Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/1865 E. 2021/1413 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2021/1865
KARAR NO : 2021/1413
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2020
NUMARASI: 2019/968 Esas, 2020/188 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ :12/07/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında varılan mutabakat neticesinde davalıya balıkçı teknesi inşa edildiğini, Kadıköy …. Noterliği’nin 08/05/2019 tarih ve … yevmiye numarası ile ihtarnamesinin gönderilmesine rağmen davalı tarafça ödeme yapılmadığından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, takibe itiraz edilmesi nedeni ile icra takibinin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının çeşitli gemi imalat projelerinde davalının tersanesinde taşeron olarak iş üstlendiğini, davalı şirketin yerleşim yerinin Adana ili olduğunu, davalının işletmesinin ve sözleşmenin ifa edildiği yerin Yumurtalık Serbest Bölgesi olduğunu, davacının icra takibini İstanbul Anadolu İcra Dairesinde açtığını, ancak İcra Dairesi ile Mahkemenin yetkili olmadığını, bu nedenle davanın usûlden reddi gerektiğini, davacının eser sözleşmesi kapsamında yapımını üstlendiği NB20 projesindeki bir takım işlerde ortaya çıkan gizli ayıp üzerine, davacıya ihtarname gönderildiğini ancak davacnın gönderilen ihtarnamelere cevap vermediği gibi zararı karşılamada davalı müvekkilini oyaladığını, müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, öncelikle yetkisizliğin tespiti ile geçerli bir icra takibi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davalı şirketin yerleşim yerinin Seyhan/ Adana olduğu, sözleşmenin ifa yerinin de Yumurtalık Serbest Bölgesi olduğu, tarafların tacir olduğu, uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesinden kaynaklandığı, bu yönüyle eldeki ticari davanın Adana Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın Adana Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davanın alacak davası olup davalının faturaya itiraz etmediğini, ancak bazı takas alacakları olduğunu ileri sürdüğünü, müvekkilinin ikametgahının Tuzla/İstanbul olduğunu, TBK’nın 89/1 maddesi gereği para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini, HMK’nın 6. Maddesine göre sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılacağından davanın İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesinde açma yetkilerinin bulunduğunu, arabuluculuk işlemlerinin de İstanbul Anadolu yargı çevresinde yapıldığını belirterek, yetkisizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptâli davalarında mahkemenin yetkisine itiraz edilsin edilmesin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi gerekir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan takibe dayanılarak açılan itirazın iptâli davası dinlenemeyeceğinden mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmelidir. Çünkü itirazın iptâli davasını görme yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. (Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.03.2002 tarih ve 2001/13-241 Esas, 208 Karar sayılı kararı) Somut olayda; taraflar arasında balıkçı teknesi inşasına ilişkin eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığı görmeye yetkili mahkeme İİK’nın 50. Maddesi atfıyla HMK’nın yetkiye ilişkin maddeleri uyarınca belirlenir. Buna göre, alacaklı takibini davalı borçlunun yasal yerleşim yerinde (HMK 6.m.) ya da akdin ifa edildiği yer (HMK.10.m.) veya yetki sözleşmesi yapılmışsa o yer (HMK.17.m.) icra müdürlüklerinde yapabilir. Dosya kapsamından davalının ikametgahının Seyhan/Adana ve sözleşmenin ifa yerinin Yumurtalık/Adana olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda para borçları ile ilgili TBK’nın 89. maddesi yollaması ile HMK’nın 10. maddesi gereğince alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkisi kabul edilmemektedir. Bu itibarla icra takibinin yapıldığı davacının ikametgahı olan İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü takipte yetkili bulunmamaktadır. Şu halde, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yerine, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi hatalı olmuştur. (Bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 22/11/2018 tarih ve 2018/3241 esas, 2018/4261 karar sayılı kararları).Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/06/2020 tarih, 2019/968 esas, 2020/188 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12/07/2021