mümkün olmadığı, her ne kadar davacı 12/05/2009 tarihli iş yapımı sözleşmesi isimli yazılı belge ile davacı … Limited Şirketi’nin sözleşmeyi ve sözleşme konusu taahhüdü …’e devrettiğini iddia etmiş ve sözleşmeyi sunmuş ise de sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 174. Maddesi gereğince, önceki borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borçtan kurtulması için borcu üstlenen ile alacaklı arasında bir sözleşmenin bulunması yine ikinci fıkra gereğince de borcun nakli sözleşmesinin alacaklıya bildirilmesi gerektiği, dava konusu olayda davacı bu şekilde bir iddia da bulunmuş ve 12/05/2009 tarihli sözleşmeyi ibraz etmiş ise de yukarıda belirtilen borcun üstlenilmesine ilişkin usule uyulmaması nedeniyle geçerli bir borcun nakli sözleşmesi bulunmadığından borcun nakledildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, bu yönüyle de davacı …’in talepte bulunma hakkı bulunmadığından … yönünden de davanın reddine karar vermek gerektiği, Davacıların menfi tespit istemine gelince; davacıların bu konudaki talebini açıkladığı ve hem İİK’nun 72. hem de 89. maddeleri gereğince talepte bulunduğunu beyan ettiği, davacı … yönünden değerlendirildiğinde; kendisine karşı bir takip yapılmadığı, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki takipte haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden davalının beyanda bulunduğu, dolayısıyla İİK’nun 89/2. Maddesi gereğince herhangi bir işlem yapılmadığı, netice itibariyle 89/3. Maddesi gereğince dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, … yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerektiği, Davacılar … ve … yönünden açılan menfi tespit istemine gelince; bu davalılara karşı Bakırköy … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile takipte bulunulduğu, bu davacıların … Limited Şirketi ortağı oldukları, yukarıda belirtildiği gibi şirketin yapmış olduğu sözleşme gereğince tüzel kişiliği bulunan şirkete karşı husumetin yöneltileceği, ortaklara ve yöneticilere şirketle yapmış olduğu sözleşme gereğince talepte bulunulmasının mümkün olmadığı, netice itibariyle bu davalıların borçlu olmadıkları, … ve … yönünden menfi tespit isteminin kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki talep nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, davacı … ve …’ın menfi tespit istemi dışındaki taleplerinin yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine karar vermek gerektiği Karşı dava yönünden değerlendirdiğinde ise; yukarıda belirtildiği gibi … Limited Şirketi’nin ticaret sicil kaydından terkin edildiği, verilen kesin sürede ihya hususunda dava açılmadığı anlaşıldığından karşı davada bu şirkete karşı açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, Karşı davacının diğer davalılara karşı açmış olduğu davaya gelince, sözleşme gereğince ifanın yerine getirilmesi ve eksik bırakılması nedeniyle tazminat istenilmiş ise de; davacı tarafın hangi eylemler nedeniyle şahsiyet haklarının hukuka aykırı şekilde tecavüze uğradığını ve bu şekilde zarar gördüklerini ispat edemedikleri gerekçesi ile, asıl davanın açılmamış sayılmasına, davacı …’ nun açmış olduğu davanın reddine, davalı … ve …’ nin açtıkları davanın kabulüne, diğer taleplerinin reddine, karşı davada, davacı …karşı açılan davanın husumet nedeniyle usulden reddine, diğer davalılara karşı açılan davanın ispat edilemediğinden reddine, dair verilen karar taraflarca istinaf edilmiştir. Karara karşı asıl dava davacıları ile asıl dava davalılarından …, … ile … ve karşı davacı site yönetimi katılma yoluyla istinafa başvurmuştur. Asıl dava davacı vekili istinaf dilekçesinde, alacaklarının tespiti yönünden Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/584 D.iş sayılı dosyası ile yaptırdıkları tespitle yaptıkları toplam iş bedelinin 137.224 TL olduğunu, davalı tarafın 91.663 TL ödeme yaptığını, bakiye bedelin ödenmediğinin sabit olduğunu, her ne kadar eser sözleşmesi … Ltd. Şti. ile site yönetimi arasında yapılmış ise de, işin müvekkili …- … firmasına devredildiğinin dosyaya sundukları belgelerle ispatlandığını, bu hususun tüm kat maliklerince de bilindiğini, alacak davalarının kabülü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararda dava tarihi 22/12/2011 olmasına rağmen 13/09/2014 olarak yazıldığını, davacı şirket ihya edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, alacak davaları yönünden hüküm kurulmadığını, Bakırköy … icra müdürlüğünde haklarında açılan takiple ilgili menfi tespit davaları kabul edilmişken aynı alacağın konu edildiği Bakırköy … İcra dairesindeki takiple ilgili menfi tespit taleplerinin ise hukuka aykırı olarak reddedildiğini, mahkemece karşı davanın sadece şirkete karşı açıldığı şeklinde değerlendirilerek husumet dolayısıyla reddedildiğini ve gerçek kişi müvekkilleri hakkında hüküm kurulmadığını ve red sebebiyle lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Asıl dava davalılarından … ve … vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde, mahkeme kararını kabul etmekle birlikte vekalet ücretinde hata edildiğini, ihya edilmeyen şirket ortaklarına husumet düşmeyeceğininden asıl davada davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin asıl dava davacıları üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemişler, mahkemece verilen 30/07/2021 tarihli ek kararla bu davalıların yasal süresi içinde istinaf harç ve giderlerini tamamlamadıkları gerekçesi ile istinaf istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, bu ek karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Asıl dava davalısı … ve karşı dava davacısı site yönetimi vekili mahkeme kararını kabul etmekle birlikte vekalet ücretinde hataya düşüldüğünü, ihya edilmeyen şirket ortaklarına husumet düşmeyeceğinden asıl davada davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasına, Bakırköy … icra dairesinin … E sayılı takip dosyasında takibin … Ltd. Şti. aleyhine yapıldığını, şirket ortaklarının borçlu olarak adlarının geçmediğini, takip dosyasında davacılar … ve …’e sadece 89/1 tebligatlarının gönderildiğini var olmayan ve ihya edilmeyen bir şirket adına menfi tespit davasının kabul edilmesinin hukuka aykırı olması nedeniyle davada red ve kabul miktarı üzerinden yargılama gideri yüklenemeyeceğini belirterek, asıl davada şirket ortakları lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasına, asıl dava ile karşı dava takip edilmediğinden menfi tespit davası ile ilgili harç ve gider ödenmesi hakkında verilen kararın kaldırılmasına, davacı- karşı davalıların itirazın iptali davası reddedilmiş olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Asıl dava, eser sözleşmesi gereğince ve sözleşme dışı yapıldığı belirtilen edimler nedeniyle alacak ile davalı site yönetimince yapılan takiplerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti, karşı dava ise eser sözleşmesinden kaynaklı edimlerin eksik ifası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacılardan … Ltd. Şti. ile … A-1, A-2, A-3, B-1, B-2 blokları yöneticiliği arasında 24/12/2009 tarihli sözleşme ile 4 adet binanın ısı yalıtımlı bina boya ve kaplama (mantolanması) işinin yapılması kararlaştırılmıştır. Anılan sözleşme niteliğince TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir eser sözleşmesidir. İncelenen Bakırköy 16 İcra dairesinin 2011/11628 E. sayılı takip dosyasında takip alacaklısının … A-1, A-2, A-3, B-1, B-2 blokları site yöneticiliğini temsilen …, takip borçlularının … ve …, takip dayanağının 26/04/2009 tarihli sözleşme gereğince fazla ödenen bedelin iadesi olarak belirtilmiş, alacak miktarı olarak 20.000 TL asıl, alacak, 3.205 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.205 TL gösterilmiştir, Yine incelenen Bakırköy … icra dairesinin … E. sayıl takip dosyasında alacaklının … A-1, A-2, A-3, B-1, B-2 blokları site yöneticiliğini temsilen …, takip borçlusunun … Ltd: Şti, takip dayanağının 26/04/2009 tarihli sözleşme gereğince fazla ödenen bedelin iadesi olarak belirtildiği, takip alacağının 20.000 TL olduğu, bu takip dosyasında, … ve …’na İİK 89 maddesine göre haciz ihbarnameleri gönderildiği, bu şahısların haciz ihbarnamelerine itiraz ettikleri görülmüştür. Dosya içine getirtilen ticaret sicil kayıtlarından, asıl davada davacı, karşı davada davalı … Ltd. Şti.’nin dava devam ederken 18/02/2015 tarihinde ticaret sicil müdürlüğünce TTK gecici 7. maddeye göre resen terkin edildiği anlaşılmıştır. Taraf ehliyeti, 6100 sayılı HMK’nın 50. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nın 8. maddesinde düzenlenen medeni haklardan yararlanma (hâk) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Davacının gerçek kişi ise sağ olması, tüzel kişi ise tüzel kişiliğinin bulunması taraf ehliyetiyle ilgili olup 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarındandır. Dava şartlarının varlığının yargılamanın her aşamasında aranması gerekir. HMK’nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı noksanlığı halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. Somut davada, dava açıldıktan sonra davacı şirket ticaret sicilden TTK geçici 7. maddeye göre resen terkin edilmiş olup, tüzel kişiliği sona ermiştir. Mahkemece 05/05/2017 tarihli duruşmada ilgili şirketin ihyası davası açılması için taraflara 2 haftalık kesin süre verilmiş, kesin süre içinde taraflarca ilgili şirketin ihyası yönünde dava açılmamış, 27/09/2017 tarihli duruşmada davacılar vekili, ihya davası açmayacaklarını, şirket yönünden açtıkları davayı takip etmediklerini, davalı- karşı davacı vekili şirket yönünden davayı takip etmediklerini belirtmiştir. Asıl davada davacıların talebi, haklarında yapılan Bakırköy … İcra Dairesinin … E. sayılı ve Bakırköy … icra müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında yapılan takipten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile eser sözleşmesi gereğince eksik ödenen iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davacılar eksik ödeme nedeniyle talep ettikleri alacak miktarını 45.524 TL olarak, menfi tespit taleplerini ise takipte talep edilen miktar olan 23.205 TL olarak belirtmişlerdir. Alacak ve menfi tespit davaları ayrı davalar olup, dava değerlerinin ayrı ayrı belirtilerek buna göre harç alınması gerekir. Asıl dava davacıları ise dava değeri olarak sadece alacak miktarı olan 45.524 TL’yi dava değeri olarak göstermiş ve bu miktar üzerinden harç yatırmıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Nispi harçlarda ödeme zamanı” başlığını taşıyan 28/1-a alt bendinin birinci cümlesi; “Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir” şeklindedir.Kanunun 32. maddesinin birinci cümlesinde ise “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü yer almaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 120. maddesine göre de “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır”. Hukuk Genel Kurulunun 04.12.2013 tarihli ve 2013/21-445 E., 2013/1625 K.; 06.06.2018 tarihli ve 2017/13-1984 E., 2018/1172 K.; 01.12.2020 tarihli ve 2015/(22)9-219 E., 2020/968 K. sayılı kararlarında da aynı hususlara işaret edilmiştir. Bu nedenle mahkemece, asıl davadaki menfi tespit talebi yönünden 492 sayılı harçlar kanunu 28, 32, HMK’nın 120. maddesi gereğince eksik harç ikmal ettirilmeden davaya devamla özellikle harcı yatırılmayan menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Kabule göre de, dava 22/12/2011 tarihinde açılmış olmasına rağmen gerekçeli kararda dava tarihinin 13/09/2014 olarak gösterilmesi, gerekçeli karar başlığında asıl dava davalıları …ın isminin 2 defa yazılması (3 ve 14. davalı), davalı … ve … olarak 2 defa yazılması (nüfus kaydına göre karar başlığında ismi davalı olarak geçen … 07/02/1989 tarihinde ölmüş), davalı …’in 2 defa yazılması, asıl dava dilekçesinde kat maliki olarak … davalı olarak gösterilmiş iken kat maliki davalılar arasında bu davalının ismine yer verilmemesi mahallinde düzeltilebilecek yazım hataları olarak değerlendirilmiştir. Asıl dava davalılarından … oğlu … davadan önce ölmüş olduğu halde bu hususun da dikkate alınmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle taraf vekillerinin sair istinaf itirazları incelenmeksizin istinaf başvurularının HMK 355. maddesi gereğince resen gözetilen sebeple kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, harç eksiğinin tamamlatılarak sonucuna göre işlem yapılmak üzere HMK 353/1-a6 maddesi gereğince mahkemesine gönderilmesine, dairemiz kararı gözetildiğinde asıl dava davalısı … ve karşı davacı vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yaptığı istinaf başvurusunun bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı ve Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 29/12/2017 tarih, 2014/735 Esas, 2017/1315 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davacı ve Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5- Davacı ve Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.