Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/1326 E. 2021/994 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1326
KARAR NO : 2021/994
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/03/2021
NUMARASI: 2020/693 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 24/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin, davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişiler ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması talebinin reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili; taraflar arasında karşılıklı güvene dayalı olarak tulum dikimi konusunda ticari ilişki kurulduğunu, ancak her sipariş için ayrı sözleşme akdedilmediğini, sözlü mutabakatlarla gerçekleştirilen ticari ilişkinin söz konusu ihtilaf dışında sorunsuz bir şekilde ilerlediğini, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, müvekkili tarafından teslim edilen malların karşılığı olan 14/05/2020 tarihli, 731.430,00 TL bedelli faturanın 704.491,63 TL’lik kısmı ile 14/05/2020 tarihli, 348.300,00 TL bedelli fatura bedelinin tamamının defalarca talep edilmesine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu, zira yanlar arasında imzalanan 16/06/2020 tarihli mutabakat mektubu’nda davalının 16/06/2020 tarihi itibari ile 1.573.989,01 TL borçlu olduğunu kabul ve ikrar ettiğini, tarafların borç miktarı konusunda mutabık kaldıklarını, bu mutabakat işleminden sonra davalı tarafça müvekkili şirkete 3 adet (toplamda 500.000,00 TL’ lik) çek verildiğini, akabinde de 21.197,38 TL’lik satış yapıldığını, söz konusu çeklerin cari hesaba işlendikten ve satış faturası mahsup edildikten sonra kalan tutarın 1.052.791,63 TL olup, takibe konu edilen asıl alacak tutarı ile aynı olduğunu, yapılan icra takibinin davalıya yapılan satışlara ilişkin ödenmeyen son iki faturaya dayalı olarak yapıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm yasal hakları saklı kalmak kaydı ile; öncelikle 1.075.601,63 TL alacak için davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması ile davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece 02/03/2021 ara kararı ile, davalı tarafın alacağın varlığını kabul etmediği, davacı tarafça sunulan mutabakat mektubundaki imza ile teslim olgusunu inkar ettiği, bu kapsamda alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, olayda yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, davalı borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya hileli işlemlerde bulunduğuna ilişkin somut bir delilin dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, davalının icra takibine konu alacağa ilişkin 14/05/2020 tarihli e-fatura, içeriklerine itiraz etmediğini, bu itibarla söz konusu fatura içeriklerinin kesinleştiğini, üstelik, davalının söz konusu faturalara ilişkin kısmi bir ödeme gerçekleştirdiğini, söz konusu siparişlere ilişkin olarak müvekkili tarafından davalıya 16/06/2020 tarihli mutabakat mektubu gönderildiğini, davalının söz konusu mutabakat mektubuna 1 ay içerisinde itiraz etmemesiyle borç bakiyesinin kesinleştiğini, mutabakat mektubunda yetkili kişinin imzasının yanı sıra davalı şirketin kaşesinin de bulunduğunu, söz konusu malların tesliminin gerçekleştiğinin delil listesi ekinde sunulan 14/05/2020 tarihli, … numaralı sevk irsaliyesi ile 14/05/2020 tarihli, … numaralı sevk irsaliyesi ile ispatlandığını, bu itibarla taraflarınca yaklaşık ispat şartının yerine getirildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında davacı yüklenici tarafından davalıya tulum dikimi yapılması konusunda sözlü sözleşme aktedilmiştir.İhtiyati haczi düzenleyen İİK’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebilir.Davacı yüklenici tarafça sözleşmeden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebinde bulunulmuş olup, dosyanın bulunduğu aşama itibariyle muayyen ve muaccel bir alacağın varlığının yaklaşık ispat ölçüsünde belirlenemediğinin anlaşılmasına göre mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2021 tarih ve 2020/693 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 24/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.