Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2286 E. 2021/2025 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2286
KARAR NO: 2021/2025
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2018
NUMARASI: 2014/1279 Esas, 2018/564 Karar
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın istirdatı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin kendisine ait İstanbul İli Sancaktepe İlçesi … Mah. … Pafta … Parselde kayıtlı taşınmaz üzerine bir depo inşa edilmesine karar vermesi üzerine taraflar arasında bu yapının mimari projesinin hazırlanması, tüm resmi işlemlerin takip edilmesi hususunda sözleşme imzalandığını, hizmet bedelinin 144.214,00 TL olduğu hususunda mutabık kalındığını, henüz inşa edilen yapının iskan belgesinin alınmadığını, bu süre zarfında davalının sözleşmede belirlenen ücret dışında resmi kurumlara ödenmesi gereken bedeller olduğu gerekçesiyle ödeme talep etmesi üzerine ödeme yapıldığını, ancak bu ödemelere ilişkin belge verilmediğini, davalının süreci artık takip etmediğini ve kendisine ödenen tutarın ne kadarlık kısmının resmi kurumlara ödendiğinin öğrenilemediğini ileri sürerek, davalı tarafından yerine getirilen ve getirilmeyen işlerin, resmi kurumlara ödenen bedellerin ve müvekkilince davalıya ödenen bedellerin tespiti ile, müvekkilince davalıya fazla ödenen tutardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 23/03/2017 tarihli talep artırım dilekçesinde, dava değerini 266.714,98 TL artırdıklarını belirterek 286.714,98 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, ödemelerin havale niteliğinde olduğunu, taraflar arasında yapılan şifahi anlaşmalar uyarınca İstanbul İli Sancaktepe İlçesi … Mah. … Pafta … Parselde kayıtlı taşınmaz için mimari proje çizilerek ruhsat alındıktan sonra, binada yapılan değişiklikler ve ilave alanlarla ilgili ayrıca tadilat projesi hazırlandığını, belediyece onaylanarak tadilat ruhsatı alındığını, ayrıca Esenyurt İlçesi … Mah. … Ada … Parselde kayıtlı taşınmaz için tadilat projesi çizilerek belediyenin onayına sunulduğunu, ayrıca kamu kurumlarındaki işlerin takibi için de talepte bulunulduğunu ve ödemeler yapıldığını, tüm ödemelerin yapılmış olan işlerin ve 3.kişilere ödenmesini talep ettiği bedellerin karşılığı olduğunu, davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacının iş kalemlerini de eksik saydığını, kaldı ki dava konusu dışında davacı şirket yetkilisi ile afet riski altındaki binaların yıkılarak yeniden inşası için başka projelerde de çalışıldığını ve bu hususta vekaletname verildiğini, buna ilişkin davanın derdest olduğunu, dava ve ıslah konusu edilen alacağa ilişkin zamanaşımı definde bulunduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki yazılı sözleşme bila tarihli olsa da akdi ilişkinin varlığı ve kapsamı konusunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı, sözleşmeye göre davalı Sancaktepe Samandıra mevkii … Mah. … pafta … parsel sayılı taşınmazla ilgili rölave, proje hazırlanması, iskan alınması gibi 7 kalem işi yapmayı üstlendiği, sözleşmenin proje hazırlanmasına dair hükümleri ile eser sözleşmesi niteliği hem de davacı adına iskan ruhsatı alınması gibi yükümlülükleri ile vekalet sözleşmesi niteliği olduğu, ancak sözleşmenin niteliği önem arz etmeksizin sözleşmenin toplamda 144.214,00TL bedel karşılığında yapılacağı, sözleşmenin götürü usulü olduğu, ödemelerin dekontlara göre 2011, 2012 ve 2013 tarihli olduğu, davanın 01/11/2013 tarihinde açıldığı da nazara alınınca davalının zaman aşımı itirazları yerinde görülmediği, ilk bilirkişi heyetince sözleşme dışı yaptırılan işlerin bedelleri de düşünüldüğünde fazla ödenen miktarın tespitinin mümkün olmadığı mütaala edildiği, bu raporun hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeniyle yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulduğu, kök raporda 174.736,26 TL fazla ödeme yapıldığının, 1. ek raporda kök raporda maddi hata yapıldığının, 286.714,98 TL fazla ödeme yapıldığının mütalaa edildiği, ikinci ek raporda da davacının fazladan 10.000TL iskan ruhsatı alma masrafı yapacağının mütalaa edildiği, davalının sözleşme konusu olmayan taşınmazlar için yaptığı işleri belgelendirdiği ölçüde, sözleşme bedeline göre fazladan yapılmış görünen ödemelerde hak sahibi olacağı, davacının ve davalının defterlerine, sunulan dekontlara göre davacının davalıya farklı tarihlerde ve farklı meblağlarda olmak üzere toplamda 505.239,00 TL ödeme yaptığının anlaşıldığı, davalının KDV eklendiğinde sözleşmeye göre 170.172,52 TL ücret alacağı olduğu, ayrıca davalının 48.351,50 TL belgelendirdiği masrafı yaptığı tespit edildiğine göre, 505.239,00 TL den bu tutarlar düşüldüğünde davacının yaptığı 286.714,86 TL lik ödemesinin dayanağa muhtaç kaldığı, davada fazladan ödeme yapıldığı iddia edildiğine ve ödeme kambiyo senedine dayanmadığına göre, davalının ödemenin fazladan yapılmadığını, yapılan işlerin ve verilen hizmetlerin karşılığında ödeme yapıldığını ispatlaması gerektiği, davalının hangi ödemeyi hangi iş ve hizmet için aldığını net olarak ortaya koyması gerektiği, esasen taraflar tacir olmasına rağmen ne yaptıkları sözleşme, ne de yapılan ödeme ve dayanakları gereken titizlikte kayıt altında tutulmadığı, her iki tarafın da ödemeleri tek bir açık hesaptan yaptıklarını, davalı Esenyurt ilçesindeki taşınmaz için çizdiği ve belediyeye sunduğu tadilat projesinden bahsederek bunun da hesaba katılmasını talep ederek itirazlarda bulunmuşsa da, Esenyurt ilçesindeki taşınmazla ilgili olarak davalının dayanak gösterdiği Büyükçekmece … Noterliğinin 04/02/2013 tarih … yevmiye nolu vekaletname dava dışı 5 gerçek kişi tarafından davalı ile birlikte … ve …’a , yani üç kişiye verilmiş bir vekaletname olduğu, davalının Esenyurt ilçesindeki taşınmazlara karşı yaptığı iş ve hizmetleri için davacıdan ücret istemesinin dayanağının gösterilmediği, açıklanan diğer hususlarla birlikte, denetlenerek usul ve yasaya uygun bulunan bilirkişi raporlarına (26/01/2016 tarihli kök rapor, 28/02/2017 tarihli 1. ek rapor ve 24/01/2018 tarihli 2. ek rapor) da itibar edilerek, talep artırım dilekçesi de nazara alınarak karar verildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 286.714,98 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı yanca dava dilekçesi ekinde sözleşme ve 393.260,28.TL bakiyeli cari hesap kaydı ibraz edilmesine, yani iddia edilen faile ve zarara ıttıla tarihinin en geç cari hesap ilişkisinin sonlandırıldığı tarih olmasına rağmen kısmi dava açılarak müddeabihin 20.000,00.TL olarak gösterilmesi, devam eden süreçte 2017 yılında HMK.107/2 maddesine göre dava değerinin yükseltilmesinin usul ve yasaya açıkça aykırı ve zamanaşımlı olduğunu, müvekkilinin zamanaşım ı definin dikkate alınmadığını, cevap dilekçesi ile savunmasına konu hususların açıklandığını, müvekkilinin dosyaya sunulu 25/05/2017 tarihli dilekçesi ile defter tasdik bilgileri ve inceleme adresi bildirilmesine rağmen ticari defter ve belgelerinin yerinde incelenmediğini, bilirkişiler tarafından 7 ay sonra dosyaya sunulan 29/12/2017 tarihli dilekçe ile müvekkilinin hasta olduğu ve şeker tedavisi gördüğü ve vekili tarafından müvekkiline ulaşılamadığı bilgisi nedeni ile müvekkilinin defterlerinin incelenmediği ve mevcut hali ile raporun düzenlendiğinin anlaşılmakta olduğunu, bunu öğrenen mahkemece müvekkiline muhtıra çıkartılarak defter belge ibrazı veya yerinde inceleme için ihtarat yapılması lazım gelir iken bilirkişilerin takdiri ile yetinilerek eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığını, aşamalarda müvekkili tarafından kendisine yapılan ödemelerin borcun ödenmesi anlamında “havale” niteliğinde olduğu, tüm dosya kapsamı ile davacı yanın ısrarla kötü niyetle hareket ettiği, bilirkişi raporlarında da davacı yan ticari defterlerindeki tek düzen hesap düzenine uyulmaksızın sadece borç kaydı yapıldığı raporlanarak bu hususun teyit edildiği nazara alındığında mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, hükmün kaldırılmasını istemiştir. Taraflar arasında İstanbul İli Sancaktepe İlçesi … Mah. … Pafta … Parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin yapılacak proje ile ilgili işleri konu alan bila tarihli yazılı bir eser sözleşmesi akdedilmiş olup, davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Davacı İstanbul İli Sancaktepe İlçesi … Mah. … Pafta … Parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin olarak gerek yazılı sözleşmeye gerekse resmi kurumlara yapılması gereken ödemelere ilişkin olarak davalıya ödemeler yapıldığını, ancak davalının ödemelere ilişkin belge vermediğini, davalının süreci artık takip etmediğini ve kendisine ödenen tutarın ne kadarlık kısmının resmi kurumlara ödendiğinin öğrenilemediğini ileri sürerek, davalı tarafından yerine getirilen ve getirilmeyen işlerin, resmi kurumlara ödenen bedellerin ve müvekkilince davalıya ödenen bedellerin tespiti ile, davalıya fazla ödenen tutarın istirdatını talep etmiş, davalı ise, İstanbul İli Sancaktepe İlçesi … Mah. … Pafta … Parselde kayıtlı taşınmaz için mimari proje çizilerek ruhsat alındıktan sonra, binada yapılan değişiklikler ve ilave alanlarla ilgili ayrıca tadilat projesi hazırlandığını, yani … Parsel için … ayrı proje hazırlandığını, yazılı sözleşmeye konu projenin tadilat projesi niteliğindeki 2.proje olduğunu, ayrıca Esenyurt İlçesi … Mah. … Ada … Parselde kayıtlı taşınmaz için tadilat projesi çizilerek belediyenin onayına sunulduğunu, yine kamu kurumlarındaki işlerin takibi için de talepte bulunulduğunu ve ödemeler yapıldığını, tüm ödemelerin yapılmış olan işlerin ve 3.kişilerin ödenmesini talep ettiği bedellerin karşılığı olduğunu savunmuştur. Esasında davalı savunması ile İstanbul İli Sancaktepe İlçesi … Mah. … Pafta … Parselde kayıtlı taşınmaz ile İstanbul İli Sancaktepe İlçesi … Mah. … Pafta … Parselde kayıtlı taşınmazın aynı taşınmaz olduğunun ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Keza ilk bilirkişi raporunda da 1890 Parselin yola terk ve ifraz işlemleri ile … Pafta … Parsel olduğu, sonra … Parsel olarak yeni inşaat yapı ruhsatı ve tadilat ruhsatı alındığı belirtilmiştir. Dava konusu yazılı sözleşme incelendiğinde de, içeriğinde ilk sözleşmeden söz edildiği, ilk sözleşmede toplam inşaat alanı 11.900 m2 olup hazırlanan avan projede 21.180 m2ye çıktığı belirtilerek toplam 21.180 m2 inşaat alanlı işin maliyetinin belirlendiği, ancak mahkemece hükme esas alınan raporlardan 2.heyet ek raporun 6.sayfasında açıkça farklı yerler olduğunun kabul edildiği görülmüştür. Dosya kapsamında taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları olmadığından bu husus netleştirilememiştir. Diğer bilirkişi raporları da davalının bu savunmasının sağlıklı olarak tespiti yönünden yeterli görülmemiştir. Yine mahkemece davalı savunmasına konu Esenyurt İlçesi … Mah. … Ada … Parselde kayıtlı taşınmaz için tadilat projesine ilişkin tüm evraklar celp edilerek bilirkişi incelemesine konu edilmek ve bu taşınmaza ilişkin davalı tarafça yapılan bir iş olup olmadığı tespit edilmek yerine, davalı tarafça sunulan vekaletnamenin dayanak olarak kabul edilemeyeceğinden bahisle savunmaya itibar edilmemesi de isabetsizdir. O halde mahkemece, öncelikle yapılan ödemelerin hangi işlere ait olduğu hususunda ispat yükünün davalıda olduğu dikkate alınarak HMK 31.m uyarınca davalıya savunmasına konu olup davacı için yaptığını ileri sürdüğü hangi iş için hangi ödemeleri aldığı hususunun açıklattırılması, ayrıca iddia ve savunmaya konu tüm taşınmazların tedavüllü tapu kayıtlarının celbi, gerek iddia ve savunmaya konu projelere ilişkin tüm belgeler gerekse daha önce incelenemeyen davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle düzenlenecek rapor sonucuna göre ve davacının yemin deliline dayandığı da dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekir. Öte yandan dava konusu alacak tutarının davacı tarafça belirlenebilir olması nedeniyle davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilemeyeceği, dolayısıyla kısmi dava olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, davalı zamanaşımı definin dava ve ıslah tarihlerine göre ayrı ayrı değerlendirilmemiş olması da doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 05/06/2018 tarih, 2014/1279 Esas, 2018/564 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.