Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1146
KARAR NO : 2021/992
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2020
NUMARASI: 2016/983 Esas, 2020/583 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 24/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmasına rağmen istinaf peşin harcının verilen kesin süre içerisinde yatırılmaması nedeniyle kararın istinaf edilmemiş sayılmasına dair verilen ek karara karşı, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 29/06/2016 tarihli “Obvan Sözleşmesi”, 08/04/2016 tarihli “IBC Broadcast Sistemleri Sözleşmesi” ve 18/02/2016 tarihli “Network Aktif ve Pasif Ekipmanlar Sözleşmesi” imzalandığını, ancak davalı şirket tarafından söz konusu sözleşmeler kapsamında verilen teminat mektuplarının … Bankası’ndan alındığını, … Bankası’nın faaliyet izninin BDDK’nın 22/07/2016 tarihli kararı ile kaldırıldığını, bu kapsamda geçerli bir teminat mektubu bulunmadığını ve davalı şirketin bağlı bulunduğu … A.Ş.’ye karşı adli makamlarca hukuki ve cezai takipler yapıldığını,İstanbul Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı ile davalı şirkete kayyım atandığını, yaşanan bu gelişmenin ardından büyük yatırımlar yapılan ve önemli miktarda emek ve sermaye harcanan sözleşmeye konu işlerin devam ettirilemeyeceği veya tamamlanamayacağının anlaşıldığını, bu nedenle ve kamu düzenini ilgilendiren hususlar nedeniyle müvekkili tarafından sözleşmelerin feshedildiğine ilişkin Beyoğlu …. Noterliği’nin 08/09/2016 tarihli,… yevmiye numaralı ihtarnamesin davalıya keşide edildiğini ileri sürerek taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin haklı nedenlerle feshedilmesine, henüz yapılmayan işler ve ödenmemiş çekler için davalı yana herhangi bir borçlarının bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 27/04/2017 tarihli dilekçesiyle müvekkilinin 29/06/2016 tarihli Obvan Sözleşmesi nedeniyle davalıya fazla ödenen olduğu 14.400.000 USD’ nin, 08/04/2016 tarihli IBCBROADCAST Sistemleri sözleşmesi nedeniyle davalıya fazla ödenen 8.788.381,64 USD’den şimdilik 160.887.000 USD’nin ve 18/02/2016 tarihli Network Aktif ve Pasif Ekipmanlar Sözleşmesi nedeniyle davalıya fazla ödenen 1.745.360,45 USD’den şimdilik 160.887.000 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a. hükmüne göre işlemiş faizi ile birlikte davalıdan istirdat edilerek müvekkiline ödenmesini istemiştir. Davalı vekili, her ne kadar 23/07/2016 tarihli 29779 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’ nun 22/07/2016 tarihli kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 107. Maddesinin son fıkrası çerçevesinde, … Bankası A.Ş.nin faaliyet izni kaldırılmışsa da bu husus veya yürütülmekte olan soruşturmanın, sözleşmenin haklı fesih nedeni olamayacağını, taraflar arasındaki sözleşmenin 24.1 maddesi uyarınca davacının davalı şirkete yeni bir teminat mektubu sunması hususunda 7 gün süre vermesi gerektiğini, davacı yanın bu süreye ve ilgili sözleşme maddelerine uymamış olmasının da feshin haksız fesih olduğunun göstergesi olduğunu, …Bankası’nın faaliyet iznin kaldırılmasında davacı şirketin kusuru olmadığı gibi bu durumun müvekkili şirketin sorumluluğunda da olmadığını, bu nedenle davacı tarafından yapılan feshin haksız olduğunu, anılan dönemde ülke genelinde olağanüstü bir süreç yaşandığını, bu kapsamda gerek … Bankasının faaliyet izninin kaldırılması, gerek müvekkili şirkete, gerekse müvekkili şirketin bağlı bulunduğu …’e ve tüm grup şirketlerine Sulh Ceza Hakimliği kararı ile kayyım atanmasının mücbir sebep olarak nitelendirilmesi halinde de taraflar arasındaki sözleşme uyarınca taraflardan birinin sözleşmeyi feshetmesi için mücbir sebep halinin 12 ay sürmesi gerektiğini, davacı yanın sözleşmeyi feshettiğini bildirir ihtarnameyi mücbir sebep olabilecek halin ortaya çıkmasından yaklaşık 45 gün sonra gönderdiğini, davacı yanca yapılan fesihin bu nedenle de haksız olduğunu, mücbir sebep halinde tarafların karşılıklı olarak zarar, ziyan ve kar mahrumiyeti talebinde bulunamayacaklarını, bunun taraflar arasındaki sözleşmelerin maddelerinde kararlaştırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 15/10/2020 tarihli karar ile, davanın kabulü ile, 14.721.774 USD nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili 11/12/2020 tarihli istinaf dilekçesiyle, davacının sözleşmenin feshine ilişkin gerekçesinin haklı nedene dayanmayıp hukuka da aykırı olduğunu, … Bankası’nın faaliyet izninin kaldırılmasında müvekkili şirketin kusuru olmadığı gibi bu durumun müvekkili şirketin sorumluluğunda da olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dairemizin 05/03/2021 tarihli kararı ile, HMK’nın 344. Maddesi gereğince 757.627,45 TL istinaf peşin harcı ile 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ve 200,00 TL istinaf gider avansı yatırılması için çıkarılan muhtıranın davalı şirket vekiline 16/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı vekilince nispi karar harcının 8.539,00 TL olarak eksik şekilde yatırıldığı anlaşılmasına rağmen, mahkemece bu hususta ek karar verilmeksizin dosyanın istinaf incelemesi için Dairemize gönderildiği anlaşıldığından, mahkemece ek karar verilip davalı vekiline tebliğ edilerek, usuli işlemler tamamlandıktan sonra sonucuna göre işlem yapılması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.Mahkemece 05/03/2021 tarihli kararı ile, davalı vekilinin istinaf peşin harcını verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde tam olarak yatırmadığı anlaşıldığından HMK’ nın 344. maddesi gereğince davalı vekilince istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davalı vekili 19/03/2021 tarihli istinaf dilekçesiyle, Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’ un 19. maddesinin 6. fıkrası uyarınca Kayyımlık görevi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yürütülen şirketlerin, açtıkları davalarda harçtan muaf olduklarını, müvekkili şirketin içerisinde bulunduğu olağanüstü durum nedeniyle belirlenen harç tutarının yatırılmasının mümkün olmadığını, gerek TMSF tarafından atanan yöneticilerin sevk ve idaresinde bulunan şirketlerinin herhangi bir hak kaybına uğramamasını teminen, gerekse dosyaya mübrez belgeler ve bilirkişi raporları ile uyuşmazlığa konu feshin taraflar arasında akdedilen sözleşmelere aykırı ve haksız olduğu sabit olduğundan, soyut ve subjektif beyanlara dayalı iddialar esas alınarak alınan kararın kaldırılması gerektiğini,dava ile ilgili olarak kararda yer alan tutar sebebiyle karşılarına çıkan yüksek harç tutarının şirketin mali durumuna nazaran ödenemeyecek olmasının kararın gerekçesinde yer alan “sözleşmelerin feshinin haklı olduğu” na dair tespit hakkında istinaf yoluna başvurmalarına engel olmaması gerektiğini, bu hususla ilgili istinaf yoluna başvurmanın maktu harca tabi olması gerektiğini, sözleşmenin feshinin haklı olduğuna dair hükmün kaldırılması için istinaf yoluna başvurabilmelerinin hak arama özgürlüğünün bir gereği olduğunu belirterek yerel mahkeme ek kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesine göre yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir. Kanun’un 15. Maddesi gereğince yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispî esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır. Harçlar Kanunu 28. maddeye göre (1) sayılı tarifede yazılı nispî karar ve ilam harcının 1/4 ü peşin alınır. Kanun’un 32. Maddesine göre yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. 690 Sayılı KHK’nın 73/6. Maddesinde “Kayyımlık görevi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yürütülen şirketler, açtıkları davalarda harçtan muaftır.” hükmü düzenlenmiş olup, buna göre kayyımlık görevi TMSF’ye devredilen şirketler açtıkları davalarda harçtan muaf olsalar da kendilerine karşı açılan davalar yönünden harçlardan muaf olduklarına ilişkin bir hukuki düzenleme bulunmamaktadır. Dosyanın incelenmesinde, Dairemizin geri çevirme kararından önce mahkemece 757.627,45 TL istinaf peşin harcı ile 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ve 200,00 TL istinaf gider avansı yatırılması için çıkarılan muhtıranın davalı şirket vekiline 16/12/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak davalı vekilince nispi karar harcının 8.539,00 TL olarak eksik şekilde yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece süresi içinde belirlenen harç ve gider avansının eksik yatırıldığı gerekçesiyle istinaf talebinin yapılmamış sayılmasına dair verilen ek karar usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ek kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2021 tarih ve 2016/983 Esas, 2020/583 Karar sayılı ek kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Ek karara yönelik istinaf harçları peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 24/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.