Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/217 E. 2021/230 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/217
KARAR NO: 2021/230
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2020
NUMARASI: 2020/370 Esas, 2020/498 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ:03/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde, inşaat sektöründe kalfa olduğunu, Gebze Organize Sanayi bölgesinde inşa edilecek fabrika binasını yapma işinin yüklenici firması … A.Ş. Olduğunu, … Yapı firmasının da alt yüklenici olarak işi … Ltd Şti ye verdiğini, alt yüklenici … firmasının ise söz konusu fabrika binasının betonarme aksamının yapımı işini şahsına verdiğini, arabuluculuk toplantısında her ne kadar “Başvurucunun SGK kaydı ile işçi olarak şirketlerinde çalıştığını, işçilik alacaklarını aldığını ve şirketleri nezdinde başkaca bir alacaklarınnı bulunmadığnı” belirtmesine rağmen bu ifadelerin gerçeği yansıtmadığını, şahsının … A.Ş ile arasındaki ilişkinin taşeronun taşeronu şeklinde olduğunu, tarafına yapılan yüklü miktardaki ödemelerin, firma ile arasındaki iş akdinden kaynaklanan bir ilişki olmadığının somut ispatı olduğunu, ekte sunulan üç adet ödeme dekontunun açıklama kısmında “Gebze Şantiyesi Kalıpçı Ödemesi ” ibaresinden de aralarındaki iş ilişkisinin niteliğinin açıkça anlaşılacağını, aralarında el yazısı bir sözleşme yaparak karşılıklı imzaladıklarını, 110 bin metrekarelik betonarme işi olan fabrikanın bütün betonarme işini tamamladığını, işin karşılığında alt yükleniciden bir kere olmak üzere makbuz karşılğıı elden 170 bin TL aldığını, diğer alacaklarını ise oğlu …’un hesabına ödendiğini, beton temininde yaşanan gecikme nedeni ile işlerin daha da uzadığını, alt yükleniciye zararınını bildirdiğini, ancak aksaklıkların yaşanmaya devam ettiğini, ayrıca söz konusu fabrika inşaatında günlük temizlik, taşıma gibi işler için işçi sağladığını, bu yapılan işler için yevmiye tutanaklarının düzenlendiğini şantiye şefi tarafından imzalandığını ve bedelini banka kanalı ile aldığını, bedeli ödenmiş üç adet örnek yevmiye tutanağının ekte sunulduğunu bu tutanakların 15/11/2016 tarihli olanında yapılan işin açıklaması olarak “…ın yönlendirdiği” ibaresinin yer aldığını, iş ilişkisinin niteliğinin buradan anlaşılabileceğini, tüm bu işlerin karşılığı alamadığı için ekonomik olarak ciddi sıkıntı yaşamaya başladığını, alacaklarının mahkeme yoluyla alması için Av. …’a gittiğini, alacağın %20 sini avukatlık ücreti olarak alacağını belirttiğini, mahkeme gideri olarak 8.200,00 TL’yi elden teslim aldığını, bir ay sonra davasını sorduğunda avukatın kendisine herhangi bir dosya numarası vermediğini e-devletten kontrol ettiğinde de adına açılan bir dava göremediğini, avukatın görüşmekten kaçındığını, avukata verdiği belgeleri ve 8.200,00 TL’yi geri istemesine rağmen iade etmediğini, avukatı şikayet ettiğini, belgeleri avukat …’dan çağrı yapılarak mahkemeye sunulmasının sağlanabileceğini belirterek, adli yardım talebinin kabulü ile, şimdilik 5.000,00 TL’nin avans faizi ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacı tarafından eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası açıldığı, davacının iş sahibi … A.Ş’nin Gebze Organize Sanayi Bölgesinde inşa edilecek fabrika binası yapma işinin yüklenici firması … A.Ş’nin alt yüklenicisi olan … Ltd. Şti’nin betonarme işini götürü usulü üstlendiği, davacının üstlendiği işin mahiyeti itibari ile eser sözleşmesi kapsamında olmadığı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 25/09/2020 tarihli cevabi yazısından davacı …’un gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığı, ayrıca sicil kayıtlarına göre kollektif, komandit ve limited şirket kaydı bulunmadığı 6102 sayılı TTK 4. Maddesine göre davacı tarafından açılan ticari dava niteliğinde olmadığı gerekçeleriyle, mahkemenin görevsizliğine, 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine, dosyanın İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin tacir olduğunu, davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu, davalıların tacir olmasına rağmen, davacının tacir olmadığı, davanın TTK’nın 4. maddesinde sayılan dava ve işlerden olmadığı anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinden kaynaklanan dava ve işlere asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılacağına dair özel bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu nedenle, davayı görüp sonuçlandırma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olup, mahkemece davanın usul yönünden reddi ile dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden; 1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2020 tarih ve 2020/370 esas, 2020/498 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59.30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/02/2021