Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/90 E. 2022/2009 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/90
KARAR NO: 2022/2009
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2019
NUMARASI: 2016/1340 Esas, 2019/794 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; taraflar arasında yapılan ticari işler sonucunda borçlunun bakiye borcuna yönelik mutabakat yazısı bulunan bakiye 30.000,00 TLnin davalı tarafından ödenmediğini; alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe itiraz edildiğini; 2014 yılında yapıldığı iddia edilen iş için, sevk irsaliyesi ve faturanın 2016 yılı kasım ayında düzenlenmiş olmasının, gerçek bir alacak ve yapılan işin ispatı için yeterli bir delil olarak kabul edilemeyeceğini, faturaya itiraz ederek iade ettiklerini, davalının 2014 yılında yaptığını iddia ettiği işin, nasıl bir iş olduğu, miktarı ile o günkü birim fiyatlar tespit edilerek, yapılan işin miktarı ve alacağın ne tutacağının davacı tarafından öncelikle ispat edilmesi gerektiğini; taraflar arasında yapılan iş ile alacak miktarı ihtilaflı ve muaccel olmadığından alacak için takas mahsup talebinde bulunulamayacağını belirterek davalının takibe itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili; davacı şirketin davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığını, müvekkili şirketin, davacının isteği üzerine 2014 yılında 2 adet enjeksiyon kalıbının deneme imalatını yaptığını, işle ilgili müvekkil şirket lehine doğan 30.000,00 TL alacağa ilişkin davalı tarafa gönderilen faturaya itiraz edildiğini belirtilerek, davacı taleplerinden davalı lehine doğan alacağın takas mahsup edilmesi, icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece; mali müşavir bilirkişisi raporu hükme esas alınarak, tarafların 2014-2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64 ve devamı maddeleri ve HMK’nın 222. Maddesi uyarınca kendi lehine delil olma vasfına haiz olduğunu, davacının davalıdaki 31/01/2015 tarihinden, 01/01/2016 tarihine devreden alacağının 39.358,21 TL ve davalının davacıya 31/05/2015 tarihinden devreden borcunun 39.358,21 TL olduğu , tarafların 2015 yılına ait ticari defter kayıtlarının 31/12/2015 tarihi itibariyle örtüştüğü, 2016 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde de davacının alacağının 51.178,44 TL olarak belirlendiği, davalının 2016 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde, 06/09/2016 tarihi itibariyle, 51.178,44 TL ve 03/11/2016 tarih itibariyle 30.000,00 TL olarak belirlendiği, bu haliyle tarafların 2016 yılı ticari defterlerininde birbirleriyle örtüştüğü, 31/12/2016 tarih ve 6.578,38 TL bedelli … seri numaralı bir adet satış faturasının takip tarihinden sonraki faturayı davalının borcuna kaydettiği, 2016 yılı ticari defterlerine göre 31/12/2016 tarihine göre davacının 36.578,38 TL alacaklı, davalınında 36.578,38 TL borçlu olarak tespitinin yapıldığı ve davalı tarafça cevap dilekçesinde ileri sündüğü 03/11/2016 tarih ve … nolu takibe konu faturadan kaynaklı, takas/mahsup talebinin şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne; davalının takip dosyasında 30.000,00 TL alacağa yönelik yapmış olduğu itirazın iptaline; avans faiz işletilmek suretiyle takibin devamına, alacağın %20 ‘si olan 6.000,00 TL icra inkar tazminat bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; cevap dilekçesindeki iddiaları tekrar ederek, bilirkişi raporunun eksik ve objektiflikten yoksun hazırlandığından rapora itiraz edildiğini, bilirkişi tarafından delillerinin eksik incelendiğini, hükme esas alınamıyacağını; delil listesi ekinde davacı tarafın 03.11.2016 tarihli … seri numaralı faturaya itirazlarını içerir ihtarname ve hizmet satış sözleşmesi niteliğindeki elektronik posta çıktılarının dosyaya sunulduğunu; dosyaya sunduğu elektronik postalarda taraf şirket yetkilisi arasında “deneme kalıpları” hakkında yazışmalar ve davacı şirketin siparişinin mevcut olduğunu; yazılı sözleşme niteliğindeki elektronik posta çıktılarının bilirkişi ve Yerel Mahkeme tarafından yok sayılmasının hukuken mümkün olmadığını; takası ileri süren tarafın alacağının tartışmalı olmasının dahi takasın ileri sürülmesine engel olmadığını; dosya kapsamında müvekkilin alacağının muaccel hale geldiğini; yargılama sisteminde “dilekçe gideri” adı altında bir giderin bulunmamasına rağmen, hüküm kısmında, 395,83 TL’lik dilekçe giderine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu; Yargıtay içtihatları doğrultusunda, dasya kapsamında talepleri dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile verilen davanın kabulü yönündeki kararın hukuk, yasa ve usule aykırı olduğunu; Uluslar arası anlaşmalar, Anayasa ve sair kanunlarla koruma altına alınan adil yargılanma hakkına aykırı ve savunma hakkı kısıtlanarak verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı tarafça iş bedelinin tahsiline ilişkin başlatılan takibe itiraz edildiğini belirterek davalının takibe itirazının iptali talep edilmiş; davalı tarafça, alacağın bulunmadığı, davacının isteği üzerine yapılan enjeksiyon kalıbının deneme imalatını nedeniyle davalı lehine doğan alacağın takas mahsup edilmesi istenmiştir. Mahkemece, takas / mahsup talebinin şartlarının oluşmadığı, taraflaraın ticari defterlerinin uyuştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline karar verilmiş; verilen karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmek olup, iş bedelinin ödendiğinin ispat yükü iş sahibindedir. 6098 sayılı TBK’nın 639. Maddesinde ise; iki kişinin karşılıklı olarak bir miktar parayı veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki tarafın her birinin borcunu alacağı ile takas edebileceği düzenlenmiştir. Takas borcu sona erdiren nedenlerden biri olup davada def’i olarak ileri sürülebilir. Davalı vekili takas mahsup talep ettiği işe ilişkin hizmet satış sözleşmesi niteliğindeki e-postaları ibraz ettiği, faturayı tebliğ ettiğine dair belgeleri ibraz ettiğini belirtmiş ise de, belgelerin dosya ve Uyap kayıtlarında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalının yargılama sırasında ileri sürdüğü takas mahsup talebinin şartları bulunduğundan; davalıdan, yaptığını iddia ettiği işe ilişkin tüm belgeler istenmek suretiyle, davalı delilleri incelenerek gerekirse mahallinde keşif yapılmak suretiyle teknik bilirkişiden rapor alınarak davalının iddia ettiği iş için alacağı bulunup bulunmadığı belirlenip, takas mahsup talebinin de değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/06/2019 tarih, 2016/1340 Esas, 2019/794 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.