Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/1496 E. 2021/1158 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1496
KARAR NO : 2021/1158
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2021
NUMARASI: 2020/677 Esas, Derdest,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talep eden vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan eser sözleşmesi kapsamında davalı şirket tarafından müvekkilinin hakedişlerinden kesilen 103.115,74 TL kesin teminat bedeli ile iş bedelinden kalan 97.686,26 TL’lik hakediş faturasının tahsili için başlatılan iki ayrı icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini, geçici kabul tutanağı ile sözleşme bedelinin 1.657.049,40 TL + KDV olduğunu, davalı tarafça kabul edildiğini, sözleşmeye konu işin usulüne uygun ifa edildiğini, asıl iş sahibi İBB tarafından davalı şirkete ait kesin teminatın da iade edildiğini, davalı şirketin geçici kabul tutanağı ile borcunu kabul ettiğini, kendisine gönderilen hakediş faturalarına da herhangi bir itirazda bulunmadığını belirterek, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı icra takiplerine yapılan itirazların iptaline karar verilmesini, ayrıca davalının taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerden olan alacakları üzerine İİK.m.257 ve takip eden maddeleri uyarınca teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise uygun bir miktar teminat mukabilinde ihtiyati tedbir ve haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, 10/12/2020 tarihli ara kararla, davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, sonrasında davacı vekilince sunulan 13/01/2021 tarihli dilekçe ile davalı şirketin müvekkili şirkete iade etmesi gereken alacağın tahsilinin imkansız hale gelmemesi adına, davalının taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerden olan alacakları üzerine İİK.m.257 ve takip eden maddeleri uyarınca teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise uygun bir miktar teminat mukabilinde haciz konulmasına ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak ödemenin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.Mahkemece 15/01/2021 tarihli ara kararla, HMK’nun 389. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde davacının talebini oluşturan teminat iadesinin dava konusu uyuşmazlığı oluşturduğunun kabulü mümkün olmadığı, dava konusu uyuşmazlıktan kastın malvarlığının mülkiyetinin taraflar arasında çekişmeli olması olduğu, davacının amacının davalıda var olduğunu iddia ettiği alacağını güvence altına almak olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 2021/504 E – 2021/507 K sayılı 11/03/2021 Tarihli kararıyla, mahkemece dosya kapsamı göz önüne alınarak İİK’nın 257.maddesindeki şartların ve yaklaşık ispat koşulunun, icra takiplerinin tarihleri itibariyle her iki alacak talebi bakımından muacceliyet şartlarının da ayrı ayrı incelenmek suretiyle yeniden değerlendirilmesi gerektiği, İBB tarafından ödenecek teminatın durdurulması talebi bakımından ise ilk derece mahkemesince yapılan değerlendirme ve ret gerekçesinin yerinde olduğu gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde yeniden bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Dairemiz kararı sonrasında mahkemece dosya üzerinden verilen istinafa konu 05/04/2021 tarihli ara kararla, davacı tarafından talep edilen ve hak edişlerden kesildiği bildirilen 103.115,74 TL yönünden davalı vekilinin 2019 yılı sonunda alacağın muaccel hale geleceğini cevap dilekçesi ile bildirdiği, bu alacağın İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile 16.05.2019 tarihinde takibe konu edildiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10.5.1 maddesinde ” Yüklenicinin yapılacak her hak edişinde %5 nakit teminat kesintisi yapılacaktır.” 10.5.2 maddesinde ise ” İdare ile iş veren arasında yapılacak geçici kabulün ifasından ve işveren %5’lik nakit teminatını çözdükten 1 ay sonra yüklenici %5 nakit teminat kesintisini işverenden talep edebilecektir.” düzenlemelerinin bulunduğu, davacı alacaklının bu alacağın muaccel hale geldiğini ispat için davalı ile idare arasında geçici kabulün yapıldıktan bir aylık sürenin geçtiğini ispat etmesi gerektiği, davalı ile idare arasında geçici kabul yapıldığına dair dosyada belge bulunmadığı, buna göre yapılan değerlendirmede takip tarihi olan 16.05.2019 tarihi itibariyle muaccel bir alacak bulunmadığı, davacı vekili tarafından 2004 sayılı İİK’nun 257/2 kapsamında belirtilen şartlar yönünden de bir iddiada bulunulmadığı, 97.686,26 TL’lik faturaya dayalı alacak talebine ilişkin ihtiyati haciz talebine gelince; salt fatura düzenlenmesinin davalının borçlu sayılması için yeterli belge sayılmayacağı, geçici bir hukuki koruma yolu olan ihtiyati haciz yargılaması yönünden aranan yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceği, davacının faturaya dayalı muaccel alacağının varlığının tesbitinin yargılamayı gerektirdiği ve davacı vekili tarafından 2004 sayılı İİK’nun 257/2 kapsamında belirtilen şartlar yönünden de bir iddiada bulunulmadığı gerekçesiyle, her iki alacak kalemi bakımından da davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, müvekkili şirketin alacağının 97.686,26 TL’lik kısmının hem sözleşme hem de hakediş faturalarıyla ispatlandığını, söz konusu alacak kısmı için salt faturaya dayanılmadığını, sözleşme gereğince üstlenilen edimin, yine sözleşme ile belirlenen teknik şartname ve projelere uygun olarak, süresinde yerine getirildiğini, davalı tarafından da bu durumun tespit edilerek geçici kabul tutanağı imzalandığını, söz konusu tutanakta, mezkur sözleşme gereği üstlenilen iş neticesinde müvekkili şirkete ödenmesi gereken tutarın 1.657.049,40 TL+KDV olduğunun davalı tarafça da kabul edildiğini, taraflar arasında karşılıklı imzalanarak tutanak altına alınmış alacağın veya faturaların, ihtiyati haciz kararı verilmesi için mahkemede kanaat oluşturmaya elverişli olduğunun Yargıtay içtihatlarıyla da kabul edilmekte olduğunu, İBB Yazı İşleri Müdürlüğü’nün 13.10.2020 tarihli yazısına göre, İBB tarafından Yüklenici …A.Ş.’ye kesin teminatın iadesinin yapıldığını, ayrıca İBB’den gelen cevabi yazının ekinde, davalı …’ın kesin teminatın iadesi talepli başvurusunun 08.01.2020 tarihli cevabi yazısında; Bayrampaşa Belediye Başkanlığı Yanı Zeminaltı Otopark İnşaatı işinin kesin kabulünün yapıldığının ve kesin teminat mektubunun iadesinde bir sakınca görülmediğinin ifade edildiğini, sonuç olarak 08.01.2020 tarihinde, davalı …’a İBB tarafından teminat iade edildiğinden, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile kararlaştırıldığı üzere müvekkilinin teminat alacağının da bir ay sonra, yani 08.02.2020 tarihinde muaccel olduğunu, ayrıca haricen edindikleri bilgilere göre, davalı/borçlu şirketin mallarını kaçırma hazırlığı yaptığını, İBB tarafından kendilerine iade edilen “Kesin Teminat” bedelinin de davalının kaçırma hazırlığı yaptığı para ve mallar arasında bulunduğunu belirterek, 05.04.2021 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, davalı/borçlunun taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerden olan alacakları üzerine İİK.m.257 ve takip eden maddeleri uyarınca teminatsız olarak, aksi kanaatte uygun bir miktar teminat mukabilinde haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, TBK’nın 470 vd.maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında, davacı yüklenicini hakedişlerinden yapılan kesin teminat kesintileri toplamı ile bakiye iş bedeline ilişkin olarak ayrı ayrı başlatılan ilamsız icra takiplerine yapılan itirazların iptali talebine ilişkin olup, bu kapsamda ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinde de bulunulmuştur.İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır.Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, İİK’nın 257.maddesindeki şartlar ve yaklaşık ispat koşulu henüz gerçekleşmemiştir. Bu nedenle mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati haciz şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih ve 2020/677 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 09/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.