Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2068 E. 2021/1504 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2068
KARAR NO : 2021/1504
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2021
NUMARASI : 2021/312 Esas, Derdest,
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ : 07/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı taraf arasında akdedilmiş olan “Alt İşveren Sözleşmesi” ile; “İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, …sel”de davalı tarafından inşa edilen projedeki mutfak dolapları ve daire içi ahşap kapılarının imalatı ve montajı işlerinin müvekkili şirket tarafından 05.04.2018 tarihine kadar yapılmasının karşılığını, davalı tarafından sözleşmede belirlenen birim fiyatı üzerinden sözleşme bedelinin belirleneceğini, hak ediş ödemelerine karşılık davalı tarafından “İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, İkitelli…elde” inşa edilen projede…lı bağımsız bölümün davacı şirkete devredileceğinin kararlaştırılmış olduğunu, davacı şirket tarafından sözleşme kapsamında taahhüt edilen işlerin tamamlanmış ve hatta sözleşme dışı işler gerçekleştirilmiş olmasına rağmen davalı tarafından bahsi geçen bağımsız bölümün devir ve tesliminin hala yapılmamış olduğunu belirterek, öncelikle dava konusu taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla dava konusu “İstan… inşa edilen projede yer alan A Blok – 17 numaralı bağımsız bölüm hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile “İstanbul İli,… edilen projede yer alan A Blok – 17 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili şirket adına tesciline, tapu iptal ve tescilinin mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç bedelinin işin sözleşme gereği teslim tarihi 05.04.2018’den itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebinin 09/04/2021 tarihli ara kararla reddedilmesi sonrasında davacı vekilince sunulan 05/05/2021 tarihli dilekçede, her ne kadar ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş ise de, tapu iptal ve tescilinin mümkün olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin teslim tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesi gerekeceği belirtilerek, bu nedenle davalının mal kaçırma ihtimaline karşın müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını teminen davalı şirket adına kayıtlı taşınmazların sorgulanması ve davalı şirketin dava konusu taşınmaz ile emsal nitelikte başka bir taşınmazı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.Mahkemece istinafa konu 06/05/2021 tarihli ara kararla, talebin, davalı şirketin dava konusu taşınmaz ile emsal nitelikte başka bir taşınmazı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin olduğu, HMK’nın 389/1 maddesi metninden de anlaşılacağı üzere, bu maddede yazılı olan hallerden birinin mevcut olması halinde verilecek ihtiyati tedbir kararının uyuşmazlık konusuna ilişkin olması gerektiği, dava konusu olmayan taşınmaz üzerine tedbir konulmayacağı gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, ilk derece mahkemesi tarafından tesis edilen 09/04/2021 tarihli ara karar ile dava konusu taşınmazın davalı adına değil 3. Kişi adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesi üzerine, davalının mal kaçırma ihtimaline karşın müvekkili şirketin alacağına kavuşmasını teminen davalı şirketin dava konusu taşınmaz ile emsal nitelikte başka bir taşınmazı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, davalının herhangi bir taşınmazı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde müvekkilinin haklı alacağına kavuşamaması veya bu hakka ulaşmasının önemli ölçüde zorlaşması riski mevcut olduğunu, ihtiyati tedbir kararının yalnızca dava konusu şey hakkında verilebileceği şeklinde bir kabulün ihtiyati tedbirin kapsamını düzenlemenin amacına aykırı olarak daraltacağı gibi geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir düzenlemesini de anlamsız hale getireceğini, dava konusu taşınmazın davalı şirket tarafından dava dışı 3. kişiye devredilmiş olması hususunun dahi davalı şirketin müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla mal kaçırma niyetinde olduğunun ispatı mahiyetinde olduğunu, ihtiyati tedbir taleplerinin reddedilmesi nedeniyle dava sonucunda müvekkilinin haklı alacağını davalı taraftan tahsil edememesi halinde hakimin ve devletin hukuki sorumluluğunun söz konusu olacağını, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme gereği müvekkilinin dava konusu taşınmazın devir ve teslimine hak kazanmış olduğunu Belirterek, 06/05/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesinde iş bedeli olarak öngörülen bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacı yüklenici adına tescili, terditli olarak da taşınmazın rayiç bedelinin tahsili talebine ilişkindir.Dava dilekçesindeki davaya konu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin 09/04/2021 tarihli ara kararla reddedilmesi sonrasında davacı vekilince sunulan 05/05/2021 tarihli dilekçeyle bu sefer, davacının alacağına kavuşmasını teminen davalı şirketin dava konusu taşınmaz ile emsal nitelikte başka bir taşınmazı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece bu tedbir talebi de yukarıda yazılı gerekçeyle reddedilmiştir.İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, “uyuşmazlık konusu hakkında” ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Somut olayda, üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilen davalı şirket adına (varsa) dava konusu taşınmazla emsal nitelikteki başka taşınmazlar dava konusu değildir. Yukarıda yazılı kanun maddesi gereğince de uyuşmazlık konusu olmayan belirsiz mahiyetteki taşınmaz/taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih ve 2021/312 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 07/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.