Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/899 E. 2023/718 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/899
KARAR NO: 2023/718
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2018
NUMARASI: 2018/72 Esas, 2018/1000 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/06/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacının davalıya mal üretip sattığını, bu ürünler için fatura düzenleyip davalıya gönderdiklerini ancak davalı tarafından iş bedeli ödenmediğini, icra takibi başlattıklarını, ancak davalı tarafından takibe itiraz edildiğini belirterek, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına %20 oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır. Mahkemece, davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği dava konusu olan 6.517,31 TL tutarındaki e-faturanın 22.06.2017 tarih ve … yevmiye numarası ile defterlerine usulüne uygun olarak kayıt edilmiş olduğu, dava konusu alacak ile ilgili icra takibi başlatıldığı dönemde borçlu firmanın cari hesapları şüpheli alacaklar hesaplarına usulüne uygun olarak aktarıldığı, 2017 dönem sonu ve 2018 dönem başı açılış ve kapanış kayıtlarında borçlu firmanın fatura bedeli olan 6.517,31- TL borç bakiyesi ile kayıt altına alınmak suretiyle bir sonraki yıla devrettiği, davalı firmanın bu alacağa karşılık herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı, kesin süreye rağmen ticari kayıt ve belgelerini incelemek için ibraz etmediği, davacı şirketin davalı şirketten 6.517,31 TL anapara alacağının mevcut olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabülü ile, Küçükçekmece … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın asıl alacak yönünden iptali ile, asıl alacak miktarı olan 6.517,31 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, işlemiş faize ilişkin talebin reddine, alacağın likit olması ve itirazın haksız olması nedeniyle asıl alacak üzerinden hesaplanan 1.303,46 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, davalı şirketin konkordato sürecinde olması sebebiyle davaya konu icra takibinin başlatılmış olmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı ile konkordato kesin mühlet kararı aldığını, mahkeme davalı şirketin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntının aşılabilir olduğunu, öncelikle konkordato geçici ve sonrasında kesin mühlet kararını verdiğini, konkordato kesin mühlet kararının amacının firmanın borçlarını ödeyebilir hale gelmesi ve ticari hayatına devam etmesini sağlamak olduğunu, konkordato mühletinin sonucu ise, “İ.İ.K. md. 294’e göre borçluya karşı gerek geçici gerek kesin mühlet içerisinde takip yapılamaması ve daha önce başlatılmış olan takiplere de devam edilememesi” şeklinde olduğunu, davacı tarafından yasal düzenlemeye aykırı olarak başlatılan icra takibine dayanılarak, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin gerekçeli kararında, “davalının kesin süreye rağmen ticari kayıt ve belgelerini sunmadığı…” şeklinde gerekçe ileri sürüldüğünü, ancak ticari defterlerin ibraz edilmesi için davalı şirkete usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunmadığını, mahkemenin 19.04.2018 tarihli duruşmasının 4 no’lu ara kararında, ticari defterlerini sunmak üzere davalı şirkete ihtarlı davetiye çıkartılmasına karar verildiğini, ancak çıkartılan davetiyenin davalı şirkete tebliğ edilmemiş olup, tebligatın iade döndüğünü, (“…” numaralı PTT Barkodu sorgulanarak bu sonuca varıldığını) bunun üzerine yeni bir davetiyenin de çıkartılmamış olduğunu, usule aykırı tebligata dayanılarak davalı şirketin ticari defterlerini ibraz etmediği ve bu sebeple de davacının iddiasını ispatlamış sayıldığı yönündeki gerekçenin hatalı olduğunu, İİK.’nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptali davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız ve alacağın likit olmasının zorunlu olduğunu, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin öngörülebilir olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerektiğini, ancak davacı tarafından düzenlenen ve ilamsız icraya konu faturanın, gerek yalnızca davacının ticari defterlerinin incelenmiş olması, gerekse de davalı şirket aleyhine rahatlıkla fatura düzenlenebileceği, bunun herhangi bir alacak olduğununun tek başına ispat olamayacağını, alacağın varlığının şüpheli olduğunu, yani likit olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Somut olayda, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafın düzenlemiş olduğu fatura borcunun ödenmemesi sebebiyle girişilen icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine, takibin durduğu, davacı tarafından itirazın iptali davası açılmış olduğu görülmektedir.Mahkemece 19.04.2018 tarihli ilk duruşmanın 4 nolu ara kararı ile tarafların ticari defterleri üzerinde incelenme yapılmasına dair ara kararı verilmiştir. Mahkeme tarafından davalı tarafa ticari defterlerini bilirkişi inceleme tarihinde hazır edilmesine ilişkin gönderilen tebligat bila ikmal dönmüştür. Mahkeme bila ikmal dönen tebligata rağmen, davalı vekilinin davalı ticari defterlerinin incelenmesine yönelik talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı taraf adına defter ve belgelerin hazır edilmesi için çıkarılan davetiye tebliğ edilmediğinden, mahkemece, davalı tarafın defter ve belgelerinin bilirkişi incelemesi için hazır edilmesi ihtarını içerir davetiyenin davalı vekiline usulünce tebliği sağlanarak, sunulması halinde defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekirken, bu husus üzerinde durulmaksızın, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu durumda, mahkemece, davalı vekili adına, davalıya ait ticari defterlerin hazır edilmesi hususunda usulüne uygun ihtar içeren davetiye tebliği sağlanarak, davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi halinde bu ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi inceleme yaptırılması, davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı bulunması halinde, alınacak ek bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi; faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı bulunmaması halinde ise, mahallinde keşif yapılmak suretiyle, fatura kapsamındaki işlerin yapılıp yapılmadığı konusunda oluşturulacak bilirkişi heyeti ile inceleme yapılarak bilirkişi raporu düzenlettirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2018 tarih, 2018/72 Esas, 2018/1000 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/06/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.