Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/1550 E. 2021/1755 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1550
KARAR NO: 2021/1755
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2018
NUMARASI: 2014/1269 Esas, 2018/253 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 29/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, Muratbey Gümrük Müdürlüğü Yeni Hizmet Binaları Ticari Tesisler ile Ek Yapılarının Yapım İnşaatı Projesi işinin yüklenicisinin davalı … A.Ş olup, söz konusu işin keşif özetinde olan ve olmayan bir kısım işlerinin davalı … A.Ş’ye verildiğini ve davalı … A.Ş’nin ise taahhüdünde bulunan bu işlerden çelik konstrüksiyon, profil imalat, boya ve montaj yapılması işini müvekkiline verildiğini ve taraflar arasında 20.08.2013 tarihli sözleşme yapıldığını, sözleşmede profilden imalat boya ve montaj yapılması bedelinin kilogram başına 2.70 TL olup, toplam imalatın 180.000 kilogram olduğunun kararlaştırıldığını, sözleşme dahilinde bulunan kanopi statik hesapları ile depoların statik hesapları uygulama projeleri ve ek imalat olarak sözleşme kapsamında olmayan ışıklı karkas statik hesapları, yürüyüş yolu modelleme çalışması uygulama projesi, çelik saçak, vinç konsolları, depolar, yan cephe, çatı yağmur dereleri, statik hesapları uygulama projelerinin müvekkilince yapıldığını, sözleşmede 180.000 kilogram kararlaştırılmasına rağmen işin 464.887,97 kilograma ulaştığını, ağır yapısal çelik ve hafif yapısal çelik imalatının aynı bedel üzerinden hesaplanamayacağını, asıl yüklenici olan … A.Ş’nin davalı … A.Ş’nin taahhüdünde olan işi zamanında bitirmemesi nedeniyle kestiği gecikme cezasının müvekkilinin bir kusuru olmamasına rağmen 15.000,00 TL + KDV olarak müvekkiline yansıtıldığını, bunun haksız olduğunu, ayrıca müvekkilinden işgüvenliği kesintisinin de yapılıp herhangi bir dayanağının bulunmadığını, sözleşmede 180.000 kilogram olarak ve sözleşmede kilogram başı 2.70 TL olarak kararlaştırılan işin bu miktarın çok üzerinde 464887,97 kilogram olarak imal edilmesi nedeniyle fazla yapılan işin de sözleşmede belirtilen 2.70 TL üzerinden hesaplanmasının mümkün olmadığını, fazla yapılan imalatın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2014 yılı birim fiyatından hesaplanması gerektiğini belirterek, sözleşmeye göre ve sözleşme dışı yapılan işlerin imalat çeşit ve tutarına göre yeniden hesaplanması, sözleşme kapsamında olmayan ancak müvekkilince yapılan uygulama proje ve statik hesap bedeli, yine sözleşme dışı yaptırılan boyadan kaynaklanan alacak ve şantiyede dinamit patlaması sonucu oluşan zarar ve ziyanın tespit edilecek bedeli ve sözleşme harici yapılan profil demir imalatının nakliye bedeli olmak üzere şimdilik toplam 200.000,00 TL’nin faiziyle birlikte ve parapetlerde oluşan kot farklılığından dolayı yapılan 10.837,75 TL kesinti tutarı, 15.000,00 TL gecikme cezası, işgüvenliği için yapılan 1.300,00 TL kesinti ve 100,00 TL olarak kesilen ve dayanağı olmayan bedellerin davalılardan müteselsilen tahsiline, ayrıca sahada bırakılmak zorunda kalınan ekipman ile artan malzemenin iadesine, olmadığı takdirde bedellerinin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilince sunulan 20.02.2018 havale tarihli açıklama ve ıslah dilekçesiyle, toplam 200.000,00 TL olarak talep edilen bedelin, 10.000,00 TL’sinin proje ve statik hesap bedeli, 185.000,00 TL’sinin ilave çelik imalat bedeli, 1.000,00 TL’sinin boya farkı, 1.000,00 TL’sinin dinamit patlaması sebebiyle oluşan zarar, 1.000,00 TL’sinin nakdiye bedeli, 1.000,00 TL’sinin sahada artan malzeme bedeli ve geri kalan 1.000,00 TL’sinin de sahada bırakılan ekipman bedeli (toplam 200.000,00 TL) olduğu, taleplerinin 732.951,88 TL arttırıldığı, 200.000,00 TL’lik taleplerinin arttırılmış kısımla birlikte toplam 932.951,88 TL olduğu, bunun dışında dava dilekçesiyle istenen kot farkıyla ilgili 10.837,75 TL, gecikme cezası için haksız kesilen 10.000,00 TL ve işgüvenliği iddiasıyla kesilen 1.400,00 TL olmak üzere toplam 27.237,75 TL miktarın harcının da yatırıldığı, ekipman ve malzeme bakımından istenen bedelin 82.182,10 TL’ye arttırıldığı, ayrıca imalatın 2014 yılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Rayiç bedelleri ile KDV hariç olarak hesaplanmasına ilişkin taleplerini, imalat tarihindeki rayiç piyasa değerleri dikkate alınacak şekilde değiştirerek ve yine KDV hariç kalmak üzere ıslah ettikleri belirtilerek, dava dilekçelerinin kısmen ıslahına, dava dilekçesinde talep ettiklerine ek olarak, toplam 732.951-88 TL fark olmak üzere, toplam 1.042.371,73 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Buna göre davacı, 200.000,00 TL’lik talebini 732.951,88 TL + 82.182,10 TL miktarında artırmış (toplam 1.015.133,98 TL), arttırdığı kısım yönünden harcını ikmal etmiş, dava dilekçesinde istediği ancak harcını yatırmadığı kesintilerden kaynaklan toplam 27.237,75 TL’nin de harcını ikmal etmiştir. Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin … A.Ş ile Muratbey Gümrük Müdürlüğü Yeni Hizmet Binaları Ticari Tesisler ile Ek Yapıların Yapımına ilişkin sözleşmeyi imzalamış olan “… ve … A.Ş- … İnşaat San. ve Tic. A.Ş İş Ortaklığının” yetkili ortağı olup, ana yüklenici konumunda olduğunu ve inşaatın yapılması için bir kısım işleri alt yüklenicilere devri konusunda yetkili bulunduğunu, müvekkilinin 13.08.2013 tarihinde ana yüklenici olduğu iş kapsamında depolar, çatı, ışıklık çelik konstrüksiyon ve cephe panel kaplama işlerinin yapılması için taşeron olarak diğer davalı … A.Ş ile sözleşme imzaladığını, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, bu sebeple davanın husumetten reddi gerektiğini, ayrıca esastan da haksız bir dava olduğunu savunmuştur. Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin asıl yüklenici … A.Ş ile 13.02.2013 tarihi bir sözleşme imzaladığını ve İstanbul ili Büyükçekmece ilçesi … ada … parsel sayılı taşınmazda …’in taahhüdü altında inşaa edilecek işin bir kısmını üstlendiğini, daha sonra taraflar arasında alt taşeronluk sözleşmesinin akdedildiği ve 20.08.2013 tarihli sözleşme kapsamında işlerin davacıya verildiğini, uygulama projelerinin davacı tarafından çizilmediğini, ilave imalat iddiasının kabul edilemeyeceğini, olayda devlet ihale kanunu ya da kamu ihale kanuna ilişkin hükümlerin uygulanamayacağını, davacının yaptığı işin bedelinin ödendiğini, başka bir alacağının olmadığını belirterek haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının taraf olduğu 20.08.2013 tarihli sözleşmenin 7.2. Maddesine göre projelerin davalı taşeron olan davalı … A.Ş. tarafından alt taşeron davacıya verilmesi gerektiği, dosyada mevcut 19.09.2013 ve 05.10.2013 tarihli e-postalara göre projelerin çiziminin sözleşmenin tarafı olan … A.Ş tarafından … A.Ş’nin oluru doğrultusunda davacı şirkete verildiği ve davacının ekibi tarafından çizildiği, bir kısım sözleşme dışı projelerin de davacı tarafından gerçekleştirildiği, … A.Ş tarafından hazırlanan 16.03.2014 tarihli hakedişte proje bedeli olarak 25.0000,00 TL’nin dahil edildiği ancak davacı alt taşeronun bu hakedişi imzalamadığı, daha sonra hazırlanan 28.05.2014 tarihli hakedişte ise proje bedellerinin hesaplardan tamamen çıkarıldığı, mahkemece itibar edilen kök raporda ayrık görüşte belirtildiği şekilde proje bedelinin 47.854,60 TL olduğunun kabul edildiği, sözleşme eki olan keşif özetinde yapılacak imalatın 180.000 kilogram olup kilogram başına 2.70 TL’den olmak üzere toplam 486.000,00 + KDV olacağının açıklandığı, sözleşme kapsamında imalat miktarının 350.680,60 kilogram olduğu, sözleşmenin 9. maddesine göre tararlar arasında kararlaştırılan 180.000 kilogram imalatın %30 fazlası ile birlikte toplam 234.000 kilogramlık imalatın sözleşme kapsamında olduğunun kabul edilmesi gerektiği, kilogram başına 2.70 TL üzerinden hesaplandığında buna ilişkin bedelinin 631.800,00 TL olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmede, ”teknik mesuliyetler” başlığı adı altında düzenlenen maddede, taşeronun proje değişikliğinden kaynaklanan imalat artış ve azalışlarını veya ilave işlerin müteahhitten yazılı onay alarak sözleşme birim fiyatlarıyla yapacağı, ”fiyat farkı” başlıklı 18. maddesinde, bu sözleşme kapsamında her ne sebeple olursa olsun malzeme fiyat farkının ve ilave fiyat farkının talep edilmeyeceğinin taşeron tarafından kabul ve taahhüt edildiğinin açıklandığı görülmüş ise de, anılan düzenlemede, proje değişikliğinden kaynaklanan imalat artışından bahsedildiği, sözleşmenin 17. maddesinde, fiyatı olmayan işlerle ilgili bir düzenlemenin bulunduğu ve alt taşeron olan davacının, ilave imalat yapması halinde birim fiyatın ayrıca belirleneceği ve fiyat onayı alınıp alınmadığına bakılmaksızın işi devam ettirmek ve gerekli imalatlar yapmak zorunda olduğunun açıklandığının görüldüğü, bu durumda davacının sözleşme kapsamında bulunmayan imalat nedeniyle sözleşmedeki birim fiyat üzerinden değil ayrıca bir birim fiyatın belirlenmek suretiyle alacağının belirlenmesi gerektiği, sözleşme harici yapılan ve birim fiyatı belli olmayan ilave işlerinde yapıldığının mahallinde belirlendiği, bunların ışıklık çelik karkas, kaplama işlerine dair ilave çelik, depolar kısa yan cephe yağmur dereleri ve sosyal tesis ilave işleri olduğu, bilirkişilerce bu imalatın 230.887,98 kilogram olarak tespit edildiği, sözleşme kapsamında yapılacak imalatın 180.000 kilogram olup 9. madde çerçevesinde %30’luk artışında sözleşme kapsamında kabulü gerektiği, buna göre sözleşmeye göre yapılan imalatın %30 fazlası ile birlikte toplam 234.000 kilogram olduğu, sözleşme harici yapılan imalatın 230.887,98 kilogram olup toplam imalatın 464.887,98 kilogram olduğu, toplam imalatın 464.887,98 kilogram olduğu konusunda taraflar arasında da ihtilaf bulunmadığı, sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde taraflarca ilave olarak yapılan ve fiyatı belli olmayan işin değerinin nasıl belirleneceğinin 17. maddede ve teknik şartnamenin 22. maddesinde ifade edildiği, bu nedenle sözleşme harici işler bakımından piyasa rayicinin esas alınmayıp, anılan hüküm çerçevesinde teknik bilirkişi … tarafından düzenlenen ayrık raporda ifade edildiği üzere, sözleşmenin 17. maddesi ve teknik şartnamenin 22. maddesi uyarınca, fazla imalat bedelinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2014 yılı birim fiyatlarına göre hesaplanması gerektiği, buna göre sözleşme harici yapılan 230.887,98 kilogram imalatın bedelinin de 1.040.392,36 TL olduğu, buna göre sözleşme kapsamında yapılan 234.000 kilogram işin bedeli 631.800,00 TL ile sözleşme harici yapılan 230.887,98 kilogram imalatın bedeli 1.040.392,36 TL ile birlikte toplam çelik imalat bedelinin 1.672.192,36 TL olduğu, mahallinde yapılan keşifte son kat boyanın, yüklenici davalı … A.Ş yetkilisi tarafından alt taşeron olan davacı şirket yetkilisine ve diğer davalı … A.Ş yetkilisine gönderilen 25.10.2013 ve 04.11.2013 tarihli e-posta ile verilen talimatta belirtildiği şekilde ”Ral 9002” olarak yapıldığının tespit edildiği, sözleşmenin teknik mesuliyetler başlıklı 9. Maddesi ve söz konusu e-postalar göz önünde bulundurulduğunda davacının boya farkı alacağının da doğduğu, zira sözleşme dışında bir işlemin yapıldığı ve boya bedelinin 184.082,85 TL olduğu, şantiyede dinamit patlatılması sonucu davacı tarafından yapılan imalatların zarara uğradığı, bunların yeniden yapılması işçilik ve malzeme bedelleri dikkate alındığında ve dosyaya ibraz edilen fotoğrafların tetkiki neticesinde teknik bilirkişi tarafından davacı tarafından istenen 7.500,00 TL bedelin kadirmaruf olduğu açıklanmış olmakla bu bedelin de davacı tarafından istenebilir olduğu, davalı … A.Ş şantiye şefi tarafından davalı şirket yetkilisine gönderilen e-posta içeriğine göre şantiye sahasında davacının bir kısım demir ve profil malzemesinin kaldığının anlaşıldığı ve bunun bedelinin 9.894,90 TL olduğunun tespit edildiği, mahallinde yapılan keşifte davacı tarafın sahada kaldığını belirttiği ekipmanın şantiyede varolduğunun tespit edilemediği, envanter defterinde kaydı bulunmayan sonradan ibraz edilen belgeler esas alınarak ve yazılı belgeyle desteklenmeyen davacı tanık ifadeleri doğrultusunda davacıya ait ekipmanların şantiyede kaldığının kabul edilemeyeceği, hangi ekipmanların şantiyede kaldığının tartışmasız bir şekilde kanıtlanamadığı, dolayısıyla davacının bu isteminin yerinde bulunmadığı, yüklenici tarafından yapılması gereken ancak yapılmayıp eksik bırakılan, yatay ve düşey tüm bağlantı noktalarında galvaniz gijon-tij demirle epoksi kullanarak filiz ekilerek telafi edildiği ve sözleşme harici olarak davacı tarafından yapıldığı ve bunun bedelinin de 79.346,91 TL olarak belirlendiği, mahkemece kısmen itibar edilen, teknik bilirkişi tarafından düzenlenen ayrık raporda açıklandığı şekilde, dosyaya sunulan tüm deliller ve belgeler çerçevesinde davacıdan işgüvenliği, kot farklılığı ve gecikme nedeniyle herhangi bir kesintinin yapılmadığı, dolayısıyla davacının bunlara ilişkin kesintilerin tahsili talebinin yerinde bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 17. maddesinde, fazladan yapılan ve fiyatı belli olmayan işlerin değerinin nasıl tespit edileceğinin açıklandığı ve 16. maddesinde de, birim fiyatlara her türlü malzeme, aksesuar, nakliye, indirme, bindirme her türlü işçilik, fire, malzeme nakilleri …. vinçle yapılacak her türlü taşıma …. fiyata dahil olduğunun belirtildiği, dolayısıyla sözleşme harici yapılan fazla imalat bedelinin içinde vinç gideri ve nakliye giderinin de bulunduğunun kabulü gerektiği, ayrıca nakliye ve vinç bedelinin istenemeyeceği, taraf defterlerinin incelenmesi sonucu muhasip bilirkişi tarafından yapılan açıklamalar ve tespite göre, davacının yaptığı imalatlar nedeniyle düzenlediği dört adet fatura bedeli olan 1.287.144,00 TL’nin ödendiği, davacı ile davalı … A.Ş’nin ticari defterlerinin ödemeler konusunda uyumlu bulunduğu, ayrıca bu ödemeye rağmen dava tarihi itibariyle davalı … A.Ş’nin davacıdan 243.344,94 TL alacaklı olduğu, buna göre 1.287.144,00 TL ödeme ile davalı … A.Ş’nin 243.344,94 TL miktarında alacağından oluşan miktarın toplam 1.530.488,94 TL olduğu, davacının alacağından bu bedelin tenzili gerektiği, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davacının sözleşme kapsamında yaptığı imalatın 631.800,00 TL, sözleşme harici yaptığı çelik imalat bedelinin 1.040.392,36 TL ki toplam 1.672192,36 TL bunun dışında filiz ekimi işi nedeniyle alacağının 79.346,91 TL, boya farkı alacağının 184.082,85 TL, proje bedeli alacağının 47.854,60 TL, dinamit patlamasından kaynaklanan hasar bedelinin 7.500,00 TL ve sahada kalan malzeme bedeli olan 9.894,90 TL ki toplam 2.000.871,62 TL alacağının bulunduğu, davalı … A.Ş tarafından yapılan ödeme ve defterlerine göre alacaklı olduğu miktar toplamı 1.530.133,94 TL’nin tenzili sonucu davacının 470.737,71 TL alacaklı olduğu, davacı ile davalı … A.Ş arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmadığı, her ne kadar dosyaya ibraz edilen e-posta ve bir kısım yazışmalarda davalı … A.Ş’nin işin yapımıyla ilgili olarak davacı şirkete talimatlar ve onaylar verdiği anlaşılmış olsa da bu eylemi yüklenici sıfatıyla gerçekleştirdiği, davacı ile davalı … A.Ş arasında herhangi bir sözleşmenin akdedilmediği anlaşılmakla davacının davalı … A.Ş ile akdettiği sözleşmeye dayalı olarak diğer davalı … A.Ş’den herhangi bir istemde bulunmasının mümkün bulunmadığı ve bu davalıya husumetin düşmeyeceği gerekçesiyle, davacı tarafından davalı …ye karşı açılan davanın husumetten reddine, davacı tarafından davalı … A.Ş’ye karşı açılan davanın kısmen kabulü ile, 470.737,71 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin ve diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, mahkemece sözleşme dışı imalat bedellerinin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekirken Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2014 yılı birim fiyatlarına göre belirlenmesinin hatalı olduğunu, yargılama neticesinde davacının sözleşme kapsamında toplam alacağı KDV hariç 2.000.871,62-TL olarak belirlenmişken, davalı … A.Ş. tarafından yapılan ödemenin KDV dahil olan 1.530.133,94-TL olarak esas alınmasının hatalı olduğunu, yapılması gerekenin KDV hariç ödeme miktarı olan 1.296.723,68-TL’nin tenzili olduğunu, bu durumda davacının bakiye alacağının KDV hariç 704.147,95-TL olacağını, davalı … A.Ş. bakımından davanın husumetten reddedilmesinin hatalı olduğunu, ana sözleşmeye göre …’in garantör sıfatıyla işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, sunulan yazışmalardan bu şirketin davacıya ek işler yaptırdığının tespit edildiğini, vinç hizmet bedeline ilişkin taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişilerce kabul gören vinç hizmet bedelinin 16/03/2014 ve 28/05/2014 tarihli e-postalardan ve tutanaklardan belirlenen, müvekkilinin kendi işi için getirdiği vincin davalıların özel ve dava ile ilgisi olmayan işlerde kullanılması nedeniyle talep edildiğini, bu bedele davalının da bir itirazı bulunmadığını, davacı ve davalı tanıklarının ifadelerine ve bilirkişi raporuna göre sahada bir kısım çelik malzemenin kaldığının ve ekipmanın davalılar tarafından kullanıldığının sabit olduğunu, sözleşmenin 7.11 maddesinde işyerine getirilen malzeme, makine ve ekipmanın davalı yüklenicinin yazılı müsaadesi olmadıkça işyeri dışına çıkarılamayacağının belirtildiğini, bilirkişilerce buna dair hesaplamanın sadece davacının sonradan ibraz ettiği listenin esas alınmadığını, ayrık rapor düzenleyen bilirkişi tarafından dava dilekçesinde belirtilen ekipmanların bir bölümünün mahallen görüldüğünün ifade edildiğini, sözleşme harici yapılan imalatlarda kullanılan ve sahada kalan çelik malzemenin nakliye bedelinin ayrıca verilmesinin mevzuat ve işin doğası gereği olduğunu, bu taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, hükme elverişli teknik heyet ve mali bilirkişi raporları bulunmasına rağmen, teknik mutabakatın sağlandığı son raporun bir bütün halinde dikkate alınmadığını, serbest piyasa verileri yerine Bayındırlık fiyatlarının hükme esas alınmasının ve teknik raporun bütünlüğünün bozulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bayındırlık fiyatları esas alınacaksa da tek kişilik ayrık görüşteki bedeller yerine, üç teknik, bir mali bilirkişinin mutabık olduğu 11/12/2017 tarihli ek rapordaki Bayındırlık analizlerine göre hüküm verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak ek bilirkişi raporunda serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenen bedeller üzerinden ve ıslah dilekçelerindeki talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili istinafında, taraflar arasındaki 20.08.2013 tarihli sözleşmede kg birim fiyatının 2.70 TL olarak tespit edilmiş olup, sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca söz konusu birim fiyatın değiştirilemeyeceğini, sözleşmenin 17. Maddesinin de bunu gerektirdiğini, davacı ile müvekkili arasında anılı birim fiyatın artırılmasına ilişkin herhangi bir protokol imzalanmadığını, davacının proje konusu işin yapımı süresince birim fiyatların artırılması ile ilgili hiçbir talepte bulunmadığını, söz konusu işlere ilişkin bedellerin de davacı tarafından 20.08.2013 tarihli sözleşmede belirtilen birim fiyat üzerinden söz konusu faturalara itiraz edilmeksizin yansıtıldığını, davacının yaptığı ek işlere dayanarak kesmiş olduğu faturalara ilişkin hakediş ödemelerini herhangi bir ihtirazi kayıt olmaksızın aldığını, davacının sözleşme kapsamında olan imalat ve fazla imalatları düzenlemiş olduğu dört adet faturaya 20.08.2013 tarihli sözleşmede belirtilen birim fiyat üzerinden yansıttığını ve ödemelerin fazlasıyla yapıldığını, gelinen aşamada birim fiyatın artırılması talebinin hukuken korunmasının mümkün olmadığını, galvaniz gijon-tij demirle epoksi kullanarak filiz ekilerek yapılan işin de sözleşme kapsamında olduğunu, buna ilişkin bedeli de kabul etmediklerini, sözleşmenin Teknik Mesuliyetler başlıklı 2. Maddesi gereğince, müvekkili şirketin onay vermediği açıkça belirtilen imalatların sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında değerlendirilebileceği durumlarda ise TBK md. 78/1 hükmü doğrultusunda borçlu olmadığını bile bile başka kasıtla ifada bulunduğu anlaşılırsa yüklenicinin iş sahibinden hiçbir şey isteyememesi sonucuna da varılabileceğini, davacının “faturaları kestikten ve ödemeleri hiçbir itiraz olmaksızın aldıktan sonra” huzurdaki davayı açmış olmasının dahi tek başına kötüniyetini gösterdiğini, çelik imalat boya farkından müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, davacının son kat olarak belirtilen ral 9010 beyaz renkli boyama işlerini diğer davalı …’in talimatı ile müvekkili şirketten talimat almaksızın kendi isteği ile yaptığını, söz konusu işlemin davacı ile müvekkili şirket arasında yer alan sözleşmede yer almadığı gibi, müvekkili şirketin talimatı olmaksızın yapılan bir işten sorumlu tutulmayacağını, Yerel Mahkeme kararında da talimatın diğer davalı … tarafından verildiğinin açıkça belirtilmesine rağmen, müvekkilinin bu işlemden sorumlu tutulmasının yasaya aykırı olduğunu, dinamit patlatılmasına ilişkin konunun muhatabının müvekkili şirket olmadığını, dinamit patlatılmasına yönelik işin müvekkili şirketin işi kapsamında olmayıp, zarara sebebiyet vermeyen müvekkilinin sorumlu tutulmayacağını, uygulama projeleri çiziminin sözleşme kapsamı iş olup, müvekkili şirketin bu konuda sorumluluğu bulunmadığını, 20.08.2013 tarihli sözleşmenin 7.10 maddesinin “Alt taşeron uygulama detaylarını çizecek ve taşerondan onay alacaktır.” hükmünü içerdiğini, davacının bu madde uyarınca uygulama projelerini çizmekle yükümlü olduğunu ve bu işin sözleşmede belirtilen birim fiyata dahil olduğunu, davacının ekipmanlarına ilişkin bedel talebinin kabulü kararı hatalı olduğunu, davacının iddia ettiği, ek bilirkişi raporunun eki olarak sunulan demirbaş listelerinde yer alan ekipmanların bilirkişilerce yerinde tespit edilip edilmediğinin de tartışmalı olduğunu, davacının kendisinin teslim almadığı ekipmanlarından (mevcut ise) müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının açıkça hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeronun taşeronu, davalılar ise asıl yüklenici ve onun taşeronudur. Dava, davalı … A.Ş ile davacı arasında akdedilen eser sözleşmesine dayalı olarak yapılan imalat bedelinin ödenmeyen kısmının ve ilave imalat ve sözleşme dışı yapılan proje çizim bedellerinin tahsili, haksız kesintilerin iadesi ile malzeme ve ekipmanların iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili, ayrıca şantiyede meydana gelen dinamit patlaması sonucu uğranılan zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Dava dışı … A.Ş. ile yine dava dışı … A.Ş. ve davalı … İnş. A.Ş. arasında, Murat Bey Gümrük Müdürlüğü Yeni Hizmet Binaları Ticari Tesisleri ile ek yapılarının yapımına ilişkin olarak 13/02/2013 tarihli eser sözleşmesi imzalanmış, sonrasında bu sözleşmeye konu işlerin bir kısmı davalı … İnş. A.Ş. İle diğer davalı … A.Ş. Arasında imzalanan 13/08/2018 tarihli sözleşme ile davalı … A.Ş.’ye verilmiş, daha sonra ise davacı … Ldt. Şti. İle davalılardan … A.Ş. Arasındaki imzalanan 20/08/2013 tarihli sözleşme ile asıl sözleşmeye konu işlerden; çelik konstrüksiyon, profil imalat, boya ve montaj yapılması işleri davacıya verilmiştir. Davacı ile yapılan bu sözleşmede, sözleşmeye konu bütün işlerin bedeli kilogram başına 2,70 TL olarak belirlenmiş, ayrıca toplam imalatın 180.000 kg olduğu kararlaştırılmıştır. Ancak, işin ifası sırasında davacı tarafından yapılan işin miktarı 464.887,97 kilograma ulaşmıştır. Taraflar arasındaki davacı tarafından yapılan toplam imalata ilişkin ihtilaf, sözleşmede yazan 180.000 kg üzerindeki imalatın bedelinin davacıya sözleşmede yazılı olan 2,70 TL birim fiyat üzerinden mi, yoksa serbest piyasa rayiçlerine göre veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birim fiyatlarına göre mi belirlenmesi gerektiği hususuna ilişkindir. Sözleşme dışı fazla imalât, eser sözleşmesinde kararlaştırılmamış olmakla birlikte sözleşmenin ifası sırasında iş sahibinin talimatı ile ya da iş sahibinin talimatı olmaksızın işin gereği olarak yüklenici tarafından yapılan ve iş sahibi yararına olan iş ve imalâtlar olarak tanımlanmaktadır. Sözleşme dışı fazla imalât bedelinin iş sahibinden istenebilmesi için bunların iş sahibinin talimatı ile yapılmış olması zorunlu değildir. Fazla imalât bedelinin sözleşmede bu konuda hüküm varsa sözleşme hükümlerine, yoksa 6098 sayılı TBK’nın 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümleri gereğince yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerekir. Yapım İşleri Genel Şartnamesi Sözleşmesi’nin eki ise şartnamenin 21 ve 22. maddeleri gereğince götürü bedelli işlerde %10’unun birim fiyatlı işlerde %20’sine kadar (bu oran sözleşmeyle %40’a kadar arttırılabilir), bu oranı aşan sözleşme dışı fazla imalâtların TBK’nın 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca ve yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle hesaplanması gerekir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 17.06.2020 gün 2019/3228 Esas, 2020/1645 Karar, 21.09.2017 gün 2016/168 Esas, 2017/3097 Karar, 22.09.2016 gün 2015/6210 Esas, 2016/3993 Karar, 03.04.2017 gün 2016/6501 Esas, 2017/1481 Karar sayılı ilamları). Sözleşmenin 7.22 maddesinde, yüklenici ile işveren … A.Ş. arasında akdedilen 13/02/2013 tarihli Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve Özel İdari Şartnamesinin bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğunun, 40. maddesinde ise, bu Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve Özel İdari Şartnamenin sözleşmenin eki olduklarının belirtilmesi karşısında, taraflar arasındaki anlaşmazlık bakımından bu şartnamelerin bir bütün halinde uygulanması gerekmektedir.Mahkemece, hükme esas alınan 28/10/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporundaki teknik bilirkişi ayrık görüşündeki ve sonrasında alınan 11/12/2017 tarihli ek rapordaki değerlendirmeler doğrultusunda, sözleşmenin 9.maddesi gereğince %30’luk fazla imalatın sözleşmede belirtilen birim fiyat üzerinden, bunun üzerindeki fazla imalatın ve sözleşme dışı işlerin sözleşmenin 17.maddesi ile teknik şartnamenin 22.maddesi gereğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2014 yılı birim fiyatlarına göre hesaplanması gerektiği kabul edilerek, bilirkişi raporlarında bu doğrultuda yapılan hesaplama miktarları esas alınarak davacının sözleşme kapsamında kalan 234.000 kg ile bunun üzerindeki ek imalat miktarı olan 230.887,98 kg iş için davalıdan toplam 1.672.192,36 TL bedel talep edebileceği sonucuna varılmıştır. 28/10/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporundaki teknik bilirkişi ayrık görüşünde 4734 sy. Kamu İhale Kanunu’nun 22. ve 23. Maddelerine göre bir kısım değerlendirmeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler, sözleşmenin eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin sözleşme dışı imalâtların bedellerinin hesaplanma yöntemlerini gösteren 21. ve 22. Maddelerindeki düzenlemelerle aynı mahiyettedir. Anacak bu değerlendirmeler yeterli bulunmamaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda, sözleşmenin 9. Maddesi gereğince davacı tarafça talep edilen iş artışının %30’luk kısmının sözleşmede belirlenen birim fiyat (2,70 TL + KDV) üzerinden, bunun üzerinde kalan iş artışı ile sözleşme dışı işlerin bedelinin ise yapıldıkları tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca mahalli piyasa rayiçleriyle belirlenmesi, mahalli rayiçler içinde KDV’de bulunduğundan ayrıca KDV ilave edilmemesi gerekmektedir. Alınan ayrık rapor ve ek raporda serbest piyasaya göre ihtimalli hesap da yapılmış ise de, %30’luk iş artışı ile bunun üzerinde kalan iş artışı ve sözleşme dışı işlerin bedelleri toplanarak yapılan hesaba ayrıca KDV eklenmek suretiyle yukarıda belirtilen usulu kısmen aykırı davranılmıştır. %30’luk iş artışına ilişkin bedel bakımından sözleşmenin 9. Maddesi gereğince ayrıca KDV eklenmesi gerekli ise de, %30 üzerinde kalan iş artışı ve sözleşme dışı işlerin bedelleri belirlendikten sonra ayrıca KDV ilavesi yoluna gidilmesi yerinde olmamıştır. Bunlara dair hesaplama yapılırken mahalli rayiçler içinde KDV’de bulunduğundan ayrıca KDV ilave edilmemesi gerektiğinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Buna göre, mahkemece %30 üzerindeki fazla imalatın ve sözleşme dışı işlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2014 yılı birim fiyatlarına göre hesaplanması gerektiğine dair kabulü yerinde olmadığı gibi, alınan raporlardaki serbest piyasa rayicine göre yapılan hesaplamalar da hüküm kurmaya elverişli değillerdir. Ayrıca, sözleşmenin eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 39. maddesinde yüklenicinin geçici hakedişlere itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunu “idareye verilen …tarihli dilekçemde yazılı ihtirâzi kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorunda olduğu, bu şekilde itiraz edilmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Yine kesin hakediş raporu ve hesap kesilmesine ilişkin 40. madde hükmünce, yüklenicinin itirazı olduğu takdirde itirazlarını 39. maddedeki usuller çerçevesinde dilekçe ile idareye bildirmesi gerekir. Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 39. ve 40. maddelerindeki bu düzenlemeler 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 193. maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olup mahkemece re’sen gözetilmelidir. Buna göre, Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin eki olup bu Şartnamenin 39. maddesine göre sözleşme kapsamında olan imalâtlar ile kapsam dışı olan imalâtların hakedişlere girmiş olması halinde bu hakedişlere şartname hükümlerine göre itiraz edilmiş olması gerekir. Somut olayda bu yönden bir değerlendirme yapılmamıştır. 28/10/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporundaki teknik bilirkişi ayrık görüşünde, davalı taşeron … A.Ş. tarafından hazırlanan 16.03.2014 tarihli hakedişte proje bedeli olarak 25.0000,00 TL’nin dahil edildiği ancak davacı alt taşeronun bu hakedişi imzalamadığı, daha sonra hazırlanan 28.05.2014 tarihli hakedişte ise proje bedellerinin hesaplardan tamamen çıkarıldığı şeklinde bir açıklama, davalı … vekilinin kök bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde, davacının sözleşmede yer alan birim fiyatlara itiraz etmeyerek faturalarını kestiği, hakediş ödemelerini itirazi kayıt olmaksızın aldığı şeklinde beyan bulunmakta ise de, bilirkişi rapor ve ek raporunda taraflar arasında davaya konu sözleşme kapsamında hakedişler imzalanıp imzalanmadığı, hakedişlere dair bir mutabakat olup olmadığı, davacının düzenlemiş olduğu faturaların sözleşme bedelinin çok üzerinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu faturalara ilave iş bedellerinin de dahil olup olmadığı, dahil ise ne kadarının dahil olduğu, faturaların hangi birim fiyatlar üzerinden düzenlendiği, faturalarda belirlenen birim fiyatların davacı bakımından bağlayıcılık arz edeceği hususları bakımından açık denetime elverişli bir değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca, 28/10/2016 tarihli kök bilirkişi heyeti raporuna ayrık görüş sunan mimar bilirkişi …, sonradan sunulan 11/12/2017 tarihli ek raporda önceki ayrık görüş raporundan bir kısım farklı hesaplama ve değerlendirmeler olmasına rağmen ek raporda bu kısmi çelişkili durumu giderecek bir açıklama yapılmamıştır. Ayrık rapor ve ek rapor boya farkı bedeli ile sözleşme dahili ve harici işler bedelleri bakımından farklılıklar arz etmektedirler. Ayrıca, ayrık raporda nakliye bedeli belirlenmemişken ek raporda bu bedel de hesaplanmıştır. Mahkemece, mahallinde yapılan keşifte son kat boyanın, yüklenici davalı … A.Ş yetkilisi tarafından alt taşeron olan davacı şirket yetkilisine ve diğer davalı … A.Ş yetkilisine gönderilen 25.10.2013 ve 04.11.2013 tarihli e-posta ile verilen talimatta belirtildiği şekilde ”Ral 9002” olarak yapıldığının tespit edildiği, sözleşmenin teknik mesuliyetler başlıklı 9. Maddesi ve söz konusu e-postalar göz önünde bulundurulduğunda davacının boya farkı alacağının da doğduğu gerekçesiyle, buna dair 184.082,85 TL bakımından da davalı … A.Ş. bakımından davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu gerekçede de belirtildiği üzere söz konusu sözleşme dışı iş talimatın davalı … A.Ş. yetkilisi tarafından verilmiş oması karşısında mahkemenin bu değerlendirmesi yerinde olmamıştır. Bu alacak kalemi bakımından davalı … A.Ş.’ye husumet yöneltilmesi mümkün değildir. Mahkemece, mahallinde yapılan keşifte davacı tarafın sahada kaldığını belirttiği ekipmanın şantiyede varolduğunun tespit edilemediği, envanter defterinde kaydı bulunmayan sonradan ibraz edilen belgeler esas alınarak ve yazılı belgeyle desteklenmeyen davacı tanık ifadeleri doğrultusunda davacıya ait ekipmanların şantiyede kaldığının kabul edilemeyeceği, hangi ekipmanların şantiyede kaldığının tartışmasız bir şekilde kanıtlanamadığı gerekçesiyle buna ilişkin talep reddedilmiş ise de, davalı tanığı Şantiye Şefi …’in 14/12/2015 tarihli duruşmadaki ifadesinde, davacının ekipmanının şantiyede bir depoda durduğunu beyan etmesi, davacı tanıklarının da bu yönde anlatımlarının bulunması, ayrıca ayrık rapor düzenleyen teknik bilirkişinin ayrık raporunun 29. Sayfasında bir kısım ekipmanı mahallinde gördüğünü beyan etmiş olması karşısında bu konuda usulüne uygun bir tahkikat yapılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece söz konusu tanık beyanları ve ayrık rapordaki bu tespit beyanı dikkate alınarak, sahada kaldığı belirtilen ekipmanların bulunduğu depoda veya taraflarca gösterilecek başkaca mahallerde usulüne uygun denetime elverişli keşif yapılarak davacının sahada hangi ekipmanlarının kaldığının açıklığa kavuşturulması ve neticesine göre bu talep hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 16. ve 17. Maddeleri gereğince, sözleşme harici yapılan fazla imalat bedelinin içinde vinç gideri ve nakliye giderinin de bulunduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle, ayrıca nakliye ve vinç bedelinin istenemeyeceği belirtilmiş ise de, davacı tarafça vinç hizmet bedelinin vincin davalıların özel ve dava ile ilgisi olmayan işlerde kullanılması nedeniyle talep edilmiş olması, buna dair 16/03/2014 ve 28/05/2014 tarihli e-postaların ve tutanakların bulunması karşısında yapılan bu değerlendirme yerinde olmamıştır. Mahkemece bu belgeler göz önünde bulundurularak davacının davalılardan talep edebileceği vinç hizmet bedelinin belirlenmesi ve neticesine göre bu talep hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamı, alınan bilirkişi kök ve ek raporundaki değerlendirmeler ile gerekçeli kararda bunlara dair yapılan değerlendirmeler göz önünde bulundurulduğunda, mahkemece, proje bedeline, şantiyede dinamit patlaması sonucu oluşan zarara, sahada kalan malzeme bedeline, yatay ve düşey tüm bağlantı noktalarında galvaniz gijon-tij demirle epoksi kullanarak filiz ekilmesine, davacıdan işgüvenliği, kot farklılığı ve gecikme nedeniyle herhangi bir kesintinin yapılmadığına, davacının davalı … A.Ş.’ye (yukarıda belirtilen boya bedeli haricinde) husumet yöneltemeyeceğine dair yapılan değerlendirmelerin yerinde olduğu, taraf vekillerinin bu yönlerden yapmış oldukları istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin yukarıda belirtilen sebeplerle kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, kaldırma sebeplerine göre yukarıda değerlendirilenler haricindeki sair istinaf itirazları bu aşamada ayrıca değerlendirilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/03/2018 tarih, 2014/1269 Esas, 2018/253 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 29/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.