Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/861 E. 2023/722 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/861
KARAR NO: 2023/722
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2019
NUMARASI: 2018/45 Esas, 2019/1125 Karar
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin iptali
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2017/727 ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin iptali
KARAR TARİHİ: 12/06/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin ve hisse devrinin iptali, birleşen dava iş avansının iadesi talebine ilişkin olup; mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı asıl ve birleşen davada davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/586 Esas sayıl dosyasına verdiği 19/06/2017 tarihli dilekçesiyle, müvekkili ile davalı arasında 18/11/2016 tarihli Hisse Devri Karşılığı Mali Hak Devri ve Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında yapılan daha önceki sözlü anlaşmaya dayanılarak müvekkili şirketin 24/10/2016 tarihinde şirket sermayesinin %10‘unu henüz sözleşme imzalamadan davalı yana güvenerek devrettiğini ve bu durumu pay defterine işlediğini, davalının sözleşme ile kendisine yüklenmiş olan edimleri gereği gibi ve zamanında ifa etmediğini, müvekkile şirket tarafından davalıya 28/10/2016 tarihinde 13.000,00 TL iş avansı dahi gönderildiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davalıya Beyoğlu … Noterliği’nin 21/03/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, anılan ihtarname ile ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 15 (on beş) gün içerisinde sözleşme ile kendisine yüklenen edimleri eksiksiz ve tam olarak yerine getirmesi, aksi halde sözleşmenin fesih edileceği ve sözleşmenin 7/1.maddesi gereğince kendisine devredilmiş olan %10 hisseyi bedelsiz olarak iade etmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, davalının müvekkili tarafından keşide edilen ihtarnameye cevaben Bakırköy … Noterliği’ nin 03/04/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, ancak sözleşme ile kendisine yüklenilmiş olan edimleri de halen ifa etmediğini ve ifadan da kaçındığını, kendisine devredilmiş olan %10’ luk hisseyi de halen bedelsiz olarak iade etmediğini ileri sürerek yanlar arasında imzalanan 18/11/2016 tarihli Hisse Devri Karşılığı Mali Hak Devri ve Hizmet Sözleşmesi’nin iptali ile davalıya devredilmiş olan %10’ luk hissenin Eski Hale İadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, taraflar arasında 2016 yılı 7. ayda sözlü anlaşma yapıldığını ve bu tarihi takiben 24/07/2016 tarihinde sunucu açtığını ve gerekli yazılım işlemlerine başladığını, hiçbir belge ve ödeme ve hisse devri dahi olmadan güvene dayalı hizmet vermeye başladığını, projeye başladığında, çok hızlı aksiyon alarak davacıya projesi için kullanıma hemen başlayacağı bir program çıkardığını, bu programı davacı kullanıcılarına görsel ve elektronik olarak tanıtmak sureti ile üye kazandığını ve bu üyelerden de para tahsil etmek suretiyle gelir elde ettiğini, daha sonra, ortaklar arasında oluşan sorunlardan dolayı düzenli toplantı yapamadıkları ve/veya bilemediği bir sebepten dolayı bir türlü programın içeriği konusunda yeterli bilgi paylaşmamaya başlandığını ve bunu defaten dile getirmesine rağmen önemsenmediğini, sözleşmenin 7. Maddesinin G bendi uyarınca davacının dava dilekçesinde tarafına bu geliştirme için ne gibi doküman ve bilgi sunduğuna dair bir delil koyamadığını, davacının henüz sözleşme dahi imzalamadan güvene dayalı avans ödemesi yaptığını ileri sürdüğünü, ancak 24/07/2016 tarihinden itibaren güvene dayalı olarak hizmet verdiğini, ısrarına rağmen avans ve pay defteri değişikliği yapıldığını, tarafına 21/03/2017 tarihinde gelen ihtarnamede %10’luk hissenin devredildiğini, ancak yazılımı tamamlamadığını, 15 gün içinde tamamlamasının yoksa hisse devrini geri devretmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, oysa yazılımının %95 çalışır durumda olan sadece son raporlama vb. kısımları kalan bir yazılım olduğunu, davacının kullanıcılarının güzel kullanabildiği aktif bir yazılım olduğunu, kalan % 5’lik kısmın ise, genel işleyişe en ufak engel olacak bir durumu olmadığını, kaldı ki bu kısmında nasıl raporlanacağı ve son istenen şablonların ne olacağını bilmediğini, bu konuda davacının (GLOBN) bir türlü gerekli geliştirme için yardımcı olmadığını, dolayısı ile sözleşmenin 7(g) maddesine aykırı davrandığını, 01/12/2016 tarihinde … uygulaması tarafından gelen cevabı davacı ile paylaştığını, bu ret durumunu aşabilecek konularda ise davacının herhangi bir destekte bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce, mahkemece 20/11/2017 tarih, 2017/1153 Karar sayılı karar ile davanın HMK m.14/2 gereğince kesin yetki kuralı nedeniyle usulden reddine, mahkemenizin yetkisizliğine, dosyanin karar kesinleştiğinde ve talep halinde yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Birleşen davada davacı vekili Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/727 Esas sayılı dosyasına verdiği 14/08/2017 tarihli dilekçesiyle, müvekkilinin bütün iyi niyetli bekleyişlerine karşılık davalı yanın kendisine 28/10/2016 tarihinde gönderdiği 13.000,00 TL iş avansını iade etmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı aleyhinde Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece aralarındaki bağlantı nedeniyle dosyanın istinafa konu kararın verildiği dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece 03/12/2019 tarihinde, taraflar arasında “Hisse Devri Karşılığı Mali Hak Devri ve Hizmet Sözleşmesi’ imzalandığı, bilirkişi raporuna göre davalı yazılımcının sözleşme gereği asli edimlerini yerine getirdiği, yazılımın geliştirilmesi için davacı tarafça yan edim yükümlülüklerinin yerine getirilmesi gerektiği, ancak davacı tarafça yazılım geliştirme dökümanlarının yazılı olarak davalı tarafa teslim edilmediği, davalı tarafça sözleşme gereği edimlerin yerine getirildiği, bu nedenle davacı yanın davalıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemece birleşen davanın red edilmesine yönelik bir gerekçe oluşturmadığını, mahkemenin oluşturduğu gerekçenin asıl davanın reddine ilişkin bir gerekçe olup, banka dekontu ile davalıya ödendiği sabit olan ve müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarında sabit olan 13.000,00 TL iş avansının müvekkiline iade edilmesine karar verilmesi gerekirken hiçbir değerlendirme ve gerekçe olmadan reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin öncelikli iddiasının sözleşme konusu yazılımın yapılmadığına, davalının edimini yerine getirmediğine ilişkin olduğunu, böyle teknik bir konuda sadece dava konusu sözleşme üzerinden inceleme yapılarak sonuca gidilemeyeceğini, teknik ve yerinde inceleme gerektiren ihtilaf konusu olayda mahkeme dosyası içerisinde mevcut sözleşme ve taraf dilekçelerinden hareketle tanzim edilen raporun hükme esas alındığını, halbuki bu davada uyuşmazlık konusu olan hususun söz konusu uygulamanın yapılıp yapılmadığı; yapıldı ise ne kadarının yapıldığı ve bunun bedelinin tespit edilmesi gerektiğine ilişkin olduğunu, dosyada aldırılan bilirkişi raporunda bilirkişilerin yerinde inceleme yaparak yazılım ile ilgili hiçbir inceleme yapmadıklarını, uygulamanın gereği gibi yapılmadığının dosyada da mevcut olan apple ıos uygulamasının red cevabından sabit olduğunu, bu red cevabının programın geliştirilmesi ile ilgili değil aksine işin zaten gereği gibi yapılamadığının göstergesi olduğunu, sözleşme konusu olan uygulamanın gereği gibi ifa edilip edilmediği, çalışır durumda olup olmadığının tespitinin ancak teknik ve yerinde yapılacak inceleme ile anlaşılabilir ve ihtilaf noktasının da bu noktada çözümlenebileceğini, bu nedenle rapora bu yönüyle itiraz edilmiş olmasına rağmen ve mahkemeden bilirkişi heyetine bilgisayar mühendisi yada yazılım hususunda uzaman yeni bir bilirkişi eklenerek ve yerinde inceleme yaptırılarak yeni bir rapor aldırılmasının talep edilmiş iken ek rapor dahi alınmadan davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, birleşen Dava yönünden ise, bilirkişi raporunda mali müşavir bilirkişi tarafından müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlar incelenerek beyanlarının doğrulandığını ve davalıya 13.000,00 TL avans verildiğinin tespit edildiğini, buna rağmen yerel mahkemenin birleşen davayı neden reddettiğine ilişkin gerekçeli kararında bir inceleme ve tespitte bulunulmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 18/11/2016 tarihli Hisse Devri Karşılığı Mali Hak Devri ve Hizmet Sözleşmesi imzalanmış olup, bu sözleşme uyarınca davalı yüklenici sıfatıyla yazılım geliştirme işini üstlenmiştir. Mahkeme kararına karşı asıl ve birleşen davada davacı yanca hem usulü yönden hem de esasa ilişkin olarak itirazda bulunulduğundan öncelikle davacı yanın usule ilişkin itirazlarının değerlendirilmesi gerekmiştir. Davacı iş sahibi tarafından davalı hakkında 28/10/2016 tarih, 13.000,00 TL bedelli banka dekontuna istinaden Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 13.000,00 TL alacağın tahsili için 20/06/2017 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu, birleşen davanın konusunun bu itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3. Maddesine göre “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” hükmü düzenlenmiştir.HMK’nın 297. Maddesine göre ise, hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi ve hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.04.2016 tarih ve 2014/11-638 esas, 2016/501 karar sayılı kararında da mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği vurgulanmıştır. Tüm bu kanun maddeleri ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece hükümde asıl ve birleşen davanın reddine şeklinde karar tesis edilmesine karşın gerekçede yalnızca asıl davanın reddine ilişkin değerlendirme yapıldığı, birleşen davanın hangi nedenle reddedildiğinin, davanın taraflarınca gösterilen delillerden karara dayanak olarak hangilerinin esas alındığının açıklanmadığı, bu itibarla mahkeme gerekçesinin makul dayanakları olan bir bilgilendirmeyi sağlayacak ölçüye sahip olmadığı, bu durumun da yukarıda açıklanan kanun maddelerine aykırılık oluşturduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2019 tarih, 2018/45 Esas, 2019/1125 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Asıl ve birleşen davada davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/06/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.