Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/1718 E. 2021/1263 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1718
KARAR NO: 2021/1263
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2021
NUMARASI: 2021/185 Esas
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali ve Tescil
KARAR TARİHİ: 23/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; taraflar arasında düzenlenen 23.08.2008 tarihli sözleşme ile, davalı kooperatifin Kocaeli İli Darıca İlçesi … Ada … Parselde yapmış olduğu konut inşaatında bir kısım inşaat işlerinin sözleşme gereği kendisine devredileceği yönünde inanç uyandırılan Kocaeli İli Darıca İlçesi … Ada … Parselde kain … Blok … No’lu ve … Blok … No’lu dairelerin karşılığını tamamlayarak teslim ettiğini; müvekkillinin kendi üzerine düşen edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı kooperatifin kendi üzerine düşen edimini çeşitli bahaneler ile yerine getirmediğini; zorunlu arabuluculuk sürecinin anlaşamamazlık ile sonuçlandığını belirterek davalı kooperatifin adına kayıtlı olması halinde dava konusu … Blok … No’lu ve … Blok … No’lu dairelerin yapmış olduğu işlerin karşılığı olarak davacı müvekkili adına tescilini; tescili mümkün olmaması halinde terditli olarak davalıdan dava konusu dairelerin arabuluculuk sürecinin başladığı 12.11.2020 tarihindeki değerlerinin faizi ile tahsilini; dairelerin bedeline ilişkin olarak hesaplamanın kabul görmemesi halinde ise öncelikle davacı müvekkili tarafından … Ada … Parselde yapılan işlerin yapıldığı tarihlerdeki değerinin denkleştirici adalet kapsamında arabuluculuk sürecinin başladığı 12.11.2020 tarihindeki değerinin faiziyle tahsilini; alacağın semeresiz kalmaması için davalı kooperatif adına kayıtlı olması halinde tescile konu … Blok … No’lu ve … Blok … No’lu bağımsız bölümlerin devir ve temlikinin önlenmesi ayni ve şahsi hakla sınırlandırılmaması yönünden teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, tescile konu taşınmazların davalı adına kayıtlı olmaması halinde mal kaçırma girişimi de nazara alınarak alacağımızın semeresiz kalmaması için davalı kooperatif adına tespit edilecek taşınmaz ve araçlarına devir ve temlikinin önlenmesi ayni ve şahsi hakla sınırlandırılmaması yönünden teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 29/03/2021 tarihli ara karar ile; talep eden vekili tarafından tedbirin uyuşmazlık konusu olmayan şeye yönelik olarak istendiği, tedbir talebinin içeriğinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile yasal koşulları oluşmayan talebin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalının mal kaçırma girişiminin kooperatif genel kurulunda ayni hakla sınırlandırılmış başka bir üyeye tahsis edilmiş dairenin devrine karar verilmesi ile sabit olduğunu; dava konusu talebin devir tescile ilişkin olduğunu belirterek kararın kaldırılarak talebi gibi karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 389. Maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir degisme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyusmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı Yasa’nın 390/3 maddesinde, ”Tedbir talep eden taraf,  dilekçesinde  dayandığı ihtiyati tedbir sebebini  ve türünü açıkca belirtmek ve  davanın esası yönünden  kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; Taraflar arasında 23.08.2008 tarihli sözleşme ile davacı yüklenicinin … Ada … Parselde birim fiyatlı yapmış olduğu bir kısım inşaat işleri karşılığı kendisine … Blok … No’lu ve … Blok … No’lu dairelerin verileceğinin düzenlendiği; davacı tarafça açılan davada öncelikli olarak 5. ve 11 nolu bağımsız bölümün müvekkili adına tescilini; tescili mümkün olmaması halinde terditli olarak tazminata yönelik dava açıldığı; teslim belgesinin ibraz edildiği; taşınmazın davacıya devri konusunda 29/05/2015 tarihli kooperatifin genel kurulunda alınan kararın ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği anlaşılmıştır. HMK’nın 389. Maddesi gereğince ihtiyati tedbir kural olarak, ancak davanın konusu olan şey üzerine konulabilir, ancak sözleşme konusunu oluşturan bağımsız bölümlerin aynı zamanda davanın konusunu oluşturduğu ve maddede belirtilen yaklaşık ispatın sağlandığı göz önüne alınarak, taşınmazların davalı adına kayıtlı olması halinde ihtiyati tedbir konusunda kabul kararı verilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak Dairemiz kararı doğrultusunda karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2021 tarih, 2021/185 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.