Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/203 E. 2021/316 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/203
KARAR NO : 2021/316
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/11/2020
NUMARASI: 2020/430 Esas, (derdest)
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasındadüzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkin olup; mahkemece, davacı vekilinin icra takibinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, müvekkili ile davalı … arasında Gaziosmanpaşa …. Noterliği’nin 10/10/2016 tarihli, … yevmiye sayılı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, inşaata ek kat çıkılması sırasında davalı … tarafından müvekkilinden 85.000,00 TL borç para istendiğini, müvekkilinin davalıya 64.000,00 TL’yi nakit olarak verdiğini, kalan 21.000,00 TL için ise senet düzenlediğini, inşaatın yapımı sırasında tarafların anlaşmazlık yaşadığını, davalı …’ın çalışanı olan … tarafından müvekkili aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı olan senedin müvekkili tarafından davalı yüklenici …’a verilen 21.000,00 TL’lik senet olduğunun tespit edildiğini, senedi incelediklerinde senet üzerinde tahrifat yapılarak senet bedelinin 121.000,00 TL olarak değiştirildiğinin anlaşıldığını, davalı …’nin söz konusu tahrifattan haberdar olduğunu, davalıların birlikte hareket ettiklerini ileri sürerek müvekkili aleyhinde yapılan icra takibinin teminatsız olarak aksi kanaatte olunması halinde ise teminat mukabilinde dava kesinleşinceye kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece 11/11/2020 tarihli ara karar ile, İcra ve İflas Kanunu’nun 72/3. maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulamayacağı ancak teminat mukabilinde icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde karar verilebileceğinin düzenlendiği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesinin “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü içerdiği, davanın konusunun senette tahrifat yapıldığı iddiasına dayalı menfi tespit davası olup, davaya konu senette tahrifat yapılıp yapılmadığının yargılama sonucu ortaya çıkacağı, mevcut durumda sunulan delillerden hakkın elde edilmesinin imkansız olacağı ya da önemli ölçüde zorlaşacağı hususunda mahkemede kanaat oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, inşaata ek kat çıkılması nedeni ile davalı yüklenici …’ın müvekkilinden 85.000,00 TL borç istediğini, bunun 64.000,00 TL’lik kısmının ödendiğini, kalan kısım için ise …’a 21.000,00 TL’lik senet verildiğini, senedin davalı … tarafından doldurulduğunu, müvekkilinin sadece imza attığını, senetin bedel kısmının 21.000,00 TL olarak yazıldığını, daha sonra tarafların uzlaşamaması nedeni ile yüklenici davalının müvekkiline zarar vermek maksadıyla diğer davalı ile işbirliği içerisinde hareket ederek senet üzerinde oynama yaptığını, senede konu edilen gerçek borç miktarının 21.000,00 TL olduğunu, davalıların senet üzerinde yer alan” 21.000,00 TL” bedelinin “121.000,00 TL” haline getirerek senette tahrifat yaptıklarını, müvekkilini olduğundan fazla borç altına soktuğunu, yapılan bu işlemin muvazaalı olduğunu, takibi başlatan davalının da bu tahrifattan haberdar olduğunu, senet nedeniyle takibin sadece müvekkili aleyhinde başlatıldığını, davalı …’nin, davalı yüklenicinin yanında / yetkilisi olduğu …. San. Ve Tic. Ltd. Şti’ nde çalışan biri olduğunun taraflarınca tespit edildiğini, tarafların kötü niyetli olarak sırf müvekkilini zarara sokmak amacıyla senette tahrifat ve devir işlemi gerçekleştirdiklerini, senet üzerinde tahrifat yapılması nedeni ile nitelikli dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçundan dolayı davalılar hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/89197 Esas sayılı evrakı ile soruşturma başlatıldığını, tarafların bağımsız bölümün devri için Tapu Müdürlüğü’nde buluştuklarında müvekkili tarafından kayıt altına alınan ses kaydında tapuda buluşma tarihi olan 07.02.2020 tarihi itibariyle senedin borcunun 21.000,00 TL olduğunun davalı tarafından ikrar edildiğini, bunun yanı sıra müvekkilinin mail adresi olan …@gmail.com adresinden davalı …’ın mail adresi olan …@….com adresine protokol taslağı olarak mail atıldığında söz konusu senet borcunun 20.000,00 TL civarında kaldığının bahsedilerek bu senedin arsa sahibine iade edileceğinin madde olarak yazıldığını, davalı …’ın bu maile herhangi bir itirazının olmadığını, senetteki gerçek borcun bu kadar olduğunun tarafların bilgisi dahilinde olduğunu, senet üzerindeki tahrifat işleminin taraflar arasındaki hileye dayandığını, kötüniyetli olarak takibin başlatıldığının açık olduğunu, taraflar arasındaki düzmece işlemin davalı … aleyhinde takip başlatılmamasından açıkça anlaşıldığını, söz konusu sahtecilik işlemi nedeni ile müvekkilinin daha fazla zarara uğramasını önlemek adına tedbir amaçlı olarak takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekmekteyken mahkeme tarafından tedbirin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İİK’nın 72/3. maddesi gereğince icra dosyasına yatırılan paranın teminat mukabilinde alacaklıya ödenmemesi yönündeki taleplerinin dahi mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, kaldı ki mahkemece İİK hükmüne dayanarak tedbir talepleri reddedilmiş ise de HMK’ nın 209. maddesinde senette tahrifat durumlarında yapılması gerekenlerin kanun koyucu tarafından belirtildiğini, kanun koyucunun adi senette bulunan yazının veya imzanın inkar edilmesi durumunda bu konuda bir karar verilinceye kadar o senetin hiçbir işleme esas alınamayacağını açıkça düzenlediğini, sahtelik davası (menfî tespit davası) açılmış ise ya da derdest davada sahtelik iddiasında bulunulmuşsa, başlatılmış bulunan takip hakkında da İİK’ nın 72. maddesinin değil, HMK’ nın 209/ 1. maddesinin uygulanması gerekeceğini, İİK’nın 72. maddesindeki menfî tespit davasının, icra takibine konu olan borcu sona erdiren her türlü sebebe (ödeme, ibra, takas, feragat, butlan vb.) dayanılarak açılabileceğini, oysa bu sebeplerden biri olan sahtelik iddiasının kanun koyucu tarafından diğerlerinden yrılarak HMK’da özel olarak düzenlendiğini, bu sebeple genel hükümden ziyade özel olan hükmün uygulanması gerektiğini, bu itibarla yerel mahkemenin gayet açık olan HMK hükmünü göz ardı edilerek hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme ara kararının müvekkil banka yönünden kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı arsa sahibi, davalı … ise yüklenicidir. Davacı ile davalı … (…San. Ve Tic. Ltd. Şti yetkilisi) arasında 10/10/2016 tarihinde, Gaziosmanpaşa …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır.İcra ve İcra ve İflas Kanun’unun 72/3. maddesi gereğince; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafça dava dilekçesinde sadece icra takibinin tedbiren durdurulması talep edilmiş olup, mahkemece İİK’nın 72/3. maddesi gereğince; icra takibinden sonra açılan eldeki menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi isabetli olmuş ise de; davacı vekilinin istinaf dilekçesinde İİK’nın 72/3.maddesi gereğince icra dosyasına yatırılan paranın teminat mukabilinde alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir talep edildiği de gözetilerek, “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereği bu talep hakkında da inceleme ve değerlendirme yapılıp, sonucuna uygun karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/11/2020 tarih, 2020/430 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.