Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/133 E. 2021/297 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/133
KARAR NO : 2021/297
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2020
NUMARASI: 2018/1213 Esas, 2020/527 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili şirket ile borçlu şirket …A.Ş. arasında 03/08/2017 tarihinde, 14-24 Eylül tarihleri arasında Almanya-Frankfurt’da düzenlenmiş olan otomobil fuarında fuar standının kiralık olarak kurulması işi için sözleşme imzalandığını, müvekkilinin fuar standının kiralık olarak yapılması, kurulması işini fen ve sanat kuralları ile tekniğe ve beklenen amaca uygun olarak tamamlayıp teslim ettiğini, ancak davalının iş bedelini ödemediğini, iş bedeline ilişkin faturanın 22/09/2017 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirketin 22.400,00 Euro bakiye borcunu ödemediğini, bu sebeplerle aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, takibin davalı itirazı ile durduğunu belirterek, yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasındaki ihtilafın özünün davacı ile yapılan sözleşme gereğince davacının ayıplı ve eksik iş yapması sebebiyle müvekkilinin kesmiş bulunduğu reklamasyonun davacı yanca kabul edilmemesi sebebiyle oluşan 94.012,00 TL’nin ödenmemesi olduğunu, davacının sözleşme gereğince yaptığı işin ayıplı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin ”eser sözleşmesi” olduğunu, ayıbın her türlü delil ile ispat edileceği gibi ayıp iddiasının makul sürede ileri sürülmesinin yeterli olduğunu, müvekkili tarafından davacının e-posta yolu ile göndermiş olduğu hatalarını örtbas etmeye, ayıplı işleri gizlemeye yönelik teslim tutanağını imzalanmadığını, davacı yanca yapılan usulüne uygun bir teslimin olmadığını belirterek, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davalı tarafça sözleşme gereği olması gerekirken yapılmayan hususlara dair iddianın ispat edilemediği, davacı tarafça gönderilen 13/09/2017 tarihli e-mail uyarınca ve davalı taraf tanık beyanları ile ortaya konan açık ayıp niteliğindeki hususların ziyarete engel durum teşkil etmediği, davalının açık ayıplar haricinde edimlerini yerine getirildiği, teknik bilirkişi tarafından ayıplı ifa bedelinin toplam 660,00 TL tespit edildiği, bu miktarın düşülmesinden sonra bakiye 94.644,02 TL iş bedeli borcu kaldığı, takipteki talebin 94.012,80 TL olduğu, bu miktara ihtarname tebliğ tarihine göre hesaplanan 552,49 TL’lik işlemiş faiz eklendiğinde 94.565,29 TL’nin bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı borçlunun Küçükçekmece …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (94.565,29 TL) aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacak yönünden (94.565,29 TL) üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak, deliller toplanmadan, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, iş için ödenen bedeli göre olması gereken özenin belirlenmediğini, en lüks araç sınıfına hitap eden firmaya 2.el kullanılmış kırık dökük malzeme ile fuar standı yapılmasının kabul edilebilir olmadığını, 54.000,00 Euro bedelli iş için 600,00 TL ayıplı imalat indirimi uygulanmasının kabul edilmez olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, eser sözleşmesine dayalı olarak düzenlendiği belirtilen bakiye fatura (iş bedeli) alacağına ilişkin olarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Davaya konu icra takibi ilk olarak İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılmış olup, bu dosyadaki takip talebi ve ödeme emrinde borçlu olarak “… Ticaret A.Ş.” gösterilmiş olmakla birlikte bu unvanın yanında parantez içinde belirtilen vergi numarası “…” şeklinde yazılmıştır. Dosya arasında bulunan belgelere göre söz konusu vergi numarası …. A.Ş.’ye ait bulunmakta olup, … Ticaret A.Ş.’ye ait vergi numarası 3010571173 şeklindedir. Takip talebi ödeme emrinde yapılan bu çelişkili yazım nedeniyle icra müdürlüğü tarafından vergi numarası esas alınarak UYAP sistemine borçlu şirket olarak …. A.Ş. kaydedilmiş, ödeme emri de bu şirketin “… Mah. … Bulvarı No:… Avcılar/İstanbul” adresine tebliğe çıkarılmış ve bu adreste 08/12/2017 tarihinde tebliğ alınmıştır. Her iki şirketin de vekili olan borçlu şirket vekilince yapılan yetki itirazı üzerine dosyanın gönderildiği Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden de aynı hatalı vergi numarasının yazıldığı ödeme emri yine UYAP sisteminde kayıtlı olan …. A.Ş. adına çıkartılmış (ancak vekil ile takip edildiğinden vekilin adresine gönderilmiş) ve 19/01/2018 tarihinde vekili tarafından tebliğ alınmıştır. İcra dosyasında oluşan bu karışık durum sürekli devam etmiş, tebligat … A.Ş. adına yapılmış olmasına rağmen 24/01/2018 tarihli borca itiraz dilekçesinde adına itiraz edilen borçlu … Ticaret A.Ş. olarak gösterilmiş, yetki itirazı sonrası alacaklı vekilinin Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nden yeniden ödeme emri çıkartılmasına ilişkin talep dilekçesinde borçlu adı … A.Ş. şeklinde yazılmıştır. Yeni ödeme emrinin çıkartılması istenen borçlu şirket ünvanı ile ödeme emrindeki borçlu şirket ünvanı farklıdır. Bu husus gerek takibin sağlıklı yürümesi açısından gerekse istinafa konu dosyada verilecek kararın infazı açısından önem arz etmektedir. Söz konusu çelişkili durumdan hasıl olan tereddüt hali kendisini davalı-borçlu şirket tarafından talep edilen tehir-i icra değerlendirmesinde de göstermiş, bu talebe dayanak mehil belgesinde dahi halen borçlu şirket olarak … A.Ş. görülmektedir.Ayrıca, takip talebi ve ödeme emrinde dayanak olarak 15/11/2017 tarihli, 94.012,80 TL tutarlı fatura bakiyesi gösterilmiş ise de, bunların ekinde sunulan fatura 19/09/2017 tarihli ve 226.638,00 TL bedellidir.Bu açıklamalar doğrultusunda, mahkemece öncelikle davacı vekiline takip talebi ve ödeme emrindeki borçlu şirket unvanı ile yanındaki vergi numarasının örtüşmemesinin, takipteki gerçek kast edilen borçlu şirketin hangi şirket olduğunun açıklattırılması, icra dosyasındaki takip talebi, ödeme emri, tebligatlar ve UYAP sistemi üzerindeki borçlu şirket unvanına ilişkin karışık ve çelişkili durumların yapılacak açıklamaya göre imkanı varsa düzeltilmesi için süre verilmesi, bunların sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2020 tarih, 2018/1213 esas, 2020/527 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.