Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/173 E. 2021/614 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/173
KARAR NO : 2021/614
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI: 2016/211 Esas, 2018/316 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 02/01/2014 tarihli sözleşme uyarınca “…-Kongre-Residence Projesinin Beş Yıldızlı Otel Bölgesi Alçıpan Levha Kaplama ve Bölme Duvar İşleri” imalatının müvekkili şirket tarafından üstlenildiğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve imalat işlerini sözleşmeye uygun surette davalı tarafa teslim ettiğini, müvekkilinin taraflar arasında mevcut ticari ilişki nedeniyle … seri numaralı, 11/08/2014 günlü ve 525.599,07 TL bedelli faturayı keşide ettiğini, davalının faturayı kabul ederek ticari defterlerine işlediğini ve kabul ettiğini, faturaya mahsuben davacı müvekkili şirkete kısmi ödeme yapmış olmasına rağmen, fatura bakiye bedeli olan 15.858,69 TL’yi ödemediğini, fatura bakiye bedelinin ödenmemesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini bildirerek, davalının itirazının iptaline, asıl alacağın, reeskont avans faizi ile birlikte tahsiline, imkan verir tarzda takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’den aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının sözleşme gereğince inşaat sahasında yaptığı işe dair moloz ve cürufları kaldırıp, sahasını temizlemesi gerekirken bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu moloz, inşaat artığı ve cürufların inşaat sahasından müvekkili şirket tarafından bedeli mukabiline temizletilmek zorunda kalındığını ve bu nedenle 15.879,13 TL harcama yaptığını, yapılan bu harcamalara ilişkin faturanın izah edilmek suretiyle davacıya tebliğ edildiğini, davacının ihtarname ekinde faturayı iade ettiğini, faturanın iadesi üzerine müvekkilince icra takibi başlattıklarını, davacının bu kez takibe itiraz ettiğini, davacının bu itiraz üzerine ihtarname keşide edilerek söz konusu alacağın cari hesaptan takas mahsup yoluyla tahsil edildiğinin bildirildiğini belirterek, davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacının inşaat sahasını temizleme yükümlülüğünü yerine getirmediği, bunun davalı tarafça yerine getirildiği ve faturalandırıldığı, bu nedenle davacının davalıdan alacağı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle, davacının davasının reddine, şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı istinaf talebinde, müvekkilinin yevmiye defterlerinin kapanış tasdiki olmadığı için lehine kesin delil olmazsa da takdiri delil olarak dikkate alınması gerektiğini, davalı tarafın yaptığını iddia ettiği temizlik işine ilişkin alacağını müvekkilini alacağıyla mahsup edildiğini belirterek bakiye iş bedeli alacağını inkar etmediğini, davalının gönderdiği iade faturasını müvekkilinin iade ettiğini, bu iade faturasına dayalı olarak başlatılan icra takibinin müvekkilinin itirazı üzerine durduğunu ve buna karşı itirazın iptali davası açılmadığını, bilirkişi raporlarıyla da davalının dayandığı faturaya ilişkin muaccel bir alacağının olmadığının ortaya konulduğunu, davalının sözleşmeye uygun şekilde temizlik yapılması için yazılı bildirimde bulunmadığını ve süre vermediğini, mahkeme kararında bu konunun es geçilerek herhangi bir açıklama yapılmadığını, davalının davacı tarafça kabul edilmeyen ve henüz kesinleşmeyen faturanın esas alınmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanı kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Dava, TBK’nın 470 vd. Maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Taraflar arasında “… Otel-Kongre-Residence Projesinin Beş Yıldızlı Otel Bölgesi Alçıpan Levha Kaplama ve Bölme Duvar İşleri” imalatının davacı şirket tarafından yapılmasına ilişkin 02/01/2014 tarihli sözleşmenin akdedildiği, bu sözleşme ilişkisi kapsamında davacı tarafça düzenlenen toplam 2.132.018,34 TL bedelli 4 adet faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği ve bu faturanın davalının ticari defterlerine kaydedildiği, davacı ve davalı defter kayıtlarının davalı tarafça tanzim edilen 27/08/2014 tarihli 15.879,13 TL tutarındaki fatura haricinde örtüştüğü ihtilaf konusu değildir.Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının iş sahasındaki moloz, hurda, demir ve diğer kimyasal atıkları temizleyerek iş sahasını terk edip etmediği, bu kapsamda davalı iş sahibi tarafından söz konusu temizlik işlemlerinin davacı tarafından yapılmadığı, kendisi tarafından yaptırıldığı iddiasıyla düzenlemiş olduğu 27/08/2014 tarihli 15.879,13 TL’lik iade faturasının yerinde olup olmadığı hususuna ilişkindir.Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında belirtildiği üzere, kural olarak eser sözleşmesine konu işin tamamının yüklenici tarafından yapılmış olduğu kabul edilir. Bu kabulün aksini ispat yükümlülüğü iş sahibinde bulunmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 37.maddesi gereğince iş yerinin temizlenmesi hususu da davacı yüklenicinin yapacağı iş kapsamında kaldığından, bu işlerin de kural olarak davacı yüklenici tarafından yapılmış olduğu kabul edilir.Davalı tarafça bu kabulün aksine, davacı tarafından gerekli temizliğin yapılmadığına ve yapılamayan bu temizlik işlemlerinin kendisi tarafından yaptırıldığına dair dosyaya delil olarak kendisi tarafından düzenlenen 15.879,13 TL’lik fatura ile bu faturanın dayanakları olduğu iddia edilen 5 adet yansıtma faturası sunulmuştur. Davalı tarafça düzenlenen iade faturası davacı tarafından iade edildiğinden bu fatura tek başına davalının savunmasını ispat etmeye yeterli değildir. Dayanak olarak sunulan 5 adet yansıtma faturasının ise şu şekildedir; 07/08/2014 tarih ve 2.026,35 TL’lik olanı …Yemek Üretim Firmasına ait olup fatura içeriği 38 adet kahvaltı, 282 adet öğlen, 63 adet akşam, 28 adet yemek şeklinde, 01/08/2014 tarih – 30.356,76 TL’lik ve 26/08/2014 tarih – 27.791,40 TL’lik olanlar … firmasına ait olup, fatura içerikleri eleman temini ve danışmanlık hizmet bedeli, makina temini şeklinde, 27/08/2014 tarih – 3.563,00 TL’lik ve 02/08/2014 tarih – 5.090,00 TL’lik olanlar … Firmasına ait olup, fatura içerikleri makine temini şeklindedir. Buna göre, söz konusu dayanak yansıtma faturalarının da tek başına davalının savunmasını ispat etmesi mümkün değildir. Davalı tarafça söz konusu savunmasını ispatına ilişkin olarak, cevap dilekçesinde başkaca bir delil bildirmediği, açık bir şekilde yemin deliline de dayanmadığı, bu nedenle toplanacak başkaca bir delili bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesince davalı iş sahibinin, davacı tarafça iş mahallinin temizlenmemesi nedeniyle kendisi tarafından temizlik yaptırıldığı ve buna ilişkin olarak 15.879,13 TL masraf yaptığı takas-mahsup savunmasını ispat edemediği göz önünde bulundurularak, davacının itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmesi, ayrıca söz konusu alacak davalı defterlerinde kayıtlı olduğundan likit sayılacağından davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.Bu açıklamalar doğrultusunda, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kararın kaldırılarak davacının itirazın iptali davasının kabulüne, alacak likit olduğundan takibe konu asıl alacak miktarı üzerinden belirlenen %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;A) 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2018 tarih ve 2016/211 esas, 2018/316 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-a)Davanın KABULÜ ile, davalı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, b)Alacak likit olduğundan ve davalı itirazında haksız çıktığından 15.879,13 TL asıl alacak üzerinden belirlenen %20 oranındaki 3.175,82 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 1.084,70 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 270,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 813,87 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı tarafından yapılan 270,83 TL peşin harç, 29,20 başvurma harcı, 1.300,00 TL bilirkişi ücreti, 181,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.781,53 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,2-Davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 31,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 129,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere23/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.