Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/1451 E. 2021/1198 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1451
KARAR NO: 2021/1198
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2020
NUMARASI: 2020/839 Esas, 2020/774 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali ve Tescil
KARAR TARİHİ: 16/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca tapu iptali ve tescil ve maddi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece tazminat istemiyle açılan davanın tefrikine karar verilerek yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Mahkemece, tefrik sonucu yeni esas alan tazminat istemine ilişkin davada dava konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı, davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; taraflar arasındaki ihtilafla ilgili arabuluculuk yoluna başvurulduğunu; Bakırköy Arabuluculuk Bürosunun … sayılı arabuluculuk dosyası kapsamında 03.11.2020 tarihli anlaşmama tutanağı düzenlenmesi üzerine müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın tazmini için 13.11.2020 tarihinde dava açıldığını; arabuluculuk yoluna başvurulduğunun dava dilekçesinin 5. ve 6. sayfasında açıkça dile getirilerek, arabuluculuk tutanağının dava dilekçesinin ekinde dosyaya sunulduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinde “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü düzenlenmiştir. 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesinde ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yapılmıştır. Somut olayda, mahkemece tensip tutanağında, davacıya arabuluculuk son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış suretini sunması için yasal sonuçları hatırlatılarak kesin süre verilmiş ise de, davacı vekili tarafından arabuluculuk son tutanak örneğinin dava dilekçesi ekinde sunulduğu anlaşılmaktadır. Kanun’un amacı dava açılmadan önce tarafların arabulucuya başvurması ve buradan sonuç alınamaması halinde dava açılmasıdır. Dosya kapsamına göre dava dilekçesinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunun belirtildiği gibi Bakırköy Arabuluculuk Bürosunun … sayılı 03.11.2020 tarihli anlaşmama tutanağının dava dilekçesinin ekinde dosyaya sunulduğu sabittir. Bu durumda, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak arabulucu tutanağı ibraz edildiğinden, işin esasına girilmek suretiyle yargılama yapılarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/11/2020 tarih, 2020/839 Esas, 2020/774 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.