Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2022 E. 2021/1427 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2022
KARAR NO : 2021/1427
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2021
NUMARASI: 2021/295 D.İş, 2021/295 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : İhtiyati haciz talep eden vekili, taraflar arasındaki 10/09/2018 tarihli sözleşme konusu işin tedarikçi müvekkili tarafından tamamlandığını, faturaların düzenlenerek ilgiliye iletildiğini ve imalatların tamamının borçluya teslim edildiğini, sözleşmenin “Ödeme Planı” başlıklı 4. maddesinde fatura tarihinden itibaren 60 gün içinde ödeme yapılacağı hükmüne yer verildiğini, kesilen tüm faturalar için bu 60 günlük sürenin dolmuş olmasına rağmen, müvekkilin bakiye 161.784,82 Euro alacağının bugüne kadar ödenmediğini, müvekkilinin alacağını temin edecek rehin v.b. başkaca bir teminat bulunmadığı gibi, tam aksine borçlu firmaya sözleşme gereği 42.800 Euro tutarlı teminat mektubu verildiğini, söz konusu teminat mektubunun da halen iade edilmediğini belirterek, borçlunun borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece 02/12/2020 tarihli kararla, alacaklının borçlulardan alacağı olan 1.483.566,80 TL alınmasının temini bakımından vaki isteği İcra İflas Kanununun 257. maddesinin 1. fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve diğer taraflarla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı kafi teminat da alınmış bulunduğundan adı geçen borçlu, … A.Ş. malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının; İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde, ihtiyaten haczine karar verilmiştir.Karşı taraf vekilinin itirazı üzerine, murafaalı yapılan inceleme neticesinde 28/01/2021 tarihli ek kararla, bu dosyaya yapılan itirazdan önceki tarihte yapılan şikayet başvurusu sonucunda, verilen ihtiyati haciz kararının İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/1120 Esas 2020/1296 Karar sayılı 11/12/2020 tarihli kararı ile İİK’nın 266.maddesi gereğince kaldırıldığı, bu nedenle bu dosyadaki itirazın konusuz kaldığı, ayrıca yapılan itirazların İİK’nın 265.maddesi kapsamındaki sebeplere ilişkin olmadıkları gerekçesiyle, İstanbul 18. İTM 2020/1120-1196 karar sayılı kararı ile İİK 266 gereğince mahkememiz ihtiyati haciz kararı kaldırıldığından, konusuz kalan itirazda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karara karşı karşı taraf vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 2021/1011 E – 2021/823 K sayılı kararıyla, esas yönünden karşı tarafın ihtiyati hacze ilişkin itirazının değerlendirilmesi ve neticesine göre bir karar verilmesi için kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosya ilk derece mahkemesine geri gönderildikten sonra verilen istinafa konu 25/05/2021 tarihli ek kararla, karşı taraf vekilinin ihtiyati haciz kararına yapmış olduğu itirazın esastan reddine karar verilmiştir.Karşı taraf vekili istinafında, talep edenin dayandığı fatura ve mutabakat mailinin alacağın muaccel olduğunu göstermeye yeterli olmadığını, sözleşme ve eki belgelere göre henüz muaccel bir alacağın bulunmadığını, aleyhine ihtiyati haciz istenilenin savunmasında, ayıp ve gecikme nedeniyle zarara uğradığını ileri sürmüş olması karşısında, varlığı ihtilaflı bu alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir para alacağı bulunduğundan bahsedilemeyeceğini, işin eksik ve ayıplı olduğunu, bu nedenle sözleşme hükümlerine göre talep edenden gecikme cezası alma haklarının bulunduğunu, mutabakat formu diye adlandırılan belge imza/kaşe içermeyen, sadece yetkili olmayan bir şirket çalışanı tarafından gönderildiği iddia olunan bir e-mailden ibaret olduğundan, müvekkili şirket yetkilisi tarafından gönderilmeyen bu e-maile dayanılarak ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, ihtiyati hacze konu faturaların ödenmesi için sözleşmesel şartların ve vade tarihlerinin dahi oluşmadığını, müvekkilinin mal kaçırdığına, gizlediğine veya hileli işlemlerde bulunduğuna dair hiçbir kanıt ve emare olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına, nakdi teminatları üzerinde devam eden ve yasal koşullar oluşmadan tesis edilen haksız ve hukuka aykırı ihtiyati haczin tümden kaldırılarak nakdi teminatın taraflarına iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Talep, talep eden yüklenici tarafından karşı taraf iş sahibine 10/09/2018 tarihli termik santral tesislerinin rehabilite edilmesine ilişkin montaj, tedarik, mühendislik işlerine ilişkin sözleşme kapsamında yapılan işlere ilişkin olarak düzenlenen fatura ve cari hesaba dayalı olarak bakiye iş bedeli alacağına ilişkin ihtiyati haciz talebine ilişkindir.İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İ.İ.K.’nın 258. maddesine göre, ihtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır.Dosya kapsamına göre, karşı taraf …. A.Ş. İle dava dışı …A.Ş. arasında “termik santral tesislerinin rehabilite edilmesine ilişkin montaj, tedarik, mühendislik işlerini konu alan” 10/09/2018 tarihli bir sözleşme imzalanmış, daha sonra ihtiyati haciz talep eden, karşı taraf ve dava dışı temlik eden şirketler arasında imzalanan 24/07/2019 tarihli “sözleşmeye katılma ve alacağın temliki protokolü” ile karşı taraf … şirketi, … A.Ş.’nin asıl sözleşmeden kaynaklanan tüm borç ve yükümlülükleri bakımından müteselsil borçlu sıfatıyla sözleşme ilişkisine dahil olmuştur. 10/09/2018 tarihli sözleşmenin 4. Maddesine göre, sözleşme bedeli her bir ünite için Ek-2’ye uygun olarak ödenecektir. Ödemeler, düzenlenecek olan hakedişlerin GKE tarafından onaylanmasına müteakip kesilecek fatura tarihinden itibaren 60 gün içerisinde yapılacaktır. İhtiyati haciz talep eden alacaklı …San A.Ş. 10/09/2018 tarihli tedarik sözleşmesi gereğince hizmetin yerine getirildiğine dair 6 adet faturayı düzenleyerek karşı taraf …A.Ş.’ye gönderdiğine ve bu faturaların karşı taraf defterlerine işlendiğine dair GİB portal kayıtlarını (BA-BS kayıtlarını) dosyaya sunmuştur. Karşı taraf vekili de 16/12/2020 tarihli itiraz dilekçesinin 3. Sayfasında müvekkilinin bu faturaları tebliğ aldığını ve defterlerine işlediğini açıkca beyan etmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekilince ayrıca, müvekkili şirketin 161.784,82 Euro cari hesap alacağını gösterir ticari defter örneğini ve karşı taraf ile yapılan 23/09/2020 tarihli hesap mutabakatına dair e-mail yazışmasını dosyaya ibraz etmiştir. Karşı taraf vekilince bu mailin yetkili olmayan bir şirket çalışanı tarafından gönderildiği belirtilmektedir.Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, somut olayda İİK’nın 257. Maddesindeki şartların oluştuğu anlaşılmakla, yerel mahkemece dosyada bulunan belgelere dayanılarak yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiği gerekçesiyle talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi isabetli olmuştur.Karşı taraf vekilince itiraz ve istinaf dilekçelerinde, fatura kapsamında yapılan işin ve tedarik edilen malzeme ve hizmetin eksik, ayıplı olması nedeniyle geçici kabulünün yapılmadığı, müvekkili şirketin zararı nedeniyle gecikme cezası alacağı olduğu, faturaların ödenme koşullarının ve vade tarihlerinin oluşmadığı belirtilmiş ise de, bu savunmaların bu aşamada, talep eden vekilince sunulan belgelerle ihtiyati haciz talebi yönünde ortaya konulmuş bulunan yaklaşık ispat durumunu ortadan kaldıracak şekilde, yaklaşık ispat ölçüsünde ispat edilememiş oldukları, ayrıca yine karşı taraf vekilince müvekkilinin mal kaçırdığına veya gizlediğine dair kanıt emare bulunmadığı belirtilmiş ise de, davaya konu faturaların karşı taraf defterlerine işlendiğine dair dosyaya sunulan GİB portal kayıtlarını (BA-BS kayıtlarını) karşısında, vadesi gelmiş para alacağının varlığı konusunda mahkemeye kanaat verici delillerinin sunulmuş olduğu, mal kaçırmaya ilişkin kanıt ve emare aranmasına gerek olmadığı anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2021 tarih ve 2021/295 Esas sayılı ek kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Karşı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 13/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.