Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/1683 E. 2021/1996 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1683
KARAR NO: 2021/1996
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2020
NUMARASI: 2018/327 Esas, 2020/644 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalılar vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili; davalıların ve … A.Ş ortak girişim oluşturma suretiyle Koski Genel Müdürlüğünün Konya İli Atık Su Tesisinin kurulması ihalesine katıldıklarını, ihaleyi aldıklarını ve sözleşmeyi imzalayarak işe başladıklarını, davacının şirketin bu ortak girişimin alt taşeronu olarak bu projede mal ve hizmet satışında bulunduğunu, sonuç olarak mal ve hizmet satışına karşın alacağını tahsil edemediğini, bu ortaklığın tüzel kişiliğinin olmadığını ancak belirli bir işin yapılması için sözleşme ile kurulan bir nevi adi ortaklık olduğunu, iş ortaklığının dava ehliyeti olmadığından ortaklığı oluşturan ortakların tamamına iş bu davanın ikame edilmesi gerektiğini, davacı şirket tarafından yapılan hizmet ve mal satışından doğan tüm borçlardan ortaklığı oluşturan tüm şirketlerin sorumlu olduğunu bildirerek; fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak suretiyle şimdilik 800.000,00 TL tutarındaki alacağın mal ve hizmetin teslim edildiği andan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline , yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı tarafın dava dışı … A.Ş ile çeşitli iş ilişkilerinde bulunduğunu, sözleşme yapıldığını ve faturaların tanzim edilerek karşılığında ödemeler ve kıymetli evraklar alındığını, davalı şirketlerin iş bu davaya kadar davacı şirketle hiçbir sözleşme ya da iş ilişkisi olmadığını, taraflarına bugüne kadar davacı yandan herhangi bir bildirim talep iletilmediğini, davacı yanın dava konusu sözleşmeyi dava dışı … A.Ş ile imzaladığını, dava dışı şirket aleyhine takibe giriştiğini, bu nedenle de alacağı iflas masasına dava dışı şirketten olan alacağı olarak yazdırdığını, davaya konu edilen sözleşme, fatura ve bunlar nedeniyle verildiği ifade edilen çek ve bonoların davalı şirket tarafından verilmediği gibi ayrıca davalı şirket açısından da zamanaşımına uğradıklarını , davacının dava dışı şirket müflis … A.Ş ile imzalamış olduğu sözleşme nedeniyle aralarında oluşmuş herhangi bir ilişkinin davalı şirketi bağlamadığını bildirerek; öncelikle davanın yetkisizlik, husumet eksikliği ve zamanaşımı nedeniyle reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının karşılıksız kalan 88.000 TL ve 221.000 Euro olmak üzere taraf kayıtlarında TL ve Euro toplamı olarak yer alan 555.728,20 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından alacağın TL cinsinden ödenmesinin istendiği, TBK’nun 99. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanan davacının bu talebinden dönemeyeceği, TBK 638 maddesi uyarınca adi ortaklıkta; Ortakların birlikte veya bir temsilci aracılığı ile bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olacakları, alacaklının alacağını adi ortakların hepsinden talep edebilceği gibi birinden de talep edebilceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 555.728,20 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar vermiştir. Davalılar vekili istinafında; davacı ile davalılar arasında hiçbir sözleşme hakediş belgesi olmadığını, davacının 2008 yılına ait fatura alacağının 2015 yılında açılan bu davaya kadar davalılara hiçbir bildirim yapılmadığını, davaya konu taşeronluk sözleşmesi davacı ile dava dışı müflis Sistem yapı arasında imzalandığını, davacının bu şirket ile birçok başka iş ilişkileri olduğunu, bu şirkete de bir çok iş yaptığını, 2008 yılında doğan bir alacağı için 7 yıldır borçlu olduğunu iddia ettiği davalılardan herhangi bir talepte bulunmadığını, İflas halinde olan şirkete takip başlattığını, basiretli tacir tüm borçlulara haber vermesi gerektiğini, mahkeme bu hususları dikkate almadığını, zaman aşımı itirazlarının devam ettiğini, bilirkişinin hatalı rapor düzenlediğini, davacının ticari defterlerinin delil olarak kullanılamayacağını, raporda dava konusu edilmeyen faturaların hesaba katıldığını, raporda çelişkiler bulunduğunu, yasal faiz talep edildiğini, kararın kaldırılmasına talep etmiştir. Davacı vekili istinafında; dava değerinin 88.000 TL ve 221.000 Euro olarak belirlediklerini dava tarihi itibarı ile davacının alacağı 797.000 TL olduğunu, mahkemenin dava tarihi itibarı ile döviz kuru üzerinden alacağın TL cinsinden hesaplama yapması gerekirken mal ve hizmet satışının yapıldığı kur üzerinden hesaplama yaptığını bunun düzeltilmesini yargılama gerektirmediğini kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir. Dava, Konya Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatında Difüzor Boru ve Looplarının Montajı işi nedeniyle eser sözleşmesine dayalı bakiye iş bedelinin tahsili talebine ilişkin olup; davacı şirket taşeron, davalılar adi ortaklıktır. Davaya konu taşeron sözleşmesinin davalıların da içinde bulunduğu adi ortaklığı oluşturan şirketlerden sadece dava dışı … A.Ş ile imzalanmış olup dava diğer ortaklara karşı açılmıştır. Davalı ortakların bu sözleşmeye taraf olmadıkları anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava dışı şirketin sözleşmeyi diğer ortaklarla birlikte ve/veya onlar adına da imzaladığına ilişkin bir iddiası ve ispatı bulunmadığına göre sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereğince sözleşmeden kaynaklanan hak ve borçlar ancak ve yalnızca sözleşmenin taraflarına karşı ileri sürülebileceğinden, sözleşme nedeni ile taraf olmayan davalılara karşı husumet yöneltilmeyeceğinin anlaşılmasına göre davanın husumet nedeniyle reddi gerektiği halde mahkemece yazılı şekilde verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın kaldırılarak davanın davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü, davacı vekilinin istinafının reddi ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak husumet nedeniyle davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 2-İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 05/11/2020 tarih ve 2018/327 Esas, 2020/644 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın husumet nedeniyle REDDİNE;
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 59,30 maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.366,20 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.306,9‬0 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 2-Davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 83,95 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 246,05‬ TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 02/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.