Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2278 E. 2021/1531 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2278
KARAR NO: 2021/1531
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2021
NUMARASI: 2021/395 Esas (derdest)
DAVANIN KONUSU: Tespit, Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 07/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında “Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yeniden Yapım İşi Faz-1 İmalatları Kapsamında Duvar Koruma Sistemleri İmalat ve Montajı Alt Yüklenici Sözleşmesi” ve “Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastahanesi Yeniden Yapım İşi Faz-1İmalatları Kapsamında Duvar Koruma Sistemleri İmalat ve Montajı Alt Yüklenici Sözleşmesi” olmak üzere iki adet sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeler kapsamında müvekkil şirket tarafından davalı şirket lehine … Avcılar Şubesine ait 19.03.2019 tarihli … referans numaralı 120.168,20 TL bedelli kesin teminat mektubu ve … Avcılar Şubesine ait 18.04.2019 tarihli … referans numaralı 79.425,00 TL bedelli kesin teminat mektubu verilmiş olup işbu teminat mektuplarının süresinin 08.12.2020 ve 30.06.2021 tarihine kadar zorunlu olarak uzatıldığını, sözleşmelerin “Teminat Süresi” başlıklı 21. maddesinin“Altyüklenici’nin kesin teminatı kesin kabul tarihinden itibaren 6 (altı) ay içinde iade edilecektir” şeklinde düzenlendiğini, ancak sözleşme konusu iş tamamlanmış ve tüm kesin hakedişler yapılmış olmasına rağmen davalı şirketin kesin teminat mektuplarını elinde tutmakta ve nedensiz bir şekilde 6 aylık periyotlarda işbu teminat mektuplarının süresinin uzatılmasını talep etmekte olduğunu, bu hususa ilişkin Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastahanesi için kayıt altına alınmış 17.07.2020 tarihli Yapım İşleri Geçici Kabul tutanağı ile 03.09.2020 tarihli Kesin Kabul tutanağını ve 30.11.2020 tarihli Kesin Hakediş raporunu , Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastahanesi için kayıt altına alınmış 18.12.2020 tarihli Geçici Kabul tutanağını, 23.12.2020 tarihli Kesin Hakediş raporunu Sayın Mahkemenize sunmakta olduklarını, teminat mektuplarının paraya çevrilmesi durumunun gerçekleşebilme ihtimalinin müvekkil şirketin ticari yaşamına ve itibarına büyük zararlar vereceğini ileri sürerek, müvekkilinin sözleşme gereği tüm yükümlülük ve sorumlulukları yerine getirildiğinin tespiti ile kesin teminat mektuplarının dava sonuna kadar paraya çevrilmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ve teminat mektuplarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemenin 30/06/2021 tarihli ara kararı ile, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davanın İİK 72.m. uyarınca açılan bir menfi tespit davası olduğunu ve buna göre teminat karşılığında tedbir kararı verilmesi gerektiğini, avans teminat mektuplarına ilişkin açılan bir başka davada tedbir kararı verildiğini, dolayısıyla mahkemece yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddinin doğru olmadığını belirterek, 30/06/2021 tarihli ara kararın kaldırılmasına ve tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İİK 72.m. uyarınca açılan menfi tespit davalarında da ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken HMK 389 vd.m. hükümlerinin dikkate alınması gerekir. Somut olayda, sözleşme hükümleri ve dosya kapsamında mevcut deliller dikkate alındığında, dosyanın geldiği aşama itibariyle davacı haklılığı yönünden yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği kanaatine varılmış olup, yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin mahkeme kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2021 tarih ve 2021/395 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 07/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.