Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/1544 E. 2021/2083 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1544
KARAR NO: 2021/2083
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2016
NUMARASI: 2014/1562 Esas, 2016/1199 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin 1999-2002 yılları arasında Karamürsel Arıza Bakım Onarım İşinin yapımını üstlendiğini, geçici kabullerin yapılarak imzalandığını, ancak davalı tarafın 05/07/2013 tarihli yazı ile ihale konusu işe özgü teminat mektuplarını nakde çevirmek istediğini, müvekkilinin teminat mektuplarının veriliş nedeni olan ihale konusu işten dolayı hiçbir borcu olmadığını, davalı kurumun yazışmalarda başka işten kaynaklı alacakları olduğunu iddia ederek iadeden imtina ettikleri tüm teminat mektuplarını nakde çevirmek istediğini, dava konusu 4 adet teminat mektubunun belirtilen işin ifasının garantisi amacıyla verildiğini, teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin usul ve esaslarının 4735 Sayılı Kanunda belli olduğunu, davalı tarafın hakkını kötüye kullanarak başka bir sözleşmenin konusunu oluşturan alacak nedeniyle borcu olmayan ve %100 tamamlanmış sözleşmelerin mektuplarını nakde çevirme çabası içinde olduğunu, işin tamamlanarak risklerin ortadan kalktığını ve aradan yıllar geçtiğini belirterek, davaya konu 18/06/2001 tarih, … numaralı ve 3.275,00-TL, 13/10/2000 tarih, … numaralı ve 2.606,00-TL, 07/07/1999 tarih, … numaralı ve 1.311,00-TL bedelli, 03/07/2000 tarih … numaralı ve 2.324,00-TL bedelli toplam 4 adet teminat mektubunun veriliş nedeni olan … Karamürsel Arıza Bakım Onarım İşinden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ve teminat mektuplarının iade edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, sözleşme konusu iş ile ilgili olarak 2862 sayılı fiyat farkı kararnamesi ile davacıya sehven ödenen 24.188,50-TL’nin 19/09/2001 tarihli yazı ile istendiğini ancak ödeme yapılmadığını, bunun dışında davacının dava konusu ihale işinin de yer aldığı işlerden dolayı alacaklı olduğu iddiası ile açtığı davanın reddedildiğini, davaya konu sözleşmenin 31. maddesine göre kesin teminatın iade edilebilmesi için SGK ilişkisizlik belgesinin sunulması gerektiğini, bu nedenle de teminat belgesinin iade edilmediğini, bunlar dışında davacı tarafından ihale yoluyla üstlenilmiş birden çok iş olduğunu, bu işlerin bir kısmının yargıya taşındığını ve davacıdan alacaklı olduklarını, ihalenin yapıldığı tarihte müvekkilinin …’a bağlı bir kuruluş olup yapılan ihalelerin 4734 ve 4735 sayılı yasa hükümleri doğrultusunda yapıldığını savunarak, davanın reddi talep edilmiştir. Mahkemece, teminat mektubunun davalıda bulunduğuna dair uyuşmazlık bulunmadığından iadesi talebinin zamanaşımına tabi olmadığı, bu nedenle davalının zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı, taraflar arasında Karamürsel Arıza Bakım Onarım İşine ilişkin akdedilen sözleşme uyarınca davacı tarafça davalıya verilen teminat mektuplarının iade koşulları oluşmasına ve iadesi gerekmesine rağmen Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … ve … esas sayılı takip dosyaları ile takibe konulduğu, ancak teminat mektubuna konu işler nedeniyle davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, davaya konu davacının yükümlendiği işin SGK kapsamından 01/07//2002 tarihinde çıktığı, bu şekilde her ne kadar ilişiksizlik belgesi davacı tarafa sunulmamış ise de; SGK ilişiğinin bulunmadığının anlaşıldığı, ayrıca teminat mektubunun verildiği iş nedeniyle davacının yükümlenilen işte davalıya herhangi bir borcunun bulunduğu iddia ve ispat edilemediğinden teminat mektuplarının tahsiline yönelik takiplerin hukuka aykırı olduğu ve bu teminat mektupları ile davacının davalıya borçlu bulunmadığı gerekçesiyle, açılan davanın kabulü ile; davacı şirketin, davalı şirkete; 18/06/2001 tarih, … numaralı 3.275,00-TL bedelli, 13/10/2000 tarih, … numaralı, 2.206,00-TL bedelli, 07/07/1999 tarih, … numaralı, 1.311,00-TL bedelli 03/07/2000 tarih, … numaralı, 2.324,00-TL bedelli teminat mektupları nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile teminat mektuplarının davacıya iadesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, mahkeme kararında ve bilirkişi raporlarında her ne kadar taraflarınca belirtilen alacakların bu dava ile ilgili olmadığı belirtilse de, Karamürsel Arıza Bakım Onarım İşi ile ilgili 2862 sayılı fiyat farkı kararnamesi ile ilgili olarak davacıya sehven ödenen 24.188,50 TL iade alacağının ve ayrıca Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/290E numaralı dosyada hükmedilen 5.478,81 TL vekalet ücreti alacağının huzurdaki dava ile doğrudan alakası olduğunu, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 30.06.2009 tarih, 2009/3599 E ve 2009/8028 K sayılı ilamında, “üstlenilen iş için verilen teminat mektuplarının işverenin yükleniciden her hangi bir şekilde tahsil edemediği alacaklarının ödenmesi taahhüdünü kapsadığının” belirtildiğini, bilirkişi raporunda 2000 tarihli Yargıtay Kararı göz önüne alınarak ve başkaca bir araştırma yapılmaksızın bir takım görüşler sunulduğunu ve bunların mahkeme tarafından da kabul edildiğini, davacı tarafın da müvekkili şirkete olan borçlarını kabul etmekte olduğunu, ancak bilirkişinin eksik inceleme sebebiyle, borcun sebebini ve teminat mektubundan tahsili hususunu yanlış değerlendirdiğini, bilirkişinin özellikle sonuç kısmının 3.2 bendinde ve diğer bazı hususlarda uzmanlık alanı dışında olduğu gerekçesiyle inceleme yapmadığını ve görüş bildiremediğini, davacı tarafın 14.09.2001 tarihli yazısında bu ödemenin fiyat artışlarından doğan fark olarak kabul edilmesi gerektiğinin belirttiğini, müvekkilinin cevabi yazısında ise, “Karamürsel Arıza Bakım- Hereke- Tavşancıl Arıza Bakım işleri yıllık Arıza Bakım bedelleri bu işlerin sözleşmesinde belirtilen sayıda eleman ve faaliyetlerinde kullanılan araç bedellerine göre 1999-2000-2001 yıllarında sözleşmelerine göre herhangi bir malzeme farkı almadan çalışmaktadırlar” gerekçesiyle davacının bu talebinin reddedildiğini, tüm belgelerden davacının iade etmesi gereken bedeli sözleşmeye aykırı olarak teminat mektubu konusu iş için kullandığının aşikar olduğunu, bu tip iş ilişkilerinde her işlemde işin hangi teminat mektubunun konusu ile ilgili olduğunu açıkça belirtilmesini istemenin ise ticaret ilişkilerde kabul edilemeyecek bir durum olduğunu, ayrıca davacı ile yapılan tüm ihale sözleşmelerinde kesin hesap ve teminat mektubunun iadesi hususunun düzenlendiğini, mahkemenin ilgisinin teminat mektubunun iade şartlarının oluşup oluşmaması noktasında toplandığını, bu sebeple dosyada davacının getireceği ilişiksizlik belgesinin beklendiğini, dava açılış tarihinden itibaren davacının delillerinde ilişiksizlik belgesini bildirmediğini ve sunmadığını, ilişiksizlik belgesinin duruşma esnasında dosyaya sunulduğunu, dava açılış tarihinde teminat mektubunun iade şartları oluşmadığı halde davacı tarafından delil olarak dahi bildirilmeyen belgenin delil kabul edildiğini, mahkemece usule tamamen aykırı hareket edildiğini, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına uyulmayarak, şartları daha sonra yerine getiren davacının davasının hukuka aykırı olarak kabul edildiğini belirterek, kararının ortadan kaldırılmasını ve davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve sözleşme kapsamında verilen teminat mektuplarının iadesi talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur. Davalı tarafça ileri sürülen zamanaşımı def’inin reddi bakımından istinaf dilekçesinde açık bir itiraz bulunmadığından HMK’nın 355. Maddesi gereğince Dairemizce bu hususta bir değerlendirme yapılmayacaktır. Taraflar arasında 1999-2002 yıllarını kapsayan Karamürsel Arıza Bakım Onarım İşinin işinin davacı tarafça yapılması konusunda sözleşme yapılmış olup, bu sözleşme her iki tarafın da kabulündedir. Dava konusu olan teminat mektuplarının Karamürsel Arıza Bakım Onarım İşi için verildiği konusunda da taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Dava konusu teminat mektupları davacı yüklenicinin sözleşme hükümlerini kısmen veya tamamen yerine getirmemesi halinde davalı iş sahibinin uğrayacağı zararları güvence altına almak amacıyla verilmiştir. Öyleyse teminat mektuplarının davacıya iade edilebilmesi için taraflar arasında kesin hesabın çıkarılması ve kesin hesap sonucunda davacının davalıya bir borcunun bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. 4735 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun teminat ve ek kesin teminatların geri verilmesini düzenleyen 13.maddesinde ; taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların; a) yapım işlerinde; varsa eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından sonra yarısı, SGK’den ilişiksiz belgesi getirilmesi ve kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra kalanının yükleniciye iade edileceği belirlenmiştir. Bu maddeye göre, yüklenicinin bu iş nedeniyle idareye ve SGK’ya olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan kanunî vergi kesintilerinin yapım işlerinde kesin kabul tarihine, diğer işlerde kabul tarihine veya varsa garanti süresinin bitimine kadar ödenmemesi halinde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatlar paraya çevrilerek yüklenicinin borçlarına karşılık mahsup edilecek, varsa kalanı yükleniciye geri verileceği belirtilmiştir. Sözleşmenin ” teminatın iadesi ” başlıklı 31. maddesinde de; kesin kabulün yapılması veya …’ca işin tasfiyesi yoluna gidilmesi halinde, tasfiye tespit tutanaklarının onanmasını takiben kesin hesabın tamamlanarak yüklenicinin kesin hesap borcunun olmadığı, … ile hiçbir ilişkisinin kalmadığı ve Sosyal Sigortalar Kurumu ile de ilgisinin kesildiği saptanırsa yüklenicinin mevcut kesin teminatının geri verileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamında bulunan SGK’dan gönderilen 21/10/2016 tarihli cevabi yazıda, davaya konu işle ilgili işyerinin 01/07/2002 tarihi itibariyle 506 sayılı yasa kapsamından çıkarılması nedeniyle dosyasının iz ve imha işlemine tabi tutulduğu, bahse konu işyerinin o tarih itibariyle SGK prim borcu bulunmadığının tespit edildiği bildirilmiştir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki sözleşmenin 31. ve 4735 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 13.maddesinde teminatın iadesi koşullarının; taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesi, yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığının tespit edilmesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ilişiksiz belgesi getirilmesi şeklinde ayrıntılı olarak düzenlendiği, işin sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak bitirilip teslim edildiği konusunda davalı tarafın bir itirazının olmadığı, SGK’dan gelen yazı cevabına göre de davacının davaya konu sözleşme ve işle ilgili olarak ilişiksizlik belgesi almış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu belgenin dava sırasında SGK’dan getirtilmiş olmasının usule aykırılık teşkil etmediği, belge içeriğine göre ilişiksizlik durumu en geç 01/07/202 tarihinde mevcut olduğundan dava tarihi itibariyle de ilişiksizlik durumunun mevcut olduğunun bu belge ile ispatlanmış olduğu, gerek bu dosyadan alınan bilirkişi raporunda, gerekse dosya arasına getirtilen başkaca bir yüklenici tarafından aynı mahiyetteki taleple ilgili olarak davanın görüldüğü Kocaeli 1. ATM’nin 2014/1561 Esas sayılı dosyasında alınan raporlarda açılandığı üzere, davalı tarafça davacıya sehven yapıldığı bildirilen 24.188,50 TL’lik ödemenin, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/290 Esas, 2009/146 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine hükmedilen 5.478,81 TL tutarında vekalet ücretinin, başka işler-davalar nedeniyle alacaklı olunduğu iddia edilen yaklaşık 500.000,00-TL’ye ilişkin bildirilen 2 adet dava dosyasının dava konusu Karamürsel arıza bakım onarım işine ait olmadığı, sehven yapıldığı bildirilen 24.188,50 TL’lik ödemenin davaya konu sözleşmeye ilişkin olduğuna dair ispata yeterli delilin sunulamadığı, istinaf dilekçesinde de buna dair bir delilden bahsedilmediği, bu sebeplerle davalı tarafça takas itirazı olarak ileri sürülen bu alacak iddialarının sözleşme konusu iş için verilen teminat mektubundan tahsil edilmesinin mümkün olmadığı, ilk derece mahkemesince de bu gerekçeler doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/12/2016 tarih ve 2014/1562 Esas, 2016/1199 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 622,71 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 155,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 467,03 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.