Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/2000 E. 2021/1426 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2000
KARAR NO : 2021/1426
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/202
NUMARASI: 2021/250 Esas, … Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, dosya üzerinde HMK m. 352 hükmü uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili şirket ve davalılar arasında “… Mahallesi … Caddesi No:… Zeytinburnu İstanbul” adrresinde bulunan … Projesi olarak bilinen konut projesinin çevre ve peyzaj düzenlemelerinin yapılabilmesi için sözleşme imzalandığını, müvekkili şirket tarafından davalı borçlu şirkete karşı hak edişten kaynaklanan 2.569.937,39-TL asıl alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, davalılardan …. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı … tarafından hazırlanan ve … A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı … tarafından imzalanan belgeye göre davalıların ödenmemiş borçlarının KDV hariç 3.950.000,00-TL olduğunu kabul ettiklerini, bu miktardan davacı şirketin ihtarnamesi ile ödendiğini beyan ettiği tutar olan 2.845.236,18-TL düşüldüğünde davalılar tarafından 1.104.763,82-TL’lik hakediş kısmının ödenmediği hususunun uyuşmazlık konusu olmaktan çıktığını, belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, ayrıca bu kapsamda öncelikle 1.104.763,82-TL için TBK m.76 kapsamında geçici ödeme kararı verilmesini, bu mümkün değilse yargılama süreci içerisinde davalıların mallarını kaçırması ve müvekkili şirketin alacağının karşılıksız kalması ihtimaline karşı davalıların banka kayıtlarına, taşınır ve taşınmaz mallarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece verilen 19/04/2021 tarihli ara kararla, uyuşmazlığın taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği, anılan sözleşme uyarınca takip tarihi itibari ile davacının (yüklenicinin) davalılardan (iş verenden) alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak miktarının tespiti noktasında toplandığı ve yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada yaklaşık ispat şartının oluştuğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin ve geçici ödeme talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, İİK m. 258/1 f. uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğunu, bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesinin aranmadığını, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delillerin gösterilmesinin yeterli kabul edildiğini, sözleşmenin 5. maddesine göre ödemelerin hak ediş usulüne göre yapılacağını ve hak edişlerin sözleşme ekindeki birim fiyatların esas alınarak davacı tarafından onaya sunulacağını, davalıların 20 gün içerisinde hak edişi incelemek, düzeltmek, reddetmek ya da onaylamak zorunda olduğunu, aksi taktirde bu sürenin sonunda hak edişin kesinleşeceğini, davalıların, onaya sunulan hak edişlerle ilgili sunulduğu tarihten itibaren 20 gün içerisinde hiçbir düzeltme talebinde bulunmadıklarını ve ret de etmediklerini, hak ediş dosyalarının davacı tarafından davalılara gönderildiğinin dosya kapsamına sunulan elektronik posta yazışmaları ile de sabit olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan fotoğraflı hak ediş dosyaları, taraflar arasındaki yazışmalar, sözleşme kapsamında düzenlenen faturalar ile en önemlisi davalılardan … A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı …’ın imzasını taşıyan imzalı belge ile davacının davalılardan alacaklı olduğunu yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtladığını, ayrıca yine bu belge ile davacının alacağının 3.950.000,00-TL’lik kısmı ikrar edildiğine göre en azından ikrar edilen kısım açısından davalılar tarafından ödenmeyen bakiye 1.104,763.82-TL için geçici ödeme talebi şartlarının oluştuğunu belirterek, 19.04.2021 tarihli kararının kaldırılarak, en azından davalılar tarafından davacının alacağının ikrar edilen kısmı olan 1.104,763.82-TL bakımından geçici ödeme kararı verilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde takip ve davadaki asıl alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.Dava, eser sözleşmesine dayalı olarak hakediş bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, bu kapsamda dava dilekçesinde öncelikle TBK madde 76. kapsamında “geçici ödeme”, bu mümkün olmadığı takdirde ise ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir.6098 sayılı TBK md. 76’da “…Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir. Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.” hükmü yer almaktadır.6100 sayılı HMK’nın istinaf yoluna başvurulabilen kararlar başlıklı 341.maddesi hükmüne göre ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği hususu sınırlı olarak düzenlenmiştir. TBK’nın 76. Maddesi kapsamındaki geçici ödemeye yönelik kararlar ara karar niteliğinde olup, ancak nihai kararla birlikte istinaf edilebilecektirler. Geçici ödeme talebinin reddine yönelik yerel mahkeme ara kararı HMK’nın 341/1. maddesi kapsamında tek başına istinafa tabi kabul edilemeyeceğinden, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin bu bakımdan HMK’nın 352. Maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.İhtiyati haciz talebine yönelik istinaf itirazı değerlendirildiğinde;İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İ.İ.K.’nın 258. maddesine göre, ihtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır.Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, İİK’nın 257.maddesindeki şartlar ve yaklaşık ispat koşulu henüz gerçekleşmemiştir. Dava dilekçesindeki, davalılara tebliğ edildiği belirtilen hakedişlerin gerçekten sözleşmenin 5. Maddesindeki düzenleme gereğince tebliğ edilip edilmedikleri, bahsedilen yazışmaların bunu ispata yeterli olup olmadığı, yapılan işin ve sözleşmede kararlaştırılan birim fiyat usulüne göre bedellerinin ne kadar olduğu, bu kapsamda sözleşmenin ilgili hükümlerine göre dayanılan hakedişlerin davalıları bağlayıp bağlamayacağına dair husular ile, … tarafından imzalandığı belirtilen 3.950.000,00-TL’lik bakiye alacak belgesinin davalı adi ortaklığı bağlayıp bağlamayacağı hususu yapılacak yargılama sırasında tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle belirlenecektir. Bu nedenle mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati haciz şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf dilekçesinin “geçici ödeme talebinin reddi yönünden” HMK’nın 341/1. ve 352. Maddeleri gereğince REDDİNE,2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2021 tarih ve 2021/250 Esas sayılı ara kararında “ihtiyati haciz talebinin reddi yönünden” usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 3-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 352. ve 362/1-f maddeleri gereğince KESİN olmak üzere 13/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.