Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/1055 E. 2021/812 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1055
KARAR NO: 2021/812
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2021
NUMARASI: 2020/771 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 19/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin, davalı … firması ile anlaşarak “… Mh. … Bulvarı No:… Silivri” adresindeki işyerinin elektrik işlerini yaptığını, bu hususta davalı … firması tarafından müvekkiline özel vekâletname çıkartıltıldığını, bu vekâletname ile verilen yetkiler gereğince müvekkilinin davalı … firmasının tüm tesisat işini yaptığını, hem de davalı … firması adına ilgili kurumlara müracaat ederek firmanın abonelik işlemlerini tamamladığını, müvekkili tarafından davalılardan … firmasının kiracı olduğu işyerinde ve davalı … firması lehine yapılan iş ve işlemlere, alınan malzeme, montaj, işçilik ve hizmet bedeline ilişkin olarak; 29/12/2017 tarihli 36.129,24 TL tutarlı, 29/12/2017 tarihli 40.786,94 TL tutarlı ve 29/12/2017 tarihli 94.197,40 TL tutarlı faturaların; davalı şirketler yetkilisi olarak hareket eden …’nın talebi üzerine davalı … firması adına düzenlendiğini, ancak her iki davalı firma tarafından da müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, dolayısıyla müvekkilinin davalılardan alacağının bulunduğunu, … firması ile aynı işhanında bulunan müvekkilinin davalı … firmasına birçok icra dairesinden farklı birçok alacaklının fiili haciz için geldiğini gördüğünde, davalı … firmasının batık olduğunu, şirketin içini boşaltarak faaliyetine davalı … firması nezdinde devam ettiğini ve adının davalı … şirketinin resmi kayıtlarında geçmediğini öğrendiğini, davalıların kötüniyetli olarak, faal olan davalı … firmasını değil de batık olan davalı … firmasını müvekkiline karşı borçlandırmak suretiyle müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellediğini ileri sürerek davalıların her ikisi açısından; müvekkilinin alacağının para alacağı olması nedeniyle; davalıların UYAP sistemi üzerinden adına kayıtlı araç ve taşınmazların sorgulanarak, bu malvarlıkları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi ile müvekkilinin iş bedeli olan 171.113,58 TL’nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A. Ş. vekili, davacının dava konusu ettiği ancak diğer davalıya kestiği faturalara konu işlemlerin yapıldığına, hizmet veya malın müvekkili şirkete teslim edildiğine yönelik beyanlarının gerçek dışı olduğunu, nitekim delil olarak sunduğu faturaların diğer davalı adına düzenlendiğini, dolayısıyla fatura konusu malzemelerin ve işlemlerin muhatabının diğer davalı şirket olduğunu, müvekkiline fatura konusu iş, işlemler veya hizmetlerin verildiğinin ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, müvekkili şirketin başkaca şirketler ile ortaklığı,organik bağı ve davalı diğer şirketle veya yetkilisi ile bağlantısının bulunmadığını savunarak davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 27/01/2021 tarihli ara karar ile, davacı yüklenici tarafından yapıldığı iddia edilen elektrik işleri, alınan malzemeler, montaj ve işçilik hizmet bedellerinin yerine getirilip getirilmediği, bu kapsamda kesilen fatura faturaların ödenip ödenmediği, alacak tutarının olup olmadığı, varsa ne kadar olduğuna ilişkin araştırmaların yargılamayı gerektirdiği, mevcut delil durumuna göre ihtiyati haciz kararı verilmesi bakımından alacağın varlığına yönelik yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından İİK’ nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, müvekkilinin davalılardan … firmasının elektrik işlerini yaptığı, işbu işler yönünden birçok farklı firma tarafından malzeme ve işçilik açısından müvekkiline fatura kesildiği, müvekkilinin bu bedelleri ödemek zorunda kaldığı, davalı … firmasının da yapılan işlere ilişkin olarak … firmasına fatura kestiği ve davalılardan ödeme alınmadığı hususlarının yazılı ve somut deliller ile sabit olduğunu, yaklaşık ispat kuralının yerine getirildiğini, davalılardan … firmasının borca batık bir firma olup, borçlu olduğu birçok firma tarafından davalı … aleyhinde icra takibi başlatıldığını ve tüm malvarlığına haciz işlendiğini, davalı … firmasının alacaklılardan mal kaçırma çabası içerisine girdiğini, davalı … firmasının yetkilisi olan …’nın davalı … firması üzerinden faaliyetine devam ettiğinin, bu şirketin resmi kayıtlarında yetkili olarak başkasının gösterilmesi ile sabit gözüktüğünü belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı … şirketi ise iş sahibidir. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, İİK’nın 257.maddesi kapsamında yapılan incelemede, mahkemece davacı yanca varlığı iddia edilen eser sözleşmesinin davalı … şirketi tarafından kabul edilmediği, işin yapıldığını ispatlamak amacıyla davacı tarafça dosyaya delil olarak sunulan ve davanın dayanağı olan faturanın diğer davalı şirket adına düzenlendiği hususları gözetilerek ve dosyanın henüz lahiyalar aşamasında olduğu, keşif yapılmadığı, bilirkişi raporu tanzim edilmediği, bu suretle olayda alacağın varlığı yönünden yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/01/2021 tarih ve 2020/771 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 19/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.