Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/17 E. 2021/537 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/17
KARAR NO: 2021/537
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2020
NUMARASI: 2018/1062 Esas, 2020/123 Karar
DAVANIN KONUSU: Sözleşmeden Dönme, Teminat Mektuplarının İadesi
KARAR TARİHİ: 15/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, TBK 138. ve 480. m. uyarınca eser sözleşmesinden dönme ve sözleşme uyarınca verilen teminat mektuplarının iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı, davalılar vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, sözleşmenin ifasının müvekkilinden dürüstlük kuralları çerçevesinde istenemeyecek şekilde güçleştiğini, müvekkilinin sözleşmenin revize edilmesi için davalı tarafa başvurduğunu ancak olumlu yanıt alamadığını ileri sürerek, TBK’nun 138 ve 480.m. uyarınca sözleşmeden döndüğünün tespitine, sözleşme uyarınca vermiş olduğu teminat mektuplarının iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmeden dönme koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yargılama sırasında sözleşmenin davalı tarafça feshedilmiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, 3 adet teminat mektubu bedeli üzerinden eksik harcın tamamlatılması gerektiğini, davanın reddi gerektiğini, konusuz kaldığı kabul edilse dahi haklılık durumunun değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında 12/07/2008 tarihli 14.300.00,00 TL bedelli sözleşme akdedildiği ve bu sözleşme uyarınca davacı tarafça davalı tarafa 26/07/2018 tarihli … sayılı 09/07/2019 vadeli 1.820.000,00 TL bedelli , 26/07/2018 tarihli … sayılı 09/07/2019 vadeli 1.040.000,00 TL bedelli ve 17/07/2018 tarihli … sayılı 1.430.000,00 TL bedelli 09/07/2020 vadeli teminat mektupları verildiği taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’ndaki düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan görevi gereği mahkemelerce kendiliğinden göz önünde tutulacağı gibi, istinaf incelemesi aşamasında bölge adliye mahkemesince de re’sen dikkate alınır. Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi gereğince değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Aynı Kanun’un 28. maddesinin (a) bendinde karar ve ilam harcının dörtte birinin peşin, geri kalanın kararın verilmesinden itibaren bir ay içinde ödeneceği hükmü yer almıştır. Yine aynı Kanun’un 32. maddesinde yargı harçları ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağına dair emredici hüküm konulmuştur. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi gereğince sözleşmeden dönme ve teminat mektuplarının iadesi isteminin dinlenebilmesi için sözleşme bedeli ile teminat mektupları bedellerinin toplamı üzerinden nispi harcın yatırılması gerekir. Mahkemece, sözleşme bedeli ile teminat mektuplarının toplam bedeli üzerinden dava tarihi itibariyle alınması gereken karar ve ilam harcının dörtte biri oranındaki peşin nispi harçtan eksik olan kısmın, Harçlar Kanunu’nun 30. maddesine göre davacı tarafından yatırılması için davacıya süre verilmeksizin, sadece 1.430.000,00 TL tutarlı teminat mektubu bedeli üzerinden yatırılan peşin nisbi harç ile yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması hatalı olmuştur. Öte yandan davacı vekili 10/10/2019 tarihli dilekçesinde, dava açıldıktan sonra davalı tarafça sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle sözleşmeden dönüldüğünün tespiti taleplerinin haksız surette paraya çevrilen 1.430.000,00 TL tutarlı teminat mektubu nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine dönüştüğünü, bu zararı şimdilik teminat tutarı olarak beyan ettiklerini, diğer teminat mektupları ise avanslara ilişkin olduğundan ihtilaf dışı olduğunu ve bu mektupların tazmin veya iadesi yönünde talepleri olmadığını beyan etmiş olmakla, mahkemece davacıya HMK 31.m. uyarınca, söz konusu dilekçesindeki beyanının 26.07.2018 tarihli … sayılı 09.07.2019 vadeli 1.820.000,00 TL bedelli ve 26.07.2018 tarihli … sayılı 09.07.2019 vadeli 1.040.000,00 TL bedelli teminat mektupları ile ilgili davasından feragat veya bu davayı geri alma mahiyetinde olup olmadığı hususu açıklattırılmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır. Kabule göre ise, konusuz kalan davada tarafların dava açıldığı tarihteki haklılık durumları gözetilerek yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden bir değerlendirme yapılması gerekirken, bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalılar vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-4-6. bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda belirtilen eksik hususlar giderildikten ve gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE, 2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2020 tarih, 2018/1062 Esas, 2020/123 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalılar tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/4-6 maddeleri gereğince KESİN olmak üzere 15/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.