Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/1686 E. 2021/2011 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1686
KARAR NO: 2021/2011
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/04/2021
NUMARASI: 2021/199 Esas, 2021/361 Karar
DAVANIN KONUSU: Eser Sözleşmesi
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirketin dava dışı … A.Ş. ile imzalamış olduğu 27.11.2017 tarihli “Anahtar Teslimi İnşaat İşleri Sözleşmesi”ne istinaden dava dışı … A.Ş.nin maliki olduğu Adana, Sarıçam ilçesi, … mevkii … ada, … parsel de kain bulunan taşınmazda yapılacak deponun inşaat işlerini yüklenici sıfatı ile aldığını, müvekkili şirket ile davalı şirketin, müvekkili şirketin sözleşme kapsamında yapmayı taahhüt ettiği işlerinden, soğuk hava deposu imalat, montaj ve kurulum işlerinin davalı tarafından yapılması konusunda 05.06.2018 tarihli “… Adana Depo Soğuk Hava Depo Kurulum Sözleşmesini” imzaladıklarını, bu sözleşmenin 6. Maddesine göre işin süresinin 8 hafta olarak kararlaştırıldığını ve işin teslim tarihi olarak 05/08/2018 tarihinin belirlendiğini, sözleşmenin 14.1 maddesine göre davalının (yüklenici) teslimde gecikilen her gün için müvekkili şirkete 2.000 (ikibin) euro gecikme cezası ödeyeceğini, müvekkili şirket ile dava dışı … A.Ş arasında imzalanan sözleşmenin 11.1.maddesine göre yüklendiği işin bitirilme süresinin 263 gün, gecikme cezasının da müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşmede olduğu gibi 2.000 Euro/gün olduğunu, davalının sözleşme ile kararlaştırılan edimini yerine getirmek niyetinde olmadığının anlaşılması üzerine müvekkili şirketin Adana 7.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/56 D.iş sayılı dosyası ile yapımı kararlaştırılan işin tespit tarihi itibarı ile hali hazır durumunu ve tamamlanması gereken eksiklikleri tespit ettirdiğini, davalı (yüklenicinin ) Üsküdar … Noterliğinin 09.10.2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile işin tamamlanması yönünde yaptıkları son ihtar karşısında da edimini yerine getirmemesi sonucu TBK.nun 112 ve 475. Maddeleri uyarınca eksik kalan işlerin üçüncü kişilere tamamlattırılmak sureti ile tesisin işler vaziyete getirilerek müvekkili şirketin işvereni durumundaki dava dışı … A.Ş.’ye teslim edildiğini, dava dışı … A.Ş.’nin işin tesliminde meydana gelen gecikme sebebi ile müvekkili şirkete 04.09.2020 tarihli … no.lu ve 60.000.- Euro bedelli, 31.10.2018 tarihli ve … no.lu iki adet gecikme cezası faturasını tanzim ettiğini, müvekkili şirketin işvereni olan dava dışı … A.Ş.ye gecikmeden kaynaklanan iş bu bedeli ödediğini, müvekkili şirketlerin bu gecikme faturalarını ödemek zorunda kalmasının davalının edimini yerine getirmemesinden kaynaklandığını belirterek, öncelikle bu davanın taraflar arasında derdest olan İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/773 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik müvekkili şirketin ödemek zorunda kaldığı gecikme cezasının tazmini için 04.09.2020 tarihli … no.lu faturadan kaynaklanan zararları için 2.000.- Euro’nun, 31.10.2018 tarihli ve … nolu faturadan kaynaklanan zararları için 2.000.- Euro’nun tahsilat günündeki kurdan yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacı vekiline tensip zaptının 12. Maddesi ile arabuluculuk son tutanağı aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini 1 haftalık kesin süre içinde sunması aksi taktirde davanın usulden red edileceği hususunda ihtar yapıldığı, bu hususta ayrıca tensip zaptı ekli açıklamalı davetiyenin davacı vekiline 06.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, verilen kesin süre içinde davacı yanca dava açılmadan önce arabulucuya gidildiğine dair herhangi bir beyanda bulunulmadığı, arabuluculuk son tutanağı ibraz edilmediği, bu nedenle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince, alacağa yönelik ticari dava niteliğindeki dava yönünden dava tarihine göre dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, davanın ilk derece mahkemesinde görülmekte olan ve davanın açıldığı sırada derdest olan İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2018/773 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesi talebi ile İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/608 E. Sayılı dosyası ile 30.11.2020 tarihinde açıldığını, iş bu davadaki ihtilaf ile ileri sürdükleri taleplerin müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanmış bulunan ve İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/773 E. Sayılı dosyasının temelini oluşturan 05.06.2018 tarihli “… Adana Depo Soğuk Hava Depo Kurulum Sözleşmesi”ne ilişkin olduğunu, taraflar arasında bu sözleşmeden kaynaklanan ihtilafın arabuluculuk sürecinden geçerek yargıya taşındığını ve arabuluculuk marifeti ile çözülememiş bir hukuki ihtilaf olduğunu, ticari davalara zorunlu arabuluculuk kuralını getiren 7155 sayılı Kanunun bu maddeye ilişkin gerekçesinden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucunun buradaki amacının henüz yargıya intikal etmemiş bir ihtilafı yargıya intikal etmeden önce çözüme kavuşturmak olduğunu, dava konusu olayda yargıya intikal etmiş ve alternatif yollarla çözülememiş bir ihtilaf bulunduğunu, bu halde dahi arabuluculuk şartının aranmasının mahkemeye erişimi gereksiz olarak güçleştireceğini ve Anayasa ile güvence altına alınmış olan hak arama özgürlüğünün kısıtlanması haline geleceğini, ilk derece mahkemesince bu husus göz ardı edilerek, birleştirme kararı vermeden hüküm kurulduğunu ve bunun neticesinde de birleştirme taleplerinden hiç bahsetmeden ve bu taleplerini yok sayarak davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, davalı taşeron şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeni ile asıl iş sahibi tarafından davacı yükleniciye fatura edilen ve ödenen 60.000 Euro bedelli 2 adet gecikme cezası faturasına ilişkin olarak şimdilik 4.000 Euro karşılığı 37.446 TL alacağın davalıdan tahsili talebine ilişkindir. İstinafa konu dava ilk olarak İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/608 Esas sayılı dosyası üzerinden açılmış, bu dosya üzerinden verilen 21/12/2020 tarihli birleştirme kararıyla, dosyanın İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/773 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, bu birleştirme kararı ve dosya 17/03/2021 tarihinde İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/773 Esasına gönderilmiş, ancak dosyanın birleştirildiği bu dosya aynı gün karara çıkmış olduğundan dolayı, birleşme kararı verilen İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/608 Esas sayılı dosyası İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/199 Esasına kaydedilmiş, sonrasında da istinafa konu karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı üzere, istinafa konu dava ticari alacağa yönelik olduğundan, 19.12.2018 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi gereğince, dava tarihine göre dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmayı gerektiren davalardandır. Bu davanın birleştirilmesine karar verilen ancak birleştirme kararı yerine getirilmeden karara çıkmış bulunan İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/773 Esas sayılı dosyasının da aynı sözleşmeden kaynaklanıyor olması ve o davadan önce arabulucuya başvurulmuş olması bu dava bakımından arabuluculuk dava şartını ortadan kaldıran bir sebep değildir. Arabuluculuk ile ilgili kanuni düzenlemelerde böyle bir istisna öngörülmemiştir. Her bir dava bakımından dava şartları ayrı değerlendirileceğinden, arabuluculuk da bir dava şartı olduğundan davacı vekilinin bunun aksi yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Buna göre, mahkemece davacı vekiline tensip zaptının 12. Maddesi ile arabuluculuk son tutanağı aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini 1 haftalık kesin süre içinde sunması için usulüne uygun ihtaratta bulunulması, bu hususta ayrıca tensip zaptı ekli açıklamalı davetiyenin davacı vekiline 06.04.2021 tarihinde tebliğ edilmesi, verilen kesin süre içinde davacı yanca dava açılmadan önce arabulucuya gidildiğine dair herhangi bir beyanda bulunulmaması ve arabuluculuk son tutanağı ibraz edilmesi karşısında, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/04/2021 tarih ve 2021/199 Esas, 2021/361 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.